TMMOB BOLU İKK: DEPREM BİR KEZ DAHA HATIRLATTI

12.11.2020

TMMOB Bolu İl Koordinasyon Kurulu Düzce depreminin yıl dönümü dolayısıyla, 12 Kasım 2020 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.

12 Kasım 1999’da Düzce’de meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki depremin 21. yıldönümünde, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Bolu İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Erol Perçin bir basın açıklaması yaptı.  TMMOB İKK Sekreteri Erol Perçin açıklamasında, “Bilindiği gibi ağır bedeller ödediğimiz Marmara depreminin sıcaklığı henüz geçmeden, 12 Kasım 1999 tarihinde merkez üssü Düzce olan 7,2 büyüklüğünde bir deprem daha meydana gelmiş, başta kentimiz olmak üzere etki alanındaki yerleşim bölgelerinde ağır hasara ve büyük oranda can ve mal kaybına yol açmıştı. 17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinin yol açtığı büyük acılar, tüm toplumsal hayatın deprem gerçeğine göre yeniden düzenlenmesi yönünde beklentileri artırmış, bir deprem ülkesi olan Türkiye`de ilgili mevzuattan şehirleşmeye, konutların güvenliğinden deprem eğitimine kadar geniş bir yelpazede köklü değişim yapılması doğrultusunda toplumsal bir mutabakat açığa çıkarmıştı. Ancak 17 Ağustos`tan ders alınmaması, sadece ‘yara sarma’ yaklaşımı dışında kayda değer adım atılmaması, adeta 12 Kasım depreminin ağır sonuçlarını tetiklemiştir” dedi.

Son olarak 30 Ekim 2020`de yaşanan İzmir Depremi sonucunda 115 vatandaşımızın hayatını kaybettiğini 1035 kişi yaralandığını, yüzlerce özel ve kamu binası orta ve ağır hasarlı duruma geldiğini belirten Erol Perçin açıklamasının devamında, “Açıktır ki sıklıkla tekrar ettiğimiz gibi ülkemiz hala depreme hazır değildir ve 12 Kasım depreminden bu yana onlarca yılını boşa geçirmiştir. 2011 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe giren ‘Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı’nın hem yapısal hem de yönetsel olarak gereklerinin yerine getirilmediği, bugün itibariyle bir kez daha ortaya çıkmıştır. TMMOB Bolu İKK olarak sıklıkla vurguluyoruz; Yer seçiminden başlayarak imar planlarının afet riskine göre hazırlanması önem arz etmektedir. İçinde yaşadığımız binaların tasarım, inşa, denetim ve bakım süreçlerinin rant amaçlı yaklaşımlarla sürdürülmesi, depremlerin yıkıcı sonuçlarla karşımıza çıkmasına neden olmaktadır. Depreme dayanıklı yerleşim alanları ve yapılar tasarlamanın, üretmenin, deprem hasarları ve can kayıplarının azaltılmasının bilinen tek yolu, mühendis, mimar ve şehir plancılığı hizmetlerinin eksiksiz bir şekilde uygulanmasıdır. Bu çerçevede; Denetimsiz ve kaçak yapılaşmaya derhal son verilmelidir. İmar afları yasaklanmalıdır. İmar barışı adı altında ruhsatlandırılan tüm ruhsatlar iptal edilmelidir” ifadelerini kullandı.

Gündeme olan Fay Yasası'na da değinen Perçin ayrıca şunları söyledi: “Yeni çıkarılacak fay hatları yasası ile diri fay hatları üzerinde bulunan binalar acilen tahliye edilmeli; organizasyon bütünlüklü olarak devlet kurumları eliyle yürütülmelidir. Mevcut yapı denetim sistemi, zeminle ilgili mühendislik çalışmalarının arazi denetimlerini kapsamalıdır. Kat artışı yapılan imar plan tadilatlarında zemin özelliklerini belirlemek amaçlı jeolojik çalışmalar yürütülmelidir. Ayrıca sadece Bolu Belediyesi ve İl Özel İdaresi değil, deprem bölgesi olan ilimizin bütününde zemin etüt kontrolleri mutlaka yapılmalıdır. 2011 tarihinde Bakanlar Kurulu kararıyla uygulamaya konulan ‘Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı’ geciktirilmeden uygulamaya konulmalıdır. Başta Hastaneler, Okullar ve Kamu binaları olmak üzere kentimizdeki tüm kaçak, imara aykırı ve deprem riski içeren yapıları tespit etmek için il genelinde bir envanter çalışması yapılmalıdır. Bolu Deprem Master Planı yenilenmelidir. Tüm paydaşlarla birlikte il genelinde öncelikli risk grubunda yer alan yapıları belirleyerek, bu yapıların güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılması sağlanmalıdır. Yapı tasarım, üretim ve denetim süreçlerinde, yerel idarelerce yürütülen komisyon çalışmalarında TMMOB’a bağlı meslek odalarını devre dışı bırakan uygulamalara son verilmelidir.”

Perçin açıklamasında son olarak, “Odaların mesleki denetim faaliyetleri üzerine konulan engeller kaldırılmalı, Yerel Yönetimler bu konuda üzerlerine düşenleri eksiksiz yerine getirmelidir. Mühendis, mimar ve şehir plancıları olarak tüm çabamız güvenle yaşayabileceğimiz kentler ve yapılar ortaya çıkarmaktır. Yetkilileri ve sorumluları, bilimin ve meslek örgütlerinin sesine kulak vermeye, çabasına ortak olmaya çağırıyoruz. 12 Kasım Depreminin 21. yılı nedeniyle depremlerde yaşamını yitiren tüm insanlarımızı saygıyla anıyor, yakınlarına bir kez daha başsağlığı ve sabır diliyoruz” dedi.