EMİN KORAMAZ YAZDI: "YAYLA STATÜSÜNDEN RANT STATÜSÜNE"

02.04.2021

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, 2 Nisan 2021 tarihli BirGün Gazetesi'ndeki köşesinde, 30 Ocak 2021 tarihinde yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararı 15 bölgenin “yayla alanı” statüsünün kaldırılması ve AKP iktidarının rant politikaları üzerine yazdı.

YAYLA STATÜSÜNDEN RANT STATÜSÜNE

Ülkemizin sahip olduğu doğal ve tarihsel zenginliklerin ticari bir rant haline dönüştürülerek belirli kesimlere tahsis edilmesi, iktidar dönemi boyunca AKP’nin en önemli kaynak aktarım mekanizmalarından birisi oldu.

19 yıllık AKP iktidarında ülkemizde bulunan çok sayıda doğal-tarihi-kültürel SİT alanımız, çok geniş miktarda orman arazimiz, cennet parçası kıyılarımız ve sayısız yaylamız çeşitli biçimlerde ticarileştirilerek kamusal niteliklerini kaybettiler.

TMMOB ve bağlı odaların hukuki mücadelesi, çevre hareketinin girişimleri ve yöre halklarının gayretiyle kimi zaman önemli kazanımlar yaşansa da, 19 yıl boyunca değiştirilen yasal mevzuat ve iktidar güdümüne giren yargı organları nedeniyle bu süreç tersine çevrilebilmiş değil.

Bu durumun son örneklerinden birisi de 30 Ocak 2021 tarihinde yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Amasya’da 11, Bolu’da 2, Trabzon’da 2 olmak üzere toplam 15 bölgenin “yayla alanı” statüsünün kaldırılması oldu.

YAYLALAR

Yayla alanları coğrafya ve iklime özgü ekonomik işleyiş ve sosyal davranışların neticesinde oluşmuş fiziki ve sosyal bir coğrafyaya verilen addır. Bu anlamda yayla alanları yüzlerce yıllık bir kültürel birikimin görünür hale gelerek gelecek nesillere aktarıldıkları ve bu sebeple oldukça hassas biçimde korunması gereken alanlardır. Bu alanlar sadece sayfiye alanı değil, hayvansal üretimin de önemli birer parçasıdır.

Yüzlerce yıldır bölge insanları tarafından kullanılan bu alanların statülerinin değiştirilmesi basit ve masum bir isim değişikliği değildir. Aynı ay içerisinde (6 Ocak 2021) yayınlanan “6831 Sayılı Orman Kanunu’nun Ek 16. maddesi Kapsamında Orman Sınırları Dışına Çıkarma İşlemlerine İlişkin Yönetmelik” ile birlikte değerlendirildiğinde, Cumhurbaşkanı Kararı’nın anlamı açık biçimde ortaya çıkmaktadır.

Bahsi geçen yönetmelik orman alanlarını tamamen endüstriyel bir bakış açısıyla ele alarak üzerinde ağaç bulunmayan alanları orman dışı kabul etmektedir.

Oysa, üzerinde ağaç olmayan orman içi açıklıkların orman ekosistemi açısından taşıdıkları önem büyüktür. Bu alanlar hayvanlar için beslenme ve su içme alanıdır. En fazla canlı türü sık orman alanlarında değil, kapalı orman alanlarına göre güneşlenme oranları farklılaştığından orman arazisi içerisinde kalan boşluklarda yani yayla alanlarında bulunmaktadır.

Hem ekosistem, hem hayvancılık, hem de kültürel yaşam açısından büyük önem taşıyan yaylaların statülerinin değiştirilmesi ve devamında orman sınırları dışına atılmasının tek amacı bu alanların yapılaşmaya ve ranta açılmak istenmesidir.

Bu alanların yapılaşmaya açık hale gelmesi ile birlikte bu alanlar niteliğini kaybedecek, konar göçer olarak hayatlarını kazanan birçok kişinin ekonomik ve sosyal hayatları olumsuz etkilenecektir. Bununla birlikte bu alanların fiziki yapıları yoğun yapılaşma neticesinde bozulacak ve yayla kültürü ve yaylaların gelecek nesillere aktarılması gereken özgün yapıları tamamen bozulacaktır.

HUKUK SÜRECİ

Birbiri ardına çıkarılan imar afları, ekolojik yapı gözetilmeden gerçekleştirilen rekreasyonlar ve kontrolsüz yapılaşma nedeniyle ülkemiz açısından çok büyük önem taşıyan yaylalarımız yok olma tehlikesiyle yüz yüzedir.

TMMOB ve bağlı odaları bu sürecin önüne geçebilmek için büyük mücadele veriyor. Bu doğrultuda, yayla alanlarının özgün fiziki, sosyal ve kültürel yapılarını tamamen ortadan kaldıracak olan, açık şekilde kamu yararına aykırı 30 Ocak 2021 tarihli Cumhurbaşkanı Kararına karşı Şehir Plancıları Odası, Mimarlar Odası, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası, Çevre Mühendisleri Odası, Peyzaj Mimarları Odası ve Ziraat Mühendisleri Odası tarafından dava açıldı.

Su ve oksijen deposu olan orman, yayla, mera gibi doğal alanlarımızın doğal haliyle korunması ve kullanılması gerekir. Doğal alanlar ticarileştirilmemelidir. İmar ve rant politikaları ile yerli ya da yabancı kişiler/kesimler için yapılaşmaya açılan/açılacak yaylalarımız doğal özelliklerini yitirir, amacına uygun kullanılamaz.

Geleceğimizi tehdit eden bu yağmaya izin vermeyeceğiz!