TMMOB MMŞP GÜNCEL SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ VAN YEREL KURULTAYI GERÇEKLEŞTİRİLDİ

30.12.2019

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Van İl Koordinasyon Kurulu tarafından "TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarının Güncel Sorunları ve Çözüm Önerileri Van Yerel Kurultayı" 27 Aralık 2019 tarihinde düzenlendi. Van Şişli Öğretmenevi'nde düzenlenen kurultaya, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ile çok sayıda kişi katıldı. 

Kurultayın ilk açılış konuşmasını yapan TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri ve İnşaat Mühendisleri Odası Van Şube Başkanı İsmet Bilmez, yerel kurultayların ardından merkezi kurultayın yapılacağını belirterek, herkesi katkı sunmaya çağırdı.

Mimar, mühendis ve şehir plancılarının yaşadıkları mesleki sorunları ülkenin sorunlarından bağımsız olmadığına işaret eden Bilmez, "İçerisinde bulunduğumuz derin ekonomik kriz, tüm halkımızın olduğu gibi emeğiyle geçinen mühendis, mimar ve şehir plancılarının da hayatlarını zorlaştırmaktadır. Kamusal yatırımların ortadan kalkması, kamusal çıkarın göz ardı edilmesi, rant hırsının bilim ve tekniğin önüne geçmesi, sermayenin ihtiyaçlarının halkın ihtiyaçlarının önünde tutulması nedeniyle mühendis, mimar ve şehir plancılığı yıllar geçtikçe sistematik olarak gerilemektedir. Siyasal iktidarın karar ve uygulamaları, meslektaşlarımızı olduğu kadar meslek alanımızı ve mesleki faaliyetlerimizden faydalanan halkımızı da olumsuz etkilemektedir. Bilime ve tekniğe aykırı olarak çıkarılan yasalar ve yapılan mevzuat değişiklikleri nedeniyle halkın iyi ve güvenli mühendislik, mimarlık, şehir plancılığı hizmeti alması engellenmektedir. Bu durumun toplumumuza maliyeti daha güvensiz yapılar, daha fazla yıkım ve daha çarpık bir kentleşmedir" dedi. 

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ise şöyle konuştu:

Değerli Arkadaşlar,

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Yönetim Kurulumuz adına hepinizi dostlukla selamlıyorum. Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarının Güncel Sorunları ve Çözüm Önerileri Van Yerel Kurultayına hoş geldiniz.

Bildiğiniz gibi 45. Genel Kurulumuzu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen öncesinde, Olağanüstü Hal koşulları altında ve ekonomik krizin etkisini arttırmaya başladığı bir dönemde gerçekleştirmiştik.

Genel Kurulumuzda yürüttüğümüz tartışmalarda, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin, OHAL Rejiminin ve Ekonomik krizin ülkemizdeki mühendis, mimar ve şehir plancılarına etkisini açığa çıkartacak çalışmalar yapma kararına varmıştık.

Bu karar doğrultusunda hazırladığımız çalışma programında farklı alanlarda çalışan meslektaşlarımızın sorunlarını tespit etmeye yönelik faaliyetler planladık.

Bu dönemde Kamuda Çalışan Meslektaşlarımızın, Ücretli Çalışan-İşsiz Meslektaşlarımızın, OHAL KHK’larıyla İhraç Edilen Meslektaşlarımızın, Emekli Meslektaşlarımızın, İş Güvenliği Uzmanı Meslektaşlarımızın ve Bilirkişilik alanının sorunlarına ilişkin çalıştaylar ve TMMOB Kadın Kurultayını gerçekleştirdik. Bu çalıştay ve kurultayların sonuç bildirgelerini üyelerimizle ve kamuoyuyla paylaştık. Bu çalıştayların örgütlenmesinde emeği geçen tüm çalışma grubu üyelerimize ve TMMOB teknik görevlisi arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.

Önümüzdeki aylarda Engelli meslektaşlarımızın sorunlarına ilişkin çalıştayımızı da gerçekleştireceğiz.

Bütün bu çalıştay ve kurultaylarımızda elde ettiğimiz veriler ve tartıştığımız konular ışığında 2020 yılı Nisan ayı içerisinde TMMOB Mühendis, Mimar, Şehir Plancılarının Güncel Sorunları ve Çözüm Önerileri Kurultayı yapılacak.

Bu etkinliğimize hazırlık yapabilmek ve üyelerimizin sürece katılımını artırabilmek için yerellerde kurultaylar gerçekleştiriyoruz. Bundan önce, Bursa, Denizli, Mersin, Mardin, Kırklareli, Aydın, Kocaeli, İstanbul, Diyarbakır, Adana ve Ankara’da yerel kurultaylarımızı gerçekleştirdik. Önümüzdeki günlerde İzmir Yerel Kurultaylarını gerçekleştireceğiz.

Bugün Van İl Koordinasyon Kurulumuzun düzenlediği yerel kurultayda Van’daki meslektaşlarımızla bir aradayız. Buradaki tartışmaların Nisan ayında yapacağımız merkezi Kurultay açısından ön açıcı olacağına inanıyorum.

Değerli Arkadaşlar,

Dün Diyarbakır’daydım. Hukuksuz biçimde görevden alındıktan sonra tutuklanan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin eşbaşkanı Selçuk Mızraklı’nın duruşmasına katıldım. TMMOB olarak, görevden alınan Belediye Başkanı arkadaşlarımızla dayanışma içerisinde olduğumuzu ilk günden itibaren dile getirmiştik. Tutuklanmadan önce Selçuk Bey ile yüz yüze görüşmüş, Diyarbakır’da sürdürülen İrademe Dokunma eylemine birlikte katılmıştık.

Sadece Diyarbakır Belediyesiyle değil, Van ve Mardin Büyükşehirlerinin de içinde yer aldığı hukuksuz biçimde kayyum atanan tüm belediye başkanlarıyla dayanışmamızı sürdüreceğiz.

Çünkü bizler biliyoruz ki, kayyumlar konusu başından sonuna kadar hukuki değil siyasi bir konudur. AKP’nin demokrasiye ve halk iradesine bakışının özetidir. Bu anlayış, benzerlerini darbe dönemlerinde gördüğümüz faşizan bir yönetim zihniyetinin ürünüdür.

Tek adam rejimi bir keyfiyet rejimidir. Tek adam rejiminin özü, halk egemenliğinin ilkesinin ortadan kaldırılması, halk ile yönetenler arasında bağın koparılmasıdır. Tek adam rejiminin bir üst aşaması yerel yönetimlerin de tümüyle valiliklere ve merkezi idareye bağlanmasıdır.

Bizler bu ülkenin mühendis, mimar ve şehir plancıları olarak demokrasiye, halk iradesine ve hukukun üstünlüğüne olan inancımızı bugüne kadar her defasında açık biçimde dile getirdik. Bundan sonra da bu tutumumuzdan geri adım atmayacağız. Demokrasiyi, barışı ve adaleti savunacağız.

Değerli Arkadaşlar,

Bildiğiniz gibi TMMOB, ülkemizdeki mühendis, mimar ve şehir plancılarının hak ve çıkarlarını halkımızın çıkarları temelinde korumak ve geliştirmek, mesleki, sosyal ve kültürel gelişmelerini sağlamak ve mesleki birikimlerini toplum yararına kullanmalarının zeminini yaratmakla görevlidir.

Anayasadan ve kuruluş yasamızdan aldığımız bu görev, bizleri halka karşı sorumlu tutar. Bizler de 70’li yıllardan bu yana halka karşı sorumluluklarımızın bilinciyle, mühendis-mimar ve şehir plancılarının çıkarlarının emeğiyle geçinen kesimlerin çıkarlarıyla bir olduğu anlayışıyla mücadele ederiz.

Toplumun genel çıkarını önceleyen bu yaklaşımımız elbette toplumu sömüren sermaye kesimlerinin ve egemen sınıfları rahatsız etmektedir. Egemen sınıflarda yarattığımız bu hoşnutsuz, bizleri siyasal iktidarın saldırılarının hedefi haline getirmektedir.

Bilimin ve teknik aklın temsilcisi olan mühendis, mimar ve şehir plancılarının toplumsal etkinliğini azaltmaya yönelik saldırılar temel olarak iki eksende gelişiyor. Saldırıların ilk ekseni, Türkiye’deki 600 bine yakın mühendis, mimar ve şehir plancısının örgütlü gücü olan TMMOB’nin kamusal yetki ve sorumluluklarını ortadan kaldırmaya yönelik saldırılardır.

Saldırıların ikinci ekseni ise, her türlü bağnaz ve gerici anlayış karşısında bilimin ve teknik aklın temsilcisi olan mühendis, mimar ve şehir plancılarının mesleki saygınlığını ve etkinliğini azaltmaya yönelik saldırılardır.

Yani ülkemizdeki mühendis, mimar ve şehir plancıları hem örgütlü yapılarıyla hem de meslek mensubu kimlikleriyle çifte bir saldırı altında yaşamaktadır.

Hepinizin bildiği gibi örgütlü gücümüz olan TMMOB’ye yönelik saldırıların başlıca amacı, TMMOB yasasında ve mevzuatında yapılacak değişikliklerle Birliğimizin Anayasa’dan kaynaklanan kamusal yetkilerinin budanması, örgütsel gücünün azaltılması ve seçim sisteminin değiştirilerek yönetimlerinin kontrol altına alınması geliyor.

Bu saldırılar yıllardır çeşitli biçimlerde karşımıza geldi ve TMMOB’nin kararlı tutumu, bu saldırıların püskürtülmesinde önemli bir rol oynadı. Bu noktada istediği sonucu alamayan siyasal iktidar son olarak 24 Haziran Seçimleri sonrasında çıkardığı Kararnamelerle, TMMOB ve bağlı Odalarını, bakanlıklar ile bağlı, ilgili, ilişkili kuruluşların bünyelerinde kurulan danışma kurulu, genel kurul ve konsey gibi yapılardan tamamen dışladı.

Dahası, Birliğimizin Anayasal statüsü ve özerk yerinden yönetim kuruluşu olma özelliği görmezden gelinerek Devlet Denetleme Kurulu’nun hiyerarşik vesayeti altına almaya yönelik düzenlemeler yapıldı.

Bütün bunlarla da yetinilmeyerek, mesleki ve toplumsal sorumluluğumuz gereği yaptığımız açıklamalar ve yürüttüğümüz kampanyalar nedeniyle Yürütme Kurullarımıza ceza soruşturmaları açıldı.

Ne mutlu bize ki, Birliğimizi hedef alan bu saldırılara karşı tüm Oda ve üyelerimizle tek vücut olarak karşı durduk. TMMOB’nin kararlı bir mücadele örgütü olduğunu dosta düşmana gösterdik. Bu kararlı mücadelede dimdik duran TMMOB örgütlülüğü önünde saygıyla eğiliyorum.

Değerli Arkadaşlar,

Az önce söylediğim gibi, mühendis, mimar ve şehir plancıları olarak bizler sadece örgütlü kimliğimizle değil, mesleki kimliğimizle de saldırı altındayız.

Meslek alanımıza yönelik saldırıların temelinde 1980’li yıllardan itibaren uygulanan neoliberal ekonomi politikaları yatmaktadır.

Özelleştirmeye, piyasalaştırılmaya, kuralsızlaştırma ve sanayisizleştirmeye yönelik neoliberal politikaların 1980 sonrasında iktidarlar tarafından benimsenmesi sonucu meslek alanlarımız büyük darbe almıştır. Sanayi tesisleri, enerji santralleri, petrokimya ve demir-çelik tesislerimiz, tarımda üretime dayalı kuruluşlarımız, teknik hizmetler altyapımız elden çıkarılmış; sanayi ve tarımda üretime dönük tüm çabalar ortadan kaldırılmak istenmiştir.

Tüm alanlarda ithalata ve fason üretime, taşeronlaşmaya, kamu ve halka ait arazi ve mülklerin yağmalanmasına dayalı rant eksenli bir ekonomi inşa edilmiştir. Böylelikle meslek icra ettiğimiz alanlarda üzerimize düşen kamusal hizmetler ticarileştirilmiş, mesleğimizin toplumsal niteliği aşındırılmıştır.

Üniversite ve mezun sayısının hızla artmasına paralel olarak yaşanan “mesleki değersizleşme”, meslektaşlarımızın teknik ayrıcalıklarını ortadan kaldıran bir düzeye erişmiştir. Bu durum hem özel sektörde hem de kamuda çalışan meslektaşlarımızın mesleki uygulama alanlarının daralmasına neden olmuştur.

Bugün karşı karşıya olduğumuz kriz, neoliberal programın meslek alanımızda yarattığı bu tahribatı daha da derinleştirmektedir.

Kamuda ve özel sektörde her türlü mühendislik, mimarlık ve şehir planlama hizmetlerini, planlama, projelendirme, uygulama, denetleme işlerini yapan meslektaşlarımız ekonomik kriz koşullarından en çok etkilenen kesimler arasında yer alıyor.

Uzun yıllardır sistematik olarak uygulanan neoliberal politikalar sonucunda, kamuda çeşitli statülerde çalışan ve farklı ücretler alan mühendis, mimar ve şehir plancılarının ekonomik ve sosyal koşulları, üstlendikleri sorumluluklara ve almış oldukları eğitime uymayan bir düzeye geriletilmiştir. Kamudaki mühendis, mimar ve şehir plancılarının mesleki iş alanları daraltılmıştır.

Kamu çalışanlarının kaderi, iktidarın keyfi uygulamaları ile belirlenmektedir. Yapılan atamalara liyakat temelinde değil; yandaşlık ve keyfiyet temelinde gerçekleştirilmektedir. Çalışanlar yer ve pozisyon değişimi ile tehdit edilmekte, böylelikle teknik hizmetler için en önemli kamu hafızasının kalıcılaştırılması engellenmektedir.

Kamuda çalışanlar arasında eşit işe eşit ücret, eşit statü tanınmamaktadır. Hem kurumlar arasında, hem de en düşük ve en yüksek ücretlerde fark giderek artmış, ücret adaleti ortadan kalkmıştır. Çalışma yaşamı farklı personel tanımlamaları ile örgütsüz, sendikasız bırakılmak istenmektedir. Bu durum temel özlük haklarında büyük gerileme ve kayıplara neden olmaktadır.

Değerli Arkadaşlar,

Ücretli çalışan meslektaşlarımızın çalışma koşulları kriz derinleştikçe daha da zorlaşmaktadır. İşten çıkarılma tehdidini her zaman yanı başında hisseden ücretli çalışan meslektaşlarımız kriz koşullarında ilk gözden çıkarılacaklar listesinde bulunuyor. İşsizlik tehlikesi; düşük ücretlerle esnek, güvencesiz ve sağlıksız koşullarda çalışma mecburiyetinin hatırlatıcısı olarak meslektaşlarımız üzerinde açık bir tehdit oluşturuyor.

Ücretlerimiz enflasyon karşısında giderek eriyor ve yaşam standardımız dibe doğru çekiliyor. Sigorta primlerimizin gerçek ücretler üzerinden yatırılmaması ile emeklilik ve sosyal güvence haklarımız da gasp ediliyor.

İşsiz kalma, mühendis emeğinin değersizleşmesi ve niteliksiz işlerde istihdam edilme meslektaşlarımızın en önemli sorunu haline gelmiş durumda.

Bunlara ek olarak, pek çok mühendis, mimar ve şehir plancısı arkadaşımız mesleki yetersizlik sorunları; fazla mesailerde ücret verilmemesi; fazla çalıştırma, iş saatleri ihlali; sosyal hak ihlalleri ve özlük haklarına yönelik sorunlarla yüz yüzedir. Bu durum mesleklerimizin kamucu özelliklerinin azalmasına neden olmaktadır.

Nitelikli bir eğitim alan, köklü üniversitelerden iyi derecelerle mezun olmuş birçok genç meslektaşımız, mesleki, maddi ve sosyal tatminsizlik nedeniyle geleceğini yurt dışında arıyor.

Krizin yarattığı işsizlik, borçlanma ve yoksullaşma sarmalından en fazla etkilenen arkadaşlarımızın başında, OHAL Döneminde Kanun Hükmünde Kararnamelerle görevlerinden ihraç edilen arkadaşlarımız geliyor. Bildiğiniz gibi çoğunluğu Güneydoğu Anadolu’daki kayyum atanan belediyelerde çalışan 3 binin üzerinde Mühendis, mimar ve şehir plancısı arkadaşımız ihraç edildiler. Bunların çok az bir kısmı OHAL Komisyonu aracılığıyla işine dönebildi, büyük bir çoğunluğu hakkında henüz karar bile verilmedi.

Kamudan ihraç edilen arkadaşlarımız sadece işlerini kaybetmekle kalmadılar. Aynı zamanda başka işlerde çalışmaları önünde engeller de çıkartıldı. Meslek alanımızda bunu en somut olarak yapı denetim alanında yaşadık. Yapı denetimi kuruluşlarında çalışan mühendis ve mimarlardan KHK ile ihraç edilmiş olanların belgeleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından iptal edildi. Yeni başvurular da reddedilerek yapı denetimi sistemindeki sicilleri silindi.

İhraç arkadaşlarımızın yurt içinde kamusal hizmeti niteliğindeki işlerde çalışmasına izin verilmediği gibi, pasaport yasakları nedeniyle yurt dışına da çıkmaları engellenmektedir. Meslektaşlarımızın çalışma hakkını elinden alan bu uygulamalara ilişkin bizler TMMOB olarak hukuki mücadelemizi sürdürüyoruz.

Değerli Arkadaşlar,

Ülke olarak yaşadığımız krizler, meslek hayatımızda yaşadığımız sorunların toplumsal yaşamımıza da etkilerini artırmaktadır. Ülkemizin kaynakları rant ekonomisi ile heba edilirken; bilimden, sanayiden, kalkınmadan, eşitlikten, özgürlükten ve barıştan  yana olan mühendis, mimar ve şehir plancılarının üzerindeki sorumluluk her geçen gün artmaktadır.

Mesleki sorunlarımız, ülkemizin ve halkımız sorunlarından bağımsız olarak düşünülemez. Bu nedenle TMMOB gibi mesleki demokratik kitle örgütlerinin üyelerinin ve kamunun çıkarlarını korumak için üstlenmesi gereken sorumluluk giderek artmaktadır.

Ülkemiz, halkımız, mesleğimiz ve geleceğimiz için çıkış yolu, tespit edilen sorunlara birlikte, dayanışma ile çözümler üretmekten geçmektedir.

Ülkemizin aydınlık geleceğini planlayan ve inşa eden meslektaşlarımızın sorunları çözüldüğünde ülkemizin temel sorunlarının çözümüne daha çok yaklaşacağımızın bilinci ile hepinizi saygı ile selamlıyorum. Van yerel kurultayımızın başarı ile geçmesini temenni ediyorum.