3. MADENCİLİK VE ÇEVRE SEMPOZYUMU - 11-12 HAZİRAN 2009-ANKARA

11.06.2009

Değerli Konuklar,
Sevgili Arkadaşlar,

Hepinizi TMMOB Yönetim Kurulu adına saygıyla sevgiyle, dostlukla selamlıyorum. Maden Mühendisleri Odamız tarafından düzenlenen 3. Madencilik ve Çevre Sempozyumu‘nda sizlerle bir arada olmanın onurunu yaşıyorum.

Değerli konuklar,

Şüphesiz bir meslek alanının ve mesleğin bağlı olduğu sektörü, yaşanılan dönemin sorunlarından ayrı tutarak konuşma yapmak çok anlamlı olmuyor. Oda Başkanım konuşmasında sektörün içinde bulunduğu durumları, ülkemizin ve dünyanın içinde bulunduğu sorunlarla ilişkilendirerek odamızın görüşleri ile birlikte aktardı.

Oda başkanımın kapsamlı değerlendirmesi üzerine benim de bazı cümlelerin altını çizmem şimdi burada bir genel zorunluluktur. Dünyayı ve ülkemizi bizim gördüğümüz şekli ile tanımlamanın, burada sektörün değerlendirilmesinde bir önsöz olacağı kanısındayım. Bugünün dünyasına ve ülkemizin bugününe bir meslek örgütü sorumluluğumuzla baktığımızda güzel sözler söylemek ne yazık ki, kolay olmuyor.

Son 30 yıldır içine sokulduğumuz kapitalist küreselleşmenin sonuçları bugün ortadadır: 1 milyar kişinin günde 1 dolardan az kazandığı, dünya nüfusunun zengin %2‘sinin dünya servetin yarısına el koyduğu bir dünyada yaşıyoruz. Kuzey ile güney arasındaki, kadın ile erkek arasındaki, varsıllarla yoksullar arasındaki fark gittikçe açılıyor. Ülkemizde de yoksulların daha fazla yoksullaştığı, siyasal yapıda pek çok değişimin gerçekleştiği biçimde yaşanan süreç, kapitalist küreselleşmenin küresel kriziyle karanlık yüzünü bir kez daha gösterdi. Neo-liberalizmi tartışılmaz ve geri döndürülemez, kaçınılmaz bir süreç olarak gösterenler dahi, neo-liberalizme karşı alternatif arayışlarına giriyorlar.

İşsizlik rekorları kırılıyor bu ülkede. Yoksulluk ve sefalet almış başını gidiyor. Kapitalist küreselleşmenin küresel krizi emekçileri teğet geçmiyor. Zenginler krizi fırsata çevirip zenginliklerine zenginlik katarak yaşamaya devam ediyorlar. Adaletsizliğin adaletsizlik olarak, açlığın açlık olarak sürüp gitmesini sağlamak için kapitalist küreselleşmenin bu düzenini korumaktan söz ediyorlar. Kapitalizmin dünya ölçeğinde yaşadığı krizden, bağımlı ülkelerin ağır biçimde etkileneceği açıktır. Başbakan‘ın muhtemelen kendisinin de inanmadığı "kriz bizi teğet geçecek" öngörüsüne rağmen, dış borç stoku milli gelirinin %40‘ına yaklaşan ülkenin, son yıllarda gerçekleştirdiği dış kaynağa bağımlı büyümenin bedelini ödemesi kaçınılmaz görünüyor. IMF ipine bir kez daha sarılacağı anlaşılan siyasal iktidarın emekçilere "mali disiplin"den başka bir önerisinin olmayacağı anlaşılıyor. Bunun ise daha çok vergi, daha az kamu harcaması anlamına geldiğini biliyoruz. Yani daha çok işsizlik ve alt-orta sınıfların daha fazla yoksullaşması yaşanacak. Önümüzdeki dönem mühendisleri, teknik elemanları karanlık bir gelecek beklediğini söylemek yanlış olmayacaktır. Bu tespitlerden yola çıkarak, burada tüm maden mühendisi arkadaşlarımın örgütlülüğe daha çok sahip çıkması gerektiğini de söylemem gerekiyor.

Sevgili maden mühendisi arkadaşlarım,

Görülüyor ki çetelerle, kirli ilişkilerle, suç örgütleriyle, faili meçhullerle, katliamlarla yönetilmiş bu düzen; insanımıza baskı, zorbalık, ölüm, açlık, işsizlik ve sefalet getiriyor. Bu ülkenin kahredici kaderini değiştirerek insanımızın eşit ve özgür bir ülkede bir arada, kardeşçe yaşamasının yollarını mühendisler birlikte bulmalılar. Bunu kimseden bekleyemeyiz. Yollar ancak biz yürürsek açılır ve gelecek ancak biz onu değiştirebilirsek bugünkünden daha güzel olabilir. Bu anlamda maden mühendislerinin odamız örgütlülüğünde daha fazla bir araya gelmesi ve örgütlenmeyi geliştirilmesi kendimiz için, halkımız için çok önemli bir zorunluluk.

Değerli konuklar,

İşte böylesi bir Türkiye ortamında, meslek alanlarımıza yönelik etkinliklerden birini gerçekleştiriyoruz bugün. Sempozyumumuzda madencilik faaliyetleri ve çevreyle ilişkisini irdeleyeceğiz.

Enerji ve sanayinin temel hammaddelerini sağlayan madencilik "olmazsa olmaz" üretim faaliyetlerinden biridir. Ancak, içinde bulunduğumuz yüzyılda çevre faktörü göz ardı edilerek madencilik faaliyetlerinin yürütülmesi de mümkün değildir. Her tür ekonomik faaliyette olduğu gibi madencilik faaliyetlerinde de amaç, insanın refah ve mutluluğudur. Ancak madencilik faaliyetleri yürütülürken göz ardı edilmemesi gereken en önemli noktalardan birisi de ekolojik çevreyi tahrip etmemek olmalıdır.

Sanayileşmeyle birlikte artan üretim faaliyetleri ve aşırı tüketiminin sonuçları günümüzde daha net görülmektedir. Kaynakların sınırsız olmadığının anlaşılması ile birlikte "çevre"nin önemi de daha çok ortaya çıkmıştır. Yanlış üretim metotları, keyfi verilen madencilik izinleri, yasal mevzuatın yetersizliği, denetimsizlik gibi nedenlerle madencilik ve çevreye duyarlılık bugüne kadar birbirine zıt iki kavram gibi algılanmıştır. Oysa çevre dostu teknoloji ve yöntemlerin kullanılması, madencilik süreçlerinde ya da sonrasında çevrenin korunmasına/yenilenmesine yönelik önlemlerin alınması, sektörün gelişimini engellemeyecek aksine sektörün gelişimine yönelik katkı yapacaktır.

Yerel halkın onayını almamış hiçbir ekonomik girişiminden başarı şansı beklenemez. Madencilik sektörüne ilişkin alınacak kararlarda da ilgili yöre halkının katılımı sağlanmalıdır.

Toplumsal, ekonomik ve çevresel bakımdan sürdürülebilir bir madencilik sektörünün gelişimi; devlet, sektörde faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlar ile demokratik kitle örgütleri ve sivil toplum örgütlerinin yapıcı işbirliği ile mümkündür. Söz konusu tarafların doğrudan katılımları olmaksızın hazırlanacak herhangi bir sektör planının ya da plan uygulamasının başarılı olması mümkün görülmemektedir.

Bu etkinliğimizde tüm bunları bilimin ve tekniğin ışığında hep birlikte bir kez daha değerlendireceğiz. Siyasi karar vericilerin burada söylenenlere sahip çıkmasını diliyorum.

Değerli konuklar,

Bitirirken, bu etkinliğimizi gerçekleştiren Maden Mühendisleri Odası Yöneticilerine, oda çalışanı arkadaşlarıma, görüşlerini bizimle paylaşacak bilim insanlarına, uzmanlara, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Hepinizi saygılar sunuyorum.

Mehmet Soğancı
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı