VIII. ULUSAL İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ KONGRESİ DÜZENLENDİ

20.04.2015

TMMOB Makina Mühendisleri Odası’nın (MMO) düzenlediği VIII. Ulusal İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kongresi, 16-18 Nisan 2015 tarihlerinde Adana’da Çukurova Üniversitesi Mithat Özsan Amfisi’nde düzenlendi.

Üç gün süren kongrenin açılış konuşmaları MMO Adana Şube Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Atıcı, MMO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber Çakar, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı tarafından yapıldı.

MMO Adana Şube Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Atıcı, sağlıklı ve güvenli ortamda çalışma hakkının en temel insan haklarından biri olduğunu belirterek, “Bilim, teknoloji ve sanayileşme toplumsal gelişim ve değişimin temel dinamikleri ise ve bilim teknolojiyi, teknoloji ise katma değeri yüksek sanayileşmeyi geliştirerek, refah toplumunu ve ülke demokrasisinin düzeyini yükseltiyor ise güvenlik ve sağlık da sosyal ilerlemenin en temel öğelerindendir. Hiçbir şey insan hayatından daha değerli değildir” diye konuştu.

MMO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber Çakar da, çalışmanın temel bir hak olduğunu,  ancak bu hakkın kabulünün tek başına bir anlam ifade etmediğini söyleyerek, “Bu hakkın kullanımı, aynı zamanda işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri eşliğinde gerçekleşmesi ve insanca yaşama hakkının gerekliliklerini karşılayacak bir içerikte anlamlanmalıdır. Yaşam hakkının sağlıklı çalışma ve yaşama hakkı ile bütünleşmesi, her şeyin odağına insanın yerleştirilmesi gerektiği açıktır. İş kazalarının yüzde 98’inin önlenebilir nitelikte olduğu düşünüldüğünde, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının büyük oranda ortadan kaldırılması için bu insancıl yaklaşımın her alanda benimsenmesi, üretim ve çalışma koşullarının bu yaklaşımla yeniden düzenlenmesi, bilimsel ve teknolojik gelişmelerin sağladığı olanakların bu alana yönelik kullanılması gerekmektedir” dedi.

TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı da, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunun; insan odaklı bir mesleğin uygulayıcılarının örgütü olan TMMOB’nin önemli çalışma alanı olduğunu söyledi. İşçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili düzenlemelerin sorunlu olduğunun her yıl artan iş kazaları ile kendini gösterdiğini ifade eden Soğancı, “Öyle ki artık, yalnız biz değil medya bile ‘iş kazası’ yerine ‘iş cinayeti’ sözünü kullanmaktadır. İşçi sağlığı ve iş güvenliğinde temel amaç; çalışanların sağlığına zarar verebilecek hususların önceden belirlenerek gereken önlemlerin alınması, iş kazası geçirmeden, meslek hastalıklarına yakalanmadan, sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışmalarının sağlanması, çalışanların ruhsal ve bedensel bütünlüğünün korunmasıdır” dedi.

İşyerinde sağlık ve güvenlikle ilgili şartları sağlamanın işverenin öncelikli ödev ve sorumluluğu olduğunu kaydeden Soğancı, “Çalışanlar da bu doğrultuda alınan tedbir ve talimatlara uymakla yükümlüdürler. İlgili düzenlemeleri hazırlamak ve uygulanmasını denetlemek ise elbette devletin görevidir. Bu ise ancak tarafların uzlaşma içerisinde işçi sağlığı ve iş güvenliğinin önemine inanmaları ile mümkündür” diye konuştu.

Soğancı, iş kazaları ve meslek hastalıklarının önüne geçilebilmesi için işyerlerinde "önce insan, önce sağlık, önce iş güvenliği" anlayışı yerleştirilmesinin önemine vurgu yaparak, TMMOB’nin konuya ilişkin önerileri şöyle sıraladı:

Ne yapılmalıdır?

Esnek ve kuralsız çalışmayı, işçileri başka işverenlere kiralamayı, taşeronlaştırmayı yasal hale getiren, fazla mesai ücretlerini, sendikal hak ve yetkileri budayan 4857 sayılı İş Yasası ve ilgili mevzuat, öznesi "insan" olan çağdaş bir yapıya kavuşturulmalıdır.

50‘den daha az işçi çalıştırılan iş yerlerinde de İş Sağlığı ve Güvenliği Kurullarının kurulması gereklidir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetleri bütün iş yerlerini ve tüm çalışanları kapsamalı; sektör ve kurum farkı gözetmeksizin tüm işyerleri için geçerli olmalıdır. Kurulların eğitilmiş ve yetkilendirilmiş kişilerden oluşturulması sağlanmalı ve tarafların eşit sayıda temsil edildiği demokratik yapılar olarak düzenlenmeli, tavsiye değil yaptırım gücüne sahip kurullara dönüştürülmelidir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerinin sunumu için belirli işçi sayısı aranmamalı; uygulamalar devlet memurları, kendi hesabına çalışanlar, tarım kesimi gibi yaptığı iş ve çevresinden etkilenen tüm çalışma hayatını kapsamalıdır.

"İş Güvenliği Mühendisliği" kavramı, TMMOB‘nin belirlediği şekilde tanımlanmalı, 50‘den fazla işçi çalıştıran sanayi işletmelerinde "tam zamanlı" iş güvenliği mühendisi çalıştırılması zorunlu hale getirilmelidir.

İşçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerinin kamusal bir hizmet olarak algılanması sağlanmalıdır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda çalışma koşulları arasındaki nedensel ilişkileri araştıracak ve bilimsel araştırma yapacak kurumlar oluşturulmalı, eğitim kurumları bu konuda özendirilmelidir. Eğitim ve öğretim müfredatı, orta öğrenimden başlanarak işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunu da içerecek şekilde yeniden düzenlenmeli, bütün okullarda işçi sağlığı ve iş güvenliği eğitimi verilmeli, üniversitelerin ilgili fakültelerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği kürsüleri kurulmalıdır.

İşçi sağlığı ve iş güvenliği eğitimine önem verilmeli, eğitim almamış çalışana işbaşı yaptırılmamalıdır. Eğitimler, ilgili meslek örgütleri tarafından verilmeli, bu eğitimler özerk olmalıdır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri, işyeri mekânı, teknoloji, üretimde kullanılan hammadde, üretilen ürün, ergonomi, çalışanların sağlığının korunması v.b. konular proje aşamasında planlanmalıdır. Üretim sürecinde kullanılan ekipmanlar ve kişisel koruyucular, ilgili standart ve mevzuata uygun olarak üretilmelidir. Bu konuda zorunlu standartlar oluşturulmalı; üretim, satış ve kullanım sırasında mutlaka denetim yapılmalıdır. Standart dışı malzemelerin piyasaya girişi ve sunumu engellenmeli ve bu konuda bir denetim ağı oluşturulmalıdır.

Meslek hastalıklarına ilişkin çalışmalar geliştirilmeli, meslek hastalıkları hastaneleri işlevine uygun olarak yapılandırılmalı ve yaygınlaştırılmalıdır. İş kazası araştırmaları gerçekçi ve güvenilir olmalıdır. İşyerlerinde kaza ve meslek hastalıklarına ait bilgiler bir veri tabanında toplanmalı, bu bilgilerden ölçme ve değerlendirme amaçlı yararlanılmalıdır.

Sigortasız ve sendikasız çalıştırma önlenmeli, kayıt dışı ekonomi kayıt altına alınmalıdır.”

Soğancı, Soma katliamının yıldönümü olan 13 Mayıs 2015 tarihinde başta Soma olmak üzere ülkenin her yerinde emek meslek örgütleri olarak kitlesel basın açıklamaları yapılacağını ve 16 Mayıs 2015 Cumartesi günü de Soma’da bir miting düzenleneceğini duyurdu.