MMO: 2019 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ KRİZİN FATURASINI HALKA YÜKLÜYOR

31.10.2018

TMMOB Makina Mühendisleri Odası “2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi” üzerine 31 Ekim 2018 tarihinde bir basın açıklaması yaptı. 

2019 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ KRİZİN FATURASINI HALKA YÜKLÜYOR

2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi TBMM’ye sunuldu ve ilk olarak Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmeye başlandı. Kanun Teklifi, 16 yıldır hazırlanan bütçeler gibi iktidarın sosyal sınıflara, toplumsal hak ve özgürlüklere ve demokrasiye ilişkin duruşunun bir belgesi niteliğindedir. İlk kez Cumhurbaşkanı tarafından Meclise sunulan bütçe, yine demokratik katılımdan uzak ve Meclisin bütçe yapma hakkını ihlal eder bir şekilde hazırlanmıştır. İşçinin, emekçinin, köylünün, emeklinin, yoksulun, kadının, çocuğun, gencin, bir bütün olarak toplumsal alanın büyük bir bölümünü dışlayan bütçe kamu yatırımları ile sosyal güvenlik harcamalarını kısma ve vergi gelirlerini artıran yanlarıyla dikkat çekmektedir.

2019 yılı Bütçe Kanunu Teklifi görüşmelerine katkı sunması bakımından Odamızın tasarı hakkındaki değerlendirmeleri şu şekildedir:

2019 yılına ilişkin teklif edilen bütçe rakamlarına göre, bütçe giderleri 2018’e göre yüzde 17 artırılarak 960 milyar 976 milyon TL büyüklüğünde belirlenmiştir. 2018 yılı faiz harcamalarının tahmini gerçekleşmesinin bütçe payı yüzde 9 iken, 2019 yılı için yüzde 12’ye çıkması bekleniyor. 2018’e göre 2019 yılında yüzde 54 artış yaşaması beklenen faiz harcamalarının 2018 yılı için tahmin edilen büyüklüğü 76 milyar 400 milyonken, 2019’da 117 milyar 317 milyon olarak teklif edilmektedir.

Diğer yandan öncelikle belirtmeliyiz, ülkemizin içinden geçmekte olduğu kriz sürecinde bütçe, krizin faturasının hangi kesimler üzerinde daha ağırlaşacağını belirleyen araçlardan biri konumundadır.  Bilindiği gibi iktidar, 16 yıldır bir IMF reçetesi olan “mali disiplin programı” uygulamaktadır. Nam-ı diğer “kemer sıkma programı” olan ve emekçilerin kazanımlarını eritmeyi amaçlayan mali disiplinin, bugün kriz bahanesiyle daha da ağırlaştırıldığı ortadadır. Diğer taraftan yaklaşmakta olan yerel seçimlerle birlikte iktidarın oy odaklı sosyal yardımlara yönelmesi, yükselen faiz ödemeleri ve bir kara deliğe dönen cari transferler bütçe harcamalarındaki şişmenin önüne geçilememesine ve bütçe açıklarına yol açmaktadır. Sonuç olarak, verilen bütçe açıklarının eğitim, sağlık, sosyal güvenlik başta olmak üzere toplumsal refaha katkı sunacak harcamalardan değil, eşitlik ilkesini yok sayan, siyasi çıkar amaçlı harcamalar ve ekonominin çarpık yönetilmesinin bir sonucu olan yüklü faiz ödemelerinden kaynaklandığı izlenmektedir.

Gelirler yönüyle de adaletsizlik 2019 bütçesinde sürmektedir. 2019 yılı merkezi yönetim bütçe teklifine göre bütçe gelirleri, 2018 yılı gerçekleşme tahminine göre yüzde 17’lik bir artışla 880 milyar lira olarak belirlenmiştir. 2019 yılında bütçe gelirlerinin yüzde 86’sını oluşturması beklenen vergi gelirlerinin ise yaklaşık yüzde 20’lik bir artışla 756 milyar 495 milyon lira olması teklif edilmektedir. Bunun yanı sıra düşük gelirli vatandaşların bütçesinden, yüksek gelirlilere göre daha fazla pay alan dolaylı vergiler, toplam vergilerin yüzde 70’ini oluşturmaya devam etmektedir. Özel tüketim vergisinde 2018’e göre bu yıl yüzde 15,32 artış, ithalde alınan KDV’de yüzde 25 artış, dahilde alınan KDV’de ise yüzde 18’lik bir artış önerilmektedir. Kurumlar vergisi artışı ise yüzde 10 ile sınırlı tutulurken, çoğu işçi ve emekçiden tahsil edilen gelir vergisindeki artış yüzde 25’e sıçramıştır.

2019 Bütçe Kanunu Teklifinde en büyük artışlardan birisi Diyanet İşleri Başkanlığı’na yapılmıştır. Diyanet bütçesi 2018’e göre yüzde 34 artırılırken, Cumhurbaşkanlığı bütçesi de yaklaşık yüzde 29 artırılmıştır. Kriz bahanesiyle, eğitim, sağlık, yatırım, sanayi alanlarına yeterli kaynak ayrılmazken, Cumhurbaşkanlığı ve Diyanet’teki artışlar, iktidarın toplumsal faydaya sırtı dönük bütçe anlayışını ortaya koymaktadır. Toplumu dini politikalarla kuşatarak tek adam rejimini inşa eden bu anlayışın bir başka yansıması ise eğitim alanında görülmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinde yüzde 23 artış yapılmış, fakat bu artışın çoğu imam hatip ortaokulları ve liselerinden sorumlu Din Öğretimi Genel Müdürlüğü bütçesindeki artıştan kaynaklanmıştır. Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’ne her yıl rekor düzeyde bütçe ayıran iktidar 2017’de 3 milyar 946 milyon lira ayırdığı bütçeyi 2019’da 8 milyar 679 milyon liraya çıkarmaktadır.   

İktidarın ekonomi politikaları ile günden güne kan kaybeden sanayi ve yatırım alanları önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da bütçenin dışlanan alanları olmuştur. Ülkemizde süregiden sanayisizleşme ve yatırımsızlık 2018 yılında da sürmüş ve bütçe teklifi ile 2019 yılına da taşınmıştır. Tüm dünya yapay zeka, nesnelerin interneti gibi üretimde ileri teknoloji boyutunu tartışırken, ülkemizde milli gelir içindeki payı günden güne eriyen sanayiye bütçeden neredeyse pay ayrılmamaktadır. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bütçesi 2019’da yüzde 4 düşüşle 8 milyar 141 milyon liradan 7 milyar 784 milyon liraya indirilmiştir.

Sonuç olarak temel göstergeleriyle 2019 yılı bütçe tasarısının, ülkenin ve halkın gereksinimlerine yönelik, toplumsal refahı ve gelir dağılımında adaleti sağlamayı amaçlayan ve temel insan haklarına yönelik bir bütçe olmadığı açıktır. Özellikle bugün, yani 16 yıllık ekonomi politikalarının bir sonucu olarak ortaya çıkmış olan kriz sürecinde, görünen o ki bütçe, krizin faturasının emekçilerin sırtına yüklenmesinde aracı olarak görülmektedir.

Son olarak ödenek harcamalarının yasal sınırların üzerinde kullanılıyor olması ile Varlık Fonu, İşsizlik Sigortası Fonu, Tanıtma Fonu, TMSF gibi bütçe dışı fonlar ile bütçe dışı gelir ve harcamalar gibi faktörlerin kronikleşen varlığı halkın ve Meclisin bütçe hakkına gölge düşürmekte, denetim, bütçe tekliği, bütünlüğü ve şeffaflık ilkelerinin dışında bir bütçe ile karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir. Bu anlayış ve uygulamalardan vazgeçilmeli, demokratik, kalkınmacı ve toplumsal gereksinimlerle yükümlenmiş bütçe hakkını esas alan adaletli bir bütçe hazırlanmalıdır.

 

Yunus Yener
TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı