AB HİZMETLER DİREKTİFİNE KISMİ UYUMA YÖNELİK KANUN TASARISI TASLAĞI” HAKKINDA TMMOB GÖRÜŞÜ

05.09.2016

AB Hizmetler Direktifine Kısmi Uyuma Yönelik Kanun Tasarısı Taslağı” hakkında TMMOB Görüşü 5 Eylül 2016 tarihinde Avrupa Birliği Bakanlığı Ekonomik ve Mali Politikalar Başkanlığı'na gönderildi.

KONU  : Sonuç 12. “AB HİZMETLER DİREKTİFİNE KISMİ UYUMA YÖNELİK KANUN TASARISI TASLAĞI” HAKKINDA görüşlerimizin sunulmasıdır.

 

Bakanlığınızca ihale edilen projenin konusu ve kapsamı “İş Kurma Hakkı ve Hizmet Sunumu Serbestisi” faslında AB Müktesebatıyla uyumlaştırma konusunda ulusal strateji hazırlanması için teknik yardım projesi, hukuki boşluk analizi ve eylem planı hazırlamak iken, proje konusundan ve amacından uzaklaşılarak kanun taslaklarına dönüştürülmüştür.  Yani ulusal bir strateji oluşturmaktan öte, AB’ye üye olmadan Gümrük Birliği Antlaşmasında olduğu gibi tek yanlı olarak hizmetlere de kapı sonuna kadar açılmaktadır. Bu kabul edilemez.

2011 Dünya Ticaret Örgütü’nün GATS Sekretaryası tarafından hazırlanan,“Sekreterlik Bilgi Notu” Verilere göre bugün Dünyada 200 küresel şirket, Dünya mühendislik hizmetinin sağlayıcılarıdır. Bu 200 şirket, 2009 yılında Dünya mühendislik hizmetinin % 74’üne hakim durumdadırlar. Sekreterliğin deyimi ile pazarı, Avrupalı firmalar (%39) ve Amerikan firmaları  (%35) arasında paylaşılmıştır. Bu firmaların sunmuş olduğu hizmetlerden elde ettikleri gelirin  %47’si kendi ülkeleri dışındaki projelerden kaynaklanmıştır. Bu verilere, kendi ülkeleri dışındaki bağlı şirketlerce yürütülen alt sektörlere ait veriler dahil olmadığı da tespit edilmiştir.

Raporda; mühendislik hizmetlerinin sunum biçimleri olarak; yurtdışında profesyonellerin bulundurulması,  bağlı şirketler, şubeler, stratejik ortaklıklar,internet bağlantısı, offshoring, outsourcing biçimlerinin kullanıldığı, bunlardan en yaygın olanının -özellikle çok uluslu büyük şirketlerin-bağlı birim kurmak ya da üçüncü taraf hizmetleri satıcısı ile anlaşmak. Mühendislik hizmetlerinde offshore işlemlerinin %62’si üçüncü taraf hizmetleri satıcısı tarafından outsourcing yoluyla, %38 ise bağlı birimler tarafından yürütüldüğü ifade edilmektedir.

Yukarıdaki rapor çıktılarından anlaşılacağı üzere, ülkemiz meslek mensuplarının Avrupa ülke pazarlarına girmeleri neredeyse olanaksızdır. AB ülkeleri kendi aralarındaki hizmet ticaretinde dahi kendi vatandaşına uyguladığı yeterlilik kriterlerini diğer AB ülkesine de uygulamaktadır. Meslek mensubunun kendi ülkesindeki yeterliliği  taşıması yeterli görülmemekte, hizmet sunacağı ülke kriterlerini de tamamlaması gerekmektedir. Meslek örgütlerinin koymuş olduğu kurallar her ülke vatandaşı için geçerli kurallardır. Dil yeterliliği ise vazgeçilmez koşuldur. Yani G-7’ler açık pazar olarak sunulmuş olmasına karşın, bu ülkelerin pazarına erişim  ülke meslek mensupları açısından neredeyse olanaksızdır.

Mühendisliki mimarlık ve şehir planlama hizmetleri açısından ülke pazarına giriş kısıtlamaları:

-Mimarlık, Mühendislik ve bilgisayar hizmetleri konusunda sadece ilgili meslek odasına “geçici üyelik”,

Entegre Mühendislik ve Bilimsel ve Teknik Danışmanlık Hizmetleri açısından ise, sektörü tanımlayan ve düzenleyen mevzuatın bulunmaması nedeniyle sektör uluslararası rekabete hazır değildir.

Bu gerçeklerden hareketle;

 

Tespitlerimiz:

  1. Görüşe konu Kısmi Kanunun genel gerekçesi, sermayenin talepleri ile AB direktifinin

gerekçesi harmanlanmıştır. Oysa, AB ülkelerinin kendi arasında gerekçelendirdiği bir Direktifin bizim tek taraflı olarak ödün verdiğimiz, ulusal yetkilerden vazgeçtiğimiz bir yasaya gerekçe olamayacağı açıktır.

2.) Konu hizmetlerin serbest dolaşımı iken, yabancı sermayeyi her türlü kısıtlamadan azede kılan ve projeler konusunda tek söz sahibi olan Başbakanlık bünyesinde kurulan Türkiye Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı (TYDTA),  üyeleri yerli ve yanbancı sermayenin oluşturduğu Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK), Dünya Bankası ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) taleplerinden yola çıkılmış ve sermayenin isteği yerine getirilmeye çalışılmıştır. Hizmet sunanlarlar cephesinden bakılmaması, sorunların irdelenmemesi dahi bu yasanın hizmet sunucuları ve kullanıcıları yönünden ele alınmadığını ortaya koymaktadır.

3.)AB Direktifindeki  genel gerekçede yer alan “KOBİ’lerin büyümesi ve gelişmesi”

sağlanacaktır gerekçesi kendi ülkemiz KOBİ’lerinin gelişimi değil sonu olacaktır. AB KOBİ’leri ile rekabet şansı olmayan orta ve küçük işletmelerin ayakta kalması olanaksızdır.

      4.) Ülkemizde mimarlık-mühendislik alanında  lisans eğitimi yetersiz iken bugün iyice yetersiz hale gelmiş ve mesleki,  meslek içi eğitim konularında AB’de uzun süredir yürütülen programlara Türkiye’nin dahil edilmemiş olmasının ortaya çıkardığı eşitsiz gelişme, sektörde denetim ve düzenleme yapma konusunda Mühendis ve Mimar Odalarının etkilerinin artmasını sağlayacak yasal düzenlemelerin yapılması gerekirken yetkilerin iyice etkisizleştirilmesi, mühendislik ve mimarlık hizmeti ücretlerinin çok düşük olması nedeniyle serbest mühendislik ve müşavirlik bürolarının teknik donanım, eleman niteliği ve mekan açısından oldukça kısıtlı olanaklarla çalışması gibi faktörler bu alanda rekabet gücümüzü olumsuz yönde etkilediği gözardı edilerek, serbestleştirme yasa tasarısı hazırlanmıştır. Ülkemizde mimar,mühendis ve şehir plancılarının %40’ı ya açık iszidir ya da başka işte çalışmaktadır. Serbest piyasa ekonomisini savunan işverenlerin yukarıda sunmuş olduğumuz tablo karşısında, Avrupa Birliği Direktifi’ni referans alan tasarının Avrupa’daki mimarlık ve mühendislik hizmetlerine ilişkin yasa ve uygulamaları ve tam üye olmadan diğer ülke örneklerini baz alması yerinde olurdu.

5.) Bu yasa tasarısı ülke ihtiyaçlarına değil, siyasal iktidarın ekonomi politikasına ve

sermayenin ihtiyaçlarına yanıt verdiği düşünülmektedir.

6.)AB’ye tam üye olmadan ve karşılıklık ilkesi olmadan bu yasanın hayata geçmesi

Anayasa’ya aykırılık oluşturacaktır.

Madde bazlı değerlendirme;

Madde 3’ün 1. Fırkasının (p) bendine, 19’uncu maddenin 1. Fıkrası (b) bendi, 21’inci madde 2. Fırkası (b) 2. Bendi, 23’üncü madde 1. fıkrası (d) bendi, 23’üncü maddesi 3. Fıkrası (b)  ve (d) bentleri, 27’nci madde 5. Fıkrası, 28’inci maddesi 4. Fıkrası, 34.’üncü madde 1. Fıkra (a)/2  bendi ve 41’inci madde 5. ve 6. Fıkra hükümlerine “kamu niteliğine haiz mesleki birlikler” ibaresinin eklenmesi,

“Madde 4- (1) Bu Kanunun hükümleri özel mevzuatın bir hükmü ile çelişirse bu Kanunun hükmü geçerli olur ve ilgili hizmet faaliyetine uygulanır. ….” İbaresi mevcut haliyle kabul edilebilir değildir. Bunun temel nedeni; projenin çıktılarının yeterli ve sağlıklı tespit içermemesi, proje yürütücülerinin iyi niyetli çabalarına rağmen devlet kurumlarında liyakatsiz ve yetersiz personelin verdiği eksik ve hatalı bilgiler veya proje süresince gerekli işbirliğinin Birliğimizle sağlanmaması neticesinde bu sağlıksız verilerin sonucu yapılacak uygulamanının kuvvetle muhtemel ilgili mevzuatla çelişeceğidir.

Bu madde kapsamında bir hizmet ileride özel olarak düzenlenirse ne tür bir uygulama yapılacak belirsizdir.

Madde 10 1. hizmet sunucuya verilen iznin sınırsız olması hükmü ve 2. fıkrada yer alan sınırlandırma şartları mesleki hizmetler alanına uymamaktadır. Mesleki hizmetlerde sunulan hizmet hizmetin niteliğine ve sözleşme süresine bağlıdır. Bu nedenle; bu madde kapsamına “d) Mesleki hizmetlerde izin verme koşullarına ve sözleşme veya hizmet sunumunun niteliğine bağlanmışsa” bendinin eklenmesi önemlidir.

Madde 11’nin “….teknik kapasitesinin yetersizliği veya fazlalığı” şeklinde değiştirilmesi,

İzin Prosedürleri ve Formaliteleri Yönünden Süreler’e dair 14’üncü maddeden “başvuru sahibi hizmet sunucusu tarafından kaynaklı” idareye neden olunan süre gecikmelerinde (ki 15 inci maddeye göre cevap verilmemiş sayılabileceğinden) ne işlem yapılacağı belirsizdir. Bu durumda da izin verilmiş mi sayılacaktır? Bu iki maddenin başvuru sahibinden kaynaklı gecikmeler açısından daha net yazılması gerekmektedir.

Ayrıca, 21. Maddenin “(4) Yetkili makamlar, birinci ve ikinci fıkrada belirtilen gereklilikleri, bu gerekliliklerin birinci fıkrada belirtilen koşulları sağladığına dair gerekçeleriyle birlikte, X MAKAMINA bildirir.” fıkrasındaki bildirm 14’üncü maddedeki sürelere dahil olup olmadığının açık olarak yazılması gerekmektedir.

Madde 16 “c) gerektiğinde, belirlenen süre içinde cevap verilmediğinde iznin verilmiş sayılacağına dair açıklamayı,” maddesi benzer şekilde hatalıdır. Başvuru sahibi eksik bilgi ve belgelerini tamamlamadıysa başvuru yapılan yetkili makam izin vermiş sayılacak ve bir de bunu yazılı olarak başvuru sahibine bildirecek midir?

Madde 20’de “h) ikamet, mevzuat bilgisi ve dil bilme yükümlülüğüne” ve “ı. Mesleki icra yasağının yokluğunu bildirme şartına” tabi tutulabileceğine dair madde bentlerinin eklenmesi gerekmektedir.

Madde 21’deki c) hizmet sunucunun söz konusu hizmetleri sunmak için ihtiyaç duyduğu, ofis veya büro da dâhil, belirli şekilde veya türde altyapıyı Türkiye’de oluşturması yasağına,”

ç) hizmetin bağımsız çalışan gerçek ya da tüzel kişi tarafından sunulmasını önleyen veya kısıtlayan, hizmet sunucu ile hizmet alıcı arasındaki spesifik akdi düzenlemelerin uygulanmasına,

hükümlerinin saklı tutulması önemlidir.

DTÖ GATS kapsamında kapalı tutulan hizmet sektörleri veya hizmet sunum şekilleri (modları)nda daha ileri serbestinin bu direktif ile sağlanması mümkün olduğundan,

Madde 21’e DTÖ GATS Anlaşmasının genel hükmü de olan kamu sağlığı, kamu düzeni (güvenliği) ve kamu yararı durumunda sınırlama getirilebileceğine dair bir madde bendinin eklenmesi önemli görülmektedir. Madde 24’e, Madde 25 3. Fıkra (a) bendi ile Madde 30 2. fıkrasının benzer kavramlar içerecek şekilde yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

21. maddenin 5’inci fırkasının saklı tulması, ancak “X makamı” kapsamında Birliğimizinde yer alması gerekmektedir. Bu maddeler yetkili makam olarak birliğimizce tek yetkili kurum olarak değerlendirilen husustur. Bu nedenle madde fıkrasının yeniden yazılması gerekmektedir.

Madde 22 için de aynı düzenleme ihtiyacı mevcuttur.

Madde 23’ün 1. fıkrası (b) bendinin; “… bir ticari sicile, mesleki sicile veya benzeri resmi bir sicile kayıtlı ise,” şeklinde düzenlenmesi gerekmektedir.

Maddenin 1. fıkrası (c) bendindeki “yetkili makam veya Tek Temas Noktasına ilişkin iletişim bilgilerini” ifadesi uygulamada aksaklık yaratacak mahiyettedir. Hizmet alıcısının muhtabı ülke sınırları çinde tek temas noktası değildir, olmamalıdır. Yabancı hizmet sunucusu bu yapı ile ilgili olduğundan, tüketicinin korunması açısından ve yetkili makamın bu madde bendinde tek muhatap olması gerektiğinden yetkili makamın  iletişim bilgisinin verilmesi hükme bağlanmalıdır.

Madde 23’ün 1. fıkrası (d) bendinde “düzenlenmiş meslek sahibiyse kayıtlı