TÜM ZORLUKLARI BİRLİKTE, DAYANIŞMAYLA AŞACAĞIZ

12.03.2023

Deprem Bölgesindeki inceleme ve temaslarını sürdüren Emin Koramaz başkanlığndaki TMMOB Heyeti 12 Mart 2023 tarihinde Diyarbakır'da bir basın toplantısı düzenleyek gözlem ve değerlendirmelerini basın mensuplarıyla paylaştı.

TÜM ZORLUKLARI BİRLİKTE, DAYANIŞMAYLA  AŞACAĞIZ

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Yönetim Kurulu adına hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sizlerin şahsında tüm Diyarbakır halkına ve tüm ülkemize bir kez daha baş sağlığı ve geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum.

Bundan tam 5 hafta önce ülke tarihimizin en büyük felaketlerinden birisini yaşadık. Yaklaşık 15 milyon kişinin yaşadığı çok geniş bir coğrafyayı etkileyen depremde resmi rakamlara göre 49 bin kişi hayatını yitirdi. On binlerce bina yıkıldı, yıkılanlardan daha fazlası da ağır hasar aldı. Henüz kayıplarımıza ve yıkımın boyutlarına ilişkin gerçek rakamlar açıklanabilmiş değil.

Kayıpların sayısının ve yıkımın bu denli büyük olmasının pek çok nedeni var. İlki ve en büyük nedeni ne yazık ki ülkemizin, şehirlerimizin, binalarımızın hatta halkımızın depreme hazırlıklı olmaması gerçeğidir. Bizler TMMOB olarak çok uzun yıllardan bu yana ülke coğrafyamızın depremselliği, ülkemizdeki yapı stokunun depreme dayanıksızlığı, yapı denetim sistemimizin işleyişi mantığındaki çarpıklıkları ve ülke çapında afet-acil durum ve risk yönetimi konusundaki yetersizlikleri gibi çok hayati konuları ısrarla dile getiriyoruz.

Ülkeyi yönetenlerse bu sözlerimize kulak vermek yerine yıllarca sorunu daha da büyütecek adımlar attılar. Deprem vergilerini bütçe açıklarını kapatmak için kullandılar. Kentsel dönüşüm deprem riski yüksek alanları yenilemek yerine yeni rant alanları yaratmak için kullandılar. Şehirlerdeki acil durum toplanma alanlarını ve yeşil alanları imara açtılar. TMMOB’yi mesleki denetim süreçlerinden dışladılar. Yapı Denetim sistemini tamamen şirketlerin insafına terk ettiler. Mühendislik, mimarlık, şehir plancılığı eğitimini kabul edilemez bir hale getirdiler. Tüm bu anlayışın sonucunda yaşadığımız bir doğa olayı, büyük bir toplumsal felakete dönüştü.

Felaketin boyutlarını büyüten ve hepimizin canının daha fazla yanmasına neden olan şey ise afet sonrasında yaşananlar oldu. Deprem sonrasında arama kurtarma faaliyetlerinde yaşanan zafiyetler nedeniyle binlerce kişi günlerce enkaz altında kurtarılmayı bekledi. Depremzedeler enkaz altındaki yakınlarını kurtarabilmek için ne bir arama kurtarma timine, ne de gerekli teçhizata ulaşabildiler. AFAD’ın yetersizliğine ve beceriksizliğine, bir yardım kuruluşu olmaktan çıkartılarak bir şirket haline dönüştürülen Kızılay’ın skandalları eklendi. Depremzedeler haftalarca çadır beklerken, Kızılay’ın elindeki çadırları şirketlere ve yardım kuruluşlarına pazarladığı ortaya çıktı.

Değerli Basın Emekçileri;

Siyasal iktidar tüm bu fiyaskolarını ve beceriksizliklerini bastırabilmek için her zaman olduğu gibi farklı kesimleri hedef haline getirmeye çalıştı. Deprem sonrasında dünya tarihinde eşine az rastlanır bir yardımlaşma ve dayanışma seferberliği yaşanırken, iktidar partileri ve yandaş gazeteler yardım sağlayan gönüllü kuruluşları, belediyeleri, sivil toplum örgütlerini hatta tribün gruplarını hedef aldılar. Yaşanan felaketin sorumluluğunu kabul etmek ve yanlıştan dönmek yerine türlü yalanlarla sorumluluğu başkalarına yıkmaya çalıştılar.

Biliyorsunuz bu süreçte TMMOB’yi de karalamaya çalıştılar. Önce çürük binalara TMMOB ve Odaların göz yumduğu yalanını servis ettiler. TMMOB’nin mesleki denetim yapmasının bizzat iktidar tarafından yasalarla engellendiği ortaya çıkınca bunun yerine TMMOB’nin kentsel dönüşüm uygulamalarına engel olduğu yalanına sarıldılar. Bunun da gerçeklerle uzaktan yakından ilgili olmadığını biliyorlar aslında. Biz bugüne kadar bütün açıklamalarımızda kentsel dönüşümün amacının deprem riski yüksek alanların güvenliğinin artırılması amacıyla kullanılması gerektiğini dile getirdik. Yoksulları kent merkezlerinden uzaklaştırma amaçlı, şehircilik ilkelerine uymayan yerleşimler yerine kentlerin dokusuna uygun, demografik ve kültürel yapıyı bozmayan güvenlikli yapılar inşa edilmesi gerektiğini söyledik. Siyasi iktidar ise bu süreci, deprem riski yüksek alanlara değil, rantı yüksek alanlara öncelik veren, kentsel dokuyu tahrip eden bir anlayışla yandaşlarına sermaye aktarma aracı olarak kullanmak istedi.

Siyasi iktidar, tüm bu yaşananlardan hiçbir ders çıkarmadığını deprem sonrasındaki uygulamalarıyla bir kez daha gösterdi. Daha arama kurtarma faaliyetleri bile tamamlanmadan, gerekli deliller toplanmadan alelacele enkaz kaldırma çalışmaları başlatıldı. Enkazlar bile kaldırılmadan 200 bin konutun inşası için sözleşmelerin yapıldığı ilan edildi. 126 No’lu Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile afet bölgesindeki iskan alanlarının belirlenmesinde, imar planlarının hazırlanmasında ve her türlü yapının inşasında tüm yetkilerin Çevre ve Şehircilik Bakanlığına devredildi. Henüz jeolojik inceleme ve etütler bile yapılmadan yeni yerleşim yerlerinin temel atma törenlerinin yapılacağı duyuruldu.

Tek adam rejiminin “ben yaptım, oldu” anlayışının devamı olan bu uygulamaların bilime ve tekniğe uygun hiçbir yanı bulunmamaktadır. Yapılmak istenen şey halkın barınma sorununun çözümü değil, bir seçim propagandası olduğu çok açıktır. Gerekli inceleme ve hazırlıklar yapılmadan atılacak her adım, yapılacak her konut yeni felaketlere davet çıkarmak anlamına gelmektedir. İnsanların çaresizliğinin bir seçim malzemesine dönüştürülmesine izin veremeyiz. Depremin yıktığı binlerce yıllık kadim kentlerimizin tarihsel, kültürel, demografik, sosyal yapısının alelacele verilen kararlarla yok edilmesine sessiz kalamayız.

Değerli Basın Emekçileri;

TMMOB ve bağlı odaları olarak tüm örgütlülüğümüzle, tüm kurullarımızla, tüm üyelerimizle depremin ilk gününden itibaren büyük bir seferberlik içindeyiz. Bir yandan üyelerimizin mesleki bilgi ve birikimini deprem bölgesindeki mühendislik, mimarlık, şehir plancılığı hizmetlerinin karşılanması için yönlendirirken, diğer yandan da topladığımız yardım ve barınma malzemelerini bölgeye gönderiyoruz. Yöneticilerimiz ve gönüllü üyelerimiz depremin ilk gününden itibaren bölgenin her yerinde çalışmalara katılıyorlar. Diğer yandan da sahada bulunan arkadaşlarımızın gözlem ve incelemelerini raporlaştırarak kamuoyunu bilgilendirmeye çalışıyoruz.

TMMOB ve Bağlı Odalarımızın Başkanları ve Yönetim Kurulu Üyeleri olarak inceleme ve temaslarda bulunmak için geçtiğimiz Çarşamba gününden bu yana bölge illerini geziyor, yetkililerle ve İl Koordinasyon Kurullarımızla görüşüyoruz. Mersin, Adana, Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Adıyaman’ın il ve ilçe merkezlerini ziyaret ederek yıkımın yaşandığı alanlarda incelemelerde bulunduk.

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’le, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’la, Arsuz Belediye Başkanı Asaf Güven’le, Defne Belediye Başkanı İbrahim Güzel’le ve Samandağ Belediye Başkanı Refik Eryılmaz’la görüşmelerde bulunarak bu il ve ilçelerimizin güncel sorun ve ihtiyaçları üzerine görüş alışverişinde bulunduk.

Yine bu süre zarfında Mersin, Adana, İskenderun, Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Adıyaman ve Diyarbakır İl Koordinasyon Kurullarımız ile toplantılar yaparak bölge illerinde bulunan örgütlerimizin ve üyelerimizin ihtiyaçlarını ele aldık. Yarın da Malatya’da inceleme ve temaslarda bulunduktan sonra Ankara’ya geri döneceğiz.

Yaptığımız inceleme ve görüşmelerden yola çıkarak bir rapor hazırlayarak kamuoyuyla paylaşacağız. Ama sizin kanalınızla şunu şimdiden söylemekte fayda görüyorum: bölgedeki depremzedelerin hijyen, barınma ve beslenme gibi en temel ihtiyaçları bile tam anlamıyla karşılanabilmiş değil. Özellikle ilçe merkezleri henüz kendi başına ayakta durabilecek durumda değil. Bu yüzden bölge halkıyla yardımlaşmaya, dayanışmaya devam etmemiz gerekiyor.

Bir çağrı da siyasi iktidara yapmak istiyorum. Bölge halkının en önemli sorunu barınma. Gezdiğimiz yerleşimlerde geçici barınma alanlarının henüz tamamlanmadığını gördük. İktidar derhal bu soruna çözüm bulmalı, depremzedelerin insani koşullarda barınmaları için geçici barınma alanlarını tamamlamalıdır.

TMMOB olarak bizler tüm örgütlülüğümüzle ve gücümüzle bölge halkıyla yardımlaşma ve dayanışma ilişkilerimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Diğer yandan da bölgedeki şube ve temsilciliklerimizi işler hale getirerek bölge insanının mühendislik, mimarlık, şehir plancılığı hizmetlerinden yararlanması, üyelerimizin mesleklerini icra edebilecekleri imkanlara kavuşması için gerekli altyapı ve mekânsal ihtiyaçları bir an evvel karşılayacağız.

Tüm bu zorlukları birlikte, dayanışmayla aşabileceğimize olan inancımla, hepinize bir kez daha geçmiş olsun dileklerimiz iletiyorum.

Emin Koramaz
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı