KMO: EKONOMİK ÇÖKÜNTÜ ELEKTRİK VE DOĞALGAZDA ZAMLARI SÜREKLİ HALE GETİRDİ

03.09.2018

Kimya Mühendisleri Odası son dönemde yaşanan doğalgaz ve elektrik zamlarına ilişkin 3 Eylül 2018 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.

EKONOMİK ÇÖKÜNTÜ ELEKTRİK VE DOĞALGAZDA ZAMLARI SÜREKLİ HALE GETİRDİ

Doğalgaz ve elektrik zamları freni boşalmış kamyon gibi. Bir ay arayla ikinci kez doğal gaz ve elektriğe fahiş oranda zam yapıldı.

Ülkeyi küresel zorlama ve politikalarla yöneten bu anlayış yirmi yıldan bu yana enerji alanındaki serbestleştirme, özelleştirme ve devretme politikalarının sonucu ortaya çıkan faturayı her zaman olduğu gibi halka kesmektedir. Ortaya çıkan ekonomik çöküntü yine halka fatura edilmektedir.

Bilindiği üzere Başkanlık Hükümeti 1 Ağustos 2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere elektrik fiyatlarına farklı abone gruplarına göre değişen oranda % 9 ila % 15 arasında zam yapmıştı. Bu kez de 1 Eylül`den geçerli olmak üzere elektriğe konutlarda % 9, sanayi abonelerinde ise % 14 oranında zam yapılmıştır. Bu zamla birlikte yılbaşından bu yana konutlarda kullanılan elektriğe % 31, sanayi elektriğine ise % 41 oranında zam yapılmıştır. 

Yapılan bu zamlarla Yüksek Planlama Kurulunun 14 Şubat 2008‘den bu yana uyguladığı üçer aylık dönemleri kapsayan "Maliyet Bazlı Fiyatlandırmasının" da keyfi olarak dışına çıkılmıştır. 

Yine bu zam kararı ile birlikte; doğalgaza geçen ay yapılan zam ortadayken bu kez de BOTAŞ tarafından 1 Eylül`den geçerli olmak üzere konutlarda tüketilen doğalgazın m3 fiyatı %  9, sanayide tüketilen doğalgazın m3 fiyatı da yaklaşık % 14 oranında arttırılarak zam yapılmıştır. Bu zamlarla birlikte konutlarda kullanılan doğalgaza son bir yılda % 25 zam yapılmıştır. 

Cumhuriyetin imar ve inşa döneminde kamu yararı düşünülerek inşa edilmiş  kurum ve kuruluşların yok pahasına satılarak özelleştirilmesi ve onbeş yıllık Akp döneminde üretime dayanmayan neo liberal modelin benimsenmesi sonucu ortaya çıkan ekonomik çöküntü sonucu  Türk lirası bu yıl yaklaşık % 45 değer kaybetmiştir.  Enerjideki dışa bağımlılık her şeyde olduğu gibi enerji tüketiminde de bu çöküntünün acı sonuçlarının  yaşanması ile görülmektedir. Elektrik ve doğalgaza bir ay arayla yapılan fahiş zam halkı canından bezdirmekte sanayiciyi üretemez duruma getirmektedir.

2017 yılı itibariyle tüketilen 53 milyar m3 doğalgazın % 36 ‘sının (19 milyar m3) elektrik üretiminde kullanıldığı ve 2018 yılı verilerine göre mevcut elektrik enerjisi kurulu gücünün % 26‘sının doğalgaza dayalı santraller olduğu düşünülecek olursa açıklanan bu zamlarla kalınmayacağı, elektriğe ileride daha yüksek oranda zam yapılacağı anlaşılmaktadır. 

Ülkemizde elektrik üretimi ve dağıtımında çok önemli görevleri olan TEK ve EİEİ gibi kurumları kapatarak, parçalayıp özelleştiren, yerli kaynaklardan elektrik üreten termik santrallerin yerine ithal kömür ve doğalgaz gibi ithal kaynaklardan daha pahalı elektrik üreten santralleri teşvik eden, yenilenebilir enerji kaynaklarının önündeki engelleri kaldırmayan; elektrik üreten barajları ve kömürlü termik santralleri özelleştirerek satan, ithal kömürle elektrik üreten termik santralleri teşvik eden, 4628 sayılı yasa kapsamındaki nehir santrallerini (HES)  doğru düzgün planlayamayan, 1 MW`lık HES`ler için doğayı tahrip etmekten kaçınmayan ve bunların uzunca bir süre kontrolsüz – denetimsiz inşa edilmelerine sebep olanlar sıkışınca zam yapmaktan başka bir çözüm üretemezler.

Son yıllarda ülkemiz, enerji tercihleri ve yatırımlarında ne yazık ki küresel sermayenin tercihlerine boyun eğmek zorunda kalmıştır. Elektrik üretimi, iletimi ve dağıtımı tamamen özelleştirilmiş ve serbestleştirilmiştir. Enerji üretimi ve tüketimini yönetemeyenler, kamunun enerji yatırımı yapmasını yasaklayanlar, ısrarla ithal kaynaklardan pahalı elektrik üretme tercihini uygulayanlar, yerli kaynaklarla geliştirilmesi gereken projelerden vaz geçenler ve yeni ve yenilenebilir enerji üretimi önündeki engelleri kaldırmayanlar işin kolayına kaçarak zam yapmaya devam edeceklerdir. Bir cent civarında elektrik üreten Güneydoğudaki barajlarımız gerçeği göz önünde dururken çok daha yüksek fiyatlarla özel santrallerden elektrik alınmasının  teşvik edilmesinin bizce izahı yoktur. Bu tercihler ülkeyi karanlığa ve sanayi üretiminde gerilemeye, iğneden ipliğe her şeye zam yapmaya zorlayacaktır. Ortaya çıkan bu acı fatura bu düzenin kazananlarına değil de yoksul halka ve sanayiciye fatura edilmektedir.

Bu olumsuz gidişi durdurmak;  ancak elektrik üretiminde öncelik ve ağırlığın dışa bağımlılığı artıran, ithalat faturasını yükselten doğalgaz ve ithal kömüre değil yerli ve yenilenebilir kaynaklara verilmesi, elektrik ve doğalgazdaki KDV ve ÖTV oranlarının düşürülmesi, kayıp kaçak oranının azaltılması, verimliliğin arttırılması ve belli bir oranın altında doğalgaz ve elektrik tüketiminin halka ücretsiz arz edilmesi ile mümkün olacaktır.  

TMMOB
Kimya Mühendisleri Odası
46. Dönem Yönetim Kurulu