109 SAYILI "DOĞAL SİT ALANLARI KORUMA VE KULLANMA KOŞULLARI İLKE KARARINDA YÜRÜTMENİN DURDURULMASINA KARAR VERİLDİ

28.09.2021

TMMOB tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığına karşı 07.12.2019 tarih ve 30971 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, 109 sayılı "Doğal Sit Alanları Koruma ve Kullanma Koşulları İlke Kararı"nın  iptali istemiyle açılan davada yürütmenin durdurulmasına karar verildi.

109 SAYILI "DOĞAL SİT ALANLARI KORUMA VE KULLANMA KOŞULLARI İLKE KARARINDA YÜRÜTMENİN DURDURULMASINA KARAR VERİLDİ

TMMOB tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığına karşı 07.12.2019 tarih ve 30971 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, 109 sayılı "Doğal Sit Alanları Koruma ve Kullanma Koşulları İlke Kararı"nın “A-Kesin Korunacak Hassas Alan” bölümünün ikinci ve bu alanlarda yürütülebilecek faaliyetlerin düzenlendiği dördüncü fıkrasının; “B- Nitelikli Doğal Koruma Alanı” bölümünün ikinci, bu alanlarda yürütülebilecek faaliyetlerin düzenlendiği dördüncü fıkrasının; “C- Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı” bölümünün  üçüncü, dördüncü, beşinci ve bu alanlarda yürütülebilecek faaliyetlerin düzenlendiği altıncı fıkrasının iptali istemiyle açılan davada yürütmenin durdurulmasına karar verildi.

TMMOB tarafından açılan davada Danıştay 6. Dairesince verilen kararla “109 sayılı "Doğal Sit Alanları Koruma ve Kullanma Koşulları İlke Kararı"nın Nitelikli Doğal Koruma Alanlarında yürütülebilecek faaliyetlerin düzenlendiği B Bölümünün 4. fıkrasının (e) bendinin “dava konusu düzenlemede, dayanağı Yönetmelikte belirtilmeyen ve üst hukuk normunu aşar nitelikte istisnalara yer verildiği anlaşıldığından, hukuka uyarlık bulunmamiştır.” gerekçesi ile YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASINA,
                4. fıkrasının (b), (g) ve (ı) bendinde yer verilen düzenlemelerin, 24/10/2020 tarihli,  31284 sayılı  Resmi Gazetede yayımlanan 10.09.2020 tarihli, 111 sayılı "109 Sayılı Doğal Sit Alanları Koruma ve Kullanma Koşulları İlke Kararında Değişiklik Yapılmasına Dair İlke Kararı" ile yürürlükten kaldırılarak, yeni düzenlemeler yapıldığından söz konusu bentlere ilişkin olarak YÜRÜTMENİN DURDURULMASI İSTEMİ HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,  
                İlke Kararının dava konusu diğer düzenlemeleri yönünden ise YÜRÜTMENİN DURDURULMASI İSTEMİNİN REDDİNE,”
karar verilmişti.

TMMOB tarafından yapılan itiraz neticesinde ise Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca;           
                “Dava konusu 109 sayılı İlke Kararı'nın (B) bölümünün dördüncü fıkrasının (ç) bendinin incelenmesinden; …. Anılan bentte, "Nitelikli Doğal Koruma Alanları"nda yapılabileceği belirtilen, "iskele", "balıkçı barınağı" ve "bekçi kulübesi"nin hangi ölçü ve büyüklükte olacağına ve hangi tip yapı ve yapılardan oluşacağına yönelik herhangi bir belirleme bulunmadığı gibi, "iskele" ibaresinden imar planlarında gösterilmeden yapılabilecek ahşap iskelelerin mi yoksa daha farklı materyal ve inşa tekniklerinin kullanıldığı, uygulama imar planına işlenmesi zorunlu türde iskelelerin mi kastedildiği de belirtilmemiştir.                
                Bu tür yapıların, koruma amaçlı imar planı ile yapılabilme ile alanın ve çevrenin özelliklerinden kaynaklanan faaliyetlerin korunması ve geliştirilmesi amacına yönelik olma koşullarına bağlanması, koruma ilke ve esasları açısından yerinde bir yaklaşım olmakla beraber, genel nitelikteki bu koşulların, "Nitelikli Doğal Koruma Alanları"nın korunması açısından yeterli bir düzenleme içermediği açıktır.
                Uyuşmazlıkta, bu yapıların belli bir kapasite ve büyüklüğe ulaşması durumunda,  "Nitelikli Doğal Koruma Alanları"nın doğal yapısının bozulmasına yol açabileceğinin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir.   
                Bu nedenle, Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmeliğin 8. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "balıkçı barınağı" ve "iskele" ibarelerinin yürütmesinin durdurulmasına ilişkin yargı kararlarının gerekçelerinde açıklanan sakıncaların dava konusu İlke Kararı açısından da geçerli olduğu sonucuna ulaşıldığından, 109 sayılı İlke Kararı'nın (B) bölümünün dördüncü fıkrasının (ç) bendinde, koruma ilke ve esasları ile hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

