V. ELEKTRİK TESİSAT ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ BAŞLADI

19.10.2017

EMO İzmir Şubesi tarafından 2 yılda bir düzenlenen "Elektrik Tesisat Ulusal Kongre ve Sergisi"nin beşincisi "Akıllı Şehirler/Güvenli Tesisler" temasıyla 18-21 Ekim 2017 tarihlerinde İzmir`de Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi`nde başladı.

V. ELEKTRİK TESİSAT ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ BAŞLADI

EMO İzmir Şubesi tarafından 2 yılda bir düzenlenen "Elektrik Tesisat Ulusal Kongre ve Sergisi"nin beşincisi "Akıllı Şehirler/Güvenli Tesisler" temasıyla 18-21 Ekim 2017 tarihlerinde İzmir`de Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi`nde gerçekleştiriliyor. Ulusal ve uluslararası düzeyde çok sayıda akademisyen ve uzmanı bir araya getirerek bilgi ve deneyimlerin paylaşılmasına olanak sağlayan kongre ile eş zamanlı olarak açılacak sergide de yeni teknolojik ürünler tanıtılıyor.

Kongre, 18 Ekim Çarşamba günü saat 10.00`da yapılan açılış töreniyle çalışmalarına başladı. Açılış töreni öncesi Olten Filarmoni Oda Orkestrası sahne aldı. Kongrenin açılışında konuşan EMO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mahir Ulutaş, kongreni "Akıllı Şehirler-Güvenli Tesisler" ana temasıyla gerçekleştirdiğini hatırlatarak, düzenlenecek sempozyumlara ve oturumlara ilişkin bilgi vererek, kongrede temaya uygun olarak bilimsel gelişmeleri bir kez de "Endüstri 4.0" penceresinden değerlendirileceğini kaydetti. Kongre kapsamında yeni teknoloji ve hizmetlerin 58 ulusal ve uluslararası ölçekli firma ve kurum tarafından sergileneceğine değinen Ulutaş, "Kongre Yürütme Kurulumuz, teorik bilginin yanı sıra uygulamalara ilişkin bilgi ve deneyimlerin de paylaşılması için özel bir çaba sarf etti. Serginin yanında oturumlarda uygulamaya dönük bildirilerin sunulmasına gayret göstererek, bu önemli eksikliği gidermeye çalıştı" diye konuştu. Kongre programı 18 aylık kolektif bir çalışmanın ürünü olduğunu vurgulayan Ulutaş hazırlık çalışmalarına ilişkin şu bilgileri verdi: 

"Kongre Yürütme Kurulu toplamda 21 kez bir araya gelerek, hazırlık çalışmalarını koordine etti. Kongre düzenleme ve bilim kurullarımızın çalışmaları, her sempozyum için ayrı ayrı oluşturulan kurulların çalışmalarıyla bütünleştirildi. Onlarca kurum, kuruluş ve firma düzenli ziyaret edilerek, çalışmalara katkı alındı. Mühendislerin yanı sıra çalışma alanlarındaki mimar, teknisyen ve teknikerler gibi diğer mesai arkadaşlarımızı da bu buluşmaya katmak için özel çaba sarf edildi. Önümüzdeki 4 gün boyunca inançla, dayanışmayla sürdürülen bu çalışmanın meyvelerini hep birlikte toplayacağız."

Geleceğin Mühendisliği Şekillenecek
Kongre ile geleceğin mühendisliğinin şekillendirmeye katkı sağlamayı ve teknolojinin yaşamı olumlu yönde değiştirmesine vesile olmayı hedeflediklerini ifade eden Ulutaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Kongremizde, sempozyumlarımız ve özel etkinliğimizle birlikte, akıllı şehirler, akıllı enerji şebekeleri ve akıllı binalar konularına odaklanırken, bir yandan da insan hatalarını en aza indirecek şekilde "güvenli tesisler" için teknoloji geliştirmenin önemini vurgulayacağız."

EMO`nun Ar-Ge ve bilgi yoğun ekonomik politikalarına vurgu yaptığını ifade eden Ulutaş, "Ne yazık ki bugün sürdürülen neo-liberal ekonomi politikalarının gereği olarak, ülkemiz hemen hemen her alanda yüksek teknoloji ürünleri için açık pazar durumundadır" dedi. Cari açığın enerji ithali ve teknoloji ürünlerinden kaynaklandığına dikkat çeken Ulutaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Unutulmamalıdır ki, siyasal bağımsızlığın temeli iktisadi bağımsızlıktır ve bunun yolu da özgür ve eleştirel düşünen kuşakların yetiştirilmesi amacıyla laik ve bilimsel bir eğitimin her kademede tesis edilmesi, enerji, madencilik, telekomünikasyon başta olmak üzere temel altyapı sektörlerinin kamusal bir master planla kısa vadeli ekonomik dalgalanmalardan ve şoklardan etkilenmeyecek bir yapıya kavuşturulması ve dünyadaki teknolojik ve bilimsel gelişmeleri yakından takip ederek, ülke için ayakları yere basan, gerçekçi bir sanayileşme, teknoloji ve Ag-Ge politikasının ve buna uygun bir yatırım ve teşvik sisteminin geliştirilmesi olacaktır."

EMO`nun bilimsel etkinlikler ve hizmet içi eğitimlerle mühendislik hizmetlerinin kalitesini artırmaya çalıştığını vurgulayan Ulutaş, ülkemizde teknoloji geliştirecek mühendislik birikimi bulunduğunun altını çizdi. Önceki kongrelerde madenlerde alınması gereken ve yeni geliştirilen güvenlik teknolojilerine yer verildiğini hatırlatan Ulutaş, iş cinayetlerinin sürdüğünü hatırlatarak, kongre kapsamında yer alan patlayıcı ortamlara ilişkin bildirilerin ilgiyle takip edilmesi gerektiğini kaydetti.

"Yoksulluğa Mahkum Kalırız"
Yüksek üretim maliyetlerini işçilik giderlerini düşürülerek dengelenmesin yoksulluk yarattığını kaydeden Ulutaş, "enerji yoksulluğu" ve "bilgi iletişim teknolojileri (BİT) yoksulluğu" gibi yeni kavramların tartışılmaya başlandığını ifade etti. Uluslararası Telekomünikasyon Birliği‘nin (ITU) BİT Geliştirme Endeksi‘nde Türkiye`nin 175 ülke içinde 70‘inci sıraya düştüğüne dikkat çekerek, "Endüstri 4.0 uygulamalarının yarattığı yeni olanakları irdeleyeceğimiz bu kongrenin açılışında, ‘bilgi toplumu` dönüşümünde gelişmiş ülkeler bir yana gelişmekte olan çoğu ülkenin gerisinde kaldığımızı vurgulamadan geçemeyeceğim" diye konuştu. Dünya genelinde çocuklara ana okul çağında kod yazmanın öğretildiği bir döneme girildiğini ifade eden Ulutaş, "İnternet erişimi üzerindeki vergilerin artırıldığı, cihazlar üzerindeki vergi yüke TRT payını da ekleyen ülkemiz, ne yazık ki bu haliyle dünyanın yoksulluğuna taliptir" diye konuştu. 

Telekomünikasyon altyapısındaki sorunların, bilgi ve iletişim teknolojilerindeki dışa bağımlılığın mühendislik faaliyetleri açısından da açmazlar yarattığına işaret eden Ulutaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Nesnelerin İnterneti ve Endüstri 4.0 kavramları etrafında tartıştığımız gelişmeler, ekonomik gelişimin yönünü belirleyici niteliktedir. Dünya genelinde yaşanan bu dönüşümün gerisinde kalmamak için ne yazık ki bilimsel ve teknik gelişmelerin paylaşılması ülkemiz için tek başına yeterli değildir. Biz mühendisler, bu alanlara ilişkin stratejik planlamalara ihtiyaç olduğunu siyasi iktidarlara ısrarla hatırlatmalıyız. ‘Ucuzlaştırılmış emek` yoğun, rant temelli, betonlaşmaya dayalı bu modelden, bilgi yoğun bir ekonomik modele geçilmesi için hep birlikte mücadele etmeliyiz."

Konuşmasında TMMOB üzerindeki baskılara da değinen Ulutaş, "Üyelerinin iradesiyle iş başına gelen ve bizzat üyelerinin denetlediği tüm TMMOB birimlerinin, bilimin ve aklın ışığında 1954 yılında bu yana sürdürdüğü mücadeleyi yarına taşıyacağına olan inancımız tamdır" dedi. Kongrenin ülkemizin mühendislik birikimini artırması ve bu birikiminin kamu yararına katma değere dönüşmesine vesile olmasını dileyen Ulutaş, yoksulluğun panzehrinin teknoloji üretmek oluğunu vurguladı. Katılımcılara teşekkür Eden Ulutaş konuşmasını, kongreye katılan genç meslektaşlarına geliştirecekleri çözüm ve ürünlerle geleceğin akıllı şehirleri ve güvenli tesislerine oluşmasında katkıda bulunacağına inancını dile getirerek, sözlerini tamamladı. 

Aydınlatma LED Teknolojisiyle Akıllanıyor 
Ulutaş`ın ardından söz alan Aydınlatma Türk Milli Komitesi (ATMK) Başkanı Prof. Dr. Sermin Onaygil ise Ulusal Aydınlatma Sempozyumu`nun dokuzuncusunun düzenlendiğine dikkat çekerek, 2001 yılında etkinliği ilk kez yine EMO İzmir Şubesi ile gerçekleştirdiklerini ve farklı illerden sonra dördüncü etkinlikten bu yana sempozyumun İzmir`de düzenlendiğini hatırlattı. Aydınlatma alanın daha mimarları ilgilendiren bir çalışma alanı olarak görülmesine rağmen, elektrik mühendislerinin çalışma alanı olarak görülmeye başlanmasından duyduğu memnuniyeti ifade eden Onaygil, "Sempozyuma sahip çıkarak, alanın gelişmesine katkı sağlayan EMO İzmir Şubesi`ne teşekkür ederim" diye konuştu. Konuşmasından ATMK çalışmalarına değinen Onaygil, düzenlenen kongre ve sempozyumlardan edilen bilgi ve deneyimlerin ATMK`nın Türkiye`yi temsil ettiği uluslararası kurumlara ve toplantılara yansıtıldığını kaydetti. Bu yıl sempozyumun "Akıllı Şehirler ve Aydınlatma" teması ile düzenlendiğinin altını çizen Onaygil, kolay kontrol edilebilen LED teknolojisi ile birlikte aydınlatmanın kontrol mühendislerinin de çalışma alanın olduğunu kaydetti. Enerji verimliğine yönelik somut çalışmaların ilk aydınlatma alanına yoğunlaştığını ifade eden Onaygil, şimdi de akıllı, kontrol edilebilir aydınlatma üzerine çalışmaların yoğunlaştığını vurguladı. Konuya ilişkin verimlilik ve kontrol çalışmalarında, aydınlatmanın temel gereksinimlerinde karşılayacak çözümlerin geliştirilmesinin önemine dikkat çeken Onaygil, katılımcılara teşekkür ederrek sözleirni tamamladı. 

EMO`un Bilimsel Etkinlikleri 
Onaygil`den sonra konuşan EMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Önder, bilimin durağan değil, sürekli gelişim içinde olduğunu en iyi mühendislerin bilebileceğini, sürekli gelişimin de alt dallarda uzmanlaşmaya neden olduğuna dikkat çekti. EMO`nun akademi dünyası ile sıkı işbirliği içinde mesleğin bilim ve teknolojiyle olan bağını geliştirmek için çaba harcadığını anlatan Önder, bu doğrultuda geçen hafta İzmir Şirince`de "Hesaplamalı Sinirbilim" başlığı altında doktora öğrencileri ile alanda çalışan öğretim üyelerinin bir araya geldiği 6. Akademik Kamp`ın gerçekleştirildiğini anımsattı. Önder, "Yapay zeka ve robotik gibi alanlara kadar uzanan sinirbilim konusunda çalışan meslektaşlarımızla birlikte olduk. Bugün de akıllı fabrikalardan akıllı şebekelere, akıllı binalardan akıllı kentlere kadar uzanan ufuk açıcı bir etkinliğimizin açılışında olmanın gurunu yaşıyoruz" diye konuştu.

EMO`nun etkinliklerine önümüzdeki hafta Eskişehir`de Elektrikli Raylı Ulaşım Sistemleri Sempozyumu (ERUSİS) ile devam edeceğini belirten Önder, Kasım ayında İstanbul`da Elektrik-Elektronik Mühendisliği Kongresi (EEMKON), Antalya`da 9. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Sempozyumu (YEKSEM), Bursa`da da 10. Uluslararası Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Konferansı`nın (ELECO) yapılacağını bildirdi. Aralık ayında Zonguldak`ta 4. ATEX-Patlayıcı Ortamlarda Güvenlik Sempozyumu ve Adana`da TMMOB adına 11. Enerji Sempozyumu`nun gerçekleştirileceğini kaydeden Önder, "Kısıtlı olanaklarla üyelerimizin emeğiyle sürdürdüğümüz bu etkinliklerle, bilim ve tekniği ülkenin ağır gündeminde üst sıralara taşımaya gayret ediyoruz" dedi.

"Umudumuz; Bilimsel ve Akılcı Düşünce Sistemi"
Bilimin de mühendisliğin de gelişiminde sorgulama ve merakın anahtar rol oynadığını, ancak bu temelin daha ilkokul düzeyinden itibaren itinayla yok edilmek istendiği bir dönemde yaşandığını anlatan Önder, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ortaöğretim düzeyinde okuduğunu anlama ve temel matematik bilgisinde başlayan gerileme, üniversite eğitimine de yansımaktadır. Sorgulayan, düşünen insanlar yetiştirebilmek için laik ve bilimsel eğitime sahip çıkmak biz mühendisler için ideolojik bir tercihin ötesinde mesleki olarak yaşamsal önemdedir. Bilimin yok sayıldığı, ifade özgürlüğünün kısıtlandığı toplumlarda, bilimle paralel gelişme gösteren mühendisliğin de gerilemesi kaçınılmadır. Elbette Türkiye`nin çok iyi yetişmiş insan gücü de vardır. Bizim de umudumuz; işte bu bilim insanlarımız ve geleceğe taşıyacakları bilimsel ve akılcı düşünce sistemindedir. Bugün bir arada bulunan bu kıymetli topluluğun geleceğin yapı taşlarını öreceğinden hiç şüphemiz yoktur."

Türkiye`nin 1 yılı aşkın süredir yönetildiği OHAL`in 5. kez uzatıldığına dikkat çeken Önder, OHAL sürecinde çok sayıda sendika, meslek odası ve demokratik kitle örgütünün iktidarın ağır baskısına uğradığını, o kurumlardan birinin de TMMOB ve bağlı odaları olduğunu kaydetti. TMMOB`nin kuruluş yasasının defalarca değiştirilmek istendiğini, mesleki yetkileri ve denetim faaliyetlerinin engellenmeye çalışıldığını anlatan Önder, son olarak Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı`nın Kimya Mühendisleri Odası`na (KMO) karşı açtığı ve EMO`nun da müdahil olduğu davada, Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi`nin KMO Yönetim Kurulu`nun görevden alınmasına karar verdiğini anımsattı. Anayasa ve TMMOB Yasası`nın ilgili hükümleri ortadayken hukuka aykırı olarak verilen bu karara itiraz edileceğini belirten Önder, şunları söyledi:

"OHAL`ın ağır baskısı altında verilen bu kararları elbette tarih yargılayacaktır. Bilinmelidir ki; TMMOB ve bağlı Odalar, iktidarların saldırılarına boyun eğmeyecek, demokrasi ve adalet mücadelesinden asla vazgeçmeyecektir. Meslek alanlarındaki eksiklikler ve yanlışları bağımsız özerk yapısı ve Anayasa`dan aldığı sorumluluğu gereği gündeme getirerek, kamu yararına çözümler üretilmesi için çaba harcayan meslek odaları, merkezi ve yerel yönetimlerin yanlış icraatları konusunda uyarılarını sürdürmektedir. Ancak AKP iktidarı, 12 Eylül rejimini de aşacak şekilde TMMOB`un özerkliğini yok ederek, bir bakanlık birimine dönüştürme gayreti içindedir. Odaları, bakanlıkların kendi iç yönetmeliklerine tabi kılarak, kurmak istediği vesayet sistemi, denetim değil baskı ve işlevsizleştirmedir."

Yangın Güvenliğinde Zafiyet
Meslek odalarının Anayasa ve kuruluş yasasından aldığı yetki ile toplum ve kamunun çıkarları, can ve mal güvenliğinin sağlanması için çalıştıklarını kaydeden Önder, EMO`nun yıllardır uğraşması ve alınan yargı kararlarına rağmen Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik`te gerekli düzeltmelerin yapılmadığını söyledi. Önder, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kamuya açık binalardaki ölümlü yangınlara rağmen eksikliklerin giderilmemesi bir yana yapılan yeni değişikliklerle kimi binalar yönetmeliğin getirdiği önlemleri almaktan bile muaf tutulmuştur. Bu muafiyetler ve denetimsizlik Adana Aladağ Öğrenci Yurdu gibi yangınların çıkarılmasına davetiye çıkartmak demektir. Ne yazık ki, bugüne kadar yangın güvenliği konusunda EMO`nun deneyimli üyeleri tarafından yapılan çalışmaların dikkate alınmaması çok büyük zafiyetler yaratmaktadır. EMO bu alanda bir yandan sempozyumlarda konunun uzmanlarını bir araya getirerek her türlü bilimsel çalışmayı gerçekleştirmeye çalışırken, hukuk mücadelesini de sonuna kadar sürdürecektir."

Hüseyin Önder, Enerji Bakanlığı`nın resmi verileriyle elektrik tüketiminde tasarruf değil israfa yol açan yaz saatinin kalıcılaştırılmasının hukuksuz olduğunun yargı kararıyla ortaya çıkmış olmasına rağmen, aynı düzenlemede ısrar edildiğini anımsattı. "Ne olduğu belirsiz bir rapordan söz edilmekte, bu rapora dayanılarak tasarruf yapıldığını iddia eden haberlere inanmamız beklenmektedir" diyen Önder, ortada resmi olarak açıklanan elektrik tüketim rakamları varken, kamuoyuna açıklanmayan bir rapora dayanılarak bu ısrarın sürdürülmesinin kabul edilemeyeceğini vurguladı.

"Özerk" TMMOB Vurgusu
Türkiye`nin gelişmesinin doğru mühendislik uygulamalarının hayata geçmesi, yerel ve merkezi iktidarların kentleşme, çevre, enerji, telekomünikasyon ve sanayileşme politikalarına ilişkin yanlışlarının önüne geçilmesine bağlı olduğunu belirten Önder, bugün eksikleri de olsa erişilen kalkınma düzeyinde TMMOB`un özerk yapısının katkısının büyük olduğunu belirtti. Önder, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bizler, bilim ve tekniğin ışığı altında mesleğimiz aracılığıyla ürettiğimiz bilgi ve birikimlerimizi topluma aktarmakla yükümlüyüz. Bu bilgi birikimimizi günübirlik çıkarlar, şirketlerin çıkarı ya da iktidarın çıkarı için değil, kamunun yararı için gündeme getirmeye devam edeceğiz. Siyasi iktidar, bir hafta sonra tersine dönen uygulamaların bile alkışlanmasına alışmış olabilir, ancak Odalarımız; bedeli yalnızca bugünü değil çocuklarımızın geleceğini de kapsayacak olan teknik ‘yanlışları` söylemeye devam edecektir. Meslek örgütlerimizin kendi mesleki alanlarında değerlendirme yapmak ve kamuoyunu bilgilendirme noktasından geriye düşmesine izin verilemez."

"İstihdam Sorunu Gündeme Alınsın"
Meslek odalarının, üyesi ve kamunun yararını aynı anda koruyan çalışmaları sürdürürken, mühendisin haklarının da baş savunucusu olduğunu aktaran Önder, mühendislerin de kamunun bir parçası olarak uygulanan eğitim, sağlık, ekonomi ve çalışma hayatına ilişkin politikalardan doğrudan etkilendiğine dikkat çekti. Mühendislerin emeğinin ucuzlatıldığı, kendi mesleki üretimini yapan bir kesim olmaktan uzaklaştırılarak ücretli çalışan haline dönüştürüldüğü bir dönem içerisinde bulunulduğunu vurgulayan Önder, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Bu süreç elbette mühendislik mesleğinin içeriğinin boşaltılarak, niteliksizleştirilmesine de yol açıyor. Bu anlamda Endüstri 4.0 denilen gelişmelerin mühendislerin iş alanlarına etkisini de anlamaya çalışmamız gerekiyor. Teknolojik gelişime karşı durmak değil, ama teknolojinin insanların yararına uygulanmasını sağlama noktasından hareket ederek, ülkemizin gelişim planlaması ve mühendislerin istihdamı sorununun gündeme alınmasını talep ediyoruz. EMO bünyesinde yaptığımız araştırma mühendislerde işsizliğin yüzde 18.7 gibi çok yüksek bir düzeye ulaştığını bizlere göstermiştir. Bu işsizlik içinde genç mühendislerin payı büyüktür. Bu bizim için giderek derinleşen bir yara haline gelmeye başlamıştır."

"İzmir Akıllı Kentte Dönüşüyor"
Hüseyin Önder`in ardından konuşan İzmir Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkan Danışmanı Muzaffer Tunçağ ise konuşmasına İBB Başkanı Aziz Kocaoğlu`nun "Türkiye`nin aydınlık kentinden, aydınlanma kongresine başarılar dilerim" şeklindeki mesajının ileterek başladı. İzmir`in enerji verimliği ve akıllı kent uygulamaları konusunda öncü kentlerden biri olduğunu ifade eden Tunçağ, 2 bin kilometre uzunluğundaki fiber optik alt yapının tamamlandığını ve akıllı trafik uygulamalarının yakın bir dönemde kullanılmaya başlanacağını kaydetti. İzmir`in sera gazı emisyonun 2023`e kadar yüzde 20 düşürmeyi hedeflediğini hatırlatan Tunçağ, "Sadece kullanmaya başladığımı 20 elektrikli belediye otobüsleriyle 6 ayda 20 bin ağaç dikmeye denk gelecek şekilde karbon emisyonu azalttık" diye konuştu. Tramvay projelerinin tamamlanması, İZBAN ve metro kullanımın artmasıyla birlikte ulaşımda enerji verimliğinin yükseleceğini kaydeden Tunçağ, konuşmasında Kemeraltı`nda uygulanacak aydınlatma projesinin detaylarına yer verdi. Tunçağ, konuşmasının etkinliğin İzmir`de gerçekleştirilmesinin önemine dikkat çekerek tamamladı.

"Bilimsel Akla Sahip Çıkmayı Sürdüreceğiz"
Tunçağ`ın ardından konuşan TMMOB Yürütme Kurulu Üyesi Cengiz Göltaş ise konuşmasına TMMOB`un çalışma programının temelini oluşturan ilkelerin altını çizerek başladı. TMMOB`un etkinliklerinde özgür düşüncenin en önemli değer olduğunu vurguladığını kaydeden Göltaş, "TMMOB, bilim ve teknolojinin üretilmesinde, bilimsel akla, laik ve demokratik düşünsel yapıya uymayan her türlü yaklaşımı ülke gelişmesinin önünde en büyük engel olarak görmüştür" diye konuştu. TMMOB ve bağlı Odalarının üye, toplum ve meslek alanlarına ilişkin sorumlulukları her geçen gün arttığını ifade eden Göltaş, bilimsel ve teknolojik gelişmelere bağlı olarak mesleğin uygulama biçimlerinin güncellemek olduğunu bildirdi. Sorumluluğun sadece mühendislik hizmetlerinde yaşanan sorunların teknik çözümüne ilişkin olmadığını vurgulayan Göltaş'ın konuşmasının tamamı şöyle:

"Değerli Konuklar,

Sevgili Meslektaşlarım,

Öncelikle şahsım ve TMMOB Yönetim Kurulu adına hepinize saygılarımı sunuyorum.

V. Elektrik Tesisat Ulusal Kongresini selamlarken, TMMOB olarak çalışma proğramımızın temelini oluşturan birkaç konudaki önceliklerimizin altını çizmek isterim.

TMMOB ve bağlı Odaları, her dönem yaptığı mesleki etkinliklerde; çağdaş eğitim ve öğretim olanakları ile yaratılmış bağımsız ve özgür düşüncenin en önemli değer olduğunu vurgulamış, bilim ve teknolojinin üretilmesinde, bilimsel akla, laik ve demokratik düşünsel yapıya uymayan her türlü yaklaşımı ülkenin gelişmesinin önünde en büyük engel olarak görmüştür.

Hiç kuşku yok ki, TMMOB ve bağlı Odalarının üye, toplum ve meslek alanlarına ilişkin sorumlulukları örgütsel gelişimi ile orantılı olarak her geçen gün artmaktadır. Bu sorumlulukların en başında da dünyada ve ülkemizde yaşanan bilimsel ve teknolojik gelişmeler ile, bu gelişmelere bağlı olarak toplumsal yaşamın olumlu ya da olumsuz değiştiği koşullarda mesleğin uygulanma biçim ve esaslarının güncellenen bir anlayışla ele alınması gelmektedir.

Bu ihtiyaç, sadece meslek örgütlerimizin mühendislik hizmetlerinde yaşanan günün temel sorunlarına ait çözümler üretmesine dair teknik bir zorunluluk ile sınırlandırılamayacak ölçüde önemlidir. Önemli olmasının temel nedeni ise, Meslek Odalarının varoluş nedeni ile beraber kendi içinde yarattığı dönüşüm dinamizmine uygun olarak toplumcu bir bakışla yönetiliyor olmasıyla doğrudan ilgilidir.

Hiç kuşku yok ki TMMOB ve Odalarımızın 1970’li yıllardan bu yana tarihi, mesleğin ve meslektaşların sorunlarını ülke sorunlarından ayrı görmeyen, bilimin, tekniğin ve aydınlanmanın ışığında, emek, özgürlük ve eşitlik mücadelesinin tarihidir. Yani öznesinde insan vardır.

Bu nedenle de, Odalarımızın bilimin ve teknolojinin gelişimine ve mesleğin uygulama alanlarına yönelik olarak sorumluluklarını ertelemesi veya kayıtsız kalması beklenemez. TMMOB ve bağlı Odalar kurumsal olarak bilimsel-mesleki eğitim, teknoloji ve üretim arasındaki diyalektik bağı kendi örgütsel yapılarıyla ilişkilendirdiği bir yerden karşılaştığı sorunlara yanıt üretmek zorundadır. Bu noktada temel iki soru;

-                     Bilim ve Teknolojin gelişimine parelel olarak mesleğin uygulama alanlarındaki değişim karşısında Odaların rolü ne olmalıdır.

-                     Bilim ve Teknolojideki değişim süreci kapitalist sistemin ihtiyaçlarına göre şekillendirilmek istenirken, toplumcu bir yaklaşım ile teknoloji ezilenlerin lehine yeni bir mücadele ve yaşam alanlarının yaratılması için nasıl değerlendirilebilir.

Değerli Meslektaşlarım;

Bütün bunları ne için ifade ediyorum.? Bu kongre ve sempozyumlar ile yaratmak istediğimiz iklime rağmen rüzgar hangi yönden esiyor ve neye rağmen böyle bir çabanın içindeyiz… son olarak buna dair son dönemde önümüze gelen çarpıcı bir sonucu vurgulamak, bir yanı ile madalyonun öbür yüzü dediğimiz mevcut gerçekliğimiz ile yüzleşmek durumundayız.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından üçer yıllık dönemler hâlinde, 15 yaş grubundaki öğrencilerin kazanmış oldukları bilgi ve becerileri değerlendiren bir araştırma olarak isimlendirilen ve Açılımı “Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı” olan PISA’ya göre, Türkiye'deki öğrenciler bilim, matematik ve okumada OECD ortalamasının altında kaldı. 72 ülkede uygulanan ve öğrencilerin okuma becerileri, matematik ile fen bilimleri alanlarındaki seviyelerinin ölçüldüğü sınavlarda, Türkiye’den katılan öğrenciler fen bilimlerinde 52. okuma becerilerinde 50. matematikte ise 49. sırada yer almıştır. Türkiye, üç ders alanında da OECD ortalamasının çok gerisinde kalmış, 2003 yılındaki başarı seviyesinin bile gerisine düşmüştür.

Toplumların ekonomik, sosyal ve kültürel yapısını oluşturan en önemli özellik, insan yetiştirme modelidir. Çocukların yetiştirilmesi sürecinin düzgün işlemesi, sağlıklı bir toplum yapısının oluşturulması açısından önemlidir. Bu durum, aynı zamanda toplumun ilerlemesi ve gerçek anlamda özgürleşmesi açısından büyük önem taşımaktadır.

Özetle; TMMOB olarak bilimsel mesleki etkinliklerimizi yaparken mevcut eğitim sistemini sorgulayan bir noktada bir yandan İlk ve orta öğretimde süregelen yanlışlara itiraz ederken, kendi mühendislik alanlarımızın gelişimiyle doğrudan ilgili olarak Üniversitelerin bilimsel demokratik ve akademik özerkliğini savunmayı da sürdüreceğiz.

Her türden ırkçı-gerici, çağdaş yaşamı tehdit eden laiklik karşıtı düşünce ve eylemlere karşı Cumhuriyet’in demokratik kazanım ve haklarına sahip çıkıp geliştirilmesini gözeteceğiz.

Diğer taraftan yaşadığımız günler, TMMOB tarihinin en ciddi baskı ve yasaklar ile karşı karşıya kaldığı ve boyun eğmeyerek mücadelesini sürdürdüğü bir süreç olarak tarihe geçecektir.

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Kimya Mühendisleri Odasına açtığı davada KMO Yönetim Kurulunun görevine son verilmesi kararı anti-demokratiktir ve bu kürsüden bir kez daha mahkemenin bu tavrını şiddetle kınıyoruz.

Değerli Meslektaşlarım; TMMOB susturulmak, etkisizleştirilmek, siyasal iktidarın arka bahçesi haline getirilmek isteniyor.

Yağma yok, TMMOB; Türkiye’nin her yerinde eşit, özgür, demokratik bir Türkiye için emek ve demokrasi güçleriyle birlikte omuz omuza. Bugün TMMOB’yi savunmak demek; “AKP diktası ve gericiliğine, ülkemizin talanına, halkımızın sömürülmesine, haklarımızın gasp edilmesine karşı mücadele” demektir.

Bu anlayış ile sözlerime son verirken V. Elektrik Tesisat Ulusal Kongresinin gerçekleşmesini sağlayan Düzenleme, Danışma ve Yürütme Kurullarına, Kongre Sekretaryasına, İzmir Şubesi Yönetim Kuruluna, Şube çalışanlarına, Kongreye bildiri sunan, panel ve oturumlarda görev alan konuşmacı ve yöneticilere, siz değerli delegelere ve kongre izleyicilerine, fuarda yer alarak kongreye katkıda bulunan kurum ve kuruluşlara, destekleyen kuruluşlara ve kongremizde görev alan gönüllü öğrenci üyelerimize şahsım ve TMMOB Yönetim Kurulumuz adına içtenlikle teşekkür ediyorum. Kongremizin başarılı geçmesini diliyor, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum."

V. Elektrik Tesisat Ulusal Kongre ve Sergisi çalışmaları oturumlarla sürdürüyor