AKP, TMMOB’Yİ NEDEN HEDEF ALIYOR?-2: TMMOB ÖZELLEŞTİRMELERE KARŞI MÜCADELE EDİYOR!

11.11.2022

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, 11 Kasım 2022 tarihli BirGün Gazetesi'ndeki köşesinde, TMMOB'nin özelleştirme uygulamalarına karşı verdiği mücadele ve AKP iktidarının bundan duyduğu rahatsızlık üzerine yazdı.

AKP, TMMOB’Yİ NEDEN HEDEF ALIYOR?-2:

TMMOB ÖZELLEŞTİRMELERE KARŞI MÜCADELE EDİYOR!

Geçtiğimiz haftaki yazımda TMMOB’nin kamu yararı için mücadele ettiği için AKP tarafından hedef alındığın dile getirmiştim. Bu hafta TMMOB’nin kamu adına yürüttüğü mücadelelere ve kamusal varlıklarımızın savunmasında TMMOB’nin rolüne değinmeye çalışacağım.

AKP’nin iktidar dönemindeki ekonomi programının değişmeyen unsuru özelleştirmeler olmuştur. Özelleştirmeler konusunda kendisinden önceki dönemle kıyaslanamayacak kadar pervasız bir yaklaşım sergileyen AKP iktidarı geldiğimiz aşamada ülkemizin tüm kamusal varlıklarını adeta har vurup harman savurmuştur.

CUMHURİYET’İN BİRİKİMİ

Cumhuriyet dönemi boyunca Türkiye’nin sanayileşmesi, büyük oranda doğrudan devlet yatırımları aracılığıyla gerçekleşmiştir. Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) olarak adlandırılan bu yatırımlar, ulaşımdan rafineriye, madencilikten tarıma, bankacılıktan balıkçılığa, şekerden enerjiye kadar ekonominin tüm alanlarını kapsamıştır.

Bu sanayileşme modeli, sosyal devlet anlayışıyla birlikte gelişmiş ve eğitimden sağlığa, sosyal hizmetlerden sosyal güvenliğe kadar genel toplumsal hizmetlerin tamamı kamusal fayda anlayışıyla sürdürülmüştür.

1970’li yılların sonunda dünya çapında yaşanan büyük ekonomik krize karşı geliştirilen neoliberal ekonomik model, 1980’li yıllardan itibaren, kamu girişimciliği anlayışının ve sosyal devlet politikalarının tasfiyesinin beraberinde getirmiştir.

Ülkemizde 12 Eylül Darbesi koşullarında uygulanmaya başlanana neo-liberalizm anlayışının ilk projesi, devletin ekonomik etkinliğinin sona erdirilmesi ve kamusal varlıkların özelleştirilmesi olmuştur. Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren kurulmaya başlayan KİT’ler, 80’li yılların ikinci yarısından itibaren birer birer satılmaya başlanmıştır.

YAĞMA DÜZENİ

Devlet, kamu otoritesi sıfatıyla yürüttüğü ekonomik faaliyetlerinden el çekerek bu alanları tamamıyla sermayenin inisiyatifine bıraktığı gibi, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik gibi kamusal hizmet alanlarını da piyasaya açmıştır.

Büyük çaplı özelleştirme, ticarileştirme ve piyasalaştırma adımlarıyla gelişen bu süreç, toplumsal kesimlerin hizmetlere ulaşımları arasındaki uçurumu derinleştirmiştir. Bir yanda özelleştirmeler yoluyla sermaye kesimlerine büyük çaplı kaynak aktarımları yaşanırken, diğer yandan emekçi ve yoksul kesimlerin kamusal hizmetlere erişimi kısıtlanmıştır.

1980’li yıllardan itibaren iktidara gelen tüm hükümetlerin öncelikli programı “özelleştirmelerin tamamlanması” olmuştur. Başlangıçta “verimsizlik”, “zarar eden kitleri elden çıkartma” ve “devletin sırtındaki kamburdan kurtulma” söylemiyle ilerleyen özelleştirme uygulamaları, 2000’li yıllardan itibaren en karlı kuruluşların en önce satıldığı bir yağmaya dönüşmüştür.

HALKIN ORTAK ZENGİNLİĞİ

TMMOB halkın tamamına ait olan yatırımların, kamusal varlıkların ve sosyal devlet anlayışının korunmasından yanadır. Ortak zenginliklerimizi sermaye kesimleri için rant kapısına dönüştürmek yerine, üretimden, sanayiden ve kalkınmadan yana politikalara kaynak aktarılmasını savunmaktadır.

Toplumun ortak zenginliği olan kamusal varlıklarımızın yandaş sermaye kesimlerine ve uluslararası şirketlere peşkeş çekilmesi anlamına gelen özelleştirme uygulamalarına karşı en kararlı duruşu gösteren kesimlerin başında Birliğimiz gelmektedir.

Birliğimiz 1980’li yılların ortalarından itibaren hem özelleştirme süreçlerini mümkün kılan yasal düzenlemeler hem de tek tek tüm özelleştirme işlemlerine karşı yoğun bir hukuki mücadele sürdürmüştür. Birliğimizin Anayasa ve yasalardan kaynaklanan kamusal niteliği, bu hukuki mücadeleyi sürdürebilmemize olanak sağlamıştır.

TMMOB ve bağlı odalar olarak bugüne kadar özelleştirme uygulamalarına karşı binlerce dava açtık, çok sayıda bilimsel etkinlik düzenledik ve kitlesel kampanyalar yürüttük. Telekom, Tüpraş, Petkim, Tekel, Erdemir, Elektrik Dağıtım Şirketleri, Elektrik Üretim Santralleri, Limanlar ve Şeker Fabrikaları gibi pek çok değerli kamu varlığımızın özelleştirilmemesi için davalar açtık. Açtığımız bu davalar ve yürüttüğümüz kitlesel mücadele, özelleştirme uygulamalarını durduramasa da sürecin bütünüyle yağmaya dönüşmesine engel olmuştur.

TMMOB ve Odalarının özelleştirme karşıtı mücadeledeki bu öncü tutumu kendilerini rahatsız ettiği için AKP TMMOB’yi hedef almaktadır.