TMMOB SGK 5. OLAĞAN GENEL KURULU’NA KATILDI

07.01.2019

TMMOB, 26 Aralık 2018 tarihinde gerçekleştirilen Sosyal Güvenlik Kurumu 5. Olağan Genel Kurulu toplantısına katılarak TMMOB ile SGK arasında imzalanmış ve hukuksuz bir şekilde tek taraflı fesedilmiş ortak protokole ilişkin TMMOB Görüşlerini bir kez daha kürsüden aktardı.

TMMOB adına SGK Genel Kurulu'na katılan TMMOB Yönetim Kurulu üyesi Yaşar Üzümcü şöyle konuştu:

Değerli Katılımcılar;

Sizleri Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği adına saygı ile selamlıyorum.

Vatandaşlarımızın gelirlerine, sosyoekonomik durumlarına, mesleklerine, cinsiyetlerine bakılmaksızın sağlık ve gelir güvencesine sahip olmalarını sağlayan, temelde oldukça basit ancak çerçeve daraldıkça bir o kadar dikkat ve özen gerektiren uygulamalar bütünüdür, bu herkesçe malum bir tanımdır.

Sosyal sigorta, sosyal güvenlik sistemlerinde kullanılan üç yöntemden biri olup, finansmanı; sigortalı, işveren ve devlet katkılarından oluşan primlerle karşılandığı için primli sosyal güvenlik sistemi olarak da adlandırılmaktadır.

Sosyal güvenliğin primsiz sistemini oluşturan iki yöntemden biri sosyal yardımlar, diğeri ise sosyal hizmetlerdir. Bu iki yöntemin ortak özelliği, finansmanın devlet bütçesinin önemli gelir kaynaklarından biri olan vergilerle karşılanmasıdır. Yani kayıtlı olarak çalışan milyonlarca vatandaşımızdan, KDV, ÖTV ödeyen ya da herhangi bir şekilde vergilendirilmiş kazanç ve mülklere sahip olan vatandaşımızdan alınan vergiler ile devlet tarafından ya sosyal yardımlar yapılmakta ya da sosyal hizmetler verilmektedir.

Burada en önemli kalem kayıtlı olarak çalışma yaşamı içinde yer alan yurttaşlarımızdan toplanan vergilerdir. Yani sosyal güvenliğin en önemli ayağı sosyal sigortadır. Bu alan zayıfladıkça, yani kayıt dışı istihdam arttıkça devlet de zayıflamaktadır.

Kayıt dışı ekonominin sebepleri mali, ekonomik, politik, hukuki, sosyal ve psikolojik etkenlere bağlı olarak ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Bu çerçevede, ülkelerin ekonomik sistemleri, ekonominin gelişmiş ya da azgelişmiş olması, ekonomi politikaları, istikrarsızlıklar, krizler, kayıtlı ekonomide istihdam ve gelir imkânlarının kısıtlı ve yüksek maliyetli olması gibi pek çok etken kayıt dışılığı etkileyen temel unsurlar olarak görülmektedir.

Günümüzde farklı tanımlamaları olmakla birlikte, genel olarak yasal üretim faaliyetleri içinde yer alan, ancak faaliyetleri kamu kayıt ve istatistiklerinde eksik yer alan ya da hiç yer almayan istihdam olarak tanımlanan kayıt dışı istihdam, farklı gelişmişlik düzeyine sahip tüm ülkelerin karşılaştıkları ortak bir sorundur.

Kayıt dışı istihdamın engellenmesi, yani vergi kaçırılmasının, devleti zarara uğratmanın engellenmesi hepimizin boynunun borcudur. Çünkü Kayıt dışı istihdam, fiili olarak yasal işlerde çalışması bulunan kişilerin, çalışma gün ve/veya ücretlerinin ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına bildirilmemesi ya da eksik bildirilmesidir. Kayıt dışı istihdam; kişilerin yeterli sağlık yardımı alamamaları sebebiyle hastalıkların çoğalması, iş kazası, meslek hastalığı ya da analık durumunda hak ve yardımlardan yararlanamaması, uzun vadede yaşlılık durumunda herhangi bir ücret alamaması, dolayısıyla fakirliğin artması, sigorta primlerini ödeyen işyerleri ile ödemeyenler arasında haksız rekabetin ortaya çıkması, devletin prim kaybına uğraması ve sosyal güvenlik açıklarının oluşması, sosyal güvenlik açıklarının kapatılması için bütçeden transfer yapılması ve dolayısıyla bütçe açıklarının oluşması gibi birçok olumsuz sonuç meydana getirmektedir. Kayıt dışının azaltılamadığı durumlarda uygulanacak tüm istihdam ve işsizlik politikalarının başarı şansı da azalmaktadır. Kayıt dışı istihdam gelir dağılımında eşitsizlik ve yoksulluk demektir.

Birliğimize bağlı 120’nin üzerinde meslek dalında, 550.000’in üzerinde üyemiz faaliyet göstermektedir. Üyelerimizin, meslektaşlarımızın birçoğu, denetim yetersizliği ve TMMOB ile SGK arasında 2012 yılının Temmuz ayında imzalanmış olan “işbirliği protokolü”  tüm iyi niyetli girişimlerimize rağmen SGK tarafından 2017 yılının Nisan ayında tek taraflı olarak feshedilmesi nedeniyle işverenler tarafından kayıt dışı çalışmaya zorlanmaktadır.

Yürürlüğe konduğu günden tek taraflı fesih edildiği güne kadar geçerli bu protokol ile mühendis, mimar ve şehir plancılarının istihdam edildiği çalışma alanları disipline edilmişti. Kayıt dışılığın önlenmesinde önemli bir yeri olan, içinde TMMOB’nin de olduğu kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile yapılacak bu tür protokollerle üyelerimizin hak kayıplarının önüne geçilerek SGK’nın da pirim kaybına uğraması engellemişti.

İncelediğimizde görürüz ki yapılan protokolün amacı oldukça basittir;

“Bu Protokolün amacı, sosyal güvenliğin toplumun tüm bireyleri için temel bir hak olduğu gerçeğinden hareketle, sosyal güvenlik hakkından yoksun bırakan kayıt dışı istihdam ve emeklilik haklarının eksik tesisine etki eden ücretlerin SGK’ya eksik bildirimini önlemek, sosyal güvenlik kavramının temel bir hak olduğunun toplumumun tüm bireyleri tarafından bilinmesini ve bu hakkı koruyan kurumların tanıtılmasını sağlamak, vatandaşlarımızı yeni düzenlemeler ile ortaya çıkan hak ve yükümlülükler konusunda bilgilendirmek, toplumda sosyal güvenlik bilincinin oluşmasını sağlamak amacıyla işbirliği yapılmasıdır.

Bu protokol, TMMOB faaliyet alanıyla ilgili meslekleri icra eden kişilerle ilgili olarak asgari ücret seviyeleri belirlenmesini ve TMMOB tarafından gerçekleştirilen faaliyetler ile hazırlanan görsel materyallerde sosyal güvenlik bilinci ile ilgili bölümlere ve dokümanlara yer verilmesini içermektedir” denilmektedir.

TMMOB’ye protokol ile “TMMOB, ücretlerin eksik bildirilmesini önlemek amacıyla mühendislik, mimarlık ve şehir planlama alanlarında meslek icra eden disiplinlere ilişkin olarak yıllık bazda asgari ücret seviyeleri belirleyerek SGK’ya iletecektir.

Ayrıca TMMOB sosyal güvenlik bilincinin arttırılması ve sigortalı çalışmanın ve çalıştırmanın önemini vurgulamaya yönelik olarak; üyelerine yönelik gerçekleştirdiği faaliyetlerde ve yayınlanan bültenlerde bilgilendirici dokümanlara ve yazılara yer vermeyi ve kendi görev/yetki alanına giren diğer faaliyetlere ilişkin SGK ile iyi niyet ve uyum içinde işbirliği yapmayı kabul ve taahhüt eder.» görevi verilmiştir.

SGK’ya ise “Kurumumuzun amacı, 4857 sayılı İş Kanununun 39. Maddesi gereğince belirlenen zorunlu asgari ücrete alternatif bir ücret seviyesi belirlemek veya arz-talep ilişkisi sonucunda piyasa tarafından belirlenen ücret seviyelerine müdahale etmek değil, sigortalıların Kurumumuza gerçek ücretleri üzerinden bildirilmesi sağlanmaktadır.” Denilmiştir.

Ancak mevzuatta değişiklik yapıldığı gibi bir anlamsız ve dayanaksız bir gerekçeye dayanılarak bu protokolde TMMOB’ye verilen görevler ortadan kaldırılmak istenmiş, Birliğimiz çalışmaları ile ortaya çıkarılan dayanaksızlık kanıtlanınca protokol apar topar feshedilmiştir.

SGK bu protokolü tekrar ve derhal yürürlüğe koymalıdır, çünkü;

Kayıt dışılığın önlenmesinde önemli bir yeri olan, içinde TMMOB’ nin de olduğu kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile yapılacak bu tür protokollerle üyelerimizin hak kayıplarının önüne geçilerek SGK’nın da pirim kaybına uğraması engellenecektir. Mevcut durumun geliştirilerek daha ileriye götürülmesi varken, mevcut durumdan geriye düşürecek TMMOB üyelerinin hak kaybına ve SGK’nın pirim kaybına neden olacak protokolün tek taraflı fesih edilmesi anlaşılabilir bir durum değildir. Konuyla ilgili hukuki mücadelemiz devam etmektedir.

Kayıt dışı istihdamla mücadelede hedeflenen mutlak sıfır değildir. Kayıt dışılıkta gelişmiş, çağdaş, sendikal hak ve mücadelede belli bir bilinç seviyesinin üzerine çıkmış, örgütlenme ve ifade özgürlüğünün yaşandığı ülkeler seviyesine yükseltebilmek hedeflenmelidir. Bu noktaya ulaşmak adına TMMOB olarak kayıtlı istihdamın yükseltilmesi için “kayıt dışı istihdamdan kayıtlı istihdama geçiş” yolu olarak adlandıracağımız, kadın istihdamının istenilen düzeye gelmesinde büyük katkısı olacak kurumlar arası yeni işbirliği protokollerinin zaman yitirmeksizin yaşama geçirilmesi çok önem taşımaktadır.

Tüm bu iyi niyet söylemleriyle, bu toplantının somut kazanımlı, ülkemiz istihdamının vazgeçilmez bir parçası olan mühendis, mimar ve şehir plancısı istihdamına hizmet edeceği inancımla sizleri sevgi, saygı, dostluk ve dayanışma duygularımla selamlarım.