HKMO: İSTANBUL BOĞAZI İMAR BARIŞIYLA SAVAŞTA

25.12.2018

TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası, hazırlanan yasa taslağıyla Boğaziçi Sahil Şeridi ve öngörünüm bölgesindeki alanların da İmar Barışına dahil edilmesine ilişkin 25 Aralık 2018 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.

İSTANBUL BOĞAZI İMAR BARIŞIYLA SAVAŞTA

Hazırlanan Yasa Taslağıyla Boğaziçi Sahil Şeridi ve Öngörünüm Bölgesindeki Alanlar da İmar Barışına Dahil Ediliyor

21 Aralık 2018 tarih ve 2/1491 esas no. ile Plan ve Bütçe Komisyonu'na sunulan Karayolları Trafik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 2. maddesi ile '3/5/1985 tarihli ve 3194 Sayılı İmar Kanununun geçici 16 ıncı maddesinin dördüncü fıkrasına “bu Kanun” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve 2960 sayılı Kanun” ibaresi eklenmiş ve maddeye bağlı 18/11/1983 tarihli ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanununda tanımlanan Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesine ait kroki ile sınır ve koordinat listesi ekteki şekilde değiştirilmiştir.’ hükmünün düzenlenmesi öngörülmüştür.

Boğaziçi Kanunu’nun ilk maddesinde de belirtildiği üzere kanunun düzenlenmesindeki amaç;  İstanbul Boğaziçi Alanı’nın kültürel ve tarihi değerlerini ve doğal güzelliklerini kamu yararı gözetilerek korumak ve geliştirmek ve bu alandaki nüfus yoğunluğunu artıracak yapılanmayı sınırlamak için uygulanacak imar mevzuatını belirlemek ve düzenlemektir. Burada üzerinde durulması gereken asıl noktanın kamu yararı olduğu aşikârdır. Kültürel, tarihi ve doğal değerlerin korunmasında da, yapılacak yapılarda gözetilecek kriterlerde de kamu yararı ön planda olmak zorundadır. Kanunun ‘Genel Esaslar’ başlıklı 3. maddesinin e) bendindeki “Boğaziçi Alanındaki yapılar bu Kanun hükümlerine ve imar planları esaslarına göre yapılır, aykırı olanlar derhal yıkılır veya yıktırılır.” hükmü ile i) bendindeki “Boğaziçi Alanında kıyılar ancak kamu yararına kullanılır.” hükmü de bu amacı destekler niteliktedir. Kanunun 10 ila 13. maddelerini kapsayan ikinci bölümünde de imar uygulamalarının nasıl olması gerektiği, planların denetimi ve yıkım işlemlerinin nasıl olması gerektiği düzenlemelerine yer verilerek kanunun amacı ve işlevi pekiştirilmeye çalışılmıştır. Fakat ne yazık ki anılan kanun teklifi ile getirilmeye çalışılan düzenleme eğer ki kabul edilirse Boğaziçi Kanunu’nun amaç ve işlevinden söz etmek mümkün olmayacak ve kamu yararını gözetmek amacı taşıyan bir kanunun hükümleri işlevsiz kalacaktır.

Söz konusu teklifin gerekçesinden de anlaşılacağı üzere Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesindeki taşınmaz maliklerinin de İmar Kanunu'nun geçici 16. maddesi uyarınca yapı kayıt belgesi alabilmesinin önünün açılması hedeflenmekte ve yıkım kararları ile idari para cezalarının iptal edilmesi amaçlanmaktadır.

Gündeme geldiği ilk andan beri imar barışının imar affı özlü uygulamasının, halkın yararını düşünmekten ziyade orman, mera, kıyı, kent toprakları gibi bütün kamusal alanların işgalinin ve talanının önünü açacağını; kaçak yapılaşmalar neticesinde doğal değerlerin tahribatının ve hukuksuzluğun özendirileceğini; çarpık ve düzensiz kentleşmenin kalıcı hale getirileceğini; yasalara ve kurallara uygun yaşayan bireyler için yasalara uymayanlar lehine yapılan düzenlemelerle oluşturulan eşitsizlik olgusuyla devlete, hukuka ve adalete olan güvenin sarsılacağını; bu tür uygulamaların bedelinin hep birlikte ödeneceğini Harita ve Kadastro Mühendisleri Odamız başta olmak üzere TMMOB ve bileşenleri her fırsatta dile getirmiştir. Odamızın 25.05.2018 tarihinde yapmış olduğu basın açıklamasında da imar affı düzenlemesinin getirilerinin yanı sıra neler götüreceğinin üzerinde durulmuştur.

Getirilmeye çalışılan bu değişiklik de imar affı/barışının düzenlemesine neden karşı çıktığımızın haklı bir göstergesidir. Halkın yararına ve halkın çıkarını koruma amacı taşıdığı ileri sürülerek yürürlüğe giren ve uygulanan imar affında asıl amacın bazı kesimlerin çıkarlarını korumak olduğu, getirilmek istenen bu düzenleme ile bir kez daha anlaşılmıştır. İstanbul'un tarihi ve doğal güzelliği olan Boğaziçi'ndeki kaçak yapıların yasal hale gelmesi, yıkım kararları ve idari para cezalarının iptal edilecek olması sadece kamu vicdanında değil dünya mirası İstanbul kentinin kültür, tabiat varlıklarının geleceğinde de iyileştirilmesi olanaksız derin yaralar açacaktır.

Boğaziçi bölgesine has bu uygulamanın neden İmar Kanunu’nun geçici 16. maddesi değişikliğinin yürürlüğe girdiği zaman yapılmayıp bugün gündeme geldiği de ayrı bir soru işaretidir. Boğaziçi Kanunu'nun çıkarıldığı tarih olan 1983’ten bu yana tarihi, kültürel ve doğal alanlara olan bakış açısı değişmiş; kamu yararını ön planda tutma gayesi yerini rant odaklı girişimlere bırakmıştır. Her ne şartta ve amaçta olursa olsun, bu düzenlemenin kamu yararı gözetmediği ve aksine kamu yararını zedeleyeceği, dünya mirası olan İstanbul kentinin kültür, tabiat varlıklarının ve çevre değerlerinin ranta kurban edilmesi İstanbul ile birlikte ülkemizin dünyadaki kültür turizmindeki yerini inanılmaz derecede yıkıma uğratacağı da açıktır.

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası olarak kamu yararına olması gereken uygulamaların herkese açık ve eşit bir şekilde kullanılması gerektiği kanısı ile aksi haldeki uygulamalara her zaman karşı olduk ve olmaya da devam edeceğiz. Anayasa'da düzenlenmiş kamu kurumu niteliğindeki bir meslek kuruluşu olmamız dolayısıyla kamu yararına olmayan yasal düzenlemeleri dile getirmek, kamu görevlerimizden biridir. Bu nedenle henüz Plan ve Bütçe Komisyonu’nda olan söz konusu bu düzenlemenin bir an önce geri çekilmesi gerektiğini bir kez daha dile getiriyoruz.

 

TMMOB
Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası
Aralık 2018