ÖZGECAN ASLAN'IN KATLEDİLMESİNE İLİŞKİN ODALARDAN AÇIKLAMA

16.02.2015

Elektrik Mühendisleri Odası, Gemi Mühendisleri Odası, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası, İnşaat Mühendisleri Odası, Jeoloji Mühendisleri Odası, Maden Mühendisleri Odası, Makina Mühendisleri Odası, Metalurji ve Malzeme Mühendisleri Odası, Peyzaj Mimarları Odası ve Şehir Plancıları Odası, Özgecan Aslan'ın vahşice katledilmesi üzerine kadın cinayetlerini kınayarak birer basın açıklaması yaptılar.

ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI KADIN KOMİSYONU AÇIKLAMASI

YASTA DEĞİL İSYANDAYIZ!

Bu ülkede her gün kadınlar öldürülüyor, tecavüze uğruyor, şiddet görüyor, taciz ediliyor! 

Özgecan Aslan, 20 yaşında, okuyan, yaşayan, sokağa çıkan, toplu taşıma araçlarıyla ulaşım hakkını kullanan genç bir kadın, okulundan evine gitmek için bindiği minibüste katledildi. 

Olayın duyulmasının ardından sosyal medyada ve ataerkiye yandaş basın yayın organlarında, Özgecan`ın ölümüyle ilgili pek çok haber yapıldı. Bir kesim yine kadın cinayetlerini münferit vaka olarak lanse etmeye çalışırken, bir kesim katilin hasta olduğunu ima ederek bilinçaltımıza şefkat üflemeye çalıştı. "O katili de bir anne yetiştiriyor" aldatmacasını dillendirdi başka bir grup; "Bir bebekten bir katil, bir sapık, bir tecavüzcü" yaratan toplumun suçunu bir annenin üstüne atıp vicdanını temizlemeye çalıştı. İdam cezasının geri gelmesini istedi bazıları;  idam cezasının tecavüzcüler için uygulanmayacağı gerçeğini unutarak!

Oysa kadın cinayetleri politiktir!

Sistem, her gün erkekleri tacize ve tecavüze teşvik ederken; kadın düşmanlarına hafifletici nedenler öne sürmek için gerekçeler yaratırken; çalışan, okuyan, hayata katılan kadınları her fırsatta hedef gösterirken; biz kadınlar her gün patriyarkanın altında biraz daha eziliyoruz.

Kadın cinayetleri, sistem tarafından planlanmaktadır. Psikolojik bir rahatsızlık olmadığı gibi antidepresanlarla da önlenemez. Hele ki erkekler egemenliklerini korumak adına işbirliği içindeyken; babalar oğullarının elinden tutup geneleve ve hatta artık tecavüze bile götürmekteyken; bu sessiz anlaşmanın dışına çıkan erkekler sosyal hayattan dışlanırken; LGBTİ bireylere karşı nefret suçları körüklenirken; bunlara başkaldıran kadınlar toplum tarafından cezalandırılırken; hiç bir kadına yönelik şiddet vakasının suçlusu bir başka kadın olamaz. Kadın, sistemin mağdurudur.

Özgecan`ımızın katilinin verdiği ilk ifade ile uzman yardımı aldıktan sonra söyledikleri arasında önemli farklar olması,  katilin yine kollandığını ve yargı sürecinde algı yönetimi yapılmak istendiğini açıkça göstermektedir. Erkek yargının bir kadını daha görmezden geleceği endişesini haklı olarak taşımaktayız. Bu kutsal erkek dayanışmasını mahkemelerde, karakollarda, mahallelerde, sokaklarda, hayatın her alanında her yerde gördük. Bu ittifaklar tecavüzcüleri ve kadın katillerini akladı, aklamaya devam ediyor.

Haksız tahrik indirimleriyle, hafifletici sebeplerle kadın cinayetlerinin erkek egemen sistemle olan bağının koparılarak münferitleştirilmesi çabaları, her zaman bildiğimiz senaryolar. Oysa tecavüz, kadınların kıyafetleri, tavırları, bakışları ile kışkırtılan bir eylem değildir. Kadınların kimlikleri, emekleri, bedenleri üzerinde denetim kurmanın bir parçasıdır ve bir erkeklik eylemidir. Planlı cinayetlerin, bir anlık öfke kılıfıyla sinir krizlerine dönüştürülmesini, cinnet kisvesine büründürülmesini; tecavüzlerin yok sayılmasını, katillere "haksız tahrik" bahanesi sayılacak yanlı beyanlar verilmesini kabul etmiyoruz.

Biliyoruz ve yineliyoruz ki, KADIN CİNAYETLERİ POLİTİKTİR.

6284 sayılı kadına karşı şiddetin önlenmesine ilişkin kanun etkin bir biçimde uygulanmalı; kadınların korunmasındaki bürokratik engeller kaldırılmalı; kadın katillerine indirimler uygulanmamalı; caydırıcı cezalar verilmeli; şiddet gören kadınlara psikolojik ve mali destek sağlanmalı; kadınların korunması için bütçeden yeterli pay ayrılmalı; İstanbul Sözleşmesi`nin uygulanması sağlanmalıdır.

Muhafazakar pembe düşleriniz de pembe otobüsleriniz de sizin olsun. 

ERKEK ADALET DEĞİL, GERÇEK ADALET İSTİYORUZ!

ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI
KADIN KOMİSYONU
18.02.2015

 

 

 

GMO: Özgecanlarımızı, Gizemlerimizi ve daha nice ismi duyulmamış Canlarımızı Yaktılar, Canımız Yanıyor!

Özgecan Aslan Katliamını ve Bütün Kadın Cinayetlerini Kınıyoruz

 

Bilindiği üzere 20 yaşındaki Özgecan Aslan kardeşimize tecavüz edildi, yakılarak katledildi. Bu vahşet, haklı bir toplumsal infiale yol açtı, kadınların, kadın-erkek duyarlı herkesin haklı tepkilerine neden oldu. Kadınların sürekli olarak aşağılandığı, yok sayıldığı , kadın cinayetlerinin yüzde 1.400 arttığı, kadın bedeninin, kimliğinin ve emeğinin bir bütün olarak sömürüldüğü, nesneleştirildiği, kadın cinayetlerinin ve toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin arttığı bir süreci hep beraber yaşıyoruz.

Kadın cinayetlerinin arttığı, kadınları kapatmanın ve köleler gibi sömürmenin zihniyet ve onu temsil edenlerin kadınlara yönelik gerici uygulamalarını saymakla bitirmek mümkün değil. Çocuk-ergen tüm kadınların evlere ve ucuz işgücü depolarına hapsedilmek istendiği, dinsel gerici ideolojiler ile eğitim ve nüfus planlamasının kürtaj politikalarında buluştuğu, çocuk gelinlerin yaygınlaştığı, kadın bedeninin bir mülkiyet/sahiplik alanı olarak görüldüğü, kadınların gülmelerine, kahkaha atmalarına karşı çıkıldığı, hamilelerin sokağa çıkmamasının fetva edildiği, kadın ve erkeğin eşitliğinin fıtrata ters olduğunun söylendiği, doğum kontrolünün vatana ihanet olarak nitelendiği, kadın spiker izlemenin caiz olmadığı, her çalışan kadının değişik şekillerde tacize uğradığı, sayısız çirkin ve aşağılık örneği hep beraber medyada ve günlük yaşantılarımızda izler olduk.

Ancak kadınlar bu yozlaşmış, sömürücü, insan hak ve özgürlükleri ile örtüşmeyen ve Ortaçağ kalıntısı söz ve yaklaşımlara, meydanlara çıkarak, durusunu yüksek sesle haykırarak, mücadele ederek yanıt veriyorlar, bu zihniyetin oluşturmak istediği “yeni Türkiye modeline” teslim olmayacaklarını meydanlarda ve tüm ortamlarda dayanışma içerisinde gösteriyorlar.

TMMOB Gemi Mühendisleri Odası (GMO), Özgecan Aslan katliamını, bütün kadın cinayetlerini, kadına uygulanan şiddeti ve ayrımcılığı nefretle kınamaktadır. Gemi Mühendisleri Odası  kadınların ülke genelinde düzenleyeceği eylemleri destekleyecektir. Bugün ve her zaman kadınların mücadelelerinin yanında olacağız.

 

TMMOB GEMİ MÜHENDİSLERİ ODASI

 

HKMO: ÖZGECAN ASLAN ORTAÇAĞ ZİHNİYETİNİN KURBANIDIR

Çağ Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğrencisi Özgecan Aslan`ın, hunharca öldürülüp yakıldığının ortaya çıkması, kadın erkek, toplumumuzun tüm duyarlı insanlarını yasa boğdu.

Toplumun duyarlı insanları Özgecan‘la beraber bir kez daha öldü!

Uzatıp bükmeye gerek yok: "Biz bu hale nasıl geldik?" sorusunun yanıtı bellidir.

Özgecan`ın katilini ve bu canavarlığı yaratan, çocuklarını bilimsel, laik, hümanist, çağdaş bir eğitim süzgecinden geçiremeyen eğitim sistemi ve bu eğitim sistemini her geçen gün gericileştiren siyasal iktidarlardır.

Kapitalizmin sömürüsünü genel olarak kadın "obje"si üzerinden sürdürdüğünü biliyoruz. Bu anlayışın ortaçağ anlayışlarıyla birleşmesi ise ortaya canavarlaşmış bir garabet çıkarmıştır.

Kadınlarımızı, genç kızlarımızı "türban"a saklayarak "öteki"leştirmenin demokratik bir hak kabul edilmesinin de kadına karşı eylemlerin başlangıcı olduğu yadsınamaz bir gerçek haline gelmiştir.

Bu "hak"kı, -şimdilik- 6`ncı sınıf müfredatından çıkarılan "insanda üreme" konusu, karma eğitim karşıtı söylemler, etek boyu tartışmaları, erkeklerle kadınların sohbet etmesi, otobüse birlikte binmenin "tecavüzün hafifletici sebepleri" haline gelmesi izledi.

Biz çağdaş mühendisler olarak, Türkiye`yi bu karanlık ortama mahkum edenleri kınıyoruz. Gerçek bir demokrasinin, gerçek demokratik "hak"kın kadın özgürlüğünden, kadın erkek eşitliğinden geçtiğini biliyoruz.

Herkes iyi bilmelidir ki her türlü şiddet ve kadınlara yönelik saldırı son bulana dek, insanlarımızı insan gibi eğitecek çağdaş eğitim sistemi yerleşene dek, mücadelemiz devam edecektir.

Özgecan‘ımız bu mücadeleye ışık tutacaktır! Bu mücadele karanlıkla aydınlığın mücadelesidir!

TMMOB
HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI
ŞUBAT 2015

 

 

 

İMO: Kadına şiddetin saç ayağı: Erkek egemen anlayış, gericilik ve kapitalizm

Sözün bittiği yerdeyiz.

Mersin’in Tarsus ilçesinde, okulundan evine dönen Özgecan Aslan isimli genç bir kadın dolmuşta tecavüze uğradı; bıçaklandı ve sonra yakılarak öldürüldü. Mersin-Tarsus arasında çalışan dolmuşta yaşandı bu vahşi katliam.

Sözün bittiği yerdeyiz.

Türkiye kadına şiddet uygulanan ülkeler listesinde ilk sıralarda bulunuyor. Her gün yeni bir şiddet haberiyle sarsılıyor ve ne yazık ki kadın katliamlarının, tecavüzlerin önüne geçemiyoruz.

Sözün bittiği yerdeyiz.

Kadınlar evde, işte, sokakta, yaşamın her alanında baskı ve şiddet görüyor. Baba şiddet uyguluyor, koca şiddet uyguluyor, sevgili şiddet uyguluyor, eski eş şiddet uyguluyor. Yasalar şiddeti engelleyemiyor, polisiye tedbirler sonucu değiştirmiyor. Tecavüz ve şiddet davalarında “iyi hal” indirimi uygulanması karşısında öfkeleniyoruz ve lakin öfkemiz yeni olayların yaşanmasını önlemiyor. 

Sözün bittiği yerdeyiz.

Kadına şiddet, tecavüz olaylarının ve kadın cinayetlerinin son 10 yılda yüzde 1400 arttığı biliniyor ve ne yazık ki siyasi iktidar gözümüzün içine baka baka bu gerçeği reddediyor.

Sözün bittiği yerdeyiz.

Kadını aşağılayan, ikinci sınıf gibi gören, kadını iş yaşamının, eğitim sürecinin dışına çıkartmak isteyen anlayış kamusal alanda egemenliğini ilan etmiş görünüyor.

Sözün bittiği yerdeyiz.

Sokağa çıkan, çalışan, okula giden, otobüse binen, gülen, tek başına gezen kadını “ahlaksız” olarak değerlendirenler tarafından yönetilmenin yarattığı çaresizlik içindeyiz.

Sözün bittiği yerdeyiz.

Kadını “günahkar” gören çağdışı ve gerici ideoloji, kadını meta olarak kullanan kapitalizm ve kadını aşağılayan erkek egemen anlayış alt edilmediği sürece kadına dönük şiddetin durdurulmayacağını biliyor, İnşaat Mühendisleri Odası olarak böyle bir ülkenin yaratılma mücadelesine katkı sunmaya devam edeceğimizi ilan ediyoruz.

 

İnşaat Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu

 

 

 

JMO: ÖZGECAN`IN KATLİNİN HESABI SORULMALIDIR!

Mersin‘in Tarsus ilçesinde tecavüz girişimine direndikten sonra öldürülen ve yakılan 20 yaşındaki Özgecan Aslan cinayetinin ardından tüm ülkede binlerce insan sokağa çıktı. Bıçağın kemiğe dayandığı bir noktada Özgecan‘ın katlinin ardından sokağa çıkan insanların tek bir talebi vardı. Kadın katliamının durdurulması ve Özgecan‘ın katillerinin yargılanması! Ama daha yargılama talebi dile getirilirken endişeliydiler.

Endişeliydiler;

Çünkü, erkekleri cesaretlendiren, tecavüzü ve katliamları teşvik eden bir adalet anlayışı hüküm sürüyor ülkemizde.

Çünkü bu ülkede son 9 yılda resmi rakamlara göre 7000‘den fazla kadın tecavüze uğradı. Bu tecavüzcülerden büyük çoğunluğu "rızası var", "tecavüz yarım kalmış", "ruh sağlığı bozulmamış", "eski sevgilisiymiş", "bakire değilmiş" gibi gerekçelerle ve mahkemede "takım elbise giyerek" "iyi hal" indiriminden yararlanarak üç-beş ay sonra salıverildiler.

Endişeliydiler, Çünkü, Özgecan`ın katli, veya her kadın cinayetinden sonra yaptıkları açıklamalar ile kadın cinayetlerini biraz daha meşrulaştıran AKP zihniyetinin bir sonucuydu. Çünkü bu ülkenin Cumhurbaşkanı "kız mıdır kadın mıdır bilmem", "ben kadın erkek eşitliğine inanmıyorum" diye meydanlarda bas bas bağırıyordu.

Çünkü "kahkaha atmayı iffetsizlik" sayan iktidar milletvekilleri "tecavüzcü, kürtaj yaptıran tecavüz kurbanından daha masumdur" açıklamalarını "TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı sıfatı ile TBMM bahçesinde yapabiliyordu.

Çünkü "Anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün, anası ölsün" diyen belediye başkanları yönetiyor başkenti ve nice kenti!

Çünkü "Kızlar okuyunca erkekler evlenecek kız bulamıyor" diyen il meclis üyeleri, iş arayan kadınlara "Evdeki işler yetmiyor mu?" diyen bakanlar var ülkenin dört bir yanında.

Çünkü, annesinin diz kapağından tahrik olan, hamile kadınların sokağa çıkmasının cinselliği çağrıştırdığı için yasaklanmasını isteyen ve 6 yaşındaki kız çocukları ile evlenilebileceği fetvasını veren din adamlarının el üstünde tutulduğu bir ülke burası!

Çünkü "mini etek giydiysen bağırmayacaksın" diyenlerin sanatçı, "Tecavüz Amerika‘da da var, çenenizi kapatın" diyenlerin gazeteci olduğu bir ülke burası!

Çünkü, ... çünküler çok...

Özgecan‘ın katli on yıllardır sürdürülen kadın düşmanı politikaların bir sonucudur!
Ve kadınlar bu erkek egemen sisteme karşı ayakta bugün!
Ve kadınlar Özgecan için ayakta!
Ve kadınlar adalet için ayakta!
Ve kadınlar hesap sormak için ayakta!
Hepimiz ayaktayız!
Özgecan‘ın katilleri ve bu katilleri yaratan zihniyet birgün hesap verecektir!

 

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu

 

 

MADENMO: SUSMADIK, SUSMAYACAĞIZ, HER ÇIĞLIK İSYANIMIZ OLACAK
CİNAYETLERİ UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ

20 yaşında bir kadının isyanını haykırıyoruz bugün, kendi için, kadınlar için mücadelesini, savaşını haykırıyoruz.

Özgecan`ı haykırıyoruz sokaklarda, evlerde, iş yerlerinde, meydanlarda, hayatın her alanında katledilen, her türden cinsiyetçi yaklaşımlara maruz kalan tüm kadınları haykırıyoruz. Tıpkı madencilerimizin çığlığını haykırdığımız gibi.

Bu sesi unutturmayacağız kulaklarımıza, yüreklerimize düşen ateşi söndürmeyeceğiz sussun, sönsün, unutulsun isteyenlere inat, madencilerimizi unutturmayacağımız gibi.

Çünkü; Kadınların, her gün öldürüldüğü, yok sayıldığı, evlere kapatıldığı, sömürüldüğü, işsiz bırakıldığı, eğitim haklarının gasp edildiği, uğradığı mobing ve tacizler karşısında en küçük bir karşı duruşunun bile engellendiği bir yaşamı istemiyoruz. Ahlak, töre, namus, bir anlık dürtü adı altında yaşanan tüm baskılar ve şiddet hakim ideoloji tarafından körüklenmekte, artan saldırılar ve ayırımcılık bu baskıcı, gerici, ideolojinin söylemleri ve uygulamaları ile kışkırtılmakta ve meşrulaştırılmaktadır. Bunun en yakın örneği ise "Ailenin ve Dinamik Nüfusun Korunması Amacıyla" diye bize anlatılan masallardır. Esnek çalışmayı annelik kılıfına sokan, sermayeye ucuz iş gücü olarak kadın emeğini işaret eden, kadının yerinin ev, kariyerinin annelik olduğunun altını çizen bu düzenleme kadınlarımızın sorunlarını da görünmezliğini de katlayarak arttıracaktır.

TMMOB Maden Mühendisleri Odası;  Kadına yönelik şiddetin son bulduğu, Özgecan`ların katledilmediği, şiddete maruz kalmadığı, kadının her alanda sömürülmeden eşit yaşadığı bir dünya için, her zaman kadın mücadelelerinin yanında olacaktır. Hukukun işlediği bir Türkiye‘de herkes için adaleti arıyoruz. Kadına uygulanan her türden baskıya, şiddete, ayırımcılığa karşı olduğumuzu bir kez daha yineliyor,  kadın cinayetlerini  nefretle kınıyoruz.

TMMOB Maden Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu

 

 

 

MMO: Özge Can‘ımızı Yaktılar, Canımız Yanıyor!

Özgecan Aslan Katliamını ve Bütün Kadın Cinayetlerini Kınıyoruz

Bilindiği üzere 20 yaşındaki Özgecan Aslan kardeşimize tecavüz edildi, yakılarak katledildi. Bu vahşet, haklı bir toplumsal infiale yol açtı, kadınların, kadın-erkek duyarlı herkesin haklı tepkilerine neden oldu. Zira AKP‘nin "yeni Türkiye"si, kadınların sürekli olarak aşağılandığı, ikincilleştirmenin sistematik hale geldiği, kadın cinayetlerinin yüzde 1.400 arttığı, kadın bedeninin, kimliğinin ve emeğinin bir bütün olarak sömürüldüğü, nesneleştirildiği, kadın cinayetlerinin ve toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin arttığı; sokaklarında Türkiyeli-Suriyeli kadın ve çocukların dilenci yapıldığı ve pazarlandığı bir ülke haline gelmiştir.

Kadın cinayetlerinin arttığı, kadınları kapatmanın ve köleler gibi sömürmenin peşindeki AKP iktidarının kadınlara yönelik gerici uygulamalarını saymakla bitirmek olanaklı değil. Çocuk-ergen tüm kadınların evlere ve ucuz işgücü depolarına hapsedilmek istendiği, dinsel gerici ideolojiler ile eğitim ve nüfus planlamasının kürtaj politikalarında buluştuğu, çocuk gelinliğinin yaygınlaştığı, kadın bedeninin bir mülkiyet/sahiplik alanı olarak görüldüğü, kadınların gülmelerine, kahkaha atmalarına karşı çıkıldığı, hamilelerin sokağa çıkmamasının fetva edildiği, kadın ve erkeğin eşitliğinin fıtrata ters olduğunun söylendiği, doğum kontrolünün vatana ihanet olarak nitelendiği, kadın spiker izlemenin caiz olmadığı, her çalışan kadının gözü doymamış erkek olduğu vb. sayısız çirkin ve aşağılık örnek var.

Ancak kadınlar bu sömürücü, saçma ve Ortaçağ kalıntısı söz ve yaklaşımlara, meydanlara çıkarak, mücadele ederek yanıt veriyorlar, AKP‘nin kurmak istediği "yeni Türkiye"ye teslim olmayacaklarını gösteriyorlar.

TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO), Özgecan Aslan katliamını ve bütün kadın cinayetlerini nefretle kınamaktadır. MMO üyeleri, bugün kadınların ülke genelinde düzenleyeceği eylemleri destekleyecektir. Bugün ve her zaman kadınların mücadelelerinin yanında olacağız.

Kadın-erkek elele, kadın cinayetlerine, kadın sömürüsüne ve AKP iktidarına karşı direnişe..

TMMOB Makina Mühendisleri Odası

Yönetim Kurulu

 

 

 

METALURJİ VE MALZEME MÜHENDİSLERİ ODASI AÇIKLAMASI

KADINA ŞİDDET ERKEK EGEMEN İKTİDARLARIN YÖNETİM ANLAYIŞLARININ SONUCUDUR

Özgecan bugünlerde öfkemizin isyanımızın adıdır.

Bizler evrensel değerleri temel çıkış noktası alan,  dünyanın ve kaynaklarının ırk, dil, din, cinsiyet, vb. ayrım gözetmeksizin herkese yeteceğine  inanan, insan ve doğa merkezli sürekli ve sürdürülebilir bir yaşam isterken.   Özgürlük, demokrasi ve barış içinde sağlıklı, güvenli sınıfsız ve sömürüsüz bir hedeflerken; siyasi iktidar gencecik bir evladımızın güven içinde evine bile gidemediği bir ülke yarattı.

Özgecan bu ülkede 12 yıldır sürdürülen politikanın kurbanıdır.

Emperyalizmin yeni orta doğu projesi doğrultusunda siyasal iktidarı ele geçirenler adım adım projelerini uyguluyorlar. Ülkeyi şeriatın orta çağ karanlığına sürüklemek doğrultusunda her engeli tek tek aşarak bugünlere geldiler. Bürokrasiyi, yargıyı, ekonomiyi, okulları tek tek ele geçirdiler.

Sıra en can alıcı, en büyük darbeye geldi; Özgür kadın imajını yok etmek. İnsanın, toplumun yarısını yok etmek. Kadını dört duvar arasına hapsedip, erkeğin kölesi yapmak.

AKP'nin iktidara gelmesi ile birlikte kadınlara yönelik katliam ve saldırılardaki artış bir tesadüf değildir.

Son 12 yılda kadına şiddetin  % 1400 artış göstermesi,  kadının giyimine, gülüşüne, doğuracağı çocuğun sayısına, yürüyüşüne, kariyerine,  nerede ve kimlerle nasıl oturacağına, daha da ileriye giderek evinde kiminle oturup oturamayacağına karışılması, kadının eşit olmadığının  açıkça en üst kademelerden dillendirilmesi siyasal iktidarın niyetini gösteren  açık bir kanıttır.

kadınlara annelik kariyerini teşvik eden bakan, kadın- erkek eşit değildir diyen Cumhurbaşkanı, kadın ve erkek arasındaki toplumsal cinsiyet eşitsizliğini besleyen, bu eşitsizlikten güçlenen, erkeklikten faydalanan her erkek Özgecan'ın, her gün şiddete, tacize ve tecavüze maruz kalan kadınların failidir. Bilhassa "Tecavüze uğrayan kadın doğursun," "O da mini etek giymeseymiş," gibi tecavüzü meşrulaştıran, kadınları sindirip erkekleri cesaretlendiren mesajlar veren devlet, kadınlara yönelik sistematik erkek şiddetinden, kadın cinayetlerinden, tecavüzlerden sorumludur.

Özgecan'ın ve nice Can'ların taciz, tecavüz kurbanı olup katledilmeleri, tecavüze uğrayan kadının rızasını sorgulayan hakimler, tecavüze uğrayan  çocukların  ruh halinin etkilenmediği yönünde rapor veren doktorlar, yapılan vahşeti tüm ayrıntılarına kadar yazmayı gazetecilik sanan ama tecavüzcü işkencecileri, özel timcileri yazmayan basın tam da bu projenin bir sonucudur.

Vahşete karşı çözüm  olarak idamı ve hadım etmeyi gösteren zihniyet de  aynı zihniyettir. Ne yazık ki  Özgecan'ın öldürülmesinden dolayı  toplumun tüm kesimlerinin gösterdiği tepki  bile muhafazakar /gerici ve faşist ideolojinin amacına hizmet eder hale getirilmiştir.

Çözüm;

İnsancıl, demokratik bir dünyanın kapılarını açmanın mücadelesini vermekten geçer.

Herkesin kendisini nasıl özgür ve "kendi" hissediyorsa öyle yaşama hakkına sahip olduğunu ve olması gerektiğini savunmaktan geçer.

Faşizme ve şeriatın karanlığına karşı "insanlığı" insani değerleri savunmaktan geçer.

TMMOB
METALURJİ VE MALZEME MÜHENDİSLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU

 

 

 

 

PEYZAJMİMO: KADINLARIN ÇIĞLIĞINA KULAK VERİN!

 

Mersin`de vahşice öldürülen 20 yaşındaki üniversite öğrencisi  Özgecan Aslan, son 13 yılda %1400 oranında artan kadın cinayetleri zincirinin son halkası… 2014 yılında 294 kadın öldürüldü. Yalnızca Ocak 2015`te öldürülen kadın sayısı 20. Bundan çok daha fazlası, her gün adını bilmediğimiz binlerce kadın, sözlü ve fiziksel tacize uğruyor; babaları, kocaları, kardeşleri  tarafından dövülüyor; namus ve töre cinayetleriyle yok ediliyor.  Kadınlar üzerinde yüzyıllardır süren cinsiyetçi şiddet, dinsel-geleneksel önyargılar, cinsiyet ayrımcı politikalar ve yasalarla meşrulaştırılıyor.

 
Kadınların kendi bedenleri üzerindeki tasarruf hakkına erkeklerin karışması yetmezmiş gibi kadın bedeniyle ilgili kararlar, kadınların nasıl yaşayacağı, nasıl konuşacağı, nasıl doğuracağı, nasıl giyineceği siyasal iktidar tarafından belirlenmeye çalışılıyor. Kadınlar, sokakta kahkaha attıklarında "ahlaksız", tecavüze uğrayıp kürtaj yaptırmak isterlerse "suçlu" ilan ediliyorlar. Taciz ve tecavüzde öncelikle mağdurdan mağdur olduğunu kanıtlaması bekleniyor. Kadınla erkeğin eşit olmadığını ifade eden bir iktidar ve onun bileşenleri tarafından yönetilen kadınlar, ‘Yeni Türkiye`de giderek daha fazla baskı ve şiddete maruz kalıyorlar.

 
Yeter! Ülkemizdeki bu tabloyu, gözü dönmüş canileri, işledikleri cinayetlere  izin veren zihniyeti, bu zihniyetin taşıyıcılarını ve destekçilerini şiddetle kınıyor, lânetliyoruz. Özgecan`ın ölümüyle büyüyen çığlığın gerekli yerlere ulaşmasını  ve adaletin yerini bulmasını diliyoruz. Başımız sağolsun...

 
TMMOB Peyzaj Mimarları Odası

11. Dönem Yönetim Kurulu

 

 

ŞPO: İSYANDAYIZ; EŞİTLİK, ADALET İSTİYORUZ!

Kızlarımızı, kız kardeşlerimizi, annelerimizi katlettiler...

Tecavüz ettiler, vahşice öldürdüler, parçaladılar, yaktılar.

Bazen ıssız bir yerde hiç kimse görmeden, işitmeden...

Bazen de sokak ortasında hem de herkesin gözü önünde.

 

Elbirliği ile yaptılar,

Ne yaptılarsa...

Baba, oğul, koca, sevgili ya da sadece yoldan geçen biri.

Eğitimlisi/eğitimsizi, fark etmedi

Birisi "namus", "töre", "fıtrat" deyiverdi,

Katiller affedildi.

Hem kadın başına, o saatte, orada bu kıyafetle tek başına işi neydi?

Başına geleceklere davetiye çıkarır gibiydi.

 

Ne acıdır ki; ülkemizde erkekler tarafından öldürülen kadınlar, ölmekle kalmıyor; eril iktidar tarafından aşağılanmaya ve yargılanmaya devam ediyorlar. Öldüren/tecavüz eden erkekler, takım elbise giyerek duruşmaya geldiklerinde hakimden "iyi hal" indirimi alıyorlar. Şiddet mağduru kadınların ise giyim kuşamları, yaşam tarzları tahrik unsuru olarak görülüp ceza indirimine dönüşebiliyor.

Ülkemizdeki veriler, durumun vahametini göstermektedir. Sadece ocak ayında 26 kadın erkek şiddeti ile öldürülmüştür. Özgecan`ımız ise bu şiddetin son kurbanıdır.

 

Artık Yeter!

Hiçbir canımızı kaybetmek istemiyoruz!

İsyandayız...

 

Sadece öldürülmemek değil,

Yaşamak,

Kendi tercihlerimizle yaşama hakkımızı,
Sokaklarımızı, meydanlarımızı, kentlerimizi.....

Eşitlik, Adalet istiyoruz!

 

 

 

TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI KADIN KOMİSYONU

TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI YÖNETİM KURULU