NAZIM HİKMET ÖLÜMÜNÜN 58. YILINDA İZNİK MÜŞKÜLE'DE ANILDI

07.06.2021

Türk ve dünya şiirinin büyük ustası Nâzım Hikmet, ölümünün 58'inci yılında Müşküle Kültür, Çevre ve Düşünce Derneği ve TMMOB Makina Mühendisleri Odası Bursa Şubesi tarafından 5 Haziran 2021 Cumartesi günü İznik Müşküle'de gerçekleştirilen etkinlikle anıldı.

Etkinlikte, Müşküle Kültür, Çevre ve Düşünce Derneği Başkanı Turan Yılmaz, Müşküle Kültür, Çevre ve Düşünce Derneği Sekreteri Tarık Demiray,  CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, TMMOB Genel Başkanı Emin Koramaz, TİP Genel Başkanı Erkan Baş, TMMOB Makina Mühendisleri Odası Başkanı Yunus Yener, TMMOB Makina Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Fikri Düşünceli ve Araştırmacı-yazar Güney Özkılınç konuşma yaptı.

Konuşmaların ardından 10 Ekim Halk Korosu'nun seslendirdiği, marşlar ve türküler ile tamamlanan etkinlikte TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz'ın konuşması şöyle:

Değerli Başkanlarım, Değerli Dostlar,

Hepinizi Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği adına dostlukla selamlıyorum.

Bu güzel etkinliği düzenleyen Müşküle kültür, çevre ve Düşünce Derneği’ne ve Makine Mühendisleri Odamızın Bursa Şubesi’ne teşekkür ediyorum.

Sizler de biliyorsunuz Bursa şehri tarih boyunca hep göçmenler ve sürgünlerle özdeşleşmiştir. Osmanlı’dan yakın dönemlere kadar Bursa gayrimüslim azınlıklar ve göçmenler için yerleşim yeri, muhalif aydınlar için ise sürgün yeri olagelmiştir.

Dolayısıyla Bursa tarih boyunca hep çok kültürlülüğün ve fikri zenginliğin coğrafyalarından, kaynaklarından birisi olmuştur.

Değerli Dostlar,

Güzel Türkçemizde “Sürgün” ceza olarak gönderilen yer anlamına geldiği kadar, bir bitkinin yeni boy veren filizi anlamına da gelir. Bu anlamıyla baktığımızda Şeyh Bedreddin’den Nazım Hikmet’e kadar bu topraklara sürgün olarak gönderilen her isim, burada yeni fikirlerin, yeni zihinlerin boy vermesinin de aracısı olmuşlardır.

Şeyh Bedreddin Börklüce Mustafa’yı ve Torlak Kemal’i bu topraklarda filizlendirmiştir. Nazım Hikmet de Müşküleli İsmail Başaran’ı, Seçköylü İbrahim Balaban’ı, Adanalı Orhan Kemal’i bu topraklarda filizlendirmiştir.

Onların hikayelerini kendi edebiyatına katarak; onların romanına, şiirine, resmine kendinden çok şey katarak bu verimli sürgünün dallanıp budaklanmasına vesile olmuştur.

Bunca ismin izi olduğu bu topraklar, belki de Nazım Hikmet’i anmanın en anlamlı olduğu yerlerden birisi.

Yakın zamana kadar Nazım Hikmet ismi ve hatırası adeta Bursa’dan silinmeye çalışılıyordu. Hayatının 11 yılını geçirdiği, en sevilen eserlerini kaleme aldığı Bursa’da Nazım Hikmet’i hatırlatacak neredeyse tek bir mekan ve yapı yoktu. Neyse ki artık Nazım Hikmet adını taşıyan yeni kültür merkezleri açılmaya başlandı.

Aydınlanma ve sosyalizm fikirlerine açıklığı, devrimcilere ve aydınlara sahip çıkışıyla ün kazanan Müşküle’de düzenlenen Nazım Hikmet etkinliklerini de Nazım’ın buradaki hatırasının yaşatılması bakımından önemli buluyorum.

Değerli Dostlar,

Haziran ayının ilk günleri ülkemizde ilerici-devrimci edebiyat önemli isimleri olan Orhan Kemal, Ahmet Arif ve Nazım Hikmet’in ölüm yıldönümleridir. Şimdilerde sosyal medya paylaşımları ile kutlanılıyor ama 1990’lı yıllarda başta odalarımız olmak üzere pek çok kitle örgütü tıpkı burada olduğu gibi bir araya gelerek devrimci yazar ve ozanlarımızı anardı.

Aydınlarımızın gerici-faşist saldırılarla bir bir aramızdan alındığı 90’lı yıllarda, hem aydınlarımıza, hem de onların temsil ettiği ilerici, devrimci, toplumcu değerlere sahip çıkmanın bir gösterisiydi bu anmalar.

Türkiye’de aydınları hedef alan saldırıların, devletle iç içe geçmiş organize yapıların işi olduğu, egemen güçlerin halktan yana fikirleri susturabilmek için bu karanlık yolları kullandıkları her geçen gün daha da açıklığıyla ortaya seriliyor.

Bu nedenle bu ülkenin ilerici, devrimci, toplumcu edebiyatçılarına, yazarlarına, aydınlarına sahip çıkmak, demokrasi ve özgürlüklerden yanan tüm toplumsal güçlerin ortak sorumluluğu ve görevidir.

Başta Nazım Hikmet olmak üzere bugün burada ismini saydığım tüm isimler verdikleri eserlerle sadece edebiyatımıza katkı vermekle kalmadılar, Türkiye’de 1960’lı yıllardan itibaren gelişen toplumsal mücadeleye de büyük bir ilham kaynağı oldular.

Onların temsilcisi olduğu toplumcu çizgi, ülkemizdeki devrimcilerin, sosyalistlerin, yurtseverlerin ülke gerçekleriyle doğrudan bağ kurmasında önemli bir rol oynadı.

Bizler gidemediğimiz coğrafyaları, görmediğimiz insanları, yaşamadığımız hayatları onların aracılığıyla tanıdık. Bize dayatılan devlet bilgisine ve kültürüne karşı, toplumun gerçek bilgisini, tarihini ve kültürünü bu isimlerin yazdıklarından öğrendik. Dünyamızın ve fikirlerimizin şekillenmesinde devrimci yazar ve ozanlarımızın katkısı büyüktür.

Değerli Dostlar,

Bizim bu etkinliklerle yapmaya çalıştığımız şey bir yandan onların edebi ve toplumsal yönlerini yeni kuşaklara hatırlatmak, diğer yandan da onlara olan minnet borcumuzu ödemektir aslında.

Bizler biliyoruz ki Türkiye’de emekten yana, toplumdan yana, doğrudan yana olmak büyük bedeller ödemeyi gerektirebiliyor. Ama herkes de bilsin ki, hayatını emek için, toplum için, hakikat için bedeller ödeyerek harcamış isimlerin hatırasını da daima yaşatacağız.

Buradan bir kez daha 3 Haziran 1963’te kaybettiğimiz Nazım Hikmet’i, 2 Haziran 1970’te kaybettiğimiz Orhan Kemal’i, 2 Haziran 1991’de kaybettiğimiz Ahmet Arif’i, 24 Aralık 1989’da kaybettiğimiz İsmail Başaran’ı ve 9 Haziran 2019’da kaybettiğimiz İbrahim Balaban’ı saygıyla anıyorum.

Sözlerimi Nazım Usta'nın dizeleriyle tamamlamak istiyorum:

"Duyduğunuz çakalların ulumasıdır

Safları sıklaştırın çocuklar

Bu kavga faşizme karşı, bu kavga hürriyet kavgasıdır"

Hepinizi yeniden saygıyla selamlıyorum.

Emin Koramaz

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı