İMO: NE DEPREM NE DE SEL FELAKETİ KADERDİR; BİLİME VE MÜHENDİSLİĞE KULAK VERİN!

21.03.2023

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Şanlıurfa ve Adıyaman`daki taşkın olayıyla ilgili 21 Mart 2023 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.

Ne Deprem Ne De Sel Felaketi Kaderdir; Bilime ve Mühendisliğe Kulak Verin!

Türkiye`nin güneydoğusunda 15 Mart 2023 tarihinde etkili olan yağışlar nedeniyle meydana gelen sel sonucu Şanlıurfa`da 16, Adıyaman`da 2 olmak üzere 18 kişinin hayatını kaybettiği açıklanmıştır. Bölgede arama kurtarma çalışmaları felaketten günler sonra devam etmiş, sel nedeniyle 2000`e yakın ev ve iş yerinde hasar oluştuğu, depremzede yurttaşların yerleştirildiği birçok çadır ve konteyneri su bastığı basına yansımıştır.

Öncelikle selin vurduğu bölgelerde yaşayan halkımız başta olmak üzere, tüm yurttaşlarımıza geçmiş olsun diyor, hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı diliyoruz.

Ülkemizin bir deprem coğrafyasında yer aldığı, depremin sık sık can ve mal kaybına yol açan afete dönüştüğü bilinmektedir, bununla birlikte taşkın olayları da depremden sonra en çok can ve mal kaybına neden olan afettir.

Her afetten sonra olduğu gibi yine yetkili ağızlardan yapılan açıklamalarda sorumluluk doğaya yüklenmiş, can kayıpları kader kurbanı olarak görülmüştür. Hükümet yetkilileri yaşanan olayı, "Evet can kaybımız oldu ama toprak suya kavuştu" gibi kendilerince hafifletici (!) söylemlerle yorumlamıştır.

Son yıllarda aşırı hava olaylarının gerçekleştiği bir gerçektir ancak yaşanan felaketlerin bahanesi olarak kabul etmek mümkün değildir. Yağan yağışların yerleşim yerlerinde felakete dönüşmesinin temel nedenleri iklim değişikliği kaynaklı değil, plansız ve çarpık kentleşme, yetersiz altyapı, tarım alanlarının yapılaşmaya açılması, merkezi ve yerel yönetimlerin kentleri rant politikalarına teslim etmesi, kent içinde yapılan projelerin meslek odalarının fikir ve görüşleri alınmadan ve gerekli asgari mühendislik çalışmaları yapılmadan hayata geçirilmesidir.

Nasıl ki ülkemizde meydana gelebilecek depremlerin şiddetleri ve yaratabileceği etkiler bilinmekte iken gerekli tedbirler alınmıyorsa, taşkın olayları için de benzer durum söz konusudur. 2020 yılı başında Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından, özel sektöre hazırlattırılan Fırat Alt Havzası Taşkın Yönetim Planı raporuna göre Fırat Alt Havzasında ana dere yatakları çevresinde bulunan 418 yerleşim yeri taşkın açısından riskli değerlendirilmiş ve bu yerleşim yerlerinin nüfus yoğunluğu ve risk boyutu yüksek olan 192 tanesi için ise daha detaylı çalışmalar yürütülmüştür. Söz konusu raporda Şanlıurfa il merkezi için gözlenmiş 24 saatlik maksimum yağış 119.5 mm olarak verilmiştir. Belirtilen değer de takriben 100 yılda bir gelebilecek yağış miktarı olarak hesaplanmaktadır. Şanlıurfa il merkezinden geçen Karakoyun Deresinin diğer yan derelerle beraber yapılan hidrodinamik taşkın modellemesinde, Karakoyun deresinin 50 yılda bir gelebilecek bir taşkında bile kesitinden taştığı belirlenmiştir. Detaylı analizler sonucundan Karakoyun deresi üzerinde bulunan 48 adet köprü/menfez tipi mühendislik yapısının 44`ün de yenilenmesi, dere hattı boyunca da kesitlerin iyileştirilmesi gerektiği belirtilmiştir. 2020-2024 yılları arasında yapılması önerilen çok yüksek öncelikli tedbirler ilgililere sunulmuştur.

Anılan raporda, şehir yağmur suyu drenaj şebekesinden bağımsız olarak dere güzergahında yetersizliklerden dolayı yaşanacak bir taşkın olayında, kentin hangi bölgelerinin su altında kalacağı, hangi bölgelerin de yüksek risk altında olacağı belirtilmiştir.

Tüm bunlar bilinmesine rağmen, yetkilerin yaşanan taşkın öncesi sadece "halkımızı dikkatli olmaları" yönünde uyarmaktan başka bir tedbir çalışması yapmadığı görülmektedir.

Ülkemizde trafik düzenlemesi adı altında farklı seviyeli kavşak yapılması furyası 2000`li yıllarda yüksek bir hızla artış göstermiştir. Özellikle altgeçit yapılması bir moda haline gelmiştir.

Oysa bir kentin trafik planlaması bütüncül olmalıdır. Öncelikle ana ulaşım planı yapılmalı ve ona göre imalat aşaması başlatılmalıdır.

Trafiğin düzenlenmesinde, ana ulaşım planında bir kesimde altgeçit yapılması gerekiyorsa öncelikle altgeçidin olumsuz etkileneceği tüm durumlar masaya yatırılmalı ve çözümleri oluşturulmalıdır. Mümkünse altgeçidin en düşük noktasında bölgeye gelen tüm suların deşarjı, cazibeli akım diye tabir ettiğimiz bir şekilde aktarılmalıdır. Eğer mümkün değilse en düşük alanda suyun toplanacağı depo yapılıp oradan pompa ile deşarj sağlanmalıdır. Tabii her iki durum için de bakım ve onarımın düzenli kontrolü sağlanmalıdır. Ayrıca pompalar yedekli ve elektrik kesilmesine karşı jeneratör destekli olmalıdır.

Şanlıurfa`daki Abide kavşağının durumuna baktığımızda yandaki derenin ıslah adı altında u kanala alındığı görülmektedir. Kesitin yetersizliğinden, taşkın durumunda suyun kanaldan dışarı çıkarak her tarafa yayılması ve en düşük alanları kaplaması ile altgeçit bir havuza dönüşmüştür. Maalesef birçok yurttaşımız burada hayatını kaybetmiştir.

Geçmişte söz konusu bölgede dere ıslahı ve bölgenin yapılaşması konusunda meslek odaları ve bilim insanları çeşitli uyarılarda bulunmuş ancak bu uyarılar dikkate alınmamış, sonuçta birçok yurttaşımıza mezar olan kavşak miting havasında açılmıştır.

İnşaat Mühendisleri Odası olarak, belediye imkânlarının rant ve siyasi çıkarlar için değil, kentin ihtiyaçları için kullanılması, mühendislik hizmetlerinin etkin bir biçimde süreçlere dahil edilmesi ve meslek odalarının görüşlerinin dikkate alınması gerektiğinin altını çiziyoruz.

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu