KOCAELİ BİLEŞENLERİ: ÖNLEMİ ALINMAYAN HER İŞ KAZASI BİR CİNAYETTİR!

12.06.2019

TMMOB, KESK, DİSK ve TTB Kocaeli Bileşenleri 11 Haziran 2019 tarihinde Çayırova'da meydana gelen fabrika yangınına ilişkin ortak bir basın açıklaması yaptılar.

ÖNLEMİ ALINMAYAN HER İŞ KAZASI BİR CİNAYETTİR!

BASINA VE KAMUOYUNA

Değerli basın emekçileri, kıymetli dostlar,

6 Haziran günü bayram yapılması gereken bir günde aldığımız bir haberle hepimiz çok üzüldük. Çayırova ilçesinde bir tekstil firmasına ait fabrikada nedeni henüz açıklanmayan bir sebeple çıkan yangında ölü sayısı net ifade edilemese de 5 işçinin yaşamını yitirdiğini büyük bir üzüntü ile öğrendik.

Ülkemizde özellikle son yıllarda iş kazalarının sayısında büyük bir artış olması bu alana dair ihmalleri ve sorumsuzlukları bir kez daha gözler önüne sermektedir. Üzülerek ifade etmek gerekirse Türkiye iş kazlarında Avrupa birincisi Dünya üçüncüsü konumundadır. Bu durum net olarak göstermektedir ki, işçi sağlığı ve iş güvenliği ihmal edilerek işçilerin yaşam hakkı sermayenin kar hırsına kurban edilmektedir.

Geçmiş yıllarda yaşadığımız ve Cumhuriyet tarihinin en büyük maden kazası olarak tarihe geçen Soma maden kazası, Ermenek maden kazası, İstanbul Esenyurt’ta kaldıkları çadırda çıkan yangın sonucu ölen işçiler ve Aladağ’da kız öğrenci yurdunda çıkan yangın sonucu yanarak can veren çocuklarımızın ölümü, iş ve işçi güvenliği ve önlemleri konusunda ihmallerin suiistimallerin devam ettiğini gösteriyor.  

Yaşanan bu iş cinayetlerinden sonra hükümetin yaptığı en etkili girişim olaylar hakkında yayın yasağı getirmek ve gerçeklerin kamuoyundan gizlenmesini sağlamaktır. Buradan şunu ifade etmek isteriz ki, her ne kadar yayın yasağı getirseniz de gerçekleri gizleyemeyeceksiniz. 

Emek ve meslek örgütleri olarak son yaşanan bu iş kazasında gerek kamuoyunun ve gerekse bizlerin doğru bilgilendirilmeye ve yaşanan bu cinayette sorumluluğu olanların bir an önce adalet karşısına çıkarılmasını ve hesap vermesini talep ediyoruz.

Bu anlamıyla gerçeklerin açığa çıkarılması için tüm yetkili makamlardan şu sorularımızın cevabını bekliyoruz;

Bayram tatil olan bir günde fabrikada çalışma var mıydı? Çalışma yok ise işçiler neden fabrika da bulunuyordu?

Yangının meydana geldiği adresteki tekstil firmasında yeterli ve kullanılabilir durumda yangın merdivenleri var mıdır? Olması gereken işletme ruhsatları var mıdır? İtfaiye denetim yapmış mıdır? Yapılan bir denetim var ise sonuçları nedir?

Ölen işçilerin kimlikleri tespit edilebildi mi? Yangın esnasında fabrikada kaç işçi çalıştırılmaktaydı bu işçilerin kayıtları ilgili makamlara bildirilmiş midir?

Mülteci, göçmen aileler burada barındığı ve kayıt dışı çalıştırıldığı yönündeki iddialar söz konusudur. Bu konuya açıklık getirilmelidir. Çok sayıda mülteci çocukların tekstil iş kolunda çalıştırıldığı herkesçe bilinmektedir. Bu işyerinde de böyle bir durum söz konusu mudur?

İşyerlerinde Acil Durumlar Hakkında Yönetmelik ve Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik gerekleri olan, İşletmenin bir yangın algılama ve ikaz sistemi var mıdır? Acil durum tahliye planı var mıdır?

Depolama alanlarında söndürme sistemi var mıdır? Bunların periyodik muayene ve testleri yapılmış mıdır? Acil durum tatbikatları yapılmış mıdır?

Hiçbir açıklamada işletme adına yer verilmemesi bilinçli bir tercih midir? 5 insanın hayatına mal olan cinayetin üstü örtülmek mi isteniyor? Bu işletmenin ticari itibarı korunmak mı isteniyor?

Bu facia söz konusu işletmenin gerekli önlemleri almadığını göstermektedir. Bu durum karşısında ilgili kurum ve makamlar ne yapmıştır? Önlem almayanlar kadar denetim görevini yerine getirmeyen kamu otoritesi de işletme sahipleri gibi sorumludur ve adalet önüne çıkarılmalıdır. İtfaiye raporuna getirilen yayın yasağı kararı işletme sahiplerinin ve sorumluluğu olan diğer kişi ve kurumların korunduğu şüphesini güçlendirmektedir.

Bu bir kaza değil cinayettir. Dolayısıyla kazaya dair tüm ayrıntılar, yapılan inceleme ve demetim raporları ve yargı süreci kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşılmalıdır.  

Meclis insan hakları komisyonunda bu konu gündeme geldiğinde AKP ve MHP’li üyeler “böyle basit işlerle mi uğraşacağız” diyerek aslında bu yaşananlardan rahatsız olmadıklarını dile getirmişlerdir. TBMM her vatandaşın hayatından sorumludur ve iş cinayetlerini gündemine alması ve araştırma komisyonu kurması gerekmektedir.

İşçi sağlığı ve iş güvenliği politika ve uygulamalarını belirleyen, bakanlıklar, üniversiteler, meslek örgütleri ve sendikaların eşit katılımı ile İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Konseyi kurulmalıdır.

Bu tür afetlerde gerek ilk müdahale birimleri olan itfaiye ve gerekse Afad gibi kurumların daha etkin çalışması için siyasi otoriteden arındırılması ve özerk bir yapıya kavuşturulması gerekmektedir. 

Yitip giden her can bizdendir. Emekçilerin bir lokma ekmek için hayatlarını kaybetmeleri kabul edilemez bir durum ve hepimizin meselesidir. 

KESK – DİSK – TMMOB – TTB KOCAELİ ÖRGÜTLERİ