ZMO: MISIRDA KENDİ KENDİMİZE YETERLİ ÜLKE KONUMUNA GELMELİYİZ

03.04.2020

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası 3 Nisan 2020 tarihinde Mısır Raporu 2020'yi yayımladı.

MISIRDA KENDİ KENDİMİZE YETERLİ ÜLKE KONUMUNA GELMELİYİZ

Ülkemizde, bugünlerde başta Çukurova bölgesi olmak üzere, mısır ekimi zamanı. Yüksek girdi maliyetleri ve yetersiz desteklerle zaten zor koşullarda üretmeye çalışan çiftçilerimizin, Covid-19 salgınının da etkisiyle üretim koşulları iyice zorlaştı. Mısırda dünya verimlerinin çok üzerinde verimler elde etmemize rağmen, üretimimiz tüketimimizi karşılayamamakta. Mısırda kendi kendimize yeterli bir ülke olmayıp, “dışalımcı bir ülke” konumundayız. 2020 yılı ve sonrası için mısır stoklarımız da yeterli değil. Üreticilerimizin gerekli sağlık önlemlerini alarak, mısır üretimine devam edebilmesi için öncelikle ekim ve hasat zamanında önünü görebilmesi çok önemli. Bu da, gerçekçi kamucu tarım politikaları ve zamanında ödenecek somut desteklerle mümkün.

Sıcak iklim tahılları arasında yer alan mısır; insan gıdası, hayvan yemi ve endüstri hammaddesi olarak kullanılan bir bitkidir. Ayrıca sap ve yaprakları hayvan yemi olarak değerlendirilmekte, kâğıt yapımı ve küçük çapta hasır el işleri yapımında da kullanılmaktadır. Çerezlik olarak da tüketilen mısırın yem, yağ, tatlandırıcı sektörü, biyoyakıt-biyoetanol üretiminde kullanımı da son yıllarda artmaktadır.

Tablo 1. En Fazla Üretim Yapılan Bazı İllerin Mısır Üretim Miktarları (ton)

İLLER

2013

2014

2015

2016

2017

2018

2019

Adana

915.284

1.005.651

1.015.428

1.086.606

1.036.130

842.697

717.802

Konya

353.552

382.099

558.190

638.300

621.884

1.104.538

1.345.064

Mardin

513.639

569.153

724.032

547.740

517.474

482.900

421.130

Şanlıurfa

732.125

581.560

687.598

547.715

422.950

219.384

354.710

Karaman

132.650

151.140

194.817

237.090

258.313

308.201

346.464

Sakarya

350.974

343.988

316.567

302.723

316.283

299.397

313.883

Osmaniye

326.705

360.346

341.996

386.052

381.604

359.761

305.887

Manisa

331.092

364.339

330.197

353.449

319.117

275.330

259.359

Diyarbakır

208.363

229.201

328.019

352.921

290.667

217.773

229.295

K. Maraş

291.572

263.199

244.338

210.098

177.311

156.772

202.223

Eskişehir

12.152

15.638

18.955

32.488

68.124

122.318

194.367

Denizli

70.339

77.948

70.181

90.160

65.674

99.566

161.955

Bursa

124.190

134.324

145.576

141.698

139.726

137.479

138.093

Mersin

216.533

235.639

200.260

220.547

200.787

153.107

91.764

İzmir

211.811

208.323

189.848

197.798

173.336

95.148

87.689

Hatay

213.598

183.898

208.605

199.360

98.718

80.547

72.710

Aydın

188.833

174.575

147.666

113.427

66.657

53.692

56.475

Samsun

81.209

76.099

68.983

73.244

74.945

54.300

50.090

Ankara

3.877

7.381

6.453

6.559

7.444

11.536

33.397

Kırklareli

51.691

37.306

31.060

29.168

23.811

25.532

25.844

Balıkesir

22.801

22.326

21.531

22.654

21.257

17.438

15.021

Türkiye

5.900.000

5.950.000

6.400.000

6.400.000

5.900.000

5.700.000

6.000.000

Kaynak: TUİK

Ülkemizde tahıllar içerisinde buğday ve arpadan sonra en geniş ekim alanına sahip olan mısır, ana ürün ve ikinci ürün olarak üretilmektedir. Mısır; ağırlıklı olarak Adana, Konya, Karaman, Sakarya, Osmaniye, Manisa, Diyarbakır, Kahramanmaraş, Eskişehir, Denizli, Bursa, Mersin, İzmir, Hatay, Aydın, Samsun ve Balıkesir’de birinci ürün olarak; en fazla Şanlıurfa ve Mardin illerinde ise ikinci ürün olarak üretilmektedir (Tablo 1).

Birinci ürün mısır ekimi öncelikle Çukurova’da Şubat ortalarında başlayıp Mart sonunda tamamlanmakta, diğer illerimizde ise Nisan başında başlamaktadır. İkinci ürün mısır ekimi ise hububat hasadından sonra Haziran-Temmuz aylarında yapılmaktadır. Birinci ürün, hasada paralel olarak Ağustos ayında; ikinci ürün ise Ekim-Kasım ayında piyasaya sunulmaktadır.

Son yıllarda özellikle Akdeniz Bölgesi’nde Adana başta olmak üzere, Ege Bölgesi’nde Denizli hariç diğer illerde ikinci ürün tane mısır ekilişi büyük oranda azalmıştır. Azalışın başlıca nedenleri; koçan ve sap kurdu zararlılarının artışı, hasadın yağışlı dönemlere sarkması sonucu tanelerdeki nemin düşmemesi, hasadın kış aylarına kadar uzaması ve su kaynaklarının aşırı kullanımıdır.

Mısır ile ekim nöbetine giren pamuk, buğday ve yağ bitkilerine verilen destekler ve fiyatlardaki değişmeler nedeniyle üretim yapılan illerin mısır ekim alanlarında yıllara göre dalgalanmalar görülmektedir.  2000’li yılların başında 2.300.000 ton olan üretimin son yıllardaki belirgin artışında; yüksek verimli melez çeşitlerin üretime alınması, yetiştirme tekniği uygulamalarındaki olumlu gelişmeler, tane ve silajlık mısırın destekleme kapsamına alınması ve mısır ekilişlerinin Akdeniz, Ege, Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu Bölgeleri’nde yaygınlaşmasının önemli payı vardır.

Ülkemizdeki nüfus artış hızı, hayvan sayısındaki artış ve artan gereksinimlere karşın mısır üretiminin son yıllarda 6.000.000 ton düzeylerinde sabit kalması ise bir sorun alanıdır. Mısır için uygun ve geniş arazilere sahip alanlarda sulama yatırımlarının hızlandırılması, mısır ekilişini artıracağı gibi, ekim nöbeti uygulamaları sonucu yağ bitkileri ekiliş ve üretimleri de artacaktır.

Ülkemizde piyasaya sunulan mısırın %75’i yem  sektöründe kullanılmakta olup, en yüksek pay kanatlı sektörüne aittir. Kalan %20’lik bölümü nişasta-glikoz sanayinde, %5’i ise endüstride, yağ üretiminde ve tohumluk olarak kullanılmaktadır.

Mısır desteklemeleri 2019 yılı için; fark ödemesi desteği 3 krş/kg, mazot desteği 25 TL/da, gübre desteği 4 TL/da ve toprak analizi desteği 40 TL/analiz başı şeklinde uygulanmaktadır.

Bazı tarımsal girdi fiyatları ve mısır ortalama satış fiyatı yıllara göre Tablo 2’de verilmiştir. Yıllardır döviz artışının da etkisiyle girdi maliyetleri artmakta, mısır üreticisinin geliri oransal olarak azalmaktadır.

Tablo 2: Bazı Tarımsal Girdi Fiyatları ve Mısır Ortalama Satış Fiyatı

Girdi

2003

2005

2010

2015

2016

2017

2018

2019

Mazot (TL/litre)

1,09

1,95

2,97

3,86

3,84

4,70

5,80

6,43

Üre (TL/kg)

0,34

0,46

0,69

1,18

0,94

1,16

1,66

2,02

DAP (TL/kg)

0,43

0,5

1,01

1,83

1,34

1,54

2,38

2,65

20.20.0 (TL/kg)

0,31

0,41

0,68

1,26

0,97

1,09

1,59

1,89

Mısır Ortalama Satış Fiyatı (TL/kg)

0,55

0,66

0,67

0,74

0,84

1,02

Kaynak: TOB, Akaryakıt istasyonları (Petrol Ofisi, Opet), 30 İl Ort., Bayi Fiyatları

Tablo 2’de görüleceği gibi; son 10 yılda mazottaki fiyat artışı %216, gübrelerden ürede %292, DAP’ta %262, 20:20:0 kompoze gübrede %277 olurken, mısır fiyatındaki artış %185`te kalmıştır. Bu da gösteriyor ki, son yıllarda mısır üreticisinin geliri düşmüş ve dolayısıyla yoksullaşmıştır.

Dünyada ve ülkemizde mısır fiyatlarını; ekim yapılan alan miktarı, rekolte ve hava koşulları etkilemektedir. Rekoltenin beklentilerin altında kalma ihtimali fiyatı yukarı çekerken, fazla olması ise fiyatları aşağı çekmektedir.

Dünya genelinde 2015 ila 2020 sezonuna ait son 5 yıllık mısır verileri incelendiğinde; üretim alanlarında %2, üretim miktarında %9, tüketim miktarında %13 ve başlangıç stoklarında %14’lük bir artış görülmektedir. Ancak küresel iklim değişikliğine bağlı olarak 2018/2019 pazarlama sezonuna kıyasla 2019/2020 pazarlama sezonunda dünya mısır veriminde ve üretiminde %2’lik bir azalma beklenmektedir.

Türkiye’nin dünyadaki mısır üretimdeki yeri %0.32 ile %0.60 oranında değişmektedir.

Tarım ve Orman Bakanlığı 2020 yılı verilerine göre; dünyada 2018/19 pazarlama sezonunda 37,5 milyar $ değerinde 163 milyon ton mısır ithalatı ve 34 milyar $ değerinde 180 milyon ton mısır ihracatı gerçekleşmiştir. Dünya mısır ithalatında Japonya, Meksika, Kore, İran ve İspanya; mısır ihracatında ise ABD, Arjantin, Brezilya, Ukrayna ve Fransa söz sahibidir. 2019 yılında 1.109 milyon ton mısır üretimi yapılmış olup en büyük ihracatçı ülke olan ABD, mısır tüketiminde %27’lik bir paya sahiptir.

Türkiye ise 2018/2019 pazarlama sezonunda 438.015 $ değerindeki 2,1 milyon ton ithalat ile dünya sıralamasında %1,18’lik pay ile 23. sıradadır.

Tablo 3: Türkiye’de Mısır Ekiliş Alanı, Üretim Miktarı, Verim ve TMO Alımları

Yıllar

Ekilen Alan (ha)

Üretim Miktarı (ton)

Verim

(kg/da)

TMO Alım

(ton)

Alımın Üretime Oranı (%)

1990

515.000

2.100.000

408

130.844

6.2

1993

550.000

2.500.000

455

483.558

19.3

1994

485.000

1.850.000

381

173

0.0

1998

550.000

2.300.000

418

695.782

30.3

1999

518.000

2.297.000

443

381.780

16.6

2000

555.000

2.300.000

414

28.509

1.2

2001

550.000

2.200.000

400

9

0.0

2002

500.000

2.100.000

420

78.596

3.7

2003

560.000

2.800.000

500

381.193

13.6

2004

545.000

3.000.000

550

474.302

15.8

2005

600.000

4.200.000

700

660.985

15.7

2006

536.000

3.811.000

711

0

0.0

2007

517.500

3.535.000

683

0

0.0

2008

595.000

4.274.000

718

832.378

19.5

2009

592.000

4.250.000

718

183.467

4.3

2010

594.000

4.310.000

726

83.491

1.9

2011

589.000

4.200.000

713

47.632

1.1

2012

622.609

4.600.000

739

125.962

2.7

2013

659.998

5.900.000

894

1.373.444

23.3

2014

658.645

5.950.000

903

173.541

2.9

2015

688.170

6.400.000

913

1.752.453

27.4

2016

680.019

6.400.000

941

1.756.906

27.5

2017

639.084

5.900.000

923

204.757

3.5

2018

591.900

5.700.000

963

184.247

3.2

2019

639.000

6.000.000

1.062

Kaynak: TÜİK, TOB, TMO.  Not:2006 ve 2007 yıllarında müdahale alım fiyatı açıklanmamıştır.

Dünya mısır verimi ortalaması 580 kg/da’dır. Ülkemiz verim ortalaması son yıllarda dünya ortalamasının üstünde olup, Tablo 3’te görüleceği gibi yıllara göre 700-1000 kg/da aralığında değişmektedir.

Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), çok yetersiz de olsa düzenleyici kurum olarak belirli yıllarda mısır alımı yaparak mısır piyasasına müdahale etmeye çalışmaktadır.

TÜİK “Bitkisel Ürün Denge Tablosu” verilerine göre, ülkemizde genel olarak tahıl ekim alanları, 2007/08 sezonu için 12.309.139 hektar iken, 2018/19 sezonunda 10.779.036 hektara düşmüştür.

1961 yılında 705.000 hektar alanda üretilen mısır, 2015/16 sezonunda 688.170 hektara çıkmış, 2018/19 sezonunda ise 591.900 hektara düşmüştür (Tablo 4).

Tablo 4. Yıllara Göre Mısır Ekilen Alan, Üretim, Kullanım, Tüketim Miktarları (ton)

Yıllar

Ekilen Alan (ha)

Üretim Miktarı (ton)

Üretim kayıpları (ton)

Kullanılabilir Üretim (ton)

Arz/

Kullanım

(ton)

Yurt İçi Kullanım

(ton)

Tüketim

(ton)

Kişi başına tüketim

(kg)

2001/02

550.000

2.300.000

22.000

2.178.000

3.374.987

3.358.758

1.465.813

21.6

2007/08

517.500

3.535.000

106.050

3.428.950

4.571.817

4.210.986

1.025.701

14.5

2013/14

659.998

5.900.000

177.000

5.771.500

6.984.330

6.649.887

1.160.000

15.1

2014/15

658.645

5.950.000

178.500

6.208.000

7.707.166

6.834.907

1.339.879

17.2

2015/16

688.170

6.400.000

192.000

6.208.000

6.811.739

5.912.901

1.028.403

13.1

2017/18

639.084

5.900.000

177.000

5.723.000

8.475.140

7.804.190

1.201.602

14.9

2018/19

591.900

5.700.000

171.000

5.529.000

9.211.366

7.866.233

1.192.076

14.5

Kaynak: TUİK

Mısır “üretim miktarı” , 2015/16 sezonunda 6.400.000 ton iken, 2018/19 sezonunda 5.700.000 tona düşmüş, “kullanılabilir üretim” 5.529.000 ton olmuştur. “Üretim kayıpları”, 2001/02 sezonunda 22.000 ton iken, 2018/19 sezonunda 171.000 tona yükselmiştir.

Ülkemizde mısır tüketimi son yıllarda yaklaşık 7,5-9,5 milyon ton aralığında olup, kanatlı sektöründeki büyümeye bağlı olarak yurt içi gereksinimimiz artmaktadır.

Mısırda “arz (kullanım)”, 2001/02 sezonunda 3.374.987 tondan 2018/19 sezonunda 9.211.366 tona çıkmıştır. “Yurt içi kullanım” ise, sürekli artarak 7.866.233 tona ulaşmıştır.

Ülkemizde yetiştirilen at dişi mısır, tane olarak ve silaj şeklinde hayvan yemi olarak kullanılmaktadır. Sert mısır daha çok Karadeniz Bölgesi’nde ekilmekte olup yöresel yemeklerin ve mısır ekmeğinin yapımında, cin mısır patlatılarak çerez olarak, şeker mısır taze olarak haşlanarak tüketildiği gibi dondurularak yemeklerin yanında garnitür olarak kullanılmaktadır. Konserve veya dondurulmuş olarak tanelenmiş şeker mısırın, son yıllarda özellikle büyük şehirlerde çeşitli soslarla birlikte sıcak olarak bardakta servis edilerek ticari anlamda tüketimi hızla artmaktadır. Son yıllarda insan gıdası olarak kullanılan mısır miktarı giderek artmakta olup, kişi başına tüketilen mısır miktarı yıllara göre 13-21 kg arasında değişmektedir. 2001/02 sezonunda 1.465.813 ton olan “tüketim”, 2015/16 sezonunda 1.028.403 tona düşmüş, 2018/19 sezonunda ise 1.192.076 tona yükselmiştir. “Kişi başına tüketim”, 2001 yılında 21.6 kg iken, 2019 yılında 14.5 kg’a gerilemiştir.

Silaj yeşil sulu bitkilerin havasız ortamlarda turşulaştırılması ile elde edilen hayvan yemleridir. Hayvan beslenmesinde mısır silajı kullanımı yaygınlaşmakta ve buna paralel olarak silaj amacı ile mısır ekimi ve üretimi de artmaktadır (Tablo 5).  

2012 yılında silajlık mısır ekilişi 354 bin hektar, üretimi (silaj+hasıl) 15 milyon ton iken, 2019 yılında 507 bin hektar ekiliş ve 25 milyon ton üretim düzeyine çıkmıştır. Bu artışta silajlık verimi yüksek çeşitlerin üretime alınması ve silajlık mısır üretiminin destekleme kapsamına alınmasının büyük katkısı vardır. En fazla silajlık mısır üretimi yapan iller %11 pay ile İzmir ve %7 pay alan Adana’dır.

Tablo 5. Yıllara Göre Silajlık Mısır Ekiliş ve Üretim Miktarları (silaj+hasıl)

 

2012

2013

2014

2015

2016

2017

2018

2019

Ekiliş (bin ha)

354

403

415

423

426

448

473

507

Üretim (milyon ton)

15.258

18.094

18.815

19.920

20.370

23.374

23.413

25.652

Kaynak: TÜİK

Mısır üretiminde en önemli girdi olan tohum üretim verileri Tablo 6’da görülmektedir. Ülkemizde mısır tohumu üretiminde özel sektör söz sahibi olup, yıllık ortalama 50.000 ton civarında tohumluk üretilmektedir. Son yıllarda ülkemizde verimli yerli mısır tohumları geliştirilmiş olmasına rağmen, sektör hala yabancı firmaların tekelinde olup, %90-99 oranında yurt dışına bağlı durumdadır. Yerli üretim yeterince desteklenmemekte, Tarım Kredi Kooperatifleri bile yabancı mısır tohumlarını satmayı tercih etmektedir. Sakarya Mısır Araştırma Enstitüsü’nde yoğun çalışmalarla geliştirilen verimli mısır tohumları pazarlamada yabancı firma tohumlarıyla rekabet edememektedir.

Tablo 6. Toplam Tohum ve Mısır Tohumu Üretim Miktarları (Ton)

 

2002

2005

2010

2015

2016

2017

2018

2019

Mısır Tohumu

15.896

30.167

35.234

56.671

52.791

58.118

62.230

44.889

Toplam Tohum

145.227

332.190

497.964

896.298

957.925

1.049.366

1.059.316

1.134.533

Kaynak: TOB BÜGEM

Ülkemizde 2001/02 sezonunda 30.000 ton olan “tohumluk kullanımı”, 2015/16 sezonunda 17.204 tona, 2018/19 sezonunda ise 14.798 tona düşmüştür (Tablo 7). Son iki yılda mısır tohumluk miktarının başlıca düşme nedeni, pamuk ekiminin artmasıdır. Tarımsal üretim planlamasının gerçekçi ve sağlıklı yürütülemediği günümüzde, şeker pancarı üretimindeki benzer sorunların varlığı da göz ardı edilmemelidir.

Tablo 7. Mısır Tohumluk Kullanım Miktarları (Ton)

 

2002

2005

2010

2015

2016

2017

2018

2019

Mısır

30.000

36.000

14.800

16.466

17.204

17.000

15.977

14.798

Kaynak: TÜİK, TOB

2015/16 sezonunda 25.053 ton olan “endüstriyel kullanım”, artarak 2018/19 sezonunda 42.983 ton olmuştur.

2015-2019 yılları arasındaki mısıra ait yurt içi ve yurt dışı fiyatları incelendiğinde, yurt içi satış fiyatların daha yüksek olduğu görülmektedir. Dünya mısır fiyatı yıllar bazında aynı düzeyde iken yurt içi fiyatların döviz kurundaki artışa bağlı olarak dalgalı bir seyir izlediği görülmektedir.

Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre; 2012 yılında yaklaşık 34 milyon $ değerinde 20 bin ton olan mısır ihracatı, 2018 yılında yaklaşık 44 milyon $ değerinde 65.677 ton; 246 milyon $ değerinde 807 bin ton olan mısır ithalatı, 438 milyon $ değerinde 2.122.734 ton olmuştur. Mısır ithal edilen ülkelere bakıldığında Karadeniz ülkelerinin ön plana çıktığı görülmektedir.

Mısır dış ticaret verileri, stok değişim ve kendine yeterlilik oranı Tablo 8’de verilmiştir. TÜİK’e göre; “mısır dışalımı”, 2001/02 sezonunda 1.196.987 ton, 2015/16 döneminde 603.739 ton iken, 2018/19 döneminde 3.682.366 tona yükselmiştir. AB 27/28 ülkeleri, 1.029.239 ton ile mısır dışalımda ilk sıradadır.

Tablo 8. Mısır Dışalım, Dışsatım, Stok ve Kendine Yeterlilik Verileri

Yıllar

Dışalım (ton)

Dışalım, AB 27/28 ülkeleri (ton)

Dışsatım (ton)

Dışsatım, AB 27/28 ülkeleri (ton)

Stok değişimi

(ton)

Yeterlilik Oranı

(%)

2001/02

1.196.987

16.220

9

64.9

2007/08

1.142.867

93.364

5.659

267.466

81.4

2013/14

1.261.330

274.346

593.036

148.988

-258.593

86.1

2014/15

1.935.666

526.658

421.311

15.448

450.948

84.4

2015/16

603.739

139.865

603.844

14.653

294.994

105.0

2016/17

1.425.469

358.455

728.344

18.877

- 169.205

87.8

2017/18

2.752.140

382.340

669.865

14.714

1.085

73.3

2018/19

3.682.366

1.029.239

1.496.421

56.122

16

70.3

Kaynak: TÜİK

Mısır dışalımı dane mısır ile sınırlı olmayıp, mısırın işlenmesi sonucu ortaya çıkan kimi yan ürünler de küspe ve kepek yerine yem sanayinde kullanılmak üzere ithal edilmektedir. Bunlar mısır nişastasının atığı olan mısır grizi ve bioetanol atığı olan İngilizce isimlendirmenin baş harfleri ile adlandırılan DDGS’dir. 2017 yılında ABD başta olmak üzere Bulgaristan ve Rusya’dan 622.000 ton mısır nişastası artığı (grizi) alınmış karşılığında 107 milyon dolar ödenmiş, 1,800.000 ton bioetanol artığı (DDGS) alınmış ve karşılığında da 337 milyon dolar ödenmiştir

“Mısır dışsatımı” ise, 2001/02 sezonunda 16.220 ton iken, 2018/19 döneminde 1.496.421 tona yükselmiş, AB 27/28 ülkelerinin bu dışsatımdaki payı 14.653 tondan 56.122 tona çıkmıştır.

Mısır dışalımında bazı yıllarda kış dönemlerinde %20 civarında olan mısır gümrük vergisinin, yaz aylarında iç tüketimi korumak için %70’lere çıkarıldığı uygulamalar karşısında, gümrük ve vergi tarifeleri ile oynanarak kısa sürede “kimler ne kadar haksız kazanç elde ediyor?” konusu da gündemimizden düşmemeli, bu tür rant amaçlı düzenlemelere izin verilmemelidir. 

Ülkemizde “stok değişimi”, 2001/02 sezonunda 9 ton, 2015/16 döneminde 294.994 ton iken, 2018/19 döneminde -151.288 ton olmuştur. Stok değişimi 2008/12 sezonları arası sürekli eksi olmuş, 2010/11 sezonunda ise - 899.581 tona ulaşmıştır.

Kendimize yeterlilik durumu dışında buğday, mısır, şeker vs. gibi stratejik ürünlerde devletin olağanüstü stok tutması gerekmektedir. Devlet tarafından belirlenecek bu miktarların kamuoyuna açıklanmaması kabul edilebilir bir uygulamadır. Örneğin; TMO özellikle buğdayda ve mısırda olağanüstü  stok tutmak zorundadır. Bu miktarlar genellikle kişi başına tüketim üzerinden belirlenir. Stoka, olası savaş zamanları için gerekli asker ihtiyacı da dahil edilir. Ülkemizde geleceğe yönelik TÜİK verilerine dayalı bir “mısır projeksiyonu” yapılırken, “olağanüstü hal stoku yeterli mi veya gerçekten var mı?” sorularının yanıtı kamuoyuna mutlaka açıklanmalıdır.

Toplam tahıl ürünlerinde 2018/19 piyasa döneminde yurt içi üretimin yurt içi talebi karşılama derecesi (yeterlilik oranı) % 92,4 olarak gerçekleşmiştir. 2019 yılında toplam tahıl üretiminde en büyük paya sahip olan buğdayın yeterlilik oranı %100,5, yem sanayinin en önemli girdilerini oluşturan arpanın yeterlilik oranı %94,7’dir.

Mısırda son yıllarda sadece 2015/16 sezonunda %105 ile kendimize yeterli bir ülke konumundayken; “kendi kendine yeterlilik oranı”, 2018/19 sezonunda %70,3 olarak gerçekleşmiştir.

Özetle; Mısırda kendi kendimize yeterli bir ülke değiliz.

Yumurta ve kanatlı üretimi ile büyükbaş hayvan sayısındaki artışa paralel yem hammaddesi talebindeki artıştan da dolayı yurt içi üretimin ihtiyacı karşılayamaması nedeniyle mısırda “dışalımcı bir ülke”yiz.

2020 yılı ve sonrası için mısır stoklarımızın da yeterli olmayacağı gözükmektedir.

Ayrıca, fındık örneği üzerinden ülkemizin dünyada en büyük fındık üreticisi ülke olmasına rağmen bu büyüklüğünü piyasalarda kullanamaması gerçeği üzerinden, “herhangi bir üründe dışalıma gereksinim duymaksızın kendi kendine yeterli olabilmemiz sorunlarımızı çözebilir mi?” konusu da tartışılmalıdır.

Tarım ve Orman Bakanlığı Ürün Masaları kapsamında yayınlanan “Mısır Bülteni (Ocak 2020)”ne göre; dünya genelinde önümüzdeki yıllarda kanatlı et ve yumurta tüketiminin artması ve buna bağlı olarak da mısır ihtiyacının artması beklenmektedir. Dünyada mısır ticaretinde söz sahibi ülkelerdeki hasat bitmiş olup 2020 yılının ilk hasadı Brezilya’da Şubat ayının sonlarında başlamıştır. Bu nedenle tonu ortalama 170 $ olan mısır fiyatlarındaki artış eğiliminin devam edeceği öngörülmektedir. Bölgesel olarak hasat devam etmekle birlikte, ülke genelinde hasat neredeyse tamamlanmıştır. 2020/2021pazarlama sezonunda, geleneksel pamuk üretim bölgelerinde dane mısır ve silajlık mısıra yönelim olacağı düşünülmektedir.

Biyoethanol, hammaddesi şeker pancarı, mısır, buğday ve odunsular gibi şeker, nişasta veya selüloz özlü tarımsal ürünlerin fermantasyonuyla elde edilen ve benzinle belirli oranlarda karıştırılarak kullanılan alternatif bir yakıttır. Önümüzdeki dönemde ethanol üretiminin düşmesinden dolayı gıda sektörüne yönelecek mısır ile birlikte, ABD’de ve dünyada mısır fiyatlarının düşeceği de öngörülmektedir.

Son yıllarda desteklemelerde uygulanan havza bazlı üretim modelinden kaynaklı olarak,  ülkemizde son iki yıldır pamuk eken üreticinin, şayet ara ürün ekimi yapmamış ise, bu yıl pamuk ekimi yerine mısıra yönelmesi beklenmektedir.

Mısır konusu, yem ve yem sanayi açısından da değerlendirilmelidir. Mısırda “yemlik kullanım” 2001/02 sezonunda 1.762.182 ton iken, 2018/19 sezonunda ise 6.450.506 tona yükselmiştir. Ruminant ve kanatlı yem rasyonlarının %50’sini hububatlar ve bunların yan ürünleri (kepek, razmol, bonkalite, griz, DDGS gibi) oluşturmaktadır. Kanatlı yem rasyonlarında mısır %60’lara varan oranlarda kullanılmaktadır. Ruminant yemlerinde de uygun fiyatların oluşması durumunda rasyonlarda %15-20 oranlarında kullanıldığı görülmüştür.  2019 yılında ülkemizde 6 milyon ton mısır üretimine rağmen 3,6 milyon ton da mısır ithalatı yapılmıştır.

İçinde bulunduğumuz dönemde petrol fiyatlarının düşmesi nedeniyle ethanol üretiminin düşmesi, DDGS üretiminin azalması,  mısır türevlerinin arzındaki sorunlar, çiftliklerdeki kaba yem sıkıntısı nedeniyle mısır fleks, mısır unu gibi destekleyici ürünlere olan talebin artması gibi nedenlerle hem yem sanayinin hem de hayvancılıkla uğraşanların ihtiyacı göz önüne alındığında mısır hasadına kadar TMO stokları ve iç piyasadaki stoklar hariç ekstra 500.000 ton mısıra daha ihtiyaç bulunmaktadır.

Covid-19 salgını döneminde ülkelerin korumacı politikalara dönmesi ve dış ticareti kısıtlaması nedeniyle bu miktarın dışalım yoluyla karşılanması oldukça zordur.

Ülkemizde yem sektörü ekonomik krizin olduğu dönemlerde dahi büyümeye devam etmiş, 2019 yılında 2018 yılına göre üretimi %3,3 artmıştır. 2020 yılı için, birinci senaryoya göre; Covid-19 salgını sorununun aşılması, ihracat pazarlarında sorunların olmaması durumunda yem sektörü en az %3 büyüyecek ve bu nedenle sadece yem sanayi ve kendi yemini yapan çiftliklerin ihtiyacı olarak yem amaçlı kullanılmak üzere 7,5 milyon ton mısıra ihtiyaç olacaktır. Bu ihtiyacın yaklaşık 6 milyon tonluk bölümü kanatlı sektörünün talebinden ileri gelecektir. İkinci senaryoya göre ise; Covid-19, ekonomik krizler gibi olumsuzlukların devam etmesi, ihracat pazarlarında sorunların devam etmesi durumunda yem sektörünün üretimi 2019 yılına benzer olacak ve bu nedenle sadece yem amaçlı kullanılmak üzere 7 milyon ton mısıra ihtiyaç olacaktır. Bu ihtiyacın yaklaşık 5-5,5 milyon tonluk bölümü kanatlı sektörünün talebinden ileri gelecektir.

Dünyada ve ülkemizde mısır üretimi tohumdan başlayarak, hem üretim alanları, hem de dağıtım ve ticaret olarak geniş çapta küresel tarım şirketlerinin yönetimi ve denetimi altındadır. Tohum, kimyasal ilaç ve gübre piyasasının ulusötesi şirketlerinin kontrolünde olması ve siyasi iktidarın alacağı politika kararlarını kendi lehlerine çevirmek için lobi faaliyetleri yürüttükleri günümüzde, yoğun (entansif) tarımın gerekliliği tartışmaları arasında, mısırda organik üretime geçiş olanakları da orta ve uzun dönemde gündeme taşınmalıdır.

Dünyada 26 ülkede yetiştirilen Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) arasında, 2017 yılında, 94.1 milyon ha alan ile soya ilk sırada, 59.7 milyon ha alan ile mısır ikinci sıradadır. Ülkemizde, 2017 yılı itibariyle 36 adet genetiği değiştirilmiş soya ve mısır çeşidinin yem amaçlı olarak kullanılmasına onay verilmiştir. Mısırın, küresel tarım şirketleri tarafından GDO’lu bir ürün olarak patentlenerek çok büyük alanlarda ekimi ve üretimi yapıldığı günümüzde; buğday ve soya fasulyesi gibi diğer ürünlerde olduğu gibi mısırda da üreticimizin alın terini ve halkımızın sağlıklı beslenme gereksinimini karşılayacak gerekli önlemler derhal alınmalı ve uygulanmalıdır.

Mısırda 2020 yılından itibaren kendi kendimize yeterli bir ülke olmamız için TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası olarak önerilerimiz şunlardır:

  • Dünyada etkili olan Covid-19 salgını nedeniyle ülkeler sınırları kapatmakta, üretim azalmakta, dış ticaret hacmi daralmakta ve korumacılık önlemleri artmaktadır. Bu süreçte ülkemizde derhal planlı bir şekilde yerli mısır üretimi artırılmalıdır.
  • Ülke ve bölgeler düzeyinde yapılması gereken “tarımsal üretim planlaması”nda, kullanım alanları, ihtiyaç, tüketim, dış ticaret gibi verilerine dayalı gerçekçi öngörülerle mısır için üretim alanı ve ürün miktarı belirlenmelidir.
  • 5488 sayılı Tarım Kanunu gereği, bütçeden tarıma ayrılan kaynak, 2021 yılı bütçesi ve sonraki yıllar için Gayrisafi Millî Hâsılanın en az %1’i düzeyine yükseltilmelidir.
  • 2019 yılı destekleme ödemelerinin tamamı derhal ödenmeli, buna yönelik takvimlendirme ve icmallerin öne çekilmesi için tebliğ düzenlemesi yapılmalıdır.
  • 2020 yılı destekleme tebliği ivedilikle yayımlanmalı, destekleme ödemelerinin yarısının avans olarak ödenmesi için gerekli düzenlemeler yapılmalı, Bakanlık destek başvuru ve ödeme tarihlerini öne çekecek işlemlere ivedilikle başlamalıdır.
  • Girdi maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle kazanç elde edemeyen üretici üretimden uzaklaşmaktadır. Üretim maliyetinin düşürülmesi için gübre, mazot, ilaç, elektrik gibi temel girdilerde vergiler düşürülmeli, KDV dahil girdilerde %50’nin üzerinde indirim yapılmalı, destekler arttırılmalı ve yılı içinde ödenmelidir.
  • Çiftçilerin borçları yapılandırılmalı, kredi anapara ve faiz ödemeleri 1 yıl faizsiz ertelenmeli, çiftçilere sıfır faizli kredi verilmelidir.
  • Tarımsal su kullanım ve elektrik borçları ertelenmeli, mümkünse salgın sürecince sulama hizmetleri ücretsiz verilmelidir.
  • Çiftçilerin BAĞKUR ve SSK borçları, 2020 yılı hasat sezonu sonuna ertelenmelidir.
  • Kredi Garanti Fonu (KGF) kredileri tarım işletmelerini de kapsamalıdır.
  • Orta ve uzun ve vadede verimli yerli mısır tohumları üretilmeli ve çoğaltılmalıdır. Tohumda tamamen dışarıya bağımlılık azaltılmak için ar-ge yatırımları artırılmalı, Araştırma Enstitülerine önem verilerek yeterli ödenek ayrılmalı, yerli çeşitler ıslah edilmeli ve yeterli miktarda üretilmelidir.
  • TMO, 2020 yılı için şimdiden alım garantili ürün fiyatı açıklamalı, gerekli ödemeleri zamanında yapabilecek hazırlıklarını tamamlamalıdır.
  • Hasat sonrası depolama ve pazarlamada yaşanan yetersizlikler nedeniyle lisanslı depoculuğa ağırlık verilmeli, TMO olanaklarından daha fazla yararlanacak bir altyapı oluşturulmalı, tekelleşme önlenmelidir.
  • Mısır tarımı yapılan bölgelerde, gittikçe artan oranda fusarium ve pythyum gibi bitki hastalıkları ile bozkurt, mısır kurdu, mısır koçan kurdu ve karadrina gibi zararlılar ortaya çıkmaktadır. Sağlıklı üretim için hastalık ve zararlılara karşı dayanıklı çeşit kullanılmalı, kültürel önlemler ve ekim nöbeti uygulanmalıdır.
  • Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi ve Sakarya Mısır Araştırma Enstitüsü’nün birlikte mısırda tarım ilaçlarına bağımlılığın azaltılması için biyolojik çeşitliliğimizin değerlendirilmesi konusunda çalışmalar sürdürülmekle birlikte, yurtdışına bağımlılık sorunu tarım ilaçlarında da yaşanmaktadır. Mısır üretiminde zararlı durumunda olan mısır kurdu mücadelesinde tarım ilaçlarına alternatif olarak başlatılan Trichogramma evanescens ve Bracon hebetor gibi biyolojik mücadele uygulamaları geliştirilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır.
  • Aşırı azotlu gübre kullanımı sonucunda topraklarda tuzlulaşma sorunu yaşanmaması için toprak ve yaprak analizleri yaygınlaştırılmalı, doğru zamanda ve yeteri miktarda gübreleme yapılmalıdır.
  • İç Anadolu Bölgesi dahil sulanan alanlar artırılmalıdır. İşletmelerin küçük, çok parçalı ve dağınık olmaları nedeniyle arazi toplulaştırma çalışmalarına hız verilmelidir.
  • Yapısal sorunları aşabilmek için çiftçiler pazarlama alanında da kooperatifçilik modelinde örgütlenmeli; yatırım, tarımsal danışmanlık gibi hizmetlerden daha etkin yararlanmaları sağlanmalıdır.
  • Yüksek teknolojili kombine makinelerin kullanımının yetersizliği nedeniyle, ekim, toprak işleme ve gübreleme yapan kombine makinelerin kullanımı artırmak için gerekli destekler sağlanmalıdır.
  • Hayvancılık sektöründe artan yemlik mısır ve silaj talebini karşılayacak yüksek verimli silajlık çeşitler geliştirilmeli ve üretimi teşviklerle desteklenmelidir.
  • Mısır ve buğday üretiminin yurt içi insan gıdası ve hayvan yemi gereksinimleri tam olarak karşılayamadığı ülkemizde, biyoetanol üretimi için mısır ve buğday yerine kullanılabilecek alternatif bitkilerden, gövdesinde %10-25 oranında şekerli sıvı bulunan Şeker Darı, bünyesinde fermente olabilir şeker bulunduran ve bu nedenle enerji verimi yüksek olan Dallı Darı ve dekara 2,2-4,7 ton kuru biyomas verimine sahip Filotu bitkileri, biyoetanol üretimi için buğday ve mısır yerine kullanılmalıdır.
  • Üretim yetersizliği nedeniyle ucuz GDO’lu ürünlerin piyasaya girmesine izin verilmemelidir. Gerek ekim alanı, gerekse birim alandan elde edilen verim artırılarak GDO’lu mısır dışalımı engellenmelidir.

Ülkemizin en büyük gücü her türlü olumsuzluğa karşın hâlâ tarımsal üretim potansiyelimizdir.

Tüm tarımsal ürünler ile birlikte, mısırda da kısa sürede kendi kendine yeten bir ülke olmamız dileğiyle.

 

TMMOB ZMO Yönetim Kurulu