JMO'NUN PLANLAMA VE YAPILAŞMA AÇISINDAN YÜZEY FAYLANMASI TEHLİKESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ KILAVUZU YAYIMLANDI

02.03.2018

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, 2 Mart 2018 tarihinde "Planlama ve Yapılaşma Açısından Yüzey Faylanması Tehlikesinin Değerlendirilmesi Kılavuzu"nu yayımladı.

BASINA VE KAMUOYUNA

28.02.2018 tarihli Resmi Gazete yayımlanan Afet ve Acil Durum Yüksek Kurulu'nun 2017/1 sayılı kararlarında, "Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği"nin yayımlanmak üzere Resmi Gazete"ye gönderildiği, "Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası"nın ise Bakanlar Kurulu’nun onayına sunulduğu belirtilmektedir.  Bahse konu yönetmelik ve haritanın güncellenerek ülkemizin deprem gerçekliğine uygun hale getirilmesine yönelik bu girişimi desteklemekle birlikte ifade etmek isteriz ki, başta deprem olmak üzere tüm afet risklerine karşı dayanıklı "yapı inşası" demek, yapılaşma sürecinde o risk faktörünün yaratacağı bütün etkilerin bütünlüklü ele alınması demektedir. Bu açıdan bakıldığında ülkemizde, depremin bugüne kadar çoğunlukla "kuvvetli yer hareketi" etkisiyle ve bunun yaratacağı hasarlar çerçevesinde ele alındığı görülür. 

Halbuki, gerek Ülkemizde, gerekse Dünya'da meydana gelen bütün depremler sadece kuvvetli yer hareketi oluşturmakla kalmaz; yüzeyde bir zon içerisinde oluşturduğu deformasyonlar (diri fay üzerinde veya yakınında yeryüzeyinde meydana gelen ötelenme, çatlama, kabarma vb. sonucu oluşan hasarlar ) ile o zon içerisinde kalan yapılarda önemli derecede hasarlara da neden olurlar. Afet risklerinin azaltılmasına odaklanan ülkelerde, diri fayların yarattığı/yaratabileceği deformasyonların ve potansiyel sonuçlarının araştırılmasına ve elde edilen bilgilerin mevzuata yansıtılarak koruyucu tedbirlerin alınmasına özel önem verilmektedir.

Dünyanın birçok ülkesinde Jeoloji Mühendisleri tarafından bu konuda uzun süredir araştırma ve değerlendirmeler yapılmış olmasına rağmen, Türkiye'de bu konuya yeni yeni önem verilmeye başlanmış, imar planına esas jeolojik-jeoteknik etüt raporlarında bu tip çalışmalarında yapılması gerektiği gerçeği kabul edilmiştir. Bu çerçevede ilgili kamu kurum ve kuruluşları tarafından diri fayların ve olası yüzey deformasyonlarının genişliğinin tespit edilmesi yönünde çalışmaların yapılması istenmeye başlanmıştır. Ancak bu konu, Odamızın yaptığı tüm uyarılara rağmen ulusal mevzuata yansımamış, gerek yüzey faylanması tehlikesi araştırmalarının, gerekse yüzey faylanması tehlike kuşağı ve sakınım bandı oluşturulmasına yönelik çalışmaların hangi kriterlere göre yapılması gerektiği yasal kurallara bağlanamamıştır.

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak, ülkemizdeki bu ihtiyacı gidermek amacıyla konusunda uzman kişilerden oluşan bir komisyon oluşturulmuş olup, uzun süren çalışmaların sonucunda "Planlama ve Yapılaşma Açısından Yüzey Faylanması Tehlikesinin Değerlendirilmesi Kılavuzu" hazırlamıştır. Hazırlanmış olan bu kılavuz ilgili bütün paydaşların ve konunun uzmanı kişilerin katılımı ile gerçekleştirilen bir çalıştayda tartışılarak kamuoyuna sunulacak aşamaya getirilmiştir.

Bu kılavuzun amacı; Jeoloji Mühendisliği mesleki derinliğindeki teorik ve pratik birikimi esas almak suretiyle, yüzey faylanması tehlikesinin tanımlanmasına, haritalanmasına, tehlike kuşağı ve sakınım bandının oluşturulmasına ve elde edilen sonuçların planlama ve yapılaşma süreçlerine entegre edilmesine yönelik bir yaklaşım şeması oluşturulmasıdır.Kılavuzda konunun en ince ayrıntısına kadar irdelenmesi yerine genel bir çerçeve çizilmeye ve asgari düzeyde temel bilgilere yer verilmeye çalışılmıştır.

Kılavuz sadece Jeoloji Mühendislerine yönelik olarak hazırlanmamıştır. Konuya ilgi duyan veya mesleki uygulamalarında bu konuyla karşılaşılan tüm yerbilimciler, şehir bölge plancıları, merkezi ve yerel yönetimlerin ilgili personeli de kılavuzdan yararlanabilecektir.  Kılavuzun bu yönüyle hem ilgili meslek disiplinlerinin hem de ilgili kamu kurumlarının mevzuat hazırlama çalışmalarına da yol gösterici olabileceği inancındayız.

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından hazırlanmış olan "PLANLAMA VE YAPILAŞMA AÇISINDAN YÜZEY FAYLANMASI TEHLİKESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ KILAVUZU" ile depremlerin doğrudan sarsıntı etkisi ve tetiklediği sıvılaşma gibi zemin davranışlarının neden olduğu hasarların yanı sıra, diri fayların yüzey deformasyonu meydana getirme potansiyellerini ve bu deformasyonun doğal ve yapılı çevre üzerindeki etkisinin de nasıl olabileceği çalışmaları çok daha sağlıklı bir şekilde ve kurallara bağlı olarak yapılabilecektir.

Her yıl 1-7 Mart tarihleri arasında deprem haftası etkinliklerinin yapıldığı bugünlerde, ülkemizde meydana gelebilecek depremlerin zararlarının azaltılmasına yönelik çabanın bir parçası olarak hazırlanan Kılavuzun Jeoloji Mühendisliği hizmet kalitesini arttırmak kadar deprem aktivitesi ve diri fay varlığı açısından zengin olan ülkemizde zarar azaltma odaklı afet yönetim süreçlerinin geliştirilmesine de hizmet etmesi dileğiyle, kamuoyunun bilgi ve değerlendirmelerine sunarız.

Saygılarımızla

 

Hüseyin ALAN
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu Başkanı