DİYARBAKIR İKK YEREL SEÇİM ÖNCESİ YAŞANAN SORUNLARA İLİŞKİN AÇIKLAMA YAPTI

28.02.2019

TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu 27 Şubat 2019 tarihinde Maden Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesinde bir basın açıklaması yaparak yerel seçim öncesi yaşanan sorunlara dikkat çekti.

BASINA VE KAMUOYUNA

Yerel seçim sürecine girerken halk iradesini yok sayıp atanan kayyımlı belediyelerin kentlerimize yönelik talan ve yıkım uygulamaları gerek kent merkezinde gerekse de kent genelinde kentin gelişimi olumsuz etkileyecek ve kamu kurumlarının gelecekte karşı karşıya getirecek uygulamalar olduğunu belirtmek isteriz. Bu uygulamalarla devletin ve hükümetin kentlerimize yaklaşımını açıkça ortaya çıkarmıştır. Bunlar kentlerimizi politik bir araç olarak kullanıp, kendi siyasetini uyguladığı laboratuvarlar olarak görmektedirler.

Kayyımların ilk işleri çok renkliliği ve çok sesliliği ortadan kaldırmak olmuştur.

Kürtçe, Süryanice, Ermenice tabelalar sökülmüş yerine tek dilli Türkçe tabelalar asılmıştır. Toplumun hafızasına müdahale amacıyla halkın seçtiği belediyelerce yapılan Roboski, Ehmedê Xanê, Uğur Kaymaz vb. anıtlar yıktırılmıştır. Ceylan Önkol, Ekin Ceren, Mehmet Uzun, Orhan Doğan ve Tahir Elçi gibi şahsiyetlerin isimleri park, sokak, cadde ve ormanlardan silinmiştir.

Belediyelere ait bir kısım yapılar bağış adı altında 40 yıllık sözleşmeler ile veya bila bedel farklı kurumlara yada vakıflara verilmiştir.

Ayrıca;

*Kayapınar Belediyesine ait 13 adet Eğitim Destek Evinin kaymakamlığa devredildiği,

*Kayapınar Belediyesi tarafından ihalesi yapılan ve yapımı devam eden 20 milyonluk kütüphanenin İl Kütüphane Müdürlüğüne devredildiği,

*Kayapınar Belediyesine ait Amed Spor kompleksinin Kaymakamlığa devredildiği,

*Kayapınar Belediyesine ait 2 adet kreşin kaymakamlığa devredildiği,

*Kayapınar ilçe sınırlarında bulunan Ekin parktaki Cafe ve Kadın Merkezinin TÜRGEV’e 25 yıl kiralanmış olduğu,

*Kayapınar Belediyesi eski hizmet binasının 2.5 milyon karşılığında belediye bütçesinden tadilat yapılıp Kaymakamlığa devredileceği,

*Kayapınar Belediyesine ait 100 dönümlük seranın Kaymakamlığa devredildiği,

*Kayapınar Belediyesine ait Ceger Xwîn Kültür Merkezinin Halk Eğitime devredildiği,

*Ulu cami yanında bulunan Diyarbakır Eski Belediye Binasının İl Müftülüğüne devredildiği,

*Kayyım atanan belediyeler adına 31 Mart sonrası ödemeli olarak milyonlarca kredinin çekildiği,

şeklinde bilgiler kamuoyunda tartışılmaktadır.

Bu uygulamalardan derhal vazgeçilmelidir.

Bu uygulamalarla ne amaçlanmaktadır? Seçim sonrası halkın iradesi ile seçilecek belediyeler çalıştıramayacak duruma mı getirilmek isteniyor? Devlet eliyle halk cezalandırılmak mı isteniyor?

Yine;

*Büyükşehir Belediyesi seçim arifesinde teamüller ve kayyım olma gerçekliğinden koparak 380 personel alma gibi bir fikriyatı ortaya koymuş bulunmaktadır.

Seçimlere 40 gün kala böylesi bir siyaseti geliştirmelerinin açıklanacak hiçbir gerekçesi yoktur. Toplumsal realiteye göre belediyecilikte seçim sürecine girildiği zaman mevcut kurumu seçime kadar muacil işlerden hariç herhangi bir şey yapmamak adabı muaşerettendir. Sanki kayyımlı kentlerde seçimden çok seçimden sonraki duruma yönelik kentin ve toplumun geleceğini ipotek altına alma hesabı sezilmektedir. Biliyoruz ki bu alımlar adil ve ahlaki kültürden uzak bir yöntem ile gerçekleşecektir, buna rağmen insanların duygularıyla, hayalleriyle oynamak ahlaki değildir?

Üç yıldır personel kıyamıyla gündeme gelen kayyımlı bu belediyeler neden seçim arifesinde personel alımına gidiyor?

Her kurumun işleyişi vardır, her kurumun bir kültürü ve ahlakı vardır. Bu şekilde halkın belediyeleri yönetilemez!

Mevcut hükümetin atadığı kayyımlar kentin genel menfaatlerini hiçe sayarak kamu kaynağını boşa akıtmadığı israf etmediği ve hatta sonradan bu işleri düzeltmek için yoğun bir kamu kaynağını çarçur etmediği hiçbir gün yoktur. Her gün ayrı bir usulsüz uygulama ile uyanıyor bu kentler.

*Değerli Basın emekçileri

millet bahçesi adı altında hevsel bahçeleri fiskaya bölgesinde yapılan doğa tahribatlarını görmekteyiz. UNESCO’nun hevsel bahçeleri ile ilgili “Dünya Küktür Mirası” kararı varken ve UNESCO ya KMED(Kültürel Miras Etki Değerlendirme) raporunun sunulması ve onayının alınması gerekirken şu an politik amaçlı olarak millet bahçesi projesi uygulanarak kültürel miras ve doğal güzellikler katledilmektedir.

Bu kırımla birlikte Fiskaya Şelasi alt bölgesinde bulunan eski cafe yapısı ihale ile verilip tadilatı sürerken millet bahçesi projesi kapsamında yıkım kararı alınmıştır. Yani bir yandan onarım için para ödeyeceksin diğer yandan yeni onardığını yıkmak için kaynak sağlayacaksın; bu düpedüz birilerine rant sağlamak için peşkeş çekmektir.

Değerli basın emekçileri

Kent planları yapılırken nüfus ve ihtiyaca göre toplumun ibadet, yeşil alan ve diğer sosyal ihtiyaçlarına uygun gerekli alanlar ayrılmaktadır.

Ancak son iki yılda özellikle Kayapınar bölgesinde 17 adet yeşil alan ve sosyal tesis olarak belirlenen parseller kayyımlı belediyelerce DİNİ TESİS alanına dönüştürülmüştür. Oysaki bu parsellerin ortalama 300-400 metre ötesinde kullanımda olan camiler mevcuttur.

 Bu niteliği değiştirilen parsellerden biri de, herkesçe bilinen Park Ormanın içerisindedir. Plan esasları göz ardı edilerek inanç istismarı amaçlı Park Ormanın içine yani Yeşil Alandaki ağaçları ve çimleri sökerek cami yapmanın bilimle, akılla, vicdanla, ahlakla bağdaşır hiç bir yanı bulunmamaktadır. Üstelik bu alanın 30-40 mt. yakınında H.SİRAÇ adlı camii varken buna rağmen kim niye ne için parkın içinde cami yapar!.

Bizler kimsenin inancına ve bunun gereğini yapmasına karşı değiliz ve olamayız.  Ama Hz. Muhamedin sırf siyaseten yapılan camileri (Mescid ul Dirare ) yıktırdığını bilen bir toplumuz.

Yine Mahabad Bulvarı(75 metrelik cadde) üst bölgesinde bulunan 2.946 dönümlük yeşil alan olan KENT ORMANI’nın KONUT REZERV ALANI olarak değiştirilmesi çabasını görmekteyiz. Kentte yüzlerce boş, kullanılmayan konut varken Yeşil Alanı Konuta çevirmenin iyi niyetli çaba olarak yorumlanamayacak kadar açıktır. Bunun adı rant amaçlı peşkeştir. Kentin nefes alma bölgesi olan bu alan için daha önce denenmiş bu yanlış ve kötü niyetli girişimler hukuk yolu ile engellenmişti. Şimdi bu seçim arifesinde tekrardan bu yolu denemek büyük bir suç teşkil etmektedir.

Bu tür yanlış, kasıtlı ve kent suçu olarak değerlendirdiğimiz uygulamaların hizmetle, bilimle, teknikle, hukukla ve ahlakla hiçbir ilişkisinin olmadığı belirtiyor ve takipçisi olacağımızı belirtiyoruz.

Bu tutumla bu kentin asıl sahiplerini, tüm kent dinamiklerini duyarlılığa davet ediyoruz. Seçim sürecinde giderayak yapılmak istenen bu yanlış uygulamalara karşı sesimizi yükseltelim. Bu kent bizim ve kentimize sahip çıkalım.

Bizler TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu olarak özellikle Park Ormandaki Cami yapımı ve Kent Ormanını Konut Rezerv Alanı’na dönüştürme çalışmaları ile ilgili sorumlu mercilere görevlerini hatırlatıyor ve bu konu ile ilgili hukuksal süreci başlattığımızın bilgisini kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.

 

TMMOB DİYARBAKIR İKK