17 AĞUSTOS DEPREMİ ANMA ETKİNLİKLERİ / 16 AĞUSTOS 2010 / YALOVA
Ülkenin her yerinden gelen sevgili mühendis, mimar, şehir plancısı arkadaşlarım,
İnşaat mühendisi arkadaşlarım,
"Unutulamayan unutkanlığımız deprem" diyen Genç-İMO‘lular
Sevgili Yalovalılar,
Hepinizi Birlik Yönetim Kurulu adına saygıyla selamlıyorum.
Sevgili arkadaşlar,
11 yıl önce bundan birkaç saat sonra bir acı yükseldi bu coğrafyada. İzmit‘te, Adapazarı‘nda, Gölcük‘te, Yalova‘da, İstanbul‘da büyük Marmara depremi ile yıkıldık. On binlerce canımızı kaybettik. Yüreğimiz yandı. Bir doğa olayı afete dönüştü.
Biz, bu ülkenin mühendisleri, mimarları "Depremi unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız." demek için buradayız. Büyük Marmara yıkımının on birinci yılında Yalova‘da gerçekleştirdiğimiz "Depreme Duyarlılık Yürüyüşü"müzü şimdi tamamlıyoruz.
Her 17 Ağustos‘ta olduğu gibi bugün de bir çığlık yaratmak için buradayız. Buraya ses çıkarmaya geldik arkadaşlar. Duymayan kulaklar duysun, görmeyen gözler görsün diye buradayız.
Biz biliyoruz: Ülkemiz coğrafyasının %98‘i deprem bölgesidir. İnsanımızın %95‘i deprem bölgesinde yaşamaktadır. Ülkemiz depremle yaşamak zorunda olan bir ülkedir.
Biz hep söylüyoruz, hep söyleyeceğiz: Depremlerin afet olarak yaşanması, ülkemizin ve halkımızın yazgısı olamaz, olmamalıdır. Depremin afete dönüşmesi takdiri ilahi değildir. Deprem gibi bir doğa olayının afete dönüşümü engellenebilir. Yeter ki bilimin ve tekniğin gerekleri yapılsın.
Ancak ülkemizde işler hiç de iyi değildir.
Bu ülkenin İmar Yasası, Afet Yasası, Yapı Denetim Yasası, bunların ilgili ikincil mevzuatı sorunludur. Sistem yüzünü insana dönmemektedir. Bu ülkede yasal düzenlemeler ranta odaklıdır. Her olayda olduğu gibi vahşi kapitalizmin vahşi kuralları doğa olaylarının afete dönüşümünü engellemekten uzaktır. Aksine, neredeyse sistemin koyduğu kurallar doğa olaylarını afete dönüştürmek için yazılmaktadır.
Siyasi iktidarları hep uyardık. Uyarmaya devam edeceğiz: Doğa olaylarının afete dönmesini istemiyorsanız; yüzünüzü insanımıza dönün. Bilimin ve tekniğin gereğini yapın. Odalarımızın ve Birliğimizin sesine kulak verin.
Sevgili arkadaşlar, şimdi sözüm size, örgütümüze:
Bilimi ve tekniği insanlarla buluşturan bir mesleği yapıyoruz. İşimiz insan odaklı. İnsanımıza çok borçluyuz. Odalarımız meslek içi eğitim çalışmalarımızı, üyelerimizin belgelendirilmesi çalışmalarını hızlandıracaktır. Her üyemizin kendini daha donanımlı, daha yeterli, daha yetkin bir duruma getirmesi gerekiyor. Bu bizim halkımıza olan sorumluluğumuzdur. Bunu zaten yapıyoruz, bunu geliştireceğimize çok inanıyorum arkadaşlar.
Şimdi hepimize bir büyük görev düşüyor:
Öncelikle saat 03:02‘deki anmalara katılacağız. Burada çığlığımızı bir kez daha yineleyeceğiz. Duymayan kulaklara duyuracağız. Görmeyen gözlerin görmesini sağlayacağız. Buradan gittikten sonra şubelerimizde, temsilciliklerimizde bu çığlığı büyüteceğiz. Paneller, seminerler yapacağız. Bir yandan depremi anlatacağız, bir yandan kendimizi yetiştireceğiz.
Yolumuz uzun. Hepimize kolay gelsin.
Şimdi; "Depremi unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız" deme zamanıdır.
Şimdi; "Depreme inat yaşasın hayat" deme zamanıdır.
Şimdi; "Hükümet uyuma, önlemini al" deme zamanıdır.
Şimdi; "Yalova depremi unutma, unutturma" deme zamanıdır.
Mehmet Soğancı
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı