ŞPO: DOĞAMIZI, KENTLERİMİZİ YAĞMALAYACAK, HALKIMIZI YOKSULLAŞTIRACAK BÜTÜN PROJELERE KARŞI OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ

05.04.2021

TMMOB Şehir Plancıları Odası 5 Nisan 2021 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a cevaben bir basın açıklaması yaptı.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, kamuoyuna yansıyan 104 emekli amiralin bildirisi üzerine oldukça aceleci ve zorlama biçimde Kanal İstanbul ve TMMOB`ye bağlı odalar üzerinden açıklamalarda bulunmuştur. Öncelikle ifade etmek gerekir ki Bakan`ın hiçbir şekilde üslubunu tasvip etmediğimiz bir dille kamuoyuna açıkladığı basın açıklaması; açık şekilde rol çalmak, bilim, teknik, ahlak ve vicdan karşısındaki sıkışmışlığı mağduriyet yaratarak örtme çabasından başka bir şey değildir.

Emekli amirallerin bildirisi kamuoyunda bambaşka mecralarda tartışılırken ve bahse konu bildirgenin içeriğinde birçok konuya değinilip Kanal İstanbul Projesi ile ilgili olumlu ya da olumsuz hiçbir göndermede bulunulmamışken; Bakan`ın bu bildirgeyi fırsat bilip, Kanal İstanbul projesi güzellemesi için yeni bir bahane yaratmaya çalışması ve bunu yaparken bir devlet görevlisine yakışmayacak şekilde, devlet terbiyesinden uzak bir üslup kullanarak, meslek odalarına hakaret etmesi, açık şekilde bilimin, fennin, temel ahlaki ilkelerin karşısındaki acizliğin somut göstergesidir.

Tüm kamuoyunun bildiği üzere TMMOB Şehir Plancıları Odası olarak Kanal İstanbul Projesine karşı olma sebeplerimiz, bilimsel temelli belge, doküman ve görseller dayanak gösterilerek, kamuoyu nezdinde defalarca ayrıntılı şekilde açıklanmıştır. Tekrardan açık bir şekilde ifade ediyoruz ki, iktidarın tüm bilimsel ve hukuki itirazlara kulaklarını kapatarak, ısrarla yapacağını vurguladığı Kanal İstanbul bir Eko-Kırım Projesidir. Yapılması halinde İstanbul için trajik derecede olumsuz sonuçları olacak olan, İstanbul ile beraber tüm Trakya`da ve hatta Karadeniz havzasında ekolojik bir yıkım yaratacak bu projeye dün olduğu gibi, bugün de karşıyız ve karşı olmaya devam edeceğiz. Bu kapsamda yetkisini Anayasadan alan kamu kurumu niteliğindeki bir meslek kuruluşu olarak odamızın da içerisinde bulunduğu birçok odaya karşı Bakan`ın kullandığı dilin bizatihi kendisi, demokrasi kültürü ile açıklanması mümkün olmayan bir üsluptur.

Bu sözleri ve üslubu nedeniyle, Bakan Murat Kurum`u, Anayasal yetkileri çerçevesinde ve hukuk zemininde faaliyet gösteren ve bugüne kadar hiçbir şekilde darbeci zihniyetle bir arada bulunmamış olan birliğimize ve bağlı odalarına yönelik bu talihsiz söz ve ithamlarından dolayı kınıyoruz.

Bugüne kadar tamamen hukuk düzleminde, mesleki etik ve ilkeler, kamu yararı ve temel ahlak kuralları üzerinden çalışmalarını sürdürmüş; açık şekilde bu çalışmalarını ve fikirlerini kamuoyuyla paylaşmış olan TMMOB Şehir Plancıları Odası olarak, Çevre ve Şehircilik Bakanı`nın 104 emekli amiralin bildirisinden yola çıkarak fırsatçı, zorlama ve aceleci biçimde kaleme aldığı; rol çalma çabası net biçimde görülen açıklamasında 11 maddede kendince gerekçelendirmeye çalıştığı Kanal İstanbul Projesi`nin neden yanlış, kamu yararına aykırı, geniş halk kesimlerini yoksullaştıracak ve çevresel bir yıkım projesi olduğunu açıklamak isteriz.

KANAL İSTANBUL PROJESİNE KARŞIYIZ ÇÜNKÜ. KANAL İSTANBUL

Milyonlarca metrekare orman alanı, mera alanı ve verimli tarım arazisi ile birlikte iki antik şehir ile doğal ve arkeolojik sit alanlarının yok olmasına,

İstanbul`un su kaynaklarının tükenmesine,

Sazlıdere, Terkos, Küçükçekmece Gölü gibi önemli su kaynaklarının tuzlanmasına, deniz ve tatlı su havzalarının tuzluluk oranlarının ve su rejimi hidrolojisinin bozulması ile bu alanlardaki karasal ve denizel ekosistemlerin kalıcı olarak zarar görmesine,

Proje güzergahındaki aktif fay hatları üzerine en az 2 milyon ek nüfus yerleştirilmesi nedeniyle olası bir depremde risklerin artmasına,

Boğazdaki iki yönlü akıntı sisteminin ortadan kalkmasına, böylelikle Karadeniz`deki kirliliğin Marmara`ya akmasına ve hem Karadeniz hem Marmara`daki ekosistemin onarılmaz bir derecede bozulmasına,

Geçimini tarım ve hayvancılıktan sağlayan yöre halkının hem yaşam alanlarını hem de geçim kaynaklarını kaybetmesine, mülksüzleştirilmelerine,

Bilimin, tekniğin ve aklın tamamen devre dışı bırakıldığı bir karar alma süreci sonunda, yüzbinlerce insanın yaşayacağı yeni şehirlerin inşası ile, İstanbul`un nüfus, istihdam ve kentsel hizmet sunumu dengelerinin tamamen değişmesine,

Yukarıda örnekleri sıralanan ve tüm yükü halkın vergilerinden karşılanan projeler gibi kanalın yapımı, işletim maliyeti ve geri ödeme süreçleriyle geleceğimizin ipotek altına alınmasına,

İstanbul`un en büyük sorunlarından olan karayolu trafiğinin katlanarak artmasına,

Su yolunun, teknik özellikleri nedeniyle Boğaz`dan çok daha büyük riskler ortaya çıkarmasına sebep olacaktır.

Özetle, tamamlandığında denizcilik, ulaşım ve uluslararası ilişkiler tarihini değiştireceği varsayılan "vatan ve millet projesi" olarak değerlendirilen Kanal İstanbul`un artık günü geçmiş klasik jeopolitik söylemlerle savunulamayacağı, böylesi bir projenin halkın yararına olmayacağı açıktır. İktidar eliyle, hukuki yollardan yapılaşmaya açılması mümkün olmayan doğal alanların ve hassas ekosistemlerin, milli güvenlik ve milli menfaatler gibi bahaneler ile acımasız bir talana konu edilmesi planlanmaktadır. Bu planın farkındayız ve sonuna kadar karşısındayız.

Kamusal kaynaklarımızın, doğal değerlerimizin bürokratların şahsi ikbaline feda edilmemesi için; bu yönetim anlayışının geleceğimizi daha fazla karartmaması için tüm mesleki bilgi ve birikimimizle, hukuka ve bilime olan inancımızla, Kanal İstanbul`a karşı mücadele etmeye devam edeceğimizi, tüm üyelerimize ve kamuoyuna saygıyla duyururuz.

TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI