DİSK, KESK, TMMOB, TTB İSTANBUL BİLEŞENLERİ: BASKI, SÖMÜRÜ, MAFYA DÜZENİNE TESLİM OLMAYACAĞIZ!

11.06.2021

TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu, DİSK İstanbul Bölge Temsilciliği, KESK İstanbul Şubeler Platformu ve İstanbul Tabip Odası, mafya-siyaset ilişkisi üzerine 9 Haziran 2021 tarihinde Kadıköy Süreyya Operası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

 

BASINA VE KAMUOYUNA…
BASKI, SÖMÜRÜ, MAFYA DÜZENİNE TESLİM OLMAYACAĞIZ!

Türkiye, sermaye-devlet-mafya sarmalında devam eden kirli ilişkilerin ortaya saçıldığı kritik bir dönemden geçmektedir. Karşı karşıya olduğumuz tablo basitçe besleme bir mafya liderinin ifşaları ve iddiaları değildir. Yıllardır devletin her kademesinde yakın ilişkileri olan, siyasal iktidara her kritik evrede destek vermiş ve bu sayede yıllarca dokunulmamış, hatta kendisine resmi koruma verilmiş bir suçlunun devlet adına işlenen birçok suça ortak olduğuna dair itiraflarıdır.  Susurluk süreci ve öncesine kadar birçok isme uzanan, uyuşturucu ticareti iddialarına, kamu gücünü, iktidar mensuplarının da içinde olduğu rant kavgasından pay elde etmek amacıyla kullanan, hukuk dışı mafya- devlet- sermaye ilişkilerine, tek adam rejiminde yargının ne hale getirildiğine toplum olarak tanık oluyoruz.

ABD/NATO destekli oluşturulan kontrgerilla güçlerinin 12 Eylül öncesi ve sonrası sivil faşist güçlerle her türlü karanlık ilişkiler kurduğu herkes tarafından bilinmektedir. Bugüne kadar topluma karşı işlenen suçlar, binlerce faili meçhul cinayet ve katliamlar, aydınlara, gazetecilere suikast düzenlemeler, demokratik muhalefeti bastırmaya yönelik tehditler, mafya-siyaset düzeninin geldiği boyutu yeniden gündeme getirmektedir. Mafya-siyaset-sermaye sarmalında iç içe geçmiş ilişkileri devlet- derin devlet ikileminde ele almak var olan çürümüşlüğü hafife almak olacaktır. 

Susurluk kazasıyla ifşa olan kirli ilişkiler, Meclis Araştırma Komisyon raporlarına da yansımış, ancak o dönemde üstüne gidilmemesi, hesaplaşma ve yüzleşmenin olmaması nedeniyle, bugün 1990’lı yılları da aşan bir çürümeyle karşı karşıyayız.

Daha önce iş birliği içinde oldukları cemaatle girdikleri iktidar kavgası sonrası, 15 Temmuz darbe girişimi ve ardından yaşanan sivil darbe sürecinde tüm kirli ilişkileri ortalığa saçılan iktidar bloğu, şimdi de kurduğu mafya-çete-uyuşturucu ilişkileri yüzünden yeni itiraflarla karşı karşıya. Bu dönemde yaygınlaşan şiddet politikaları, keyfilik ve hukuksuzluk, ihale kanunundaki sayısız değişikliğin yarattığı denetimsizlik, yağma ve talanın bir sermaye birikim aracı olarak kanıksanması, mafya-devlet-sermaye arasındaki ayrımları giderek silikleştirmiştir.

2002 yılında iktidara gelen ve bugün Tek Adam Rejimine dönüşen iktidar bloğunun tarikatlarla kurduğu ilişkiler dahil mafya-sermaye- siyaset ilişkilerinin iç içe geçmiş parçalı yapısı, tüm ülkeyi uçurumun kenarına getirmiş durumdadır.

Bu sermaye düzeni bütün yönleri ile çürümüş ve çöküşe geçmiştir. Sömürü, yolsuzluk ve mafya/siyaset cenderesinde yıllardır işçiler, emekçiler, kadınlar ve gençler ezilmekte, baskı ve sindirme politikaları ile karşı karşıyadır. Açıktır ki sermaye sınıfının, tek adam rejiminin denetimine giren yargının bu çürümüşlüğün, hukuk dışı ilişkilerin üzerine gitme “niyeti” yoktur.

Ülkemizde uzun süredir Kürt sorununda sürdürülen çözümsüzlük ve savaş politikalarında bu gayri hukuki mafya/kontrgerilla güçlerinin devlet tarafından kullanıldığını bir kez daha açığa çıkarmıştır. Barışçıl ve demokratik çözümü reddeden iktidarlar, toplumu terörize eden bu karanlık güçleri her ihtiyaç duyduğunda devreye sokarak, gayri nizami harp ya da özel harp dairesi gibi adlarla bu güçleri meşrulaştırmaya çalışmıştır. Ülkemizin temel sorunlarının çözümsüzlüğü, hukuk dışı yol ve yapıları güçlendirirken, bu yapılar güçlendikçe demokrasiden, hukuktan uzaklaşılmıştır. Nitekim içinden geçtiğimiz gün ve yıllarda anayasanın rafa kaldırılması, ülkenin genelgelerle, keyfi kararlarla yönetilmesi bu sürecin ürünü olarak ortaya çıkmıştır.

Öte yandan bu güçler iktidarların desteği ile devlet yetkilerini kullanarak insanlık suçları işlemişler, uyuşturucu trafiğinin başına geçmişler, kanlı cinayetler, el koymalar ile servet/sermaye birikimi yaratmışlardır.

Türkiye bu karanlık ilişkilerle anılmak ve bunun bir parçası olmak zorunda değildir. Emek, demokrasi, laiklik ve barıştan yana olan tüm kesimler olarak her gün sosyal medyada bu filmi izlemek zorunda değiliz.

Bu çürümüş devlet-sermaye-mafya düzenine karşı, emekten yana, laik, demokratik bir Türkiye, barış içinde bir arada yaşam için mücadele etme, sorumlulardan hesap sorma zamanıdır. Düşlediğimiz ülke ve dünyayı kuracak tek şey de emekçilerin, halkın birlikte, örgütlü mücadelesidir. Herkesi bu mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz.

Adalete güvenin kalmadığı, seçme ve seçilme hakkı ile sınırlı demokrasinin bile işlemediği, halkın ifade özgürlüğü ve her türlü demokratik mücadele kanalları yok edilirken, mafyanın istediğini tehdit edip mitingler düzenleyebildiği bir ülkede, bu ilişkilerden medet umanlar dahil hiç kimsenin geleceği güvence altında değildir. Böylesi bir tabloyu bu ülke hak etmemektedir.

İktidar ilişkilerinden dışlandığı için intikam aldığı anlaşılan bir mafya itirafçısının beyanları, somut tanıklıklarımız ile beraber değerlendirildiğinde ortaya çıkan tablo endişe vericidir. Çocuklarımıza bırakmak istediğimiz gelecek bu değildir.

Normal şartlarda ortaya atılan bu ciddi iddiaların araştırılması ve yargının bağımsız çalışabilmesi için gerekli adımlar atılması gerekirken, demokrasi ve adalet arayışı içinde olan demokrasi güçlerinin önü türlü bahanelerle kesilmektedir. Her türlü baskı politikalarını ve polisiye tedbirleri devreye sokan iktidarın gerçek yüzü bir kez daha açığa çıkmıştır. Bu karanlık tablodan sorumlu olanlar, bu çürümüşlüğün hesabını soramaz.

Tarih önünde gerçek bir hesaplaşma, eşitlik, adalet ve demokrasi mücadelesiyle olacaktır.  Emek ve meslek örgütleri olarak, bir yandan Emeğin Türkiye’si için mücadeleyi büyütürken, diğer yandan son günlerde ortaya çıkan tüm kirli ilişkilerden hesap sorulması için, her türlü baskıya rağmen demokratik haklarımızı kullanmaktan vazgeçmeyeceğimizi, mücadeleyi yürüteceğimizi ilan ediyor, hükümeti istifaya çağırıyoruz.

DİSK İstanbul Bölge Temsilciliği

KESK İstanbul Şubeler Platformu

TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu

İstanbul Tabip Odası