MMO: ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI, YAPI RUHSATLARINDA PROJE MÜELLİFLERİNİN İMZA ZORUNLULUĞUNU KALDIRARAK SAHTECİLİĞİN VE SÖMÜRÜNÜN ÖNÜNÜ İYİCE AÇMIŞTIR

06.06.2018

Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Yener, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yapı ruhsatlarında proje müelliflerinin imza zorunluluğunu kaldırması üzerine yazılı bir basın açıklaması yaptı.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Yapı Ruhsatlarında Proje Müelliflerinin İmza Zorunluluğunu Kaldırarak Sahteciliğin ve Sömürünün Önünü İyice Açmıştır

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 31 Mayıs 2018 tarihinde MAKS/Mekansal Adres Kayıt Sistemi’nde değişiklik yaparak Yapı Ruhsatlarındaki proje müelliflerinin imza bölümlerini kaldırmıştır. Böylelikle Yapı Ruhsatı alımı aşamasında proje müelliflerinin ilçe belediyelerine giderek imza atma zorunluluğu ortadan kaldırılmıştır.

Böylelikle çok uzun bir süredir bürokrasiyi azaltma adı altında sürdürülen ancak vatandaşların konforlu, güvenli, sağlıklı konutları ucuz bir şekilde edinmesini değil, ülkemizde kural dışı yapılaşmanın önünü açan ve müteahhitlerin daha fazla kazanmasını amaçlayan imar düzenlemelerine bir yenisi daha eklenmiş oldu.

Bina üretim süreçlerinde her türlü mühendislik ve mimarlık çalışmalarını gereksiz gören, yapı güvenliği ve konforunu müteahhitlerin insafına bırakan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, son düzenlemeyle proje müelliflerini de yapı üretim süreçlerinden koparmaya çalışmaktadır.

Belirtmek isteriz ki bu yeni uygulamayla uzun bir süredir mücadele etmeye çalıştığımız sahte müellifliğin önü iyice açılmıştır. Müteahhitlerin belediyelere teslim ettikleri projelerdeki isimlerin gerçek olup olmadığı, Serbest Müşavirlik Mühendislik-SMM Bürosu sahiplerinin mühendis, mimar olup olmadıklarının tespit edilmesi bundan sonra imkânsız hale gelecek ve bu konuda sahtecilik yaygınlaşacaktır.

Bununla birlikte, son uygulamalarla iyice yerlerde sürünen proje ücretlerinin ödenmesi de müeahhitlerin insafına bırakılacaktır. Paralarını alamayan proje müelliflerinin yaşama şansı kalmayacak ve ofislerini kapatmak zorunda kalacaklardır. Bu durumda tasarım süreçlerindeki son teknolojik gelişmeler ile çağdaş bilgi ve becerilerin bina yapım süreçlerine aktarılması imkânsız hale gelecek, projeler bu sorunlu mevzuata uygun ama vatandaşlara güvenilir konforlu yapı sunmaktan uzak olacaktır.

Kısaca bu durum yapı üretim süreçlerinde bilimsel zorunlulukların ve mühendislik, mimarlık hizmetlerinin doğru bir şekilde uygulanmasını tümüyle müteahhitlerin insafına bırakmaktadır.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı, kamu yararı olmayan, vatandaşlarımızın güvenli, sağlıklı ve konforlu yapıları kullanmaktan uzaklaştıracak, sahteciliği yaygınlaştıracak, meslek etiği ve meslek haklarımıza aykırı, müteahhitlerin daha fazla kazanmasına yönelik bu tür uygulamalardan bir an önce vazgeçmeye davet ediyor ve mühendislik-mimarlık mesleklerinin bilimsel birikimlerini yapı üretim süreçlerine aktarmayı sağlayacak şekilde mevzuat düzenlenmesi talep ve ısrarımızı kamuoyuyla paylaşıyoruz.

Yunus Yener

TMMOB Makina Mühendisleri Odası Başkanı