MMO: AKP İKTİDARINDA SANAYİ GERİLEDİ, İNŞAAT, TİCARET, HİZMET SEKTÖRLERİ ÖZENDİRİLDİ

19.12.2014

Makina Mühendisleri Odası, “Sanayinin Sorunları ve Analizleri (I), Sanayi yerine inşaat, ticaret, hizmet sektörleri..” konulu araştırma raporunu yayımladı. MMO konuya ilişkin olarak 19 Aralık 2014 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.

Sanayinin Sorunları ve Analizleri (I)

AKP İKTİDARINDA SANAYİ GERİLEDİ, İNŞAAT, TİCARET, HİZMET SEKTÖRLERİ ÖZENDİRİLDİ

TMMOB Makina Mühendisleri Odası Danışmanı değerli iktisatçı-yazar Mustafa Sönmez’in Odamız için hazırladığı “Sanayinin Sorunları ve Analizleri (I), Sanayi yerine inşaat, ticaret, hizmet sektörleri..” başlıklı araştırma raporunu kamuoyunun bilgisine sunuyoruz. Rapor AKP iktidarı döneminde, 2002/2003–2014 üçüncü çeyreği itibarıyla özel sektörün dış kredi kullanımı, uzun vadeli dış kredilerin sektörel dağılımı, dış kredi kullanımı ve sanayisizleşme ilişkisi, bankaların kullandırdıkları TL kredilerinin sektörel dağılımı, imalat sanayii ile inşaat sektörlerinin GSYH’deki payları ve imalat sanayindeki gerilemeyi bütünlük içinde analiz ediyor. Raporun temel savı, AKP iktidarının sanayi yerine inşaat devri olduğu; inşaat, ticaret, hizmet sektörlerinin özendirildiğidir.

Raporun özeti aşağıda sunulmaktadır.  

Türkiye ekonomisinde 12 yıldır izlenmekte olan AKP dönemi ekonomi politikaları imalat sanayiini geri plana atarken döviz üretme kapasitesi zayıf İstanbul rantı odaklı inşaat-emlak sektörünü, perakendeciliği, hizmet sektörlerini özendirmiştir. Önemli kur riskleri taşıyan büyük dış borçlanmalarla gerçekleştirilen bu sektöre yönelişler, Türkiye’nin döviz kazanma kapasitesi ve yeteneğini zayıflatırken sanayinin de hızla rekabet gücü kaybına ve zafiyetine yol açmıştır.

Bu durum, özellikle dışarıdan ve içeriden kredi kullanımı verilerinden izlenebilmektedir. Merkez Bankası verilerine göre, özel firmalar 2002 yılında dışarıdan sağladıkları 29 milyar dolarlık kredinin yüzde 27’sini imalat sanayinde kullanıyorlardı. 2014 yılına gelindiğinde kullanılan kredi tutarı 164 milyar doları bulurken imalat sanayii için kullanılan pay, yüzde 13,6’ya kadar gerilemiş görünmektedir.

2002–2014 döneminde özel sektörce sağlanan uzun vadeli dış borçların sektörlere dağılımında en çarpıcı gelişme inşaat-emlak sektöründeki yoğunlaşmada görüldü. Bu sektör için firmalar dışarıdan 2002’de 1,5 milyar dolar kullanmışken 2014’e gelindiğinde kullandıkları dış kaynak 13 milyar dolara yaklaştı. Sektörün toplamdaki payı da yüzde 5’ten yaklaşık yüzde 8’e çıktı.

Ekonomik büyüme sürecinde sanayiden uzaklaşıp inşaat ve öteki hizmet sektörlerine yönelim, bankaların kullandırdıkları TL kredilerinden de izlenebilmektedir. Kredilerin yöneldiği alanların başını tüketici kredileri çekti ve payı 2013’teki yüzde 10’luk düzeyden yüzde 26’ya kadar çıktı. Bu dalda konut kredileri üçte birlik yer tuttu.

Konut kredisi rüzgârıyla da büyüyen inşaat-emlak sektörü, banka kredilerinden en çok pay alan bir diğer sektör olarak öne çıktı. 2003’te bu sektörün toplam kredilerdeki payı yüzde 8,3 iken 2014’te yüzde 11,5 a kadar arttı.

İmalat sanayii ise 2013 yılında banka kredilerinden yüzde 42,5 oranında pay alırken, sanayisizleşme sonucu 2014 yılında payı yaklaşık yüzde 21’e düştü.

Üretimi, özellikle imalat sanayini gerileten, zayıflatan, eriten bu büyüme paradigmasının yerine, İstanbul rantına odaklanmaktan alıkoyan, rekabet gücüne sahip, yüksek teknolojili imalat sanayiye yönelişi içeren bir paradigmayı oluşturmak ve bu patikaya geçiş yapmak kaçınılmaz hale gelmiştir.