                Dava konusu 109 sayılı İlke Kararı'nın (B) bölümünün dördüncü fıkrasının (d) bendinde geçen "A tipi hariç mesire alanları" ibaresinin incelenmesinden; …… Bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden; "B tipi mesire yerleri"nin yüksek ziyaretçi potansiyeline sahip günübirlik kullanım alanları olduğu, dolayısıyla, "Nitelikli Doğal Koruma Alanları"nda, "B tipi mesire yerleri"ne izin verilmesinin, halkın bu alanlara erişiminin uygun seviye ve şekilde tutulması esasına aykırılık taşıyacağı açıktır. 
                Bu nedenle, dayanak Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına ilişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik"te yer alan düzenlemeleri aşar şekilde, "Nitelikli Doğal Koruma Alanları"nda, yüksek ziyaretçi potansiyeline sahip günübirlik kullanım alanlarından olan "B tipi mesire yerleri"nin yapılmasına olanak sağlayan, dava konusu 109 sayılı İlke Kararı'nın (B) bölümünün dördüncü fıkrasının (d) bendinde geçen "A tipi hariç mesire alanları" ibaresinde, üst hukuk normlarına uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Dava konusu 109 sayılı İlke Kararı'nın (B) bölümünün dördüncü fıkrasının (ğ) bendinin incelenmesinden; …. Dava konusu İlke Kararı'nda yapılan düzenleme ile, dayanak Yönetmelik hakkında verilen yargı kararlarında yer alan gerekçelere uygun bir şekilde, "Nitelikli Doğal Koruma Alanları"nda, zorunluluk halinde yapılabileceği belirtilen teknik alt yapı hizmetlerinin hangileri olduğu açıkça düzenlenmiş olmakla beraber, bu alanların, doğal yapısı değişmemiş veya az değişmiş, modern yaşam ve önemli ölçüde insan faaliyetleri tarafından etkilenmemiş, doğal süreçlerin hakim olduğu, koruma amaçlarına uygun olarak yörede yaşayanların alanın mevcut kaynaklarını kullanmasını sağlayarak doğal hayata dayalı geleneksel yaşam şekillerinin korunduğu alanlar olduğu gözetilmeksizin, dava konusu İlke Kararı'nda, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği'ndeki teknik alt yapı alanı tanımda yer verilen neredeyse bütün kullanımların, "Nitelikli Doğal Koruma Alanları"nda, zorunluluk halinde yapılabileceğinin belirtildiği görülmektedir.    
                Anılan kullanımlardan bazılarının doğrudan bazılarının ise belli bir kapasite ve büyüklüğe ulaşması durumunda, "Nitelikli Doğal Koruma Alanları"nın doğal yapısının bozulmasına yol açabileceği açıktır.           
                Öte yandan, "Nitelikli Doğal Koruma Alanları"nın yukarıda yer verilen tanımı ve özellikleri dikkate alındığında "zorunluluk halinde" ifadesinin muğlak bir ifade olduğu ve belirsizlik yarattığı görülmekle, bu ifadenin de açıklığa kavuşturulması gerektiği sonucuna varılmıştır.
                Bu nedenle, dava konusu 109 sayılı İlke Kararı'nın (B) bölümünün dördüncü fıkrasının (ğ) bendinde koruma ilke ve esasları ile hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Dava konusu 109 sayılı İlke Kararı'nın (C) bölümünün altıncı fıkrasının (c) bendinde geçen "1. sınıf hariç düzenli depolama tesisi" ibaresinin incelenmesine gelince; ….. Düzenli depolama tesislerinin tanımı ve özellikleri dikkate alındığında, "Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kulanım Alanları"nın barındırdığı ekolojik değerlerin korunması ve geliştirilmesi amacına uygun, alanın doğal yapısıyla uyumlu bir faaliyet olmadığı, bu tesislerin, doğal sit olması nedeniyle korunan alanlara dışarıdan atık girişine neden olabileceği açıktır.          
                Buna göre, dayanak Yönetmelik'te, "Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kulanım Alanları"nda, düşük yoğunlukta faaliyetlere izin verilebileceğinin düzenlendiği de dikkate alındığında, bu alanlarda 1. sınıf hariç düzenli depolama tesisi yapılmasına imkan tanıyan, dava konusu 109 sayılı İlke Kararı'nın (C) bölümünün altıncı fıkrasının (c) bendinde geçen "1. sınıf hariç düzenli depolama tesisi" ibaresinde, üst hukuk normlarına, koruma ilke ve esaslarına uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.”
gerekçeleri ile; Danıştay 6. Dairece verilen yürütmenin durdurulması talebinin reddine ilişkin kararın anılan maddeler yönünden kaldırılarak “dava konusu 109 sayılı İlke Kararı'nın, (B) bölümünün dördüncü fıkrasının (ç) bendinin, (d) bendinde geçen "A tipi hariç mesire alanları" ibaresinin, (ğ) bendinin ve (C) bölümünün altıncı fıkrasının (c) bendinde geçen "1. sınıf hariç düzenli depolama tesisi" ibaresinin YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASINA” karar verilmiştir.