TAKSİM DAYANIŞMASI BASIN TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLDİ

03.12.2018

Taksim Dayanışması çağrısıyla 3 Aralık 2018 tarihinde Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Karaköy Binasında bir basın toplantısı düzenlenerek Gezi Direnişine yönelik çarpıtmalara inat, ülkemizin toplum kent ve demokrasi tarihinde izi silinmeyecek, barıştan, özgürlükten, doğadan, eşitlik ve dayanışmadan yana milyonlarca yurttaşımızı bir araya getiren Gezi Direnişi konuşuldu.

Yüzlerce yurttaşın katılım sağladığı basın toplantısında Taksim Dayanışması'ndan Mücella Yapıcı, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, DİSK Arzu Çerkezoğlu, KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, TTB Merkez Konsey Başkanı Sinan Adıyaman, CHP Milletvekili Murat Şeker ve HDP Milletvekili Oya Ersoy birer konuşma yaptılar.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz'ın konuşması şöyle:

Taksim dayanışmasının değerli bileşenleri,

Demokratik kitle örgütlerinin değerli yöneticileri,

Sevgili mücadele arkadaşlarım,

Hepinizi Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği adına dostlukla selamlıyorum.

Gezi Direnişi’nin üzerinden 5 yıl geçti ama görünen o ki, siyasi iktidarın Gezi kaosu ve korkusu bitmedi.

İktidarın tüm olanaklarını kullanarak, karalamaya çalıştıkları Gezi Direnişini şimdi de deli saçması bir ifadeye dayanarak, dış güçlerin tertip ettiği bir organizasyon olarak gösterip, Gezide bizlerle omuz omuza direnen arkadaşlarımızı sorguya çekiyorlar.

Şunu belirtmek isterim; Gezi direnişi ilk başlangıcından sonuna kadar ne bir kişinin başlattığı, devam ettirdiği, finanse ettiği, yönlendirdiği bir organizasyon değildir. Gezi, siyasi iktidarın tüm fütursuzluklarına halkın karşı çıkışıdır, itiraz edişidir.

Bizler bu ülkenin mühendisleri, mimarları, şehir plancıları olarak, içerisinde milyonlarca insanımızın bulunduğu bu Gezi Direnişinin bir parçası olmaktan onur ve gurur duyuyoruz. Bu onurun, bu gururun kirletilmesine izin vermeyeceğiz.

Parçası olmaktan onur ve gurur duyduğumuz o hareketin asıl sahibi halkın ta kendisidir.

Değerli Arkadaşlar,

2013 yılı Haziranında hepimiz Gezi’deydik, Gezi Parkı’na sahip çıkmak için buradaydık. Bugün yine buradayız, bu kez de Gezi Direnişi’ne katılan arkadaşlarımıza sahip çıkmak için buradayız.

Peki, o dönemde gezi direnişine şiddetle saldıranlar bugün nerede? Dönemin İstanbul valisi, dönemin İstanbul emniyet müdürü, insanların üzerine binlerce gaz fişeği atılmasını emreden emniyet şube müdürleri nerede? Ben söyleyeyim, FETÖ üyesi oldukları gerekçesiyle cezaevindeler. Dün o valilere, emniyet müdürlerine, şube müdürlerine sahip çıkanlar, emir verenler, gaz verenler bugün nerede?

2013 yılı Haziranında hepimiz Gezi’deydik, Gezi Parkı’na sahip çıkmak için buradaydık. Peki, bizler o Haziran günlerinde Gezi Parkı’nda direnirken Sayın Cumhurbaşkanı neredeydi? Ben söyleyeyim. Başakşehir Stadyumu’nda Gülen Cemaatinin düzenlediği Türkçe Olimpiyatındaydı. “Bize bu yolu açan büyüklerimize teşekkür ediyorum” diyerek Pensilvanya’ya selam yolluyordu.

Gezi bu ülkenin başına gelen en güzel şeydir. Gezi bu ülkenin en masum, en insani, en saf halk direnişidir. Bu iktidarın alametifarikası olmuş siyaset güdümlü davalarla, deli saçması iftiralarla Gezi direnişinin kirletilmesine izin vermeyiz.

Gezi direnişinde kaybettiğimiz gencecik kardeşlerimizin, Abdocan’ın, Mehmet’in, Ethem’in, Ali İsmail’in, Berkin’in anılarının ve mücadelelerinin kirletilmesine izin vermeyeceğiz.

O direnişin parçası olan herkese, o direnişin simgesi olmuş her şeye, o direniş günlerinde döneminde büyüttüğümüz her değere sahip çıkacağız.

Gezi Parkına nasıl sahip çıktıysak, ağaçlarımıza nasıl sahip çıktıysak, kurduğumuz barikatlara da sahip çıkacağız! Duvarlara yazdığımız yazılara sahip çıkacağız! Evlatlarını korumak için ele ele tutuşan annelere sahip çıkacağız! İncecik bedenlerini tazyikli suya siper edenlere sahip çıkacağız! Ciğerlerimiz biber gazı ile doluyken birbirimize uzattığımız talcidli süte sahip çıkacağız! Direniş boyu okuduğumuz kitaba, söylediğimiz şarkıya, çaldığımız tencereye sahip çıkacağız! Biz sahip çıktıkça sizler de korkacaksınız, Gezi sizin kabuslarınıza girmeye devam edecek!

Biz ise sizden korkmuyoruz, çünkü biz halkız!

Eşit, özgür, demokratik bir Türkiye’ye kadar da hiçbir şeyden korkmayacağız; devam edeceğiz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum…"