ADANA İKK “YEREL YÖNETİMLERDE KATILIMCILIK” PANELİ DÜZENLENDİ

18.02.2019

TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu 15 Şubat 2019 tarihinde Adana Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde  “Yerel Yönetimlerde Katılımcılık” paneli düzenledi.

TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu’nun düzenlediği “Yerel Yönetimlerde Katılımcılık” panelinin açılışında İKK Sekreteri Erol Salman, “Kuvvetler ayrılığı ilkesinin terk edildiği, demokrasinin hiçe sayılarak iktidar erklerinin tamamının tek merkezde toplandığı, kendi söylemleriyle ‘bir anonim şirket gibi’ yönetilen ülkede sermaye ile devlet arasındaki ilişki arazi rantı üzerinden şekillenmektedir” dedi.

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ruşen Keleş ve Doç. Dr. Ulaş Bayraktar’ın konuşmacı olduğu panelde ilk söz alan Prof. Dr. Ruşen Keleş, demokrasiyi, büyük düşünürlerin halkın, halk için, halk tarafından yönetilmesi biçiminde tanımladığını, bu tanımın da katılımın, demokrasinin özünde var olduğunu göstermektedir, diye konuştu.

Tarihsel gelişim süreci içinde, demokrasinin önce doğrudan demokrasi, sonra da temsili demokrasi olarak uygulama alanı bulduğuna vurgu yapan Keleş konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Her ikisinde de, yönetenin halk olması zorunluluğu vardır. Katılım kavramı, demokrasi kavramıyla çok yakın ilişki içindedir. Siyaset Biliminde, yakın tarihlere kadar devlet ile ulus özdeş kavramlar olarak algılandı. Oysa günümüzde ulusu oluşturan toplumsal sınıflara ve her kesimden güçlere dayanmayan bir devletin boş bir kalıp olmaktan başka anlamı olmadığı görüşü yaygınlık kazanmıştır. Bu bağlamda, sivil toplum örgütlerinin, meslek kuruluşlarının ve her kesimden halkın kendisinin temsiline olanak tanımayan bir demokrasiden söz edilemez.

Katılım, bireyle siyasal toplum kurumları atasındaki etkileşim türüdür. Yerel nitelikteki kamu hizmetlerini üretmek ve halka sunmakla görevli olan yerel yönetimlerin, yalnız organlarının oluşturulması sürecinde değil, tüm karar ve çalışmalarında katılıma en geniş ölçüde yer vermemeleri hem yerel demokrasinin, hem de demokrasinin kendisinin var olabilmelerinin ön koşuludur.”