10. ULUSAL ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ KONGRESİ/12-14 EYLÜL 2013/ANKARA
Değerli Konuklar
Sevgili Arkadaşlar
Hepinizi Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Yönetim Kurulu adına sevgiyle, saygıyla, dostlukla selamlıyorum.
Çevre Mühendisleri Odamızın düzenlediği 10. Ulusal Çevre Mühendisliği Kongresi‘nde aranızda bulunmaktan büyük bir onur duyduğumu öncelikle belirtmek isterim.
Burada bizleri buluşturan arkadaşlarıma, Çevre Mühendisleri Odamızın yöneticilerine, Düzenleme ve Yürütme Kurulumuza, görüşlerini bizimle paylaşacak bilim insanlarına, uzmanlara ve emeği geçen tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
Sevgili Arkadaşlar,
Birliğimiz, mesleki, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda ülkemizdeki mühendis, mimar ve şehir plancıları temsil etmektedir. Onların hak ve çıkarlarını halkımızın çıkarları temelinde korumak ve geliştirmek, mesleki, sosyal ve kültürel gelişmelerini sağlamak ve mesleki birikimlerini toplum yararına kullanmalarının zeminini yaratmakla görevlidir. Bu anlayışla TMMOB meslek alanları üzerinden Türkiye gerçeklerini okumak ve toplumu bilgilendirmek, bu politikaların toplum yararına düzenlenmesi için öneriler geliştirmek ve bunların yaşama geçirilmesi için mücadele etmek zorundadır.
Elbette bu anlayış bizi zaman zaman siyasal iktidarlarla karşı karşıya getirmektedir. Son dönemde gündeme gelen meslek örgütümüze yönelik yeniden yapılandırma çalışmaları, örgütümüzü işlevsizleştirmeye yönelik yasal düzenlemeler de bunun bir göstergesi. Ama bizim örgütümüz 60 yıla yakın birikimi ile bu saldırılara karşı duracak ve eğilmeyecek yeterliliktedir.
Sevgili Arkadaşlar,
TMMOB ve bağlı odaları ülkemizde meslek alanları ile ilgili gelişen ya da gelişebilecek her türlü konuda görüş oluşturma, oluşan görüşleri geliştirme ve bunları kamuoyu ile paylaşma çalışmalarını eleştirel olduğu kadar yeni açılımlar sağlayacak şekilde sürdürmektedir. Bir ülkenin toplumsal gelişmişliği ve geleceği için en önemli ve yaşamsal olgu olan çevre konusu da TMMOB‘nin de gündeminde önemli bir yer tutmaktadır.
Ülkemizde çevre alanı yıllar boyunca istismar edilmiş, doğal kaynaklarımız bir talan ve yağma alanı olarak yerli ve yabancı sermayenin hizmetine sunulmuştur. Altyapı yatırımlarında izlenen yanlış politikalar; doğal kaynaklarımızı, tarihi ve kültürel varlıklarımızı, ormanlarımızı, kıyılarımızı birer rant cennetine dönüştürme çabaları; çevre sorunlarına ilişkin politika yoksunluğu, denetim ve yaptırım eksikliği ve uzman kadroların yanlış alanlarda istihdamı çevre sorunlarını daha da içinden çıkılmaz hale getirmiştir.
Toplum için yaşamsal önemi nedeniyle, küresel ölçekte bir değerlendirme gerektiren ve ulusal ölçekte ele alınmayı zorunlu kılan çevre politikaları günlük, geçici sığ yaklaşımla "çevre sorunu"na, "çevre sorunu" da adeta "kirliliği önleme - arıtma tesisi"ne indirgenmiştir.
Bu süreçte bilimin, hukukun ve aklın gereği çevre politikalarının oluşturulmasında başat rolde olması gereken mühendislik, mimarlık ve şehir planlama disiplinlerinin teknik, bilimsel ve yasal ilkelerini göz ardı edilerek izlenen politikalarla gelinen nokta ortadadır.
Yaşam alanlarımızın yok olmaması için, gelecek nesillere yaşayabilecekleri bir dünya bırakabilmek için, bugün ekolojik bir krize dönüşen çevre sorunlarının çözümünde, bütüncül politikaların, hukuksal ve kurumsal düzenlemelerin geliştirilmesi ve uygulanması son derece önemlidir.
Bu konuda geliştirilmesi gereken politikalar konunun uzmanlarınca üç gün boyunca bu kongrede tartışılacak. Kongrenin başarılı geçmesi dileğiyle hepinize saygılar sunuyorum.
Mehmet Soğancı
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı