SANAYİ ANALİZLERİ-66: "DEVLETİN KARA DELİKLERİ DE BORCU DA BÜYÜYOR" YAYIMLANDI

20.01.2021

TMMOB Makina Mühendisleri Odası tarafından hazırlanan, Sanayinin Sorunları ve Analizleri (66): "Devletin kara delikleri de borcu da büyüyor" başlığıyla 20 Ocak 2021 tarihinde yayımlandı.

Devletin kara delikleri de borcu da büyüyor

TÜİK, Merkez Bankası, Hazine ve Maliye Bakanlığı, BDDK, Strateji ve Bütçe Başkanlığı verileri kullanılarak yapılan analizde, merkezi bütçe başta olmak üzere devletin genelinde yaşanan bütçe açıkları analiz edildi ve bu açıkların finansmanı için yapılan iç ve dış borçlanmanın boyutlarına, faiz yüküne değinildi. Analizde ortaya çıkan başlıklar özetle şöyle:  

  • Son 3 yılda büyümenin ortalama yüzde 2’de tutulması, yakın zamana kadar benzeri görülmeyen devlet müdahaleleriyle, kamu kesiminin büyük açıklar vermesi ve geleceğe bir dizi kırılganlık taşıma bedeliyle gerçekleşebildi.
  • Başta merkezi bütçe olmak üzere, devletin öteki kurumlarının alt bütçelerinden verilen açıklarla ekonomi canlandırılmaya çalışılırken verilen açıklar, iç ve dış borçlanma ile finanse edilmek istendi. Bütçenin kamusal gelirlerinden daha fazla kısmının faiz ödemelerine ayrılması zorunluluğu ortaya çıktı.
  • Bugün, 1990’lı yıllardaki büyük kamu maliyesi krizine gidişe benzer bir gidiş söz konusu neredeyse. Merkezi bütçenin yanında, yerel yönetimler, SGK ve İşsizlik Sigortası Fonu açıkları, KİT açıkları büyüyor, Kamu-Özel İşbirliği projelerinin bütçe yükü ağırlaşıyor. Bu durum 1990’larda dönemin Başbakanlarından Süleyman Demirel’in, “Devletin 5 kara deliği” ifadesinin yeniden geçerlilik kazanmasına yol açıyor.
  • 2021 Programı’nda öngörülen 2020 için yüzde 6 dolayındaki genel devlet açığının GSYH’ye oranı, muhtemelen 1 puan daha aşağıda gerçekleşecek ve yüzde 5 dolayında olacak. Yine de aynı oranın 2019’da yüzde 3 olduğu anımsandığında, kamu açıklarında bir yılda 2 puanlık artış dikkat çekicidir. Bu da devletteki kara delik büyümesinin önemli bir göstergesidir.
  • Yaşanan salgının da etkisiyle, bir önceki yılla kıyaslandığında, 2020 yılında ekonomik dalgalanmalar, genel devlet açığını genişletici etki yarattı. Genel devlet açıkları, merkezi bütçe açığının yanı sıra, özelleştirme kapsamındakiler dahil olmak üzere, KİT açıklarını, SGK açıklarını, İşsizlik Sigortası açıklarını ve fonlar ile döner sermaye açıklarını da kapsıyor. Bunlar arasında en ağırlıklı yeri, elbette merkezi bütçe alıyor.
  • Merkezi bütçe harcamaları 2019’a göre yüzde 20’nin üstünde artarken gelirlerdeki artış yüzde 17,6’da kaldı ve bütçe açığı da 2019’da yaklaşık 125 milyar TL iken 2020’de 173 milyar TL’ye yaklaştı ve yüzde 38 arttı. Devlet maliyesinin bel kemiğini oluşturan merkezi bütçede kara delik büyüdü. 2020 sonunda verilen 173 milyar TL’ye yakın açık, genel devlet açıklarının dörtte üçüne yakın.
  • Devletin kara deliklerinden birini de yerel yönetimler oluşturuyor. 2020 yılında, mahalli idare gelirlerinin, vergi gelirlerindeki sınırlı reel artışın da katkısıyla GSYH’ye oranla yüzde 2,9 seviyesinde gerçekleşeceği, mahalli idare harcamalarının ise devam eden finansman ihtiyacına bağlı olarak GSYH’nin yüzde 37’si seviyesinde gerçekleşeceği tahmin edildi. Mahalli idare açıklarının 10 milyar TL’yi geçmesi bekleniyor.
  • Devletin sosyal güvenlik kuruluşlarının açıkları 5 kara delikten birini oluşturuyor. Sosyal güvenlik kuruluşlarına yönelik merkezi bütçeden yapılan transferler bir önceki yıla göre hızla yükseldi.

2020 yılında bütçeden SGK’ya faturalı ödemeler, ek karşılıklar, devlet katkısı, emeklilere yapılan ek ödeme, prim ve teşviklerinden kaynaklanan transferler ile prim ödeme gücü olmayanların GSS primleri dâhil olmak üzere bütçeden yapılan transferler 402 milyar TL’yi geçti. SGK, bütçe kaynaklarını giderek daha çok kullanırken, kendi kara deliğinin yanı sıra merkezi bütçenin kara deliğini de derinleştiriyor.

  • Bir diğer sosyal güvenlik kurumu İşsizlik Sigortası Fonu’nun (İSF) da varlıkları hızla eriyor. İSF’nin 2019’da 40 milyar TL dolayında olan gelirleri 2020 yılında 38 milyar TL dolayına düştü. Buna karşılık giderleri aynı dönemde 36,5 milyar TL’den 66,5 milyar TL’ye çıktı. Bu durum fon varlığının da bir yılda 133 milyar TL’den 103 milyar TL’ye kadar erimesine neden oldu.
  • KİT varlığının hızla azaltılmasına karşılık, eldeki KİT’ler de efektif biçimde işletilemedi. KİT’ler kara delik olmayı 2000’li yıllarda da sürdürdüler.
  • Devletin kamu-özel işbirliği üstlenen şirketlere taahhütleri bir diğer önemli kara delik. Bu şirketlere sözleşme süresince (çoğu 25 yıl boyunca) taahhüt edilen 156 milyar dolarlık hizmet-enerji alım taahhütleri, ciro garantileri, merkezi bütçeye ağır yükler getirmenin yanı sıra devleti, bu firmaların yaptıkları 20 milyar dolara yakın dış borçları üstlenmek zorunda bırakıyor.
  • Merkezi bütçede ve diğer bütçelerdeki açığın büyümesi ile devletin iç ve dış kaynaklardan borçlanma ihtiyacı da arttı ve sonuçta devletin borç stoku yeniden büyümeye başladı. Özellikle 2020’de borç stokunda yüzde 41’e varan artış olması dikkat çekici ve alarm verici. Bu hızlı borçlanma ile birlikte devletin borç stokunun GSYH’ye oranı da yüzde 40’a tırmandı. 2019’da yaklaşık 100 milyar TL’yi bulan devletin faiz ödemeleri 2020’nin 11 ayında 129 milyar TL’yi geçti. Bu, bir yılda yüzde 35 artış demek.
  • Devletin içine yeniden sürüklenmekte olduğu mali kriz, ekonominin genelinin sürüklendiği krizden bağımsız değil ve ekonomik kaos da siyasal çarpıklıktan bağımsız değil. Özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin uygulandığı yıllarda hem makroekonomik göstergelerde hem de kamu maliyesi göstergelerindeki bozulma artık saklanamıyor ve iyileşme ancak siyasetten başlayan makroekonomik politikalarda süren dengeli, adil politika adımlarıyla mümkün görünüyor.