KADIN EMEĞİ PLATFORMU: "AİLE PROGRAMINA" İTİRAZ EDİYORUZ!

28.01.2015

Kadın Emeği Platformu (KEP), 28 Ocak 2015 DİSK Genel Merkezi’nde düzenlediği toplantıda "Aile ve Dinamik Nüfusun Korunması Programı"nı değerlendirdi. Platform, kadını evde ve annelikle sınırlandıran programın kadın istihdamında da güvencesizlik yaratacağını ifade ederek programa esastan itiraz ettiğini belirtti.

Toplantıda değerlendirme ve talepleri KEP bileşenlerinden KESK Kadın Sekreteri Gülistan Atasoy, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, TMMOB Kadın Çalışma Grubu Başkanı A. Ülkü Karaalioğlu, Sendikal Güç Birliği Kadın Koordinasyonu’ndan Neslihan Taşoluk, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kadın Meclisi’nden Neslihan Karatepe ve Sosyalist Feminist Kolektif’ten Hülya Osmanağaoğlu açıkladı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun 8 Ocak tarihli Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Programı'nın “Sermayenin ana yönelimi olan esnek ve güvencesiz çalışmayı doğum/annelik bahanesiyle kadın emekçilerden başlayarak sınıfın genelinde yaygınlaştırmak” şeklinde iki hedefinin olduğu belirtilen açıklamada talepler şu şekilde sıralandı;

Çocuk bakımında eşitlik

  • Çocuk bakım izinlerinin, hiçbir hak kaybı ya da part-time çalışma dayatması olmaksızın, erkeklerle eşit hak ve sorumluluklarla düzenlenmeli.

  • Kapatılan tüm kamu kreşleri açılmalı. Kadın/erkek olmasına bakılmaksızın, en az 50 işçi çalıştıran kamu/özel tüm işyerlerinde ücretsiz, nitelikli (vardiya koşulları dikkate alınarak gerektiğinde 24 saat açık ve anadilde) bakım evleri ve kreşler açılması zorunlu olmalı. Diğer çocuklu bireyler için her mahalleye ihtiyacı karşılayacak kadar kreş açılması için devlet kendisi girişimde bulunmalı, belediyelere yasal zorunluluk getirilmeli, 50’den az işçi çalıştıran işverenler de bu mahalle kreşlerine destek olmakla yükümlü olmalı, yurttaş girişimleriyle yaratılacak kreş kooperatifleri vb. alternatif çözüm arayışları özendirilmeli.

  • İş yerlerindeki çalışma düzeni, kadınların ve erkeklerin çocuklarına bakma yükümlülüğüne uygun şekilde düzenlenmeli.

    En fazla 35 saat çalışma

  • Kadın ve erkek çalışanların, kendilerine ve yaşamı paylaştıkları kişilere zaman ayırabilmeleri için yasal günlük/haftalık çalışma süreleri günde en fazla yedi, haftada en fazla 35 saate indirilmeli, toplu ya da bireysel iş sözleşmeleri ile (hiçbir yasal hak kaybına izin verilmeksizin) daha altında süreler kararlaştırılması özendirilmeli.

  • “Aile sorumlulukları”, “çocuk bakım yükümlülükleri” gibi bahanelerle kadınlara esnek çalışma formları dayatmak yerine, tam zamanlı ve tam güvenceli istihdam olanaklarını sağlayacak yasal düzenlemeler yapılmalı.

  • Kayıt dışı çalışma nedeniyle artan kadın işçi cinayetleri, iş kazaları ve meslek hastalıklarının oranı da görünür olmamaktadır. Tüm iş kazalarının, kayıt dışı olsun olmasın, bilgileri tutulmalı, bu bilgiler kamuoyu ile paylaşılmalı ve hukuki yaptırım uygulanmalı.

    Anayasa'da eşitlik

  • Devlet tüm kadınlara bir an çalışma süresine ve prime bağlı olmayan işsizlik maaşı ve prim ödemesiz sağlık güvencesi sağlamalı.

  • Kadınların çifte mesaisi gözönüne alınarak erken emeklilik ve yıpranma payı uygulamaları sosyal güvenlik sistemine dahil edilmeli.

  • Türkiye bir an önce Uluslararası Çalışma Örgütü’nün ( ILO)nun 183 Sayılı Anneliğin Korunması Sözleşmesi’ni imzalamalı.

  • Hazırlanmakta olan yeni anayasada; (kamu ya da özel) “çalışma hayatının tüm alanlarında (tüm iş ve meslekte ve her yönetim kademesinde) kadınlarla erkeklerin eşit yer alması esastır” ilkesi getirilmeli.