TMMOB YÖNETİM KURULU BAŞKANI MEHMET SOĞANCI'NIN GENEL KURUL AÇILIŞ KONUŞMASI

14.02.2015

TMMOB YÖNETİM KURULU BAŞKANI MEHMET SOĞANCI'NIN GENEL KURUL AÇILIŞ KONUŞMASINA YAZININ DEVAMINDAN ULAŞABİLİRSİNİZ.....

Emek meslek örgütleri temsilcileri, siyasi partilerimizin başkan ve yöneticileri, Demokratik kitle örgütlerinin, çevrelerin, platformların temsilcileri, Hepiniz Olağanüstü Genel Kurulumuza hoş geldiniz. Bize onur verdiniz. Hepinizi Yönetim Kurulumuz adına sevgi, saygı ve dostlukla selamlıyorum.

Sevgili Arkadaşlar,

Oda Başkanları ile kararlaştırdığımız üzere Yönetim Kurulumuzun 31 Ocakta aldığı kararla, AKP’nin TMMOB ve Odalarının örgütlü yapısını parçalamak ve dağıtmak için hazırladığı TMMOB Yasası değişikliğine yönelik karar almak ve sözümüzü sokakta söylemek üzere bugün bu Olağanüstü Genel Kurulumuzu toplamış bulunuyoruz.

Bugüne kadar TMMOB’yi TMMOB yapan, şimdiye kadar ayakta tutan, savrulmasına ve diz çökmesine asla izin vermeyen, sevgili arkadaşlarım hepiniz hoş geldiniz.

Teoman Öztürk’ün arkadaşları, Örgütümüzün ak saçlı, genç yürekli yiğit insanları hoş geldiniz.

Bu ülkenin havasına, suyuna, taşına, toprağına sahip çıkan sevgili arkadaşlarım hoş geldiniz.

Bilimi ve tekniği emperyalistlerin ve sömürgenlerin değil emekçi halkımızın hizmetine sunmak için kararlı ve inançlı olan TMMOB kadroları hepiniz hoş geldiniz.

Yüreğinde sadece insan sevgisi olan, asla karanlığa biat etmeyen, asla padişahım çok yaşa demeyen sevgili arkadaşlarım hoş geldiniz.

Bilimi ve teknolojiyi insanla buluşturan, hurafelerin ve dogmatizmin değil, aklın ve bilimin gücünü mesleklerinde uygulayan mühendisler, mimarlar şehir plancıları hoş geldiniz…

Bu soğuk Ankara gününe Haziran’ın sıcaklığını taşıdınız geldiniz, ne iyi yaptınız, geldiniz, hoş geldiniz.

Sevgili Arkadaşlar,

AKP kendi önünde en büyük engellerden biri olan TMMOB’yi parçalamak, bölmek için yasa değişikliğini yine gündeme getirdi.

Aslında hepimiz biliyoruz ki bu durum uzunca bir süredir AKP’nin gündeminde… Kendinden yana bir Türkiye derdinde olan AKP, önünde engel olarak gördüğü her kurumu, yeniden dizayn ediyor, etmeye çalışıyor. Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı görevine geldiğinde hemen ilk günlerde verdiği görevle Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’nun meslek örgütleri üzerine hazırladığı raporla başlayan, KHK’lerle kurulan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü’nün oluşturulmasıyla devam eden, çok sayıda mesleğimiz ve meslektaşlarımız aleyhine çıkarılan ikincil mevzuat ve yönetmeliklerle sürdürülen,  gece yarısı operasyonuyla 3194 sayılı İmar Yasası’na ekleme yapılması ile devam eden sürece bakıldığında, AKP’nin mesleğimize, meslektaşlarımıza ve örgütümüze yönelik kendinden yana bir ayar vermeye çalıştığı bildiğimiz bir gerçekliktir. 

Yine bilindiği üzere TMMOB’yi teslim almaya yönelik 2 yıl önce gündeme gelen, TMMOB Yasası değişikliği hazırlığı, TMMOB örgütlülüğünün, hepimizin güçlü bir mücadelesiyle geri püskürtülmüştür.

Şimdi, AKP bir türlü teslim almadığı diz çöktüremediği, padişahım çok yaşa dedirtemediği örgütümüzü parçalayıp bölmek istiyor. Örgütümüzü etkisizleştirmek istiyor, gür çıkan sesimizi kesmek istiyor,

Sevgili Arkadaşlar,

Biz biliyoruz, AKP’nin yeni Türkiyesi’nde insan yok, AKP’nin yeni Türkiyesi’nde emek yok, halk yok, gençler yok, kadın yok, doğa yok, çevre yok, AKP’nin yeni Türkiyesi’nde mühendisler, mimarlar, şehir plancıları onların örgütü TMMOB yok, AKP’nin yeni Türkiyesi’nde insana dair ne varsa hiçbiri yok. Onların yeni Türkiyesi’nde gericilik var, yağma var, talan var, biat etme var, Osmanlılık var, karanlık var. AKP’nin yeni Türkiyesi’nde baskı var, zor var, toma var, gaz var. AKP’nin yeni Türkiyesi gericiliğin Türkiyesi. Faşizmin Türkiyesi.

Sevgili Arkadaşlar,

AKP sanıyor ki, örgütümüzü zayıflatacak, yok edebilecek. AKP bilmiyor ki TMMOB bu ülkenin taşına, toprağına, suyuna, havasına işlendi… AKP bilmiyor ki TMMOB bu ülkede deresine sahip çıkan Emine Teyze demek, AKP bilmiyor ki TMMOB bir avuç kömür için bir ömür veren maden işçisi demek, AKP bilmiyor ki TMMOB bu ülkenin vicdanı demek.

AKP bilmiyor ki, gericiliğin dogmatizmiyle ortaçağ karanlığına döndürmek isteyenlere, vahşi kapitalizmin kar hırsıyla tüm insani değerleri yok etmek isteyenlere karşı bu ülkeyi aydınlığa taşımak için var gücüyle çalışanların mühendis, mimar ve şehir plancılarının örgütü TMMOB var. TMMOB, padişahım çok yaşa diyenlerle asla saf tutmayanların örgütü.

Evet Sevgili Arkadaşlar,

Bu Olağanüstü Genel Kurulumuz için hep birlikte 9 Şubat’ta yollara düştük.

Biz mühendisler, mimarlar ve şehir plancıları;

TMMOB Yasası ile imar, iskan ve tabiat varlıkları ve çevre yasalarında değişiklik yapılmasını öngören Torba Yasalara karşı yollara düştük.

Bütün ülkenin imar rantına açılmasına, inşaat sektörünün iktidarın rant tekeli olarak biçimlendirilmesine karşı yollara düştük.

Kentsel, kırsal, kültürel, tarihi, doğal, kamuya ve halka ait varlıklara arazi, mülkiyet, imar düzenlemeleri üzerinden el konulmasına, imar borsası girişimine karşı yollara düştük.

Kıyılarımızın yağmalanmasına, derelerimizin kurutulmasına, sularımızın ticarileşmesine, meralarımızın yok edilmesine, üretim ve yaşam alanlarımızın enerji ihtiyacı bahanesiyle yok edilmesine, Akkuyu’ya ve Sinop’a yapılmak istenen nükleer santrallara karşı yollara düştük.

Her türlü kentsel, kırsal ranta, orman ve tarım arazilerimizin ranta açılmasına, maden kaynaklarımızın talanına karşı yollara düştük.

İş cinayetlerine, kadın ve çocukların emek ve bedenlerinin sömürülmesine, kadın cinayetlerine karşı yollara düştük.

Eğitimin, kamusal, toplumsal yaşamın dinselleştirilmesine, laikliğin yok edilmesine, emekçilerin grev ve toplu sözleşmeli haklarının gaspına karşı yollara düştük.

Uzmanlık alanlarımızın yok sayılmasına, bilimin ve tekniğin gereklerinin yadsınmasına, mühendislik, mimarlık, şehir planlama hizmetlerinin taşeronlaşmasına, meslek örgütlerimizin işlevsizleşmesine, örgütümüzün parçalanmasına, bölünmesine karşı yollara düştük.

Ülkemize, halkımıza, mesleğimize, örgütümüze sahip çıkıyoruz dedik, yollara düştük, bütün Türkiye’ye TMMOB’nin ışığını taşıdık.

Sevgili Arkadaşlar,

Yürüyüş kollarımız Edirne’den, Kırklareli’nden Bodrum’dan, Milas’tan Muğla’dan, Hatay’dan Van’dan Artvin’den Balıkesir’den yollara çıktılar.

Tekirdağ’da Aydın’da, Denizli’de, Antep’de, Mardin’de, Batman’da, Rize’de, Trabzon’da, Bursa’da birinci duraklarını yaptılar.

Sonra İstanbul’daydık, Manisa’daydık, İzmir’deydik, Antalya’da, Mersin’de, Diyarbakır’da, Giresun’da, Ordu’da Çanakkale’deydik.

Dün yürüyüş kollarımıza Kocaeli’nden, Adana’dan, Samsun’dan, Zonguldak’tan, Karadeniz Ereğli’den, Eskişehir’den arkadaşlarımız katıldı.

İşte şimdi hep birlikte buradayız.

Sevgili arkadaşlar,

Yolumuz, Soma’dan Ermenek’ten Zonguldak’tan geçti. Madenlerimizin gerçek sahibi halkımızdır diyen TMMOB’yi savunmak bugün maden emekçilerinin yanında olmak demektir.

3 Mart iş cinayetleriyle mücadele gününü ilan eden TMMOB’yi savunmak iş cinayetlerine işçi katliamlarına karşı mücadele etmek demektir.

İnsanlığın başına bela olacak olan nükleer santrallara karşı Akkuyu’dan Sinop’tan geçtik. Bugün Akkuyu ve Sinop’u savunmak TMMOB’yi savunmak demektir.

Yürüyüş kolumuz. Karadeniz’de suyuna, deresine, sahip çıkan Emine Teyzemizin yanına uğradı.  Bu ülkenin havasına,  deresine, suyuna sahip çıkmak demek TMMOB’yi savunmak demektir.

Bu ülkenin altını üstüne getirenlere karşı Kazdağlarına, Cerattepe’ye, Fatsa’ya uğradık.  Bugün TMMOB’yi savunmak demek bu ülkenin üstü altından daha değerlidir demektir.

Hopa’da, Kemalpaşa’da Metin Lokumcu kardeşime uğradık. Örgütümüzün sevgisini saygısını anıt mezarının başında ona ilettik.  

Gerze’de, Yırca’da Terme’deydik. Termik santrallere karşı yöresinde bunu istemediğini belirterek mücadele eden platformları savunmak bugün TMMOB’yi savunmak demektir.

Alakır Vadisi’nden, Diyarbakır Hevsel bahçelerinden, Atatürk Orman Çiftliği’nden geçti yolumuz.

Diyarbakır’da arkadaşlarımız biz barış içinde kardeşçe bir arada yaşamak istiyoruz dediler. Edirne’den cevap verdik. Yaşasın halkların kardeşliği.

Kurduğumuz konteynır kentte Suruç’taydık. Emperyalist savaş ve saldırıya karşı kahrolsun emperyalizm demek bugün TMMOB’yi savunmak demektir. 

Yürüyüşümüzde pankartlarımızı, flamalarımızı en çok kadın cinayetlerine karşı sesimizi büyüten “kadın-erkek omuz omuza yaşamın her alanında”, “kadınlar örgütlü, TMMOB daha güçlü” diyen kadın arkadaşlarımız taşıdı. Bugün TMMOB’yi savunmak demek kadının sesinin güçlenmesi demek.

Adana’da arkadaşlarımız TMMOB’ye dokunma derken, Marmara’nın o soğuk gününde yollarda olan arkadaşlarımız Haziran’ın sıcaklığıyla “TMMOB’ye dokunma, donarsın” dediler.

Yürüyüşümüzde sesimize en çok örgütümüzün geleceği olan gençlerimiz, öğrenci üyelerimiz güç verdi. Bugün TMMOB’yi savunmak demek, yaşasın özerk demokratik üniversite demek. Parasız, bilimsel eğitimi savunmak demek.

Yürüyüşümüzde “gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek” sözümüz söylendi. Onlara Ankara’dan arkadaşlarımız ses verdi. “Gün gelecek devran dönecek sarayın ampulleri tek tek sönecek.” Bugün TMMOB’yi savunmak demek Atatürk Orman Çiftliği’ni savunmak demektir.

Kentte, kırda, yanlışlara karşı direnen bu ülke insanının bulunduğu her yere TMMOB’nin ışığını taşıdık.

Yolumuz MESS’e karşı direnen yiğit metal işçilerinin “Diren işçi” çadırından geçti. Bugün grevli-toplu sözleşmeli sendikal hakları savunmak TMMOB’yi savunmak demektir.

13’ünde bilimsel ve laik eğitim için yapılan uyarı boykotunda yer aldık. Çocuklarımızı okullara yollamadık. TMMOB’yi savunmak demek, laik, bilimsel eğitimi savunmak demektir. Laik ve bilimsel eğitimi savunmak, TMMOB’yi savunmak demektir. Buradan şu anda tutuklanmış bulunan Onur kardeşime en içten, en sıcak sevgilerimi yolluyorum.

İstanbul’da yolumuz Gezi Parkı’ndan Taksim’den geçti. Taksim’de “Her yer direniş, her yer Taksim” diyen arkadaşlarımızın kalbinde büyük Haziran isyanında kaybettiğimiz Berkinimiz ve yaşları benim kızımın yaşlarında olan bizim çocuklarımız vardı. Onlara eşit, özgür, demokratik bir Türkiye sözünü alanda bir kere daha verdik. 

Bugün “Taksim 1 Mayıs alanıdır” demek, TMMOB’yi savunmak demektir. TMMOB’yi savunmak demek 1 Mayıs alanını savunmak demektir. 2015’in 1 Mayıs’ında TMMOB yine Taksim’de 1 Mayıs alanında olacak.

Evet sevgili arkadaşlar, TMMOB Türkiye’nin her yerinde, TMMOB eşit, özgür, demokratik bir Türkiye için emek ve demokrasi güçleriyle birlikte omuz omuza Türkiye’nin her yerinde. Bugün TMMOB’yi savunmak demek AKP diktası ve gericiliğine, ülkemizin talanına, halkımızın sömürülmesine, halklarımızın gasp edilmesine karşı mücadele demek. Bugün eşit, özgür, demokratik bir Türkiye mücadelesini yürütmek TMMOB’yi savunmak demek.

Birazdan birlikte oluşturacağımız Genel Kurulumuzun Sonuç Bildirgesini Kızılay’da hep birlikte söyleyeceğiz. Haziran’ın sıcaklığını Ankara’ya getirdiniz, hepiniz hoşgeldiniz.

Sevgili arkadaşlar,

Dün karanlığın tetikçisi Yeni Akit denen gazetede “çeyrek asırlık diktatör” diye manşetten resmimi yayınladıklarını gördüm. Karanlık, “Gezi”nin mimarı olarak TMMOB’yi gösteriyor. Evet biz Gezi’deydik ama Gezi’nin ne önünde ne arkasında, ne sağında ne solundaydık. Gezi’nin, büyük direnişin tam merkezinde, tam ortasındaydık. Resmi görünce “işte” dedim, TMMOB’nin kadrolarının sözü tam yerine ulaşmış, dosta, düşmana, herkese sözümüzü iletmişiz.

Sevgili arkadaşlar,

Başlarken söylemiştik, bir kere daha söyleyelim. Adnan Yücel ne güzel söylüyor:

Saraylar, saltanatlar çöker, kan susar bir gün zulum biter,
Menekşeler de açılır üstümüzde, leylaklar da güler,
Bugünlerden geriye,
Bir yarına gidenler kalır,
Bir de yarınlar için direnenler.

Hepinizi saygıyla, sevgiyle, dostlukla bir kere daha selamlıyorum.

Yaşasın TMMOB, Yaşasın TMMOB Örgütlülüğü…