TMMOB 3. BİLİRKİŞİLİK ÇALIŞTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ YAYIMLANDI

03.10.2019

12 Nisan 2019 tarihinde “6754 Sayılı Yasanın Uygulama Sürecinde Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri” başlığıyla gerçekleştirilen TMMOB 3. Bilirkişlik Çalıştayı Sonuç Bildirgesi 3 Ekim 2019 tarihinde yayımlandı.

TMMOB III. BİLİRKİŞİLİK ÇALIŞTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ

6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu’nun üçüncü yıl uygulama döneminin başında, “6754 Sayılı Yasanın Uygulama Sürecinde Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri” teması ile yapılan TMMOB III. Bilirkişilik Çalıştayı, 12 Nisan 2019 tarihinde İnşaat Mühendisleri Odası Teoman Öztürk Salonu'nda gerçekleştirilmiştir. Çalıştaya katılan emek ve meslek örgütleri temsilcileri, Adalet Bakanlığı Bilirkişilik Daire Başkanlığı yetkilileri, kamu kuruluşlarından temsilciler, akademisyenler, mühendis, mimar, şehir plancıları ve hukukçular; üçüncü yılını geride bırakan Bilirkişilik Yasası’nın uygulama sürecinde yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri üzerine görüşlerini dile getirmiştir.

III. BİLİRKİŞİLİK ÇALIŞTAYI’NIN DÜZENLENME AMACI

Bilirkişilik hizmeti; bilirkişiler bakımından meslekte teknik yeterliliği ve etik davranış ilkelerine sahip olmayı; hizmetin kamusal niteliği bakımından ise denetleyici bir örgütsel/kurumsal mekanizmayı gerektirmektedir. Bilirkişilik hizmetinin gerektirdiği nitelikleri taşımayanların da bilirkişi olabilmesi nedeniyle geçmiş dönemlerde bilirkişilik hizmetinin giderek kamusallığını kaybedip kâr amaçlı bir işe dönüşmesi, konunun masaya yatırılıp tartışılmasını gerekli kılmıştır.

2016 yılında yürürlüğe giren 6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu ile bu bağlamda, bilirkişilerin nitelikleri, eğitimi, seçimi ve denetimine ilişkin usul ve esasların belirlenmesi, bilirkişilik için etkin ve verimli bir kurumsal yapı oluşturulması amaçlanmış ve bu doğrultuda gerekli girişimler yapılmıştır.

2017 yılında Bilirkişilik Yönetmeliği’nin de yürürlüğe girmesi sonrasında Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğine bağlı Odalar yeni mevzuata göre Bilirkişilik Temel Eğitimleri düzenlemeye başlamıştır.

Geçen iki yıl içerisinde başvuru süreçlerinde, bilirkişiliğe kabulde, bilirkişilik temel eğitimlerinde ve bilirkişi atamalarında yaşanan aksaklıkların belirlenmesi, bilirkişilik alanının nitelik ve verimliliğinin artırılması bakımından önem arz etmektedir.

Mühendis, mimar ve şehir plancılığı disiplinleri bilirkişilik hizmetine en çok gereksinim duyulan meslekler olduğu için, bu alanda yaşanan sorunlar TMMOB ve bağlı Odaların gündeminde önemli bir yer tutmaktadır.

TMMOB III. Bilirkişilik Çalıştayı’nın ana amacı; 6754 sayılı Yasa’da sayılan meslek örgütlerinin bilirkişilik çalışmalarını ve uygulama alanında çıkan sorunlarını Yasa ve Yönetmelik çerçevesinde gözden geçirmek, UYAP- Bilirkişilik Portalı uygulamalarındaki problemleri tespit ederek TMMOB’nin görüş ve önerilerini ortaya koymak olarak tanımlanmıştır.

ATÖLYE ÇALIŞMALARI

TMMOB III. Bilirkişilik Çalıştayı’nın hazırlık çalışmaları, Bilirkişilik Çalışma Grubu üyeleri ile Oda ve meslek örgütleri tarafından görevlendirilen temsilcilerin katılımıyla oluşturulan atölye çalışmaları üzerinden yürütülmüştür. “6754 Sayılı Yasanın Uygulama Sürecinde Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri” ana teması altında kurulan üç atölyenin konu başlıkları;

  • 6754 Sayılı Yasa Kapsamında Bilirkişilik Eğitimleri,
  • 6754 Sayılı Yasa Kapsamında Bilirkişilik Uzmanlık Alanları,
  • 6754 Sayılı Yasa Kapsamında Bilirkişilik Başvuruları ve Kabul Şartları

olarak belirlenmiştir.

Atölye çalışmalarında her bir konu başlığı ve alt başlıkları kapsamlı olarak tartışmaya açılmış ve oluşturulan raporlarda her bir başlığın ilgili mevzuatı çerçevesinde irdelenmesi ile çözüm önerilerinin de yer aldığı raporlar oluşturulmuştur.

Bu kapsamda gerçekleşen III. Bilirkişilik Çalıştayımızdan çıkan tespit, değerlendirme ve önerilerimiz özetle şöyledir:

A. BİLİRKİŞİLİK EĞİTİMLERİ

  • Gerek eğitimciler tarafından gerekse eğitimi alan kişiler tarafından Bilirkişilik Temel Eğitimlerindeki teorik eğitimin içeriğinin daha az zamanda tanımlanabileceği, uygulamaya ait zamanın anlatılacak derslere göre çok yetersiz olduğu yönünde eleştiriler sıklıkla dile getirilmektedir. Mevcut eğitimde on sekiz saatlik teorik eğitimin süresi ve içeriği itibariyle yeterli olduğu; ancak altı saat uygulamalı eğitimin içeriğinin yeterli gelmediği düşünülmektedir. Bu bağlamda eğitim kurgusu talepler doğrultusunda yeniden düzenlenmeli ve uygulama eğitiminin dolayısıyla da toplam eğitimin süresi artırılmalıdır.
  • Bilirkişilik Temel Eğitimi ve Yenileme Eğitimi eğiticilerine meslek örgütleri tarafından toplu olarak “Eğitici Eğitimi” yapılmalıdır. Bu eğitimlerin süresi ve ne zaman yapılacağı meslek örgütleri tarafından ihtiyaca göre belirlenmeli, eğitim alanlar belgelendirilmeli, bu eğitimlere katılarak belge almayanlar eğitici olarak kabul edilmemelidir.
  • Meslek örgütlerince; yargı mensuplarına yönelik olarak mesleklerinin tanıtımı ve temel/ alt uzmanlık alanlarına yönelik konularda (temel ve alt uzmanlık alanlarının kapsamı, diğer meslek disiplinleri ile ortaklaştığı ya da ayrıldığı alanlar, hangi özel niteliklere sahip olmayı gerektirdiği vb.) bilgilendirme amaçlı seminerler düzenlenmelidir. Bu Seminerler yargı mensuplarının bilirkişi seçiminde yaşadığı tereddütlerin giderilmesi ve uzmanlık alanlarının daha kolay okunabilmesi bakımından önem taşımaktadır.
  • Meslek odaları tarafından düzenlenen uzmanlık ve alt uzmanlık eğitimleri sonrasında verilecek belgeler bilirkişiliğe kabulde zorunlu belgeler arasında yer almalı ve mutlaka talep edilmelidir. Bu belgeler her müracaat döneminde güncellenmelidir.

B. BİLİRKİŞİLİK UZMANLIK ALANLARI

  • Bilirkişilik Daire Başkanlığının 29 Kasım 2017 tarihinde yayımladığı genelgede yer alan “başvuruya esas uzmanlık alanları tanımları ve niteliklerinin” Daire Başkanlığının talebi üzerine Birliğimiz tarafından iletilen ve sonrasında da Daire Başkanlığı tarafından oluşturulan çalışma grubunda detaylandırılan çalışma ile birebir aynı olmadığı görülmüştür. Daire Başkanlığı 9 Mart 2018 tarihinde nitelikler hesaplamaları ilavesi ile 4 Ekim 2018 tarihinde de içeriği bir miktar değişmiş olarak genelgeyi yeniden yayımlamıştır. Uygulama süreci göstermiştir ki, Daire Başkanlığının belirlediği kriterler ile temel ve alt uzmanlık alanı seçimleri ve belgelenmesi sorunludur.
  • Adalet Bakanlığı Bilirkişilik Daire Başkanlığı’nca yayımlanan temel ve alt uzmanlık alanları için Bilirkişilerde aranacak nitelikler çok genel ifadeler içermekte olup bilirkişilerin talep ettikleri uzmanlık alanındaki liyakatlerini belirlemede yetersiz kalmaktadır. Söz konusu yeterlilik şartları her bir uzmanlık alanı için yeniden tanımlanmalı ve meslek örgütlerinin bu konudaki çalışmaları değerlendirilmelidir.
  • Mevcut yasalar 4 yıl yükseköğrenim görmüş olan kişilerin hangi meslekten olursa olsun gayrimenkul değerleme uzmanı olabilmesini ve bilirkişi seçilmesini olanaklı kılmaktadır. Daire Başkanlığı tarafından yayımlanan Genelgede de gayrimenkul değerleme uzmanlığı alanında ve Kamulaştırma alanında bilirkişilik yapma talebinde bulunan kişiler için özellikle aranması gereken şartlar tanımlanmamıştır. Oysa kamu yararının söz konusu olduğu bu davalarda görev alacak Gayrimenkul değerleme uzmanı bilirkişilerin;  gayrimenkul- taşınmaz değerleme işini, proje ve harita okuyabilmeyi, bunu da rakamsal olarak değerlendirmeyi bilmesi gerekmektedir. Öte yandan Kamulaştırma davalarında görev alacak değerleme uzmanlarının ise mekânsal plan ve proje tasarım ve çizimine dayalı eğitim altyapısına sahip meslek mensupları olması zorunludur. Ayrıca teknik kişilerin - mimar, mühendis ve şehir plancılarının - kamulaştırma alanında ''fiilen beş yıl görev yapma'' şartının belgelenmesi konusunda da tanımlama eksiği bulunmaktadır.
  • Uzmanlık alanlarında adil bir dosya dağılımı için temel ve alt uzmanlık alanlarına göre bilirkişilerin aylık olarak bakabileceği dosya sayısı belirlenmelidir. Bilirkişilerin uzmanlık ve/veya alt uzmanlık alanlarına göre makul bir kota belirlenmelidir.

C. BİLİRKİŞİLİK BAŞVURULARI VE KABUL ŞARTLARI

  • Bölge Kurulları tarafından mesleğini icra edebilmek için herhangi bir meslek kuruluşuna kayıtlı olmak zorunda olanlar için meslek odalarından üye olduklarına dair belge istenmiş; ancak bu kişilerin meslek odasının öngördüğü “bilirkişi olma koşullarını” taşıyıp taşımadığı, mesleğini icra edip etmediği hususları değerlendirmeye alınmamıştır. Oysaki bilirkişilerin, çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren konularda sağlıklı değerlendirmelerde bulunabilmesi için fiilen uzmanlık konusunda işini yapıyor olması ve kendisini güncellemesi önem taşımaktadır.
  • Başvuru süreçlerinde ''Bilirkişilik yapacağı uzmanlık alanında en az beş yıl fiilen çalışmış olmak'' koşulunun belgelenmesinde özel sektörde çalışanların çalıştığı şirketin/şirketlerin kapanması sonucu belge alamaması, Sosyal Güvenlik Kurumundaki çalışma kodlarında her mesleğin tanımının olmaması, kamu çalışanlarının kadro ve çalışma alanının uyuşmaması gibi konularda ciddi sorunlar yaşanmıştır. Bu mesleki deneyimin belgelenmesinde Meslek Odaları devreye girmelidir.
  • Müracaat sırasında uzmanlık alanlarının belirlenmesi için aranan belgeler arasında; temel alan için diploma, alt uzmanlık alanı için meslekî yeterlilik belgesi, uzmanlık belgesi, ustalık belgesi v.b. belgelerin ibraz edilmesi esastır.  Ancak başta kamu çalışanları olmak üzere bilirkişilik müracaatlarında bu belgeleri ibraz etmeyen pek çok kişiye, salt sunmuş oldukları diplomaya dayalı olarak birden fazla uzmanlık alanı ve alt uzmanlık alanları tanımlandığı görülmüştür. Meslek insanları meslek hayatlarında çalıştıkları çeşitli iş kollarına bağlı olarak birden çok uzmanlık alanına sahip olabilirler ancak nitelikli bir bilirkişilik hizmeti alınabilmesi için uzmanlık alanlarına bir kota /sınırlama getirilmelidir.
  • Sistemin henüz tam olarak oturmaması nedeniyle başvuruların değerlendirilmesi sağlıklı olarak gerçekleştirilememekte ve birçok karmaşa yaşanmaktadır. Bilirkişilik Bölge Kurullarının farklı uygulamaları nedeniyle bazı başvurular geçerli evraklar sunulduğu halde kabul edilmezken, bazı başvuruların mesleki yeterlilik belgelendirilmeden ya da eksik evrakla kabul görmesi ve listeye kabul edilmesi bir güven sorunu yaratmaktadır. Bu konuda;
  • Başvurularda talep edilen ve meslek örgütleri tarafından düzenlenen belgelerin, başvuru sahipleri yerine meslek örgütleri tarafından UYAP- Bilirkişilik Portalı üzerinden sisteme aktarımının sağlanması hem zaman hem de kontrol acısından işlemleri daha hızlandıracaktır.
  • Başvuru sahiplerinin mesleğini icra ederken mesleğiyle ilgili herhangi bir suçu işleyip işlemediğine dair sicil durumlarının uygunluğunun kontrol edilebilmesi için bu sicilleri tutan meslek odaları ile Bölge Kurulları arasında koordineli bir çalışma yürütülmelidir.
  • Bilirkişilik yapmak isteyen TMMOB üyesi meslek mensuplarının Bölge Kuruluna başvurularında sunacakları uzmanlık alanları, meslek örgütleri tarafından onaylanmalı ve mutlaka meslek odalarına kayıt şartı aranmalıdır.

SONUÇ

Bilirkişilik hizmeti uzman ve gerçek kişiler marifetiyle yapılması gereken kamusal bir görevdir. Bu yetkinin özel hukuk tüzel kişilerine verilmesi, bilirkişiliğin ileride bu amaçla kurulacak şirketlere teslim edilmesi sonucunu doğuracak, dolayısıyla bilirkişilik müessesesinin ticari bir alana kayması kaçınılmaz olacaktır.

Özel ve teknik konularda görüşüne başvurulan bilirkişiler adaletin yerini bulmasına hizmet eden bir araç olmasından öte aynı zamanda bir kamu hizmeti görmektedir. Bilirkişiler tarafından verilen görüşün tarafsız ve objektif olabilmesi için bilirkişinin görüş oluştururken hiçbir etki altında kalmaması gereği açıktır. Yapı denetim sistemi, iş sağlığı ve güvenliği sistemi gibi pek çok kamusal hizmet alanında da bizzat yaşanarak deneyimlendiği üzere ticari şirketlerin bünyesinde görev yapacak bilirkişilerin görevini bağımsız bir biçimde yerine getirmesi mümkün olmayacaktır.

Bu bağlamda; Birliğimizin Yasanın taslak aşamasından başlayarak bu güne kadar çeşitli platformlarda dile getirdiği üzere, özel hukuk tüzel kişilerinin bilirkişilik yapmasına olanak tanıyan düzenlemelere bir an evvel son verilmeli ve ilgili mevzuatta buna cevaz veren hükümler bir an evvel ayıklanmalıdır.

Her ne kadar temel ve alt uzmanlık alanlarını tespit etme görevi Bilirkişilik Daire Başkanlığı’na verilmiş olsa da, Daire Başkanlığı adalet sisteminin belkemiği olan bilirkişilik hizmetinin sağlıklı işlemesi için konunun taraflarından destek almalıdır. Hali hazırda yürütülmekte olan uygulamalarda yaşanan aksaklıklar temel ve alt uzmanlık alanlarının belirlenmesinde ve belgelenmesinde sorun olduğunu göstermektedir.

Ülkemizin önemli Anayasal kuruluşlarından olan TMMOB ve bağlı Meslek Odaları ülke kalkınmasında ve ekonomisinde yaşamsal işleve sahip meslekleri bünyelerinde barındırmaktadır. Bilirkişilik faaliyeti ilgili yasa çerçevesinde meslek odalarına önemli görevler yüklemektedir. Bu görevlerden en önemlisi de şüphesiz bilirkişilik temel eğitimidir. Eğitim veren kuruluşlar olarak tanımlanan emek ve meslek örgütlerinin bu konudaki genel görüşü; Bilirkişilik eğitim içeriğinde yer alan uygulama bölümünün yetersizliğidir. Bu tespit göz önüne alınarak eğitim içeriğinin kurgusu yeniden düzenlenmelidir.

Önümüzdeki süreçte; Çalıştayımızın tartışıp tespit ettiği sorunlar ve karara bağladığı önerilerin ilgili mercilerce dikkate alınması, hem bilirkişilik faaliyetlerinin sağlıklı olarak işletilmesini, hem de adaletin mümkün olan en doğru biçimde yerine getirilmesini sağlayacak, ülkemizin ekonomik ve sosyal işleyişine katkıda bulunacaktır.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

TMMOB 3. Bilirkişilik Çalıştayı Sonuç Bildirgesi Komisyonu