MADEN KANUNU TORBASI TBMM GÜNDEMİNDEN DÜŞÜRÜLMELİDİR

28.01.2015

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı TBMM gündemindeki “Maden Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” üzerine 28 Ocak 2015 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.

MADEN KANUNU TORBASI TBMM GÜNDEMİNDEN DÜŞÜRÜLMELİDİR

30 Aralık 2014 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından TBMM’ye gönderilen “Maden Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” üzerinde Meclis komisyon çalışmaları tamamlanmış olup, tasarı kısa süre içerisinde TBMM Genel Kurulu gündemine alınacaktır.

AKP iktidarı, kanun çıkarma tekniği olarak “torba yasa” uygulamasını rutin hale getirmiştir. Bu şekilde bir seferde pek çok kanunda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, çıkarılan yasaların tüm taraflarca ne kadar tartışılabildiği ve uygulanabilirliği soru işareti olarak durmaktadır.

Yaşanan her büyük maden kazasından sonra madencilik alanında mevzuat değişikliği yapılmakta ancak sorunlar ve çözümleri detaylı irdelenmediği için sorunlar çözülememektedir. Maden Kanunu tasarısında önemli değişiklikler öngören maddeler mevcuttur. Bu değişiklikler, hem sektörü hem de mühendisleri ve tüm çalışanları ciddi anlamda etkileyecektir. Yasa değişikliğine tarafların görüşü yansımamış, iktidar yine “ben yaptım oldu” mantığı ile hareket etmiştir.

Oysa son maden faciaları sonrası değişik kurumlar tarafından çalışmalar yapılmış, raporlar hazırlanmıştır. Mevzuat düzenlemelerinde bu çalışmalardan da yararlanılması önemlidir. Soma maden faciası ile ilgili TBMM Soma Araştırma Komisyonu Raporu tamamlanmıştır. Ayrıca Kamu Denetçiliği Kurumunun aynı konudaki raporu sonuçlanmıştır. Yine TMMOB’nin Soma Faciası Raporu yayınlanmıştır. Bu raporların sonuçlarının incelenmesi ve önerilerin değerlendirilmesi gerekirken; tasarıda bu raporlar hiçbir şekilde değerlendirilmemiştir.

Tasarının genel gerekçesi incelendiğinde, sorunların ana nedenlerinin tam olarak tespit edilemediği ve çözümlerin de uygun olmadığı görülmektedir. Yaşanan maden facialarının ana nedenleri aşırı kâr hırsıyla yapılan özelleştirme ve taşeron uygulamasıdır. Tasarıda buna yönelik bir düzenleme gözükmemektedir.

Tasarıda, madencilik projeleri yapmak amacıyla “Yetkilendirilmiş tüzel kişiler” adıyla yeni bir kurum oluşturulmuştur. Bu kurumlar, Bakanlık tarafından yetkilendirilecektir. Bu yetkilendirmenin nasıl yapılacağı ve kriterleri belirtilmemiş olup yönetmeliğe bırakılmıştır. Bu yapı pek çok açıdan ciddi sorunlar içermektedir. Bu yapı ile meslek odalarının üyeleriyle bağı tamamen kopartılacaktır.

Mevcut yasa ile Bakanlık adına denetim görevi yapan “teknik nezaretçilik” kurumu kaldırılmaktadır. Uzun yıllardır sorunlu olan ve bir türlü düzeltilmek istenmeyen sistem, herkesçe bilinen sorunları çözülmek yerine tamamen kaldırılmaktadır. Bu durum hem mühendisleri hem de sektörü olumsuz etkileyecektir. Tasarı yasalaşırsa, mühendisler “belli firmalarda” düşük ücretlerle çalışan durumuna getirilecek ya da işsiz kalacaktır. Firmalar ise bünyesinde mühendis çalıştırsa bile bu hizmetleri dışarıdan almak zorunda kalacaktır. Ayrıca mühendislerin yasal ve doğal hakkı olan “proje ve rapor hazırlama” hakkı da kısıtlanmaktadır.

Tasarı ile devlet, asli görevlerini ve sorumluluklarını devretmektedir. Son maden faciaları sonucu yoğun eleştiri alan ilgili kamu kurumu, böylece sorumluluktan sıyrılmak istemektedir.  Hizmetlerin piyasalaştırılması ve özelleştirilmesi ise iş cinayetlerinin daha da artmasına neden olabilecektir.

Daimi nezaretçi olan mühendislerin görev, yetki ve sorumlulukları tasarıda net olmayıp, daha fazla sorumluluk yüklenen bir durum söz konusudur. Bu mühendislerin, iş güvencesi, çalışma koşulları ve özlük hakları ile ilgili hiçbir olumlu gelişme tasarıda gözükmemektedir.

Tasarıya göre, ruhsat almak için yapılan ilk müracaat yoluyla arama ve işletme ruhsatı alma uygulaması kaldırılmaktadır. Maden ruhsatları ve buluculuk hakkı bakan onayıyla devredilebilecektir. Böylece ruhsat devri siyasetçinin tercihine bırakılmaktadır.

Bu haliyle tasarı; ülkemizin ve sektörün sorunlarına çözüm üretecek değişikliklerden uzaktır. Aksine tasarı, sermayenin ve piyasanın önceliklerine göre düzenlenmiş, mühendisleri belli firmalarda çalışmaya mecbur bırakan bir niteliktedir. Tasarı, ülkemizin ihtiyacı olan madenlerin planlı bir şekilde, mühendislik bilim ve tekniği uygulanarak üretilmesini, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınmasını öngören bir düzenleme de değildir. Tasarı kaynaklarımızı kollayacak, çevreyi koruyacak ve iş kazalarını önleyecek ciddi önermelerden uzaktır.

Bu tasarıda; Soma ve Ermenek facialarından ders çıkarılmamış, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda hiçbir düzenleme getirilmemiştir. 

Milyonlarca yılda oluşan, tüketildiğinde yerine konulamayan, tüm halkın malı olan ve gelecek kuşakların da hakkı olan varlıklarımızın talan edilmesinin önünü daha da açan bu düzenlemeye izin verilmemelidir.

Bu tasarı TBMM gündeminden düşürülmelidir.

Mehmet Soğancı
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı