MADEN MO: ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞINI SORUMLU DAVRANMAYA ÇAĞIRIYORUZ!..

16.04.2018

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı`nın bu yıl içinde en az beş kömür sahasını ruhsat devri yöntemiyle özelleştireceğine ilişkin haberler hakkında Maden Mühendisleri Odası tarafından 13 Nisan 2018 tarihinde Zonguldak'ta bir basın açıklaması gerçekleştirildi.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞINI SORUMLU DAVRANMAYA ÇAĞIRIYORUZ!..

ENERJİ KAYNAKLARIMIZIN ÖZELLEŞTİRME İLE TALANINA SON VERİN!

YENİ KARADON, KOZLU ve SOMA FACİALARINA NEDEN OLMAYIN!

TMMOB Maden Mühendisleri Odası olarak 21. Uluslararası Kömür Kongresini gerçekleştirdiğimiz bu günlerde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı`nın (ETKB) bu yıl en az beş kömür sahasını ruhsat devri yöntemiyle özelleştireceğini maalesef basın yoluyla öğrenmiş bulunmaktayız. ETBK bürokratları tarafından basına yapılan açıklamalarda  "bu yıl en az beş kömür sahasını, ruhsat devri suretiyle işletme hakkının verilmesi yöntemini kullanarak ihale etmeyi amaçladıklarını, ilk ihalenin Armutçuk Alacaağzı kömür madeni olduğu" belirtilmiştir.

Bakanlık uzun süredir madenciliğin gerektirdiği bilim, teknik ve uzmanlıktan uzak, kamu işleyişine aykırı siyasi ve ekonomik ilişkiler içersinde davranmaya devam etmektedir.

Aksi olsa idi, Odamızın 64 yıllık birikiminden, bu birikimi oluşturan akademisyen, uygulamacı üyelerimizden, 40 yıldır devam eden Kömür Kongrelerimizde sunulan bilimsel makalelerden ve kongre sonuç bildirgelerinden yararlanmayı bir sorumluluk olarak görürdü.

Aksi olsa idi, 1980`den bu yana uygulanan ve bugün olumsuz sonuçları açıkça görülen özelleştirme politikalarından vaz geçer, geçmişin gözde kuruluşları olan TKİ ve TTK`yı olması gereken düzeye çıkartırdı.

Bakanlık bunları yapmak yerine bilimden, teknikten, uzmanlıktan, toplumsal faydadan uzak durmakta, yandaş şirketlere verdiği ihalelerle onları ihya etmekte, böylece yandaş sermaye grupları yaratarak çıkar ilişkilerini derinleştirmektedir.

Özelleştirme konusunda bırakalım 40 yılı, Bakanlığın son uygulamaları bile ibret verici sonuçlar ortaya çıkarmıştır.

2002 yılında siyasi iktidar tarafından kömür madenciliği ile ilgili yapılan planlamada Zonguldak`ta TTK tarafından 5 milyon, özel sektör tarafından 5 milyon ton olmak üzere 10 milyon ton taşkömürü üretileceği vaad edilmişken TTK`nın üreimi % 50 azalarak 1,3 milyon ton seviyelerine gerilemiştir. Aynı dönem sonunda özel sektör üretimi ise 390 bin ton düzeyinde gerçekleşerek belirlenen hedefin % 7`si olmuştur.  

TKİ tarafından geçmiş yıllarda yapılan Soma, Göynük ve Çorum uygulamalarında da toplumsal fayda, verimlilik, üretim ve ekonomiklik yönünden benzeri sonuçlarla karşılaşılmıştır.

TTK ve TKİ`nın sahalarını özelleştirme kararı alan siyasi iktidarın geçmişte aldığı benzer kararların hiçbir ekonomik faydası olmadığı gibi Karadon, Kozlu ve Soma facialarında  yüzlerce meslektaşımız ve canımız da yaşamını kaybetmiştir.

Sormak istiyoruz; Bakanlık bunca olumsuzluğun sorumluluğunu üstlenmeden, bunların hesabını vermeden yeni bir özeleştirme sürecine nasıl girebilmektedir? Ya da bu yeni tür özelleştirme sürecinde hangi yandaş sermayeye, ne kadar kaynak aktarmak istemektedir? Bir soru daha sormak sanırız hakkımızdır. Bu yeni özelleştirme girişimi, Soma örneğinde olduğu gibi, kaç madencinin daha hayatına mal olacaktır?

Yapılan açıklamada "Armutçuk‘un ardından ihaleye çıkacak ikinci sahanın, şu anda Soma Kömür İşletmeleri AŞ ile sözleşme altında olan saha olduğu, ancak bu sözleşmenin tasfiye edilerek sahanın ruhsat devri yöntemiyle ihale edileceği" söylenmektedir. Aslında bu cümleye özellikle dikkatinizi çekmek istiyoruz. Çünkü bu cümlede ETKB yanlış yaptığını gizli olarak itiraf etmektedir. Çünkü bahsettiği tasfiye edilecek sözleşme aslında daha önce rödevans yolu ile yapmış oldukları özelleştirme uygulamasıdır. Ancak ETKB; "bu özelleştirme ile yanlış yaptık" deme cesaretini gösterememekte, yanlışı gizleyerek sadece sözleşmeyi tasfiye edeceklerini belirtmektedir. Haklı olarak sormak istiyoruz; Sözleşmeyi neden tasfiye ediyorsunuz? Bunun gerekçelerini kamuoyuna açıklamayacak mısınız?

TMMOB Maden Mühendisleri Odası olarak Bakanlığın Soma`da yaptığı rödevans sözleşmesine o zaman da karşı çıkmış, yanlış yapıldığını belirtmiştik. Ama Bakanlık uyarılarımızı dikkate almak yerine görmezden gelmeyi tercih etmişti. Umarız bu kez uyarılarımıza kulak verirler ve yeni bir yanlıştan dönerler.

Son olarak ETKB; bu yıl ihale edilecek sahalardan üçünün Türkiye Kömür İşletmeleri`ne (TKİ) ait kullanılmayan sahalar olacağını söylemektedir. Bu cümlede de kamuoyunu yanlış bilgilendirme söz konusudur. Çünkü TKİ`ye ait kullanılmayan saha olamaz. Olsa olsa TKİ`ye ait ama kullandırılmayan saha olabilir. Çünkü TKİ, hükümet politikaları çerçevesinde faaliyet yürütmektedir ve bir sahanın kullanılmaması TKİ`nin değil Hükümetin tasarrufu kapsamında değerlendirilmelidir.

Geçtiğimiz yılın son aylarında TTK ve TKİ`ye ait sahaları kapsayan mevzuat düzenlemesi ile ruhsatların parçalanması ve böylece özelleştirmenin önündeki bir engelin daha kaldırılması gündeme getirilmişti. Ancak maden işçilerinin direnişi üzerine TTK sahalarının işletme izinlerinin kısmen kapsam dışı bırakılması, ETKB`nin bu son açıklaması ile TTK`nın sahalarında yeni oyunların oynandığı, yapılan yasal düzenlemenin bu uygulama ile boşa çıktığı görülmektedir.

Siyasi iktidarın kömür madenciliği politikaları bu şekilde devam ettiği sürece ilk olarak TTK`nın müesseseleri bir bir kapatılacak ve TTK, TKİ`ye devredilecek sonrasında da TKİ`de aynı kadere mahkum olacak ve TKİ`de kapatılıp yok edilecektir.

Bilinmelidir ki; madenler çok uzun yıllarda oluşmuş yerine koyulamaz doğal kaynaklardır. Bu kaynaklarımızın son derece özenli, uzman kişi ve kuruluşlarca, ekonominin ve toplumun gereksinimleriyle uyumlu, planlı bir biçimde üretilmesi ve hammadde ihracı yerine katma değeri yüksek ara ve uç ürünler olarak kullanıma sunulması gerekmektedir.

Mesleki ve tarihsel sorumluluğumuz gereği kamuoyunu doğal kaynaklarımızın özelleştirilmesi konusunda duyarlı olmaya, Bakanlığı, telafisi imkansız ekonomik ve sosyal sorunlar doğuran özelleştirme uygulamalarından vaz geçmeye çağırıyoruz. Başta kömür kaynaklarımız olmak üzere doğal kaynaklarımızın uzun vadeli toplumsal fayda çerçevesinde kamu kuruluşları olan TTK ve TKİ gibi uzman kamu kurum ve kuruluşları tarafından üretilmesi gerektiğini hatırlatıyoruz. Bunun için kurumsal kapasiteleri oldukça geriletilmiş TKİ, TTK ve diğer uzman kamu kurum ve kuruluşlarının eski kurumsal kapasitelerine ulaştıracak önlemler alınmalı, liyakat kriterleri, gerekli teknolojik iyileştirme ve finans olanakları sağlanmalıdır.

Saygılarımızla,

TMMOB Maden Mühendisleri Odası

Yönetim Kurulu