BODRUM’DA ÖZELLEŞTİRME KAPSAMINDAKİ ALANLARIN YAPILAŞMAYA AÇILMASINA İLİŞKİN PLAN DEĞİŞİKLİKLERİNİN İPTALİNE KARAR VERİLDİ

30.01.2023

Birliğimiz tarafından açılan davada Danıştay 6. Dairesince Bodrum’da özelleştirme kapsamındaki alanların yapılaşmaya açılmasına ilişkin plan değişikliklerinin iptaline karar verildi.

TMMOB tarafından Mülkiyeti Maliye Hazinesi adına kayıtlı Muğla İli, Bodrum İlçesi, Ortakent Mahallesi, yüzölçümü toplamı 1.102.309,61 metrekarelik olan 353 ada, 15, 60, 61, 62, 64, 116, 134, 135 ve 137 parsellere ilişkin Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca hazırlanan ve 20.08.2020 tarih ve 2836 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile onaylanan 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği, 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı 1/5.000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1.000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı ve plan hükümlerinin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle Cumhurbaşkanlığına karşı açılan davada Danıştay Dairesince daha önce dava konusu plan ve hükümlerinin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmişti. Daire tarafından verilen kararla dava konusu işlemlerin iptaline karar verildi.

Dava dilekçesinde “dava konusu işlem ile kentsel gelişim alanı olarak planlanan alanın tamamının 3. derece doğal sit alanı olduğu, alanın 35.000 metrekaresinin 1. ve 3. derece arkeolojik sit alanı olduğu, alanda 3 adet tescilli anıt yapı olduğu halde yapılaşmaya açılarak özelleştirilecek olmasının 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na aykırı olduğu, Çevre Düzeni Planında öngörülen hususların Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğine aykırı olduğu, Çevre Düzeni Planı değişikliği işleminin çevre ve imar bütünlüğünü bozduğu, hukuka ve kamu yararına aykırılık içerdiği, davaya konu nazım imar planlarında nüfus projeksiyonlarının bulunmadığından İmar Kanunu’na aykırılık taşıdığı, 1/5000 ölçekli koruma amaçlı nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli koruma amaçlı uygulama imar planının 3621 sayılı Kıyı Kanunu’na aykırılıklar taşıdığı” hususlarına değinilerek dava konusu plan değişikliklerinin iptali istenmişti.

Danıştay 6. Dairesince yapılan değerlendirmede; “Davaya konu planların yapıldığı alan 3. derece doğal sit alanı olarak ilan edilmiş bir bölgenin içinde olup çeşitli arkeolojik sit alanları, kalıntılar ve tescilli yapıları da barındırdığından 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa uygun olması gerekirken davaya konu 1/5000 ölçekli koruma amaçlı nazım ve 1/1000 ölçekli koruma amaçlı uygulama imar planlarının plan açıklama raporunda doğal sit alanına ve alan içinde yer alan arkeolojik sit alanlarıyla tescilli kalıntı ve yapılara ilişkin alan araştırması yapıldığı ancak bu verinin plan kararlarını nasıl şekillendirdiğine, doğal ve arkeolojik alan koruma yaklaşımı olarak nasıl bir plan yaklaşımı benimsendiğine ilişkin hiçbir açıklamanın yer almadığı, orta ve kuzey bölgelerinde yer alan tüm arkeolojik sit alanlarının ve korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarının yeşil alanlar içine isabet edecek biçimde planlandığı, ancak en güneyde yer alan 3. derece arkeolojik sit alanının diğerlerinden farklı olarak ticaret+turizm+konut olarak belirlenen kullanımının içinde yer aldığı, hatta üzerinden taşıt yolu da geçtiği, 2863 sayılı Kanun gereği bir arkeolojik sit alanı ile ilişkili olarak etkileşim-geçiş sahalarının, koruma esasları ve kullanma şartları ile yapılaşma sınırlamalarının planda belirtilmesi ve plan kararlarını yönlendirmesi, şekillendirmesi ve sınırlandırması gerekirken bu doğal sit ve arkeolojik alana ilişkin olarak plan paftasında bir koruma yaklaşımının benimsenmemiş olmasının 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa aykırılık taşıdığı, tüm bu tespitlerin değerlendirmesinden dava konusu plan değişikliklerinde koruma-kullanma dengesine, planlama esasları ile yöntemlerine, şehircilik ilkelerine ve kamu yararına uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.” ifadelerine yer verilerek dava konusu plan değişikliklerinin iptaline karar verildi.