TMMOB 26. DÖNEM ÇALIŞMA RAPORU

Sunuş

GİRİŞ

TMMOB'nin 27. Çalışma Dönemine gireceği 1982 yılı ülkemiz ve kuruluşumuz için önemli gelişmelere acık bir yıl olacaktır. Toplumsal yapıda yukardan aşağı önemli değişikliklerin gerçekleştirildiği, yasal düzenlemeler yanında ekonomik yapıda da gerçekleştirilmeye çalışılan yeni şekillendirmelerin, toplumsal yaşantıyı önemli ölçüde etkilediği bir dönem yaşanmaktadır.

Her gecen gün, mühendislik ve mimarlık faaliyet alanlarında yeni düzenlemeler, önemli değişiklikler ve karar noktalarını gündeme getirmektedir. Bu arada zaman zaman basına yansıyan ve böylece güncelleşen bazı eğilimler de, TMMOB ve benzeri mesleki kuruluşlarının yapılanmalarının da ele alınacağı izlenimini güçlendirmektedir.

İşte böylesine önemli bir dönemin başında, TMMOB'nin bir yıllık çalışmalarının ele alınacağı bu çalışma raporunun girişinin TMMOB'nin 26 yıllık pratiğine bu pratiğin ortaya çıkardığı ayırt edici özelliklere ayrılması, yapılanları ve yapılmak istenenleri açıklamanın yararlı bir zorunluluğu olarak görülmüştür. 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği yasası, 1954 yılında çıkarılmıştır. Mühendis ve Mimarların odalar şeklinde örgütlenmesini, mühendislik ve mimarlık faaliyetinin esas olarak odalarca denetlenip geliştirilmesini hükme bağlamaktadır. Yasa bir yandan zorunlu üyeliği getirirken diğer yandan. Birliğe kamu ve ülke çıkarlarını, mesleğin geliştirilmesini, üyelerin hak ve yetkilerinin korunması için gerekli girişimlerde bulunulmasını görev olarak vermektedir.

Bu yasanın düzenlediği demokratik işleyiş, yani özerk yapılanma ve meslek olanının düzenlenmesinde bizzat meslek elemanlarının kendilerinin karar ve söz sahibi olabilmeleri 1961 anayasasının 122. maddesinde de ifadesini bulmuştur.

Buna göre:

´Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kanunla meydana getirilir ve organları kendileri tarafından ve kendi üyeleri arasından seçilir.

İdare, seçilmiş organın, bir yargı mercii kararına dayanmaksızın, geçici veya sürekli olarak görevinden uzaklaştıramaz.

Meslek kuruluşlarının tüzükleri, yönetim ve işleyişleri, demokratik esaslara aykırı olamaz.’

TMMOB kuruluşundan buyana gecen 27 yıl içinde bu işleyişler ve görevler çerçevesinde, üzerine düşenleri yerine getirebilmek için yoğun cabalar harcamıştır.

TMMOB kendi alanında:

Ülke sorunlarına ilişkin olarak düzenlediği toplantılarla, hazırladığı görüş ve raporlarla, üyelerinin ekonomik ve demokratik hakları konusunda verilen uğraşılarla erişilmesi zor ve önemli bir birikim yaratmıştır. Yasal çerçeve yanında TMMOB'nin bu noktaya ulaşmasının esas kaynağı yürütülen çalışmalara üyelerinin büyük ölçüde aydın ve yurtsever sorumluluğu ile gönüllü katılmalarında yatmaktadır. Bu özellik önemlidir. Çünkü bu tarzda bir çalışmanın ürünleri, ne özel sektörün çıkar ilişkileri, ne de kamu sektörünün hiyerarşik baskısı ile yönlenmeyen bir nesnellik taşımaktadır. TMMOB'nin ve odaların bu tür çalışmaları, bu gün sayıları binlerle ifade edilebilecek kitap, dergi ya da basılmış, basılmamış kongre ürünleri olarak, mühendislik-mimarlık faaliyet alanının, ulaşabildiği her konuda kullanılmaktadır. Bu yoldan, batılı anlamda demokratik bir sistemin vazgeçilmez bir unsuru olarak, kendi alanıyla ilgili kamuoyu oluşturma, kamuoyunu uyarma görevi, kısıtlı maddi olanakları da zorlanarak yerine getirilebilmiştir. Sanayileşme, enerji, ulaşım, konut, kentleşme vb. mühendislik-mimarlık pratiği ile ilgili hemen her konuda

TMMOB tarafından öne sürülen eleştiri, görüş ve önerilerden birçoğunun gerek kamuoyunda, gerekse resmi politikalarda önemli ağırlıklar kazandığı görülmüştür.

Unutmamak gerekir ki, bir tür ´özerk’ faaliyetin ürünü olan bu tarz bilgi üretimi, TMMOB yasasının demokratik öğelerinin sağladığı bir olanaktır. Bu tür olanaklardır ki, artık 70'li yıllara gelindiğinde belirginleşen bir potansiyelin, önünü açmış, önemli sayılarda mühendis ve mimarın kendi uzmanlık alanıyla, ilgili soruları sormasına, dar teknisist kalıpların dışında, kendi parça alanlarıyla bütünün ilişkisini kavramaya çalışarak sektörel sorunlara daha geniş bir perspektiften çözüm önerebilmesine zemin yaratmıştır.

Mühendislik-mimarlık faaliyet alanıyla ilgili yeni yasal düzenlemelerin büyük olasılıkla söz konusu olacağı önümüzdeki günlerde, demokrasinin vazgeçilmez ilkesi olan, her kesimin kendi özgül faaliyet alanında karar verebileceği bir yapıya yer vermek büyük önem taşımaktadır. Yasalar, bu ilkeyi gözeterek, çeşitli faaliyet alanlarındaki, artık kurumlaşma eğilimi gösteren potansiyelleri görebildikleri ölçüde, bir yazılı metin olmaktan öte anlam kazanabilirler.