METEOROLOJİMO: İKLİM DEĞİŞİMİ VE SÜREÇSEL BAKIŞLA İKLİM TOPLANTILARI

İKLİM DEĞİŞİMİ VE SÜREÇSEL BAKIŞLA İKLİM TOPLANTILARI

Odamız, iklim değişimi konusunu 1970’li yıllardan bu yana gündemde tutmakta ve bu alandaki gelişmeleri yakından takip etmektedir. İklim değişimi ve ilgili süreçlerin oluşturabileceği olumsuzlukların gelişmemesi için doğal süreçlerin korunmasının esas olduğu; bu kapsamda atmosfere salınan sera gazları ve kirleticilerin azaltılması, su kaynaklarının her türlü kirlilikten korunması, hidrolojik döngü sistemini bozacak müdahaleden kaçınılması ve tüm planlamalarda meteorolojik verilerin mühendislik hesaplamalarıyla birlikte değerlendirilmesi gerektiği defalarca ifade edilmiştir. Ancak gelinen noktada, iklim değişimi tartışmalarının özünden uzaklaştırıldığı ve bağlamından koparıldığı görülmektedir.

1997 Kyoto Protokolü sonrası iklim değişimi tartışmaları giderek daha geniş bir çerçeveye oturtulmuş, doğrudan ekonomik kurallar ve kurullarla ilişkilendirilmeye başlanmıştır. Bu konuda en önemli basamaklar 2015 Paris Anlaşması ve 2021 Glasgow Net Sıfır İçin Finansal İttifakıdır.

İklim değişimi üzerinden yaratılan “korku iklimi” gölgesinde yürütülen süreç sonrasında, iklim kanunu tartışmaları başlatılmıştır. Ancak yapılan toplantılarda toplumun farklı kesimlerinin yeterince temsil edilmediği açıkça görülmektedir. İlgili pek çok kurum ve kuruluşun sürece davet edilmediği ya da etkin bir katılım gösteremediği ortadadır.

İklim ile ilgili yapılan toplantıların sayı olarak artışına tanık olmaktayız. Toplantılarda katılımcıların tasarının bu haline taraf ve değişik seviyelerde eleştirel olmak üzere iki ana grupta toplandığı görüntüsünü oluşturmaktadır. Bu toplantılar için yapılan çağrılarda, konu ile ilgili bazı kurumların yok sayılması dikkat çeken bir durumdur. Dahası, süreçte partner olarak yer alan aktörlerin birbirlerini yok saymaları da ayrıca düşündürücüdür.

Odamız, ilk beş maddesi kabul edildikten sonra geri çekilen İklim Kanunu teklifinin ticari bir araç haline geleceğini uzun süredir ifade etmektedir. Kanun teklifinin geri çekilmesinin yarattığı rahatsızlıklarda, bu kanunu dayatan uluslararası kuruluşlardan sağlanan finansal kaynakların etkili olup olmadığının sorgulanması gerekmektedir.

İklim kanunun tasarısının mevcut haliyle ya da mevcut halinin temasına uygun bir anlayışla yasalaşması durumunda iklim değişimi toplantıları çok azalacak ve sonlanacaktır. Çünkü, uluslararası şirketlerin talepleri karşılanmış ve sürecin yönü belirlenmiş olacaktır.

İklim ile ilgili yaşanan tartışmalarda, iklim değişiminden kaynaklı olmayan sorunların iklim değişimine bağlanarak açıklanmasının, gerçek sorunları gizlediğini unutmamak gerekir. Herhangi bir sektörel başlığa “iklim değişimi” ifadesinin eklenmesi, ancak içeriğin bu bağlamla tutarlılığı ölçüsünde anlam kazanabilir.

İklim Kanunu tasarısının geri çekilmesinin bir taktik olabileceği, formatı kendileri tarafından belirlenecek birkaç toplantı sonrasında “sizleri de dinledik diyerek”, daha ciddi ifade ve yaptırımlarla yeniden gündeme getirilme ihtimali göz ardı edilmemelidir.

Her nerede olursa olsun, amacına uygun olan ve temsiliyet sağlayan tüm toplantıları selamlıyoruz.

TMMOB
Meteoroloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu