EMO: AKP'NİN YASADIŞI İCRAATI

10.07.2014

Elektrik Mühendisleri Odası, enerji alanını kapsayan düzenlemelere ilişkin 10 Temmuz 2014 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.

 

Yönetmelik Yasaya, Yasa Anayasaya Aykırı, Ama Aynı Düzenlemeler Hep Yürürlükte...

AKPNİN YASADIŞI İCRAATI
 

Ülkemiz, ne yazık ki sürekli iptal edilen yönetmelik ve yasa hükümleriyle Anayasaya aykırı olarak, bir anlamda "yasadışı" bir şekilde yönetilmeye başlamıştır. Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) muafiyeti sağlayan hukuksuz yönetmeliklerin ardından aynı içerikte geçen yıl çıkarılan yasayı Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği bugünlerde AKP Hükümeti Anayasaya aykırılığı sabit, daha önce iptal edilmiş olan düzenlemeleri yeniden TBMMden yasa olarak çıkarmaya çalışmaktadır. 

Hükümet, çevreyle ve hukuk sistemiyle kavga içerisindedir. Yargıyı ele geçirmeye dönük müdahaleler bir yana, yargı kararlarının uygulanmamasına yönelik sürekli yeni mevzuat çıkararak hukuksuzlukları kalıcılaştıran bir yönetme anlayışı ülkemizde egemen kılınmıştır. Son olarak Anayasa Mahkemesinin Anamuhalefet Partisi CHPnin yaptığı başvuru üzerine, yine bir Torba Yasa içerisine koyduğu ÇED muafiyetine ilişkin iktidarın getirdiği düzenlemenin iptal edildiği açıklanmıştır. Söz konusu "23 Haziran 1997 tarihinden önce kamu yatırım programına alınmış olup bu maddenin yürürlüğü girdiği tarih itibarıyla planlama aşaması geçmiş olan ve ihale süreci başlamış olan veya üretim veya işletmeye başlamış olan projeler ile bunların gerçekleştirilmesi için zorunlu olan yapı ve tesisler ÇED kapsamı dışındadır" düzenlemesinde "planlama aşaması geçmiş olan ve ihale süreci başlamış olan veya" ifadeleri iptal edilmiştir. Bu kısmi iptalle, Ilısu, 3. Köprü, HES projeleri ve Gebze Otoyolu gibi hukuka aykırı bir şekilde ÇED sürecinden muafiyet sağlama girişiminin hukuksuzluğu, Danıştaydan sonra bir kez de Anayasa Mahkemesi tarafından tescillenmiştir.

Yargı kararlarını uygulamayan bir iktidarın işbaşında olduğu, bugün TBMMde görüşülen tasarı ile bir kez daha ortaya çıkmıştır. Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmekte olan "İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısına" yasalara ve Anayasaya aykırı düzenlemeler eklenmektedir. AKPnin Torba Yasası yine hukuksuzluklarla doldurulmaktadır:

-Daha önce iptal edilmiş olmasına karşın AKPnin yandaşlık ilişkileri olduğu özelleştirme ihalelerine ilişkin mahkemelerin iptal kararlarını yok sayan hüküm yeniden yasa haline getirilmeye çalışılmaktadır. Bu düzenleme, Tüpraşın yüzde 14.6lık hissesi (Sami Ofer), Seydişehir Eti Alüminyum (Cengiz İnşaat), TDİ Kuşadası Limanı (Global Holding), TDİ Çeşme Limanı (Ulusoy Holding) ve Balıkesir SEKA İşletmesi (Albayraklar-Yeni Şafak Gazetesi) özelleştirmelerini iptal eden yargı kararlarının uygulanmamasına yöneliktir. 

-Aynı torba yasa içerisine son dakikada verilen bir önerge ile Anayasa Mahkemesinin Anayasaya aykırı olduğu için daha önce iptal etmiş olduğu su yapıları denetim hizmetlerinin özelleştirilmesine yönelik düzenleme eklenmiştir. Denetimin kamu görevlilerinin asli işi olduğu Anayasa kararlarıyla sabit olmasına karşın su yapıları denetiminin özelleştirilmesi yeniden yasa olarak TBMMden geçirilmek istenmektedir. Üstelik AKP Hükümetinin yarattığı denetim boşlukları, Somada olduğu gibi sürekli iş cinayetlerine ve katliamlara yol açmakta, denetimin kamu eliyle yapılmamasının bedeli parayla ölçülemeyecek kadar ağır olmaktadır. Ne yazık ki fiiliyatta denetimsizlik anlamına gelen bu düzenlemenin Somada yaşanan katliamın ardından sorunları çözmek adına çıkarılmak istenen bir tasarıya eklenmesi de AKPnin ironik adımlarından birisi olsa gerektir. 

Görüldüğü gibi yargı kararlarının uygulanmaması için Anayasaya aykırı yasalar çıkarılmakta; mahkeme kararının uygulanmasında devlet yönetiminde boşluk oluşmaması için tanınan 6 ay gibi süreler kötüye kullanılmakta; yargı kararlarının geriye dönük işlemeyeceği hükmü de suiistimal edilerek yandaş sermaye kesimlerine yasadışı kazanılmış haklar sağlanmaktadır. Bunlar hukuksal bir hata, öngörülemeyen bir yanlışlık gibi masum düzenlemeler olmaktan çıkmış, bizzat AKP Hükümetinin hukuksuz yönetim anlayışı haline gelmiştir. 

AKP iktidarı Anayasaya aykırı torba yasalar; yasalara ve Anayasaya aykırı torba düzenlemeler aracılığıyla rant dağıtımına devam etmektedir. Rant dağıtımının ve bu amaçla Anayasa ya da yasalara uyulmamasının adı "iş yapma" olmuş; hukuku yok saymanın "sandık sonucuna saygı" ve "milli irade" olarak dayatıldığı garip bir sistem yaratılmıştır. Yargıda hak arama neredeyse "hükümete darbe" olarak nitelendirilmekte ve "yargı vesayeti" olarak sunulmaktadır. Davacı kurum ve kişiler zaman zaman "terörist" olarak gösterilmeye çalışılmaktadır. Nitekim Odamız iktidarın yandaş bir gazetesi tarafından gazete sahibinin katıldığı elektrik dağıtım özelleştirmeleri ile ilgili açtığı davalar nedeniyle "Oda Terörü" diye manşetten yaftalanmaya kalkılmıştır. Bu manşeti atan Sabah Gazetesi ve haberi hazırlayan muhabir Mehmet Nayır, "Kamusal bir görev olan gazetecilik, ahlaka aykırı özel amaç ve çıkarlara alet edilemez" ve "Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez" denilen basın meslek ilkelerine aykırı davrandıkları için Basın Konseyi tarafından kınanmışlardır. Ne yazık ki yine bugünlerde aynı muhabir, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna Basın Danışmanı olarak atanmıştır.

Yargı kararlarının hükmünün kalmadığı, hak aramanın suç sayıldığı bir ülkeye dönüşmek ürkütücü ve kaygı vericidir. Bu nedenle tüm demokratik yapıların öncelikle hukuk sistemine sahip çıkması gerekmektedir. Elektrik Mühendisleri Odası olarak kendi mesleki alanlarımızı ilgilendiren bu hukuksuzluklara karşı mücadeleye her türlü platformda devam edeceğiz.

ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU