TMMOB OHAL KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERİ (KHK) İLE İHRAÇ EDİLEN MÜHENDİS, MİMAR VE ŞEHİR PLANCILARI RAPORU

Sunuş

15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan darbe girişimi uzun süredir otoriterleşme eğilimi gösteren AKP iktidarı tarafından “tanrının bir lütfu” ve/veya “bir proje” olarak görülmüştür. Siyasal iktidar, 15 Temmuz’u gerekçe göstererek Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edip istisnai, sınırsız ve denetimsiz yetkiyi elde ederek; neticede OHAL kararnameleri aracılığıyla, otoriter yönetimini pekiştirmiştir.

Darbe girişimini fırsata çeviren AKP Anayasa’dan kaynaklanan en temel demokratik hakları askıya aldığı gibi, hiç zaman kaybetmeden kamu çalışanlarının tasfiyesine yönelmiştir. Bu süreçte kamu çalışanlarını sorgusuz, sualsiz, hukuksuz bir biçimde kamu görevinden ihraç etmiştir.

Bilindiği gibi, evrensel insan haklarının en temel ilkelerinden ikisi “masumiyet karinesi” ile “savunma hakkı”dır. Buna göre, herkes suçu ispat edilene kadar masum kabul edilir. Bir insana suç somut olarak atfedilir ve savunma hakkı kullandırılır. AKP yönetimi “masumiyet karinesi”ne saygı göstermeden, herhangi bir suç atfetme gereği duymadan, iltisak gibi soyut, ispatlanamaz ve ölçülemez kavramların icadı yoluyla insanları kamudan ihraç etmiş; buna karşılık onlara hiçbir savunma hakkı tanımamıştır. Üstelik Fethullah Gülen Cemaati’ni gerekçe gösteren AKP, demokrat, yurtsever ve sosyalist kimliğiyle bilinen, sendikal örgütlenme ve mücadelede yer alan kamu çalışanlarını da bu kapsamda değerlendirerek kamudan ihraç etmiştir.

657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre istihdam edilen kamu çalışanları, bu kanunun koruması altındadır. Kanun’un 125. Maddesinin E Fıkrası devlet memurluğundan çıkarılma koşullarını belirler. Hukuken böyle bir yol işletilmesi gerekirken, iktidarın kamu çalışanlarını keyfi bir yolla ihraç etmesi hukuksuzluğun açık bir göstergesidir. 

Doğal olarak kamuda çalışan mühendis, mimar ve şehir plancıları da bu süreçten etkilenmiş, çok sayıda TMMOB üyesi, başta OHAL Kanun Hakkında Kararnameleri (KHK) olmak üzere birçok hukuksuz yolla kamudan ihraç edilmiştir. Sorun ihraçla da sınırlı kalmamış, adeta intikam peşinde koşan iktidar, mesleğimizin getirdiği diğer yetki ve unvanların da kullanılmasına engel olmuş, üyelerimizi adeta sivil ölüme mahkûm etmiştir. İhraçlar sadece üyelerimizle sınırlı kalmamış, geçmişte görev yapmış ve/veya halen aktif görevine devam eden birçok TMMOB, oda ve şube yöneticisi, temsilcisi de bu hukuksuzlukla karşı karşıya kalmıştır.

TMMOB olarak bağlı odalarımız ve şubeleri, İl Koordinasyon Kurulları (İKK) ile bu hukuk dışı, keyfi uygulamalara karşı çıkmanın toplumsal ve siyasal görevimiz olduğunun bilincindeyiz. Bu çerçevede yürüttüğümüz mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğiz.

Emin Koramaz
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı