19 EYLÜL’ÜN 40. YILI BULUŞMASI ANKARA'DA DÜZENLENDİ

20.09.2019

TMMOB üyesi mühendis, mimar, şehir plancıları 19 Eylül 1979 iş bırakma eyleminin 40’ıncı yıldönümü dolayısıyla Ankara’da “Teoman Öztürk Anısına 19 Eylül’ün 40. Yılı Buluşması” etkinliği gerçekleştirdi. İMO Teoman Öztürk Toplantı Salonu’nda düzenlenen etkinliğe 1979 döneminin TMMOB yöneticileri ve oda başkanları katıldı.

Sinevizyon gösterimiyle başlayan etkinlikte TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz bir açılış konuşması gerçekleştirdi. Koramaz, TMMOB’nin çağrısıyla örgütlenen 19 Eylül iş bırakma eyleminin 55 il merkezinde 740 farklı kamu işletmesinde 100 bine yakın teknik elemanın katılımıyla gerçekleştirildiğini anımsattı.

Tek oturumluk panelde moderatörlük görevini Oğuz Türkyılmaz üstlendi. Panelde sırasıyla Murat Gültekingil, İsmet Rıza Çebi, Mehmet Ali Algancı, Metin Tütün, Önder Küçükkaragöz, Selçuk Esen, Kaya Güvenç, Hüseyin Yeşil, Ali Açan, Mehmet Kayadelen, Yusuf Bozkurt, Orhan Örücü, Hasan Aksungur, Bülent Damar, Fikret Özbilen ve Hikmet Tümer söz alarak 19 Eylül 1979'un nasıl inşa edildiğini anlattılar.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz etkinlikte şöyle konuştu: 

"Sayın Birlik Başkanlarım,
Sevgili Meslektaşlarım, Değerli Konuklar,

Yönetim Kurulumuz adınıza hepinizi saygıyla selamlıyorum. 19 Eylül 1979 İş Bırakma Eyleminin 40. Yılı vesilesiyle, unutulmaz başkanımız Teoman Öztürk’ün anısına düzenlediğimiz bu anlamlı etkinliğe hepiniz hoş geldiniz.

41. Dönem Yönetim Kurulumuzun Ekim 2010 tarihinde aldığı karar uyarınca 19 Eylül tarihi “TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü” olarak ilan edildi. 9 yıldan bu yana çeşitli etkinliklerle bu anlamlı günü utluyoruz.

Bugün, TMMOB’nin mücadele tarihi içerisinde özel bir yeri olan 19 Eylül İş Bırakma Eylemini, o eylemi yaratanların ağzından dinleyeceğiz. Davetimizi geri çevirmeyerek buraya gelen tüm dostlarımıza bir kez daha teşekkür ediyoruz. Onların bugün paylaşacakları deneyim ve düşüncelerinden hepimizin çok şeyler öğreneceğine inanıyorum.

Değerli Arkadaşlar,

Bildiğiniz gibi 1954 yılında kurulan Birliğimizin kuruluş dönemleri dönemin kendine özgü koşulları ve mühendis-mimar hareketinin yapısı gereği oldukça sancılıdır.

1950 ve 60’lı yıllar boyunca Odalar kendi örgütsel yapıları içerisinde kurumsallaşma doğrultusunda önemli adımlar atarken, TMMOB pek çok açıdan geri planda kalmıştır.

Bunun nedeni birçok odamızda dar meslekçi ve seçkinci bir yaklaşımla hareket edilmesi, Odalar arası işbirliğinin ve birlikte mücadelenin gereklerinin yeterince önemsenmeyişiydi. TMMOB’ye bağlı birçok Oda sığ bir bakış açısıyla, TMMOB bütünlüğünü göz ardı ederek bürokrasideki ilişkileri aracılığıyla salt kendi mesleklerinin ve meslektaşlarının hak ve yetkilerini genişletme mücadelesi veriyordu. Bu anlayış deyim yerindeyse TMMOB’yi Odalar üzerinde adeta bir yük olarak görüyordu. Oda ve TMMOB Genel Kurullarında Birlik Organlarının yetkilerini sınırlayarak Odaların bağımsız biçimde varlıklarını sürdürmesi için yasa teklifleri bile hazırlanıyordu.

O dönemde oda yönetimlerinin gündemi böyleyken Türkiye’de bambaşka bir şey daha yaşanıyordu. 1961 Anayasası’nın getirdiği nispi özgürlük ve demokrasi ortamı, ülkemizdeki toplumsal muhalefetin gelişmesinin de önünü açmıştı. Sendikal hakların gelişmesi, işçi eylemlerinin artması, TİP’in kuruluşu, öğrenci eylemlerinin yükselişi 1960’lı yılların özellikle ikinci yarısından itibaren ülkenin kaderini ve toplumun yapısını da değiştirmişti.

Bu değişimden dönemin mühendis ve mimarları da etkilenmiştir. Özellikle o dönemde Özel Okullara karşı yürütülen mücadele içinde bulunan, Devrimci Gençlik Derneklerinde ve TİP içerisinde politikleşen genç kadrolar büyük bir dinamizm yaratmıştır.

Bu dinamik ilerici-devrimci mühendis ve mimarların Oda yönetimlerine gelmesi TMMOB’nin kaderi açısından dönüm noktası olmuştur. Odaların mesleki ve toplumsal sorunlara bakışı tümüyle değişmiş, bu sorunların halktan yana çözümü için ortak mücadele etme eğilimi öne çıkmıştır. Artık mühendis ve mimarlar çalışanların ve toplumun diğer kesimlerinin üstünde yer alan bir zümre değil, işçi sınıfı mücadelesinin ayrılmaz bir parçası olarak görülmeye başlanmıştır.

O yıllara kadar daha çok devlet bürokrasisiyle uyum içinde, hükümetleri rahatsız etmeden yönetilen Odalar, 1970’li yılların başından itibaren yükselen toplumsal hareketlerin öncü bir parçası haline gelmiştir.

Odalarımızda 1970 yılından itibaren başlayan bu dönüşüm, 1970 ve 1973 yılları arasında TMMOB Genel Kurulu toplanamamış olması nedeniyle TMMOB’ye 1973 yılında yansımıştır.

Tarihin bir cilvesidir ki, TMMOB’nin 1973 yılında toplanan 18. Genel Kurulu da Odalara üyeliği zorunlu olmaktan çıkararak TMMOB örgütlüğünü güçsüz kılmayı hedefleyen bir başka Yasa Tasarısının Mecliste görüşüldüğü döneme denk gelmiştir. Birkaç yıl öncesine kadar TMMOB’yi etkisizleştirmek için Meclis’e baskı kuran Odalar, 1973 yılında TMMOB’ye sahip çıkmak için birlik olmuştur.

TMMOB yasası senatoda görüşülürken toplanan TMMOB 18. Genel Kurulu, TMMOB örgütlülüğüne sahip çıkma ve toplumcu değerler ışığında ortak mücadele etme kararlılığının ilan edilmesiyle sonuçlanmış TMMOB adeta yeniden kurulmuştur.

Böylelikle birkaç yıl öncesine kadar fiilen işlevsiz konumda olan TMMOB, bu yeni döneminde, ülkedeki mühendis ve mimar hareketinin mücadele aracı haline dönüşmüştür. TMMOB’nin 18. Çalışma Döneminde Yönetim Kurulu Başkanlığına seçilen Teoman Öztürk, TMMOB’nin bu yeni kuruluşunun ve mücadele anlayışının sembolü olmuştur.

Değerli Arkadaşlar,

Bugün gururla taşıdığımız ilerici, devrimci, yurtsever TMMOB geleneğinin tohumları bu dönemde atılmıştır. 1973-1980 yılları arasında bilimi ve tekniği halkımızın hizmetine sunmak için yürütülen bir çok çalışma ve etkinlikte olduğu gibi 19 Eylül 1979 tarihinde gerçekleştirilen bu görkemli eylemde bu mücadeleci geleneğin ürünüdür.

Sürecin gelişimini değerli konuşmacılarımızın tanıklığıyla dinleyeceğimiz için ben sadece satırbaşlarına değinerek geçeceğim.

19 Eylül İş bırakma eylemi öncesi yapılan TMMOB 24. Genel Kurulu’nda “kamuda çalışan teknik elemanların grevli –toplu sözleşmeli sendikal hakları için ortak mücadelesi” konusunda TMMOB’nin örgütlü olduğu iş yerlerinde “forumlar” düzenlenmesi kararlaştırılmış ve bu forumlar Haziran ayından itibaren TMMOB’nin örgütlü olduğu iş yerlerinde örgütlenmiştir.

Bu forumların iş yerlerinde gördüğü ilgi ve yarattığı heyecan, teknik eleman mücadelesinin yüksek potansiyelini gözler önüne sermiş, TMMOB’nin daha geniş çaplı eylemler örgütleme konusundaki özgüvenini artırmıştır. 19 Eylül 1979 tarihinde gerçekleştirileceği ilan edilen bir günlük iş bırakma eylemi, ortaya çıkan bu kolektif kararlılık ve özgüvenin ürünü olmuştur.

Dönemin açıklamalarından ve gazete haberlerinden gördüğümüz üzere, TMMOB’nin çağrısıyla örgütlenen 19 Eylül İş Bırakma Eylemi, 55 il merkezinde 740 farklı kamu işletmesinde 100 bine yakın teknik elemanın katılımıyla gerçekleştirilmiştir.

Mesai başlangıcında yapılan bilgilendirme toplantıları sonrasında işyerleri önünde halaylarla, sloganlarla, pankartlarla gerçekleştirilen iş bırakma eylemi, teknik elemanların yanı sıra diğer çalışanlar tarafından da desteklenmiştir.

İş yerlerindeki etkinlikler sonrasında Başbakanlığa toplu dilekçe gönderimi için il merkezlerindeki PTT binaları önünde uzun kuyruklar oluşturulmuştur.

Ankara’da ise farklı işletmelerden toplanan dilekçeleri teslim edebilmek için 3 binin üzerinden TMMOB üyesi Başbakanlık binası önünde toplanmış, Başbakanlık Müşaviri ile yapılan görüşmede talepler doğrudan iletilmiştir.

DİSK, TÖB-DER, TÜM-DER, TÜTED, Halkevleri, Köy-Koop gibi çok sayıda örgütün de desteğini açıkladığı 19 Eylül Eylemi, teknik elemanların diğer emekçi kesimlerle buluşması açısından da önemli bir dönemeç oldu.

Yıllardır çeşitli platformlarda dile getirilen fakat somut adımları bir türlü atılamayan “Çalışanların Ortak Eylemi, Ortak Örgütlülüğü” konusunda çok önemli bir tarihsel deneyim yaratıldı.

1970’li yılların başından itibaren teknik elemanların sıklıkla dile getirdiği, emekçi sınıflarla ve ezilen toplumsal kesimlerle kader birliği içinde olma doğrultusundaki devrimci öğretisi bir anlamıyla ete kemiğe büründü.

Bu eylemin ardından TMMOB’nin ve TMMOB’yi oluşturan Odaların toplumsal etkinliği ve saygınlığı daha da arttı. TMMOB’nin, diğer ülkelerdeki muadillerinden farklı olarak, yalnızca bir meslek sicili örgütü değil, halkın genel çıkarıyla özdeşleşmiş bir toplumsal dinamik olduğu gerçeği toplumsal mücadeleler tarihimize kazındı.

Değerli Arkadaşlar

Üzerinden geçen 40 yılın ardından, 19 Eylül İş Bırakma Eylemi, TMMOB mücadelesinde ilk günkü ışıltısıyla parlamaya devam etmekte ve yolumuzu aydınlatmaktadır.

Bizim için 19 Eylül, maden ocaklarından enerji santrallerine, fabrikalardan tarlalara, şantiyelerden bürolara dek farklı işyerlerinde çok zor koşullar altında görev yapan mühendis, mimar ve şehir plancılarının meslek onurlarına, özlük haklarına ve alın terlerine sahip çıktıklarını ilan ettikleri tarihtir.

Bizim için 19 Eylül, bu ülke için düşünen, planlayan, üreten mühendis, mimar ve şehir plancılarının kendi öz güçlerinin farkına vardığı tarihtir.

Bizim için 19 Eylül, mühendis, mimar ve şehir plancılarının yaşadıkları ülkenin geleceği hakkında söz sahibi olduklarını gösterdikleri tarihtir.

Bizim için 19 Eylül, bugün hâlâ gururla taşıdığımız TMMOB’nin ilerici-devrimci değerlerinin emekçilerle, işyerleriyle, meydanlarla buluşarak toplumsallaştığı tarihtir.

40. yılında 19 Eylül İş Bırakma Eylemini ve o görkemli eylemi yaratanları minnetle selamlıyor, 19 Eylül’ün mirasını yaşatmak için ilan ettiğimiz "TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü"nü bir kez daha coşkuyla kutluyorum.

Yaşasın TMMOB, Yaşasın Mücadelemiz!"

 

Moderatörlük görevini üstlenmiş ve aynı zamanda 1979 döneminin kadrolarından Makina Mühendisi Oğuz Türkyılmaz ise şöyle konuştu:
"
TMMOB Başkanı, TMMOB’nin ve Odaların yeni ve eski yöneticileri, arkadaşlar, dostlar merhaba,

19 Eylül 1979’dan bu güne 40 yıl geçmiş.

Bugünün eski tüfekleri, bazılarına göre ihtiyarları veya dinozorlarının; 19 Eylül direnişini tasarlayan, planlayan, uygulayan kadroların büyük çoğunluğu, o günlerde 30 yaşın altında, bir bölümü ise daha 40 yaşına varmamış genç kadrolardı.

1979 Türkiye’sinde emekçiler bir yanda ekonomik demokratik haklar için mücadele ederken, bir yandan da, bağımsızlık, demokrasi, sosyalizm mücadelesine omuz veriyorlardı. Emperyalist-kapitalist sistemin ve onun yerli ortaklarının desteklediği faşist çeteler tüm halk güçlerine karşı karanlık saldırılar düzenliyordu. Bu süreçte TMMOB binası bombalanmış, Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Akın Özdemir Adana’da, Elektrik Mühendisleri Odası eski Yöneticisi Profesör Bedrettin Karafakioğlu İstanbul’da, İnşaat Mühendisleri Odası yayın organı Teknik Güç Dergisi Yazı İşleri Müdürü Zeki Erginbay, İstanbul’da, devrimci akademisyen Doçent Doktor Necdet Bulut Trabzon’da faşistlerce katledilmişti.

TMMOB, direniş öncesinde, 17 Eylül 1979 tarihinde yaptığı basın açıklamasında;

  1. Teknik hizmetin gerekli ve yeterli bir biçimde emekçi halkımızın çıkarları doğrultusunda ve yalnızca onun hizmetine sunulabilmesi için tüm anti-demokratik uygulamalar ve baskılar giderilmeli, faşist odakların üstüne kararlı bir biçimde gidilmelidir.
  2. Kamu kesiminde çalışanların grevli ve toplu sözleşmeli sendikal haklarını elde etmelerinin önündeki engeller kaldırılmalıdır.
  3. Her alanda çalışanların arasındaki farklı uygulamalar kaldırılmalıdır.
  4. Kısa sürede, mühendis-mimar-tekniker-teknisyen ve benzeri teknik elemanlar arasında ayrıcalık yaratmayan, ön koşul olarak yalnızca yaşamak için gerekli ücretin sağlanmasını veri alan, eşit işe eşit ücretin uygulanmasını getiren bir düzenleme sağlanmalıdır.

demekteydi.

19 Eylül direnişinin öncülleri, Odaların Şube ve Merkez Genel Kurulları ve Mayıs ayındaki TMMOB Genel Kurulunda yapılan görüşme ve tartışmalar, alınan kararalar ile 1979 yaz aylarında süren yoğun hazırlık ve planlama çalışmalarıdır.

19 Eylül günü Ankara dışındaki illere eylemleri yönlendirmek için devrimci mühendis ve mimar arkadaşlarımızı göndermiştik. 19 Eylül’de iş yerlerinde iş bırakma eyleminin başarılı olmasında, yaşam şartlarının kötüleşmesine itiraz eden, siyasi görüş ayrımı olmaksızın tüm mühendis ve mimarların eyleme katılması etken olmuştur.

Bugün Türkiye’de tablo değişmiştir. Kamuda çalışan mühendis ve mimarların sayısı ve oranı düşmüştür. İş bulamayan on binlerce mühendis ve mimara, her yıl mezun olan binlerce mühendis ve mimar eklenmektedir. Çok sayıda mühendis ve mimar ise meslek dışı işlerde çalışmaktadır. Kötüleşen yaşam koşullarının düzelmesi için mühendis ve mimarlar haklı ekonomik ve demokratik mücadelelerini sürdüreceklerdir.

Mühendis ve mimarlar, bağımsızlık için, demokrasi için, cumhuriyetin temel ilke, değer ve kurumlarını korumak için, siyasi İslamın ülkeyi şeriat diktatörlüğüne dönüştürme girişimlerinin son bulması için, bağımsız, demokratik, eşit, özgür ve adil bir Türkiye için de mücadele edeceklerdir.

Kavgamız bitmedi sürüyor, sürecek. 40 yıl öncesinin heyecanıyla, şimdi daha gür bir sesle hep birlikte sesleniyoruz…

Gelecek onun için mücadele edenlerindir…

Gelecek bizimdir.

Devrim!

Bir gün mutlaka!

19 Eylül eylemi kararını alan TMMOB Yönetim Kurulunun, yaşamını yitiren üyelerini, başta yiğit başkanımız Teoman Öztürk’ü, Zeki Doğan’ı, Ahmet Bulut’u, Cevdet Karataş’ı, Hulusi Gönenli’yi, Metin Güvener’i, Medet Özbek’i sevgi ve saygı ile anıyoruz.

O günden bugüne aramızda ayrılan TMMOB ve Oda Yöneticisi arkadaşların isimleri birkaç sayfaya sığmadı. Yitirdiğimiz arkadaşlarımızın İsimlerini uzun uzun  tek tek okuyup sizleri hüzne boğmak istemiyorum. Bu arkadaşlarımızı da  sevgi ve saygı ile anıyoruz.

Şimdi sözü önce 19 Eylül eylemi kararını alan ve uygulayan TMMOB Yönetim Kurulu üyelerinden bu toplantıya katılmış olanlara, sonra da işyerlerinde, kentlerinde İş Bırakma eylemine önderlik eden, bugün de bu toplantıya katılıp bizlerle  birlikte olan arkadaşlarımıza söz vereceğim."