VERGİDE ADALET, ÜLKEDE ADALET İSTİYORUZ!

27.11.2019

TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulu, Ankara Tabip Odası,  Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası, DİSK Ankara Bölge Temsilcliği ve KESK Ankara Şubeler Platformu 27 Kasım 2019 tarihinde "Vergide Adalet, Ülkede Adalet İstiyoruz!" başlıklı basın açıklamasını, Ulus Heykel Meydanı'nda gerçekleştirdi.

VERGİDE ADALET , ÜLKEDE ADALET İSTİYORUZ !

Bir ülkede demokrasinin ve adaletin gelişmesinin ilk şartı adaletli bir vergi sisteminin hakim kılınmasıdır.

Çağdaş sosyal devlette gelir ve servet eşitsizliklerini azaltmada en önemli rolü, vergi politikası oynamaktadır. Anayasanın 73`üncü maddesi, "herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır" diyerek, aynı anlayışı dile getirmiştir. Bu ilke, vergi oranlarının, mükellefin mali gücüne göre saptanmasını ifade eder. Vergi hukukunda "artan oranda  vergi" denilen ve yöntemi yüksek gelir tabakalarından yüksek oranda, düşük gelir tabakalarından düşük oranlarda vergi alınması suretiyle, gelir eşitsizliklerinin azaltılmasını amaçlar. Vergi politikasının bu amaçla kullanılması, sosyal adalet ve sosyal devlet ilkelerinin bir gereğidir. Ayrıca, bu şekilde toplanan devlet gelirlerinin bir bölümünün, daha çok düşük gelirli grupların yararlanacağı bazı sosyal nitelikli kamu hizmetlerinde kullanılması da, herkese insan haysiyetine yakışır bir hayat seviyesi sağlaması hedefinin gerçekleştirilmesine yardım eder.

2019 yılı en düşük gelir vergisi dilimi 18 bin lira olarak saptanmıştı. Buna göre, asgari ücretliler bile  yıl içinde gelirlerinin 18 bin TL`yi aştığı için  yüzde 20 kesintinin olduğu bir üst vergi dilimine çıkmış ve böylece daha fazla vergi ödemek zorunda kalmıştır.

Vergi adaletsizliği sürüyor

"Vergide adalet dendiğinde ilk akla gelen az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmasıdır. Ancak dünyanın en adaletsiz vergi sistemlerinden birine sahip olan Türkiye`de yıllardır bütün vergi yükü ücret geliri ile yaşam mücadelesi veren işçilerin, kamu emekçilerinin ve dar gelirlilerin  omuzlarına yıkılıyor. Adil bir vergi sisteminin az ya da çok geçerli olduğu ülkelerde toplam vergilerin yüzde 75`i kazançtan-gelirden alınan vergilerden (kurumlar vergisi, servet vergisi, gelir vergisi gibi doğrudan vergiler) yüzde 25`i ise tüketimden alınan vergilerden ( KDV, ÖTV gibi dolaylı vergiler) oluşuyor. Ancak söz konusu oranlar Türkiye`de tam tersinedir. Toplam vergi gelirlerinin dörtte üçü, ücret geliri ile yaşam mücadelesi veren kamu emekçilerine, işçilere, asgari ücretlilere ve tüketicilere yıkılmıştır."

Artarda gelen zamlar, adını ilk defa duyduğumuz vergiler, kış koşulları, enflasyon karşısında gün geçtikçe eriyen maaşlar bizleri çok ta iyi günlerin beklemediğini göstermektedir.

Vergi reformu yasa tasarısında ağır vergiler altında ezilen emekçi kesimini gözeten hiçbir düzenleme bulunmamaktadır. Tek derdi daha fazla vergi geliri elde etmek olan iktidarın, bu vergileri kimlerden, nerelerden toplayacağına ilişkin tahmin yapmak için kâhin olmaya gerek yok. Hala sermayeyi koruyan kollayan düzenlemeleri hayata geçirme derdinde olan iktidar, kurumlar vergisini %22 den % 18 e indiriyor. Hazineyi doldurmak için bulduğu tek çare, ücretlilerden daha çok gelir vergisi kesintisi yapmak, dolaylı vergileri daha da çok arttırmak.

2020 yılında vergi, harç ve cezalardaki yeniden değerleme oranı % 22,58 olarak belirlendi. Yani, 2020 yılı için pasaport, ehliyet harçları ve trafik cezaları, Motorlu Taşıtlar vergisi oranı % 22,58 arttırıldı.

Devlet kendi alacaklarına bu kadar zam yaparken, ücretlilere gerçekleşen değil, öngörülen enflasyona göre zam yapmaktadır. 

Şayet enflasyon hükümetin beklediği gibi %12 olarak öngörülüyorsa neden devlet alacaklarına %22,58 zam yapılıyor?  Yani Verirken %4, alırken %22.58. Kaşıkla verdiklerini kepçeyle alıyorlar.

Elektriğe, doğalgaza, akaryakıta, çaya ve şekere yapılan fahiş zamları  enflasyona yansıtmayan, gözümüze baka baka türlü oyunlar çevirenlerin, memura, emekçiye, asgari ücretliye gelince, "öngörülen enflasyon" oranında düşük zam yapmasını kabul etmiyoruz.

Hep birlikte yoksullaşmaya hayır diyelim.

Tüm emekçileri ve halkımızı ağırlaşan yaşam koşullarına, hayat pahalılığına, insafsız vergi düzenine ve yoksullaşmaya karşı demokratik ve adil bir ülke için birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.

Kamuoyuna ve basına saygılarımızla

TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulu

DİSK Ankara Temsilciliği

KESK Ankara Şubeler Platformu

TTB-Ankara Tabip Odası

ASMMMO