
TMMOB MMŞP GÜNCEL SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ BARTIN YEREL KURULTAYI GERÇEKLEŞTİRİLDİ
TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Güncel Sorunları ve Çözüm Önerileri Bartın Yerel Kurultayı, Bartın İl Koordinasyon Kurulu tarafından 20 Eylül 2025 tarihinde Mimarlar Odası Bartın Şubesinde düzenlendi.
Kurultayda saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından TMMOB Bartın İl Koordinasyom Kurulu Sekreteri Hakan Orhan, TMMOB Yönetim Kurulu II. Başkanı Ekrem Poyraz ve Bartın Belediyesi Meclis Üyesi Selim Karakaş birer açılış konuşması yaptılar.
Kurultayın açılışında TMMOB Yönetim Kurulu II. Başkanı Ekrem Poyraz şöyle konuştu:
"Sevgili Meslektaşlarım,
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Yönetim Kurulumuz adına hepinizi dostlukla selamlıyorum. Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarının Güncel Sorunları ve Çözüm Önerileri kapsamında birincisini gerçekleştirdiğimiz Bartın Yerel Kurultayına hoş geldiniz.
Hepinizin bildiği gibi gerçekleştirdiğimiz 48. Genel Kurulumuzun hemen her konuşması, her tartışması, artan ekonomik, siyasal ve toplumsal sorunların ülkemizi ve geleceğimizi sürüklediği çoklu krizler üzerineydi.
Elbette bu krizlerden payımızı biz mühendis, mimar ve şehir plancıları da fazlasıyla alıyoruz. Emeğimiz, mesleğimiz, meslek alanlarımız ve geleceğimiz bir bir saldırıya uğramaktadır.
Bu sebeple yine Genel Kurulda ülkemizdeki mühendis, mimar ve şehir plancılarına etkisini açığa çıkartacak çalışmalar yapma kararına varmıştık.
Hazırladığımız çalışma programında farklı alanlarda çalışan meslektaşlarımızın sorunlarını tespit etmeye yönelik çalışma grupları kurduk ve çeşitlik etkinlikler planladık.
Geçmişten gelen tüm birikimlerimiz ve bütün bu etkinliklerimizden elde ettiğimiz veriler ve tartıştığımız konular ışığında 2025 yılı Ekim ayı içerisinde merkezi olarak Ankara’da TMMOB Mühendis, Mimar, Şehir Plancılarının Güncel Sorunları ve Çözüm Önerileri Kurultayı gerçekleştireceğiz.
İnanıyorum ki Bartın İl Koordinasyon Kurulumuzdan başlayarak yerel kurultaylardaki tartışmalarımız ve meslektaşlarımızın katkıları merkezi Kurultay açısından ön açıcı olacaktır.
Sevgili Meslektaşlarım,
TMMOB örgütlülüğü olarak 70 yıllık tarihimizin tamamı boyunca bilimi rehber alan, üreten, sanayileşen, kalkınan, tarımda kendi kendine yeten, ürettiklerini de hakça bölüşen, bağımsız ve demokratik bir ülke özlemiyle mücadele ettik; mücadele etmeye de devam ediyoruz.
Çünkü biliyoruz nerede meslek alanlarımızın ve meslektaşlarımızın sorunlarını dile getiriyorsak, orada aynı zamanda ülkemizin sorunları konuşuyoruz demektir.
Adaletten, eşitlikten, aydın, özgür yarınlardan konuşuyoruz demektir.
Bu ikisi mesele birbirinden ayrılmaz haldedir.
Çünkü meslek alanlarımızdan her biri ülkenin imarından sanayisine, tarımından enerjisine dek tüm süreçlerinde üretilen değerler yaşamsal önem taşımanın yanı sıra ülkemizin ve halkımızın geleceğinin de yapıtaşlarındandır.
Bu nedenle mesleklerimizle, meslek alanlarımızla ilgili her sorunun aynı zamanda bir gelecek meselesi olduğunu her ortamda vurgulamaktayız.
Ülkemize ve mesleğimize sahip çıkmak, imkanlarıyla okuduğumuz bu topraklara borcumuzdur.
Sevgili Meslektaşlarım,
Elbette bugünlere birdenbire gelmedik.
Özellikle 1980’li yıllardan itibaren sistematik bir şekilde uygulanan ve 23 yıllık AKP iktidarı döneminde daha da ivmelenen neoliberal politikalar eliyle ülkemiz bir sanayisizleşme ve tarımda dışa bağımlılık sürecine sokulmuştur.
Neredeyse 45 yılı bulan bu sanayisizleşme ve tarımda dışa bağımlılığın artırılması politikalarıyla ekonomi rantiye kazançların özendirildiği bir sürece evrildi.
Ülkede sanayi yatırımları neredeyse tamamen dururken tüm zenginlik hizmet, finans ve gayrimenkul sektörlerine aktarıldı.
Bu durum, ithalatın artmasına, ücretlerin düşürülmesine, istihdamın daralmasına ve buna bağlı olarak mühendisliğin işlev ve iradesinin de en aza indirilmesine yol açtı.
Geldiğimiz noktada ülkemizin hali içler acısıdır.
Mafyatik, oligarşik bir rant ağı ülkeyi sarmış; halkın emeğinin, ülke kaynak ve birikimlerinin üzerine basa basa yükselmiş, yeni ve büyük bir sermaye kesimi de ortaya çıkmıştır.
Dışarıdan gelen sıcak parayla şişen bu rant ekonomisi, bazı yıllarda suni bir ekonomik büyüme yaratsa da bu büyüme kalıcı toplumsal refah ve kalıcı bir istihdam yaratamamıştır.
Yetmemiş, sermayenin kâr ve rant hırsına ortaklık eden siyasi iktidar, demokratik haklarımızı, hukukun üstünlüğünü, anayasayı rafa kaldırarak toplumsal muhalefete topyekun bir saldırı başlatmıştır.
Çok açıktır ki bugün ülkemiz bir işgal altındadır.
Cumhuriyet’in tüm ilerici değerlerini adım adım yok ederek, anti demokratik tüm uygulamalarla Anayasayı fiilen ortadan kaldırarak işgal edilmiştir. Özelleştirmelerle, yağma ve talanla, kar hırsıyla işgal edilmiştir.
Değerli Arkadaşlar,
Bir yandan meslektaşlarımız alın teri ve emekleri için mücadele ederken bir yandan da bir utanç tablosuyla karşı karşıya kalmaktayız.
Geçtiğimiz haftalarda ortaya çıkan ortak geleceğimizi ve kamu idaresine olan güveni dinamitleyen sahte diploma skandalı, Cumhuriyet tarihinin en vahim sahtecilik vakalarından biri olarak karşımızda durmaktadır.
Sahte diploma skandalı, münferit bir olay değil, bu düzenin çürümüşlüğünün açık bir göstergesidir.
Yıllardır vurguladığımız gibi, liyakatin hiçe sayıldığı, meslek odalarının anayasal yetkilerinin gasp edildiği ve kamusal denetimin bilinçli olarak zayıflatıldığı bir sistemin bizi getirdiği nokta budur.
Bu organize sahtecilik, yalnızca liyakatin hiçe sayılması değil, aynı zamanda yurttaşların can ve mal güvenliğinin pazarlık, ülke geleceğinin ticaret konusu yapıldığı bir utanç tablosudur.
Sahte mezunlarla insan hayatını doğrudan etkileyen mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı gibi mesleklerin, ehliyetsiz kişilerin eline geçmesi kabul edilemez. Bir deprem ülkesi olan Türkiye'de, yetkinliği şüpheli kişilerin imza attığı her proje, halkımızın can ve mal güvenliği için birer tehdittir.
TMMOB, geçmişten bu yana bu tür sahtecilik girişimlerine karşı kararlı bir mücadele yürütmüştür.
Mesleklerimizin onurunu, kamu güvenliğini ve halkımızın geleceğini korumak, Birliğimizin temel varlık nedenidir.
Ben burada bir kez daha vurgulamak isterim ki TMMOB, bu çürümüş düzenle mücadeleyi, sahteciliğin tüm ayakları ortaya çıkarılıp sorumlular adalet önünde hesap verene dek kararlılıkla sürdürecektir.
Sevgili Meslektaşlarım,
Hepinizi yakından takip ediyorsunuzdur.
Özellikle 19 Mart’tan bu yana, toplumsal muhalefet tek adama karşı adeta bir varlık yokluk mücadelesi veriyor. Seçilmiş belediye başkanları tutuklu, siyasiler, bürokratlar, gazeteciler, öğrenciler… Muhalif kim varsa hukuksuz ve keyfi bir şekilde zapt edilmektedir.
Öyle bir rejim inşa edildi ki siyasi iktidar varlığını sürdürebilmek için bırakın meşru bir zemin yaratmayı, kendisine karşı olan herkesi silip süpürmek üzerine kurulu faşizan politikalar izlemektedir.
Türkiye’de fiilen çok partili hayat yok edilmek istenmektedir.
Ancak ne yaparlarsa yapsın gelecekleri ve emekleri için mücadele eden milyonlarca yurttaşımızı teslim alamazlar.
Bugün sokaklarda büyüyen protesto dalgası her şeye rağmen birleşik bir sese dönüşmüştür ve en önemlisi AKP’nin 23 yılda inşa ettiği korku duvarı, geniş halk kesimlerinin isyanıyla yıkılmış durumdadır.
Uzunca bir süredir siyasi iktidarın oluşturduğu suni gündemlerle, gerici-milliyetçi politikalarla teslim alınmaya çalışılan toplumsal muhalefet, en can alıcı yerden, seçmen iradesine, demokratik haklarına ve geleceğine sahip çıkmak için alanları doldurmuştur.
Bu toplumsal dalga, ülkemizin içinden geçtiği zorlu koşulları ortaya sermekle sınırlı kalmamış, halkımızın ve onun içinde özellikle gençlerin öncülüğünde gelişen direniş ve yükselen mücadele eşit, özgür ve adil gelecek umudumuzu daha da büyütmüştür.
Kimse bu umudu bizden alamaz.
Seçilmiş belediye başkanlarını görevden almak, siyasi parti yöneticilerini, bürokratları, gazetecileri, öğrenciler tutuklamak, kayyum atamak işe yaramayacaktır.
Kayyum politikaları hiçbir dönemde süresi artık dolmuş bir iktidarı başarıya ulaştırmamıştır. Siyasi iktidarın kendi menfaatleri doğrultusunda halkın iradesini çiğneyerek uyguladığı kayyum siyaseti tarihe kara bir leke olarak geçmiştir.
Buradan siyasi iktidara bir kez daha sesleniyorum: Hiç kimsenin insanların demokratik iradesi üzerine ipotek koymaya hakkı yoktur.
Ülkeyi yönetenleri, ülkenin en acil sorunları olan işsizlik, açlık, güvencesiz gelecek, her geçen gün artan borç yüküyle, bu ülkenin gerçek sorunlarıyla yüzleşmeye; anayasaya, hukuka ve halk iradesine saygı duymaya çağırıyorum.
Bizler bu ülkenin imkanlarıyla okumuş mühendisler, mimarlar, şehir plancıları olarak tüm baskı ve zor politikalarına karşın ülkemize, anayasal demokratik kazanımlarımıza, emeğimize, geleceğimize ne olursa olsun sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Ülkemizin eşit, özgür, barıştan yana ve demokratik yarınları için hep birlikte mücadele edeceğiz.
Hukuksuzluğu, baskıyı ve zulmü, sömürgen iktidarlarının güvencesi olarak görenler bilmelidir ki halktan büyük bir güç yoktur.
Sevgili Meslektaşlarım,
Tüm konuşmam boyunca ifade ettim. Mesleki sorunlarımız, ülkemizin ve halkımız sorunlarından bağımsız olarak düşünülemez. Bugüne kadar “Hangi dağ efkarlıysa oradayız. Perişan edilen her şey bizimdir” diyerek mücadele ettik.
Herkes bilsin ki bedeli ne olursa olsun halkımız için mücadele etmekten bir adım bile geri adım atmayacağız.
Meslek alanımızı, meslektaşlarımızı ve ülkemizin geleceğini tehdit eden uygulamalar karşısında sessiz kalmayacağız.
Bizler mesleğimizi bilimden, üretimden ve toplumdan yana kullanan bir mücadele geleneğinin sürdürücüsüyüz. Bu anlayışla TMMOB’nin bilim ve tekniği esas alan, kamu çıkarını savunan, eşitlik, özgürlük ve demokrasiden yana tavrını korumaya devam edeceğiz.
Yaklaşmakta olan 19 Eylül Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü’nü ülkemizin ve meslektaşlarımızın dayanışmaya ve birlik içinde olmaya en fazla ihtiyaç duyduğu bu dönemde bu önemle kutlayacağız.
Mesleğimize, meslek alanlarımıza sahip çıkmak gelecek meselemizdir. Verdiğimiz mücadele aynı zamanda memleket mücadelesidir.
Kurultay boyunca tespitleriniz ve önerileriniz oldukça kıymetlidir.
Ülkemizin aydınlık geleceğini planlayan ve inşa eden meslektaşlarımızın sorunları çözüldüğünde ülkemizin temel sorunlarının çözümüne daha çok yaklaşacağımızın bilinci ile hepinizi saygı ile selamlıyorum. Hepinize geldiğiniz için teşekkür ediyorum.
Bartın Yerel Kurultayımızın başarı ile geçmesini temenni ediyorum."
Daha sonra Divan oluşturuldu. Verilen önergeyle Divan Başkanı Mimarlar Odası Bartın Temsilcisi Selda Çelikyay, Yazmanlar Mimarlar Odası Bartın Temsilciliğinden Nazlı Kanbur ve Özgenaz Dağ Vural oldu.
Divan başkanlığında önergeler Kurultaya sunularak onaylandı. Son olarak TMMOB Yürütme Kurulu üyesi Hüsnü Meydan toparlayıcı bir konuşma gerçekleştirerek Kurultaydan çıkan önergelerin Merkezi kurultayda değerlendirileceğini dile getirdi. Meydan özetle şöyle dedi:
"Hepinizi TMMOB Yönetim Kurulu adına selamlıyorum.
Bilindiği üzere mühendis, mimar ve şehir plancılarının yaşadığı hak kayıpları ve mesleklerin değersizleştirilmesi yalnızca bizleri değil, ülkenin geleceğini de tehdit ediyor. İşsizlik, düşük ücret, güvencesizlik, uzun mesai saatleri, sosyal hak ihlalleri ve liyakatsiz atamalar meslektaşlarımızı her geçen gün daha da zor durumda bırakıyor. Gençlerimiz, ülkelerine katkı sunmak isterken çareyi yurtdışında aramak zorunda kalıyor; yıllarını mesleğine vermiş olan emeklilerimiz ise yoksulluğa mahkûm ediliyor. Kadın ve engelli meslektaşlarımızın yaşadığı eşitsizlikler ise bu yükü daha da ağırlaştırıyor.
Tüm bunların yanında, siyasi iktidar; toplumu sindirmek, itiraz edenleri susturmak ve hak arayışlarını bastırmak için hukuku bir baskı aracına dönüştürmüş durumda. Yargı kararlarıyla kurulan korku iklimi, yalnızca bizleri değil, tüm toplumun nefesini daraltıyor. Hak, hukuk ve adaletin zedelendiği bir ortamda mesleğimizin ve emeğimizin değeri de görmezden geliniyor.
Ancak bizler, tüm bu tabloya rağmen umutsuz değiliz. Çünkü biliyoruz ki bilimin ve tekniğin ışığında, örgütlü gücümüz ve dayanışmamızla karanlığı aşmak mümkündür. Bizler, mesleğimizin onurunu korumaya, emeğimizin karşılığını almaya, ülkenin aydınlık geleceğini kurmaya kararlıyız. Kurultayımızdan çıkan önergelerle, bu iradeyi Merkezi Kurultayımızda daha da güçlendireceğimize inanıyor; hepinizi tekrar sevgi, saygı ve dostlukla selamlıyorum.