ANTALYA EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ: YÜKSEK SEÇİM KURULU'NUN HUKUK DIŞI KARARINI KINIYORUZ

09.05.2019

TMMOB Antalya İl Koordinasyon Kurulu, Antalya Barosu, Antalya Tabip Odası, DİSK Antalya Birimi ve KESK Antalya Birimi 9 Mayıs 2019 tarihinde bir araya gelerek ortak basın açıklamalarıyla Yüksek Seçim Kurulu'nun İstanbul seçimlerini yenileme kararını kınadılar.

YÜKSEK SEÇİM KURULU'NUN HUKUK DIŞI KARARINI KINIYORUZ

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini 7’ye karşı 4 oyla alınan haksız bir kararla iptal etmiştir. Bu kararın, hukuki değil,  baskıyla verilmiş siyasi bir karar olduğu açıkça ortadadır. İptal kararı, İstanbul’u ve giderek tüm ülkeyi büyük bir kaosa sürüklemektedir.

Hukuki olarak, Sandık kurulu teşkiline ilişkin itirazlar 298 sayılı kanunun 130. Maddesine göre olağanüstü itiraza konu olamaz. Sandık kurulları oluşumu,  2 Mart 2019 itibariyle kesinleşmiş bir seçim işlemidir. Ayrıca, YSK’nın daha önce verdiği bir kararda başvuruyu “139 sayılı Genelgenin 13’üncü maddesine göre, sandık kurullarına yapılacak itirazlar için son günü 2 Mart 2019 tarihine kadar yapılması gerektiği” gerekçesiyle reddetmiştir. O halde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptali açıkça görülmektedir ki YSK’nın önceki kararlarına, hukuka ve kanunlara aykırı olarak verilmiş bir karardır.

Aynı kurullarla, aynı yöntemlerle yapılan önceki seçimleri meşru kabul edip, İstanbul seçimlerini meşru kabul etmemek hiçbir hukuk düzenine ve mantığa sığmaz. Bu takdirde 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin de geçerliliği yoktur.

31 Mart seçimleri sonrasında, KHK’li oldukları gerekçesiyle bazı seçilmiş belediye başkanlarına mazbata verilmemesi YSK’nın güvenilir bir kurum olmadığını bize önceden kanıtlamıştır.

İstanbul seçiminin iptali kararı ise ülkede aslında YSK diye bir kurumun olmadığını, kararları siyasilerin verdiğini açıkça göstermiştir.

 Saray İttifakı, YSK’yı baskı altına alarak sandığa açıkça darbe yapmıştır. 

İstanbul seçiminin iptali, ne sadece CHP’nin ne de seçilmiş başkanı Ekrem İmamoğlu’nun sorunudur. Bu sorun, bütün İstanbul ve Türkiye halkının demokrasi sorunudur. Dolayısıyla İstanbullular sadece kentlerinin değil, Türkiye’nin kaderini de belirleyecek önümüzdeki süreçte seçimlerini hiç zorlanmadan yapacaklardır.

Bu kaos sürecinden çıkış ancak demokrasiyle mümkündür. Ülkemizde demokrasiyi yeniden kuracak olanlar, saray ittifakı değil, bizleriz. İşçiler, emekçiler, beyaz yakalılar, kısaca halkın örgütlü demokrasi mücadelesi bize çıkış yolunu gösterecektir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

 

ANTALYA EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