JFMO: DEPREM TÜRKİYE`NİN GERÇEĞİDİR, GEÇMİŞTE YAŞANDIĞI GİBİ GELECEKTE DE YAŞANACAKTIR

21.07.2017

TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası, Muğla Bodrum açıklarında gerçekleşen deprem ile ilgili olarak bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

DEPREM TÜRKİYE`NİN GERÇEĞİDİR, GEÇMİŞTE YAŞANDIĞI GİBİ GELECEKTE DE YAŞANACAKTIR

T.C. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Deprem Dairesi Başkanlığı’ndan alınan bilgilere göre; Muğla-Bodrum açıklarında 21.04.2017 tarihinde yerel saat ile 01:31’de aletsel büyüklüğü 6.3)Mw) ve odak derinliği 11.33 km olan şiddetli bir deprem meydana gelmiştir. Depremin etkin süresi 11 saniyedir. Depremden hemen sonra büyüklükleri 2.2– 4.6 arasında değişen 45 (21/07/2017- 05:10 itibariyle) artçı deprem meydana gelmiştir.

 Depremin merkez üssüne en yakın yerleşim yeri Muğla ilinin Bodrum ilçesinin Çamlık köyüdür (10.61 km).

Deprem başta Muğla İl merkezi, ilçeleri ve Ege Bölgesinde hissedilmiş olup, herhangi bir can kaybına yol açmadığı bilgisi alınmıştır. Bölgede alınan bilgilere göre, meydana gelen deprem, yaklaşık 1-1.5 metre civarında yerel Tsunami oluşturarak, deniz taşmasına neden olmuştur.

Deprem bölgesinde varsa hasarlı yapıların kullanılmaması yönünde gerekli tedbirlerin alınması önem arz etmektedir.

Halen yürürlükte olan deprem bölgeleri haritasına göre Muğla İli 1. derece deprem bölgesinde yer almaktadır. Tektonik olarak aktif olan bölgede son yüzyılda meydana gelen depremler 1933 (Ms=5.7) Denizli –Çal, 1941 (Ms=6.0) Ula-Muğla, 1955 (Ms=6.8) Söke-Aydın, 1961 (Ms=6.3) Köyceğiz Açıkları, 1963 (Ms=5.5) Buldan-Denizli, 2004 (Mw=5.5) Ege Denizi, 2004 (Md=5.1) Ula-Muğla, 2016 (Mw=5.1) Ege Denizi, 2016 (Mw=5.2) Ege Denizi depremleridir

Depremler ,Ülkemizin gerçeğidir ve kentlerimizin çok büyük bir kısmında etkin bir doğa olayıdır. Depremler önlenemez ancak alınacak tedbirlerle zararları en aza indirilebilir.

Deprem zararını en aza indirmek için, mühendislik biliminin gerekleri dikkate alınmalı, yapı tasarımı, uygulama ve denetimi sağlıklı bir şekilde yapılmalı, güvenli yapı üretimi sağlanmalıdır.

Zemin etüt raporları standartlara uygun yapılmadır. Riskli alanlar imara açılmamalıdır. Bilimsel normlara dayalı yer seçimi yapılmalıdır. Niteliksiz yapı üretimi engellenmelidir.   İmar planına altlık teşkil edecek jeolojik-jeofizik-jeoteknik etütler yapılmadan yeni yerleşim yerleri belirlenmemeli ada ve parsel bazlı tüm yapılaşmalarda mühendislik hizmeti almayan hiçbir uygulamaya ruhsat verilmemelidir. .

Sağlıklı güvenli yaşanabilir kentler için; zeminin özelliklerinin ve yer altı yapısının iyi bilinmesi gerekmektedir. Zemin özelliklerinin belirlenmesinde en önemli bilim dallarından birisi Jeofizik Mühendisliğidir. Binayı yıkan depremin dinamik parametreleridir. Zeminin dinamik özellikleri Jeofizik Mühendisleri tarafından hesaplanmaktadır.

Bu nedenle, depreme dayanıklı yapı üretimi için, zemin etütlerinde mutlaka Jeofizik Mühendisliği çalışmaları olmalıdır.

Bir doğa olayı olan depremlerin önlenemeyeceğini ancak alınacak bilimsel önlemler ve bilinçli eğitim ile en aza indirilebileceğini unutmamalıyız.

 

Saygılarımızla,

TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası

XVI. Dönem Yönetim Kurulu