EMO: YALNIZ SİNOP SANTRALI PROJESİNDEN DEĞİL, TÜM NÜKLEER SANTRAL PROJELERİNDEN VAZGEÇİN!

07.12.2018

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası, Japonya’nın Sinop Nükleer Santralı Projesi’nden vazgeçmeyi değerlendirdiğine ilişkin haberler üzerine 7 Aralık 2018 tarihinde bir açıklama yaparak, sadece Sinop değil, Türkiye’de kurulmak istenen tüm nükleer santral projelerinden vazgeçilmesini istedi. 

YALNIZ SİNOP SANTRALI PROJESİNDEN DEĞİL, TÜM NÜKLEER SANTRAL PROJELERİNDEN VAZGEÇİN!

Ülkemizde 3 bölgede, Mersin-Akkuyu, Sinop ve Kırklareli-İğneada`da nükleer enerji santralı kurulmasına yönelik girişimler uzun yıllardan beri tüm itirazlara karşın devam etmektedir. Ancak geçtiğimiz günlerde gazetelerde Japonya`nın Sinop Nükleer Santralı Projesi`nden vazgeçmeye hazırlandığına dair haberler yayımlanmıştır.

Türkiye ile Japonya arasında nükleer güç santrallarının ve nükleer güç sanayinin geliştirilmesine yönelik anlaşma, TBMM`de 2015 yılında kabul edilen 6642 sayılı kanunla onaylanmış, böylece Sinop`ta yapılması planlanan nükleer santralın yasal altyapısı tamamlanmıştır. Anlaşmayla, Japon-Fransız konsorsiyumunca yapılması planlanan nükleer enerji santralının üreteceği tüm elektriğin devlet tarafından 20 yıl süre ile ortalama 10.83 sent/kwh artı yakıt fiyatından satın alınması koşulu getirilmiştir. 2014 yılı ortalama fiyatlarının neredeyse iki katına yakın olan bu rakam, bugünkü fiyatlara göre bile oldukça pahalıdır. Üstelik dolar kurundaki yükseliş nedeniyle bu pahalılık giderek artmaktadır.

Ayrıca Türkiye`de imal edilmeyen nükleer yakıtın, Fransa ya da Japonya`dan getirilmek zorunda kalınacağı dolayısıyla ithalata bağımlılığın daha da artacağı göz önüne alındığında, iktidar çevrelerinin nükleer enerjinin "ucuz, çevre dostu ve güvenilir" olduğu iddiasının gerçeklerden ne denli uzak olduğu net biçimde ortaya çıkmaktadır. Nükleer santralların maliyetlerinin yalnızca yakıt ve işletme maliyetleri olarak açıklanması da kamuoyunu yanıltmaktır. Yapım aşamasından başlayarak tüm süreçlerindeki güvenlik sorunları nedeniyle nükleer santrallar giderek pahalılaşmaktadır.

Türkiye`de yıllardır uygulanan yanlış enerji politikaları ve plansızlık nedeniyle bugün elektrikte arz fazlası oluşmuştur. Ekim 2018 itibarıyla Türkiye`nin elektrikte kurulu gücü 88 bin 177 MW`a ulaşmıştır. Bu, talebin çok üzerinde bir rakama işaret etmektedir. Dolayısıyla AKP iktidarlarının, artan enerji ihtiyacını karşılamak için nükleer enerji santrallarının zorunlu olduğu yönündeki iddiası da gerçek dışıdır.

Tüm bunlara rağmen nükleer enerji ısrarıyla kapalı kapılar ardında yürütülen pazarlıklar sonucu Akkuyu Nükleer Santralı için 49 yıllığına Rusya`ya üretim lisansı verilmiş ve inşaata başlanmıştır. Sinop`ta ise santralın kurulacağı alanda 650 binden fazla ağacın kesildiği bir doğa katliamı yaşanmıştır ve halen de kesime devam edilmektedir. Santralların toplumsal maliyetine ise değer dahi biçilememektedir.

Şimdi, Sinop Nükleer Santral Projesi`nin maliyetinin, ilk tahminlerin iki katına çıkarak 44 milyar dolara yükseldiği, bu nedenle Japonya`nın projeden vazgeçmeyi değerlendirdiği ifade edilmektedir. Zaten çok sayıda ülke nükleer santrallardan vazgeçerek yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelirken Türkiye`nin elektrik enerjisi gereksinimi açısından geçerli hiçbir nedeni olmamasına karşın bu santralların yapılmak istenmesindeki ısrarı anlamak mümkün değildir. Mali olarak yürütülemeyeceği ortaya çıkan bu santrallardan sadece Sinop değil, Akkuyu ve İğneada nükleer santral projeleri de derhal durdurulmalıdır.

Sürdürülebilir, ucuz, temiz ve güvenli enerji temininin bir kamu görevi olduğu bilinciyle, "tehlikeli, pahalı ve dışa bağımlı" olan nükleer santral projelerini reddediyoruz. Elektrik Mühendisleri Odası olarak karar vericileri, nükleer santrallar yerine güneş ve rüzgar başta olmak üzere ülkemizin büyük bir potansiyele sahip olduğu yenilenebilir enerji kaynaklarını değerlendirmeye çağırıyoruz.

 

ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI
46. DÖNEM YÖNETİM KURULU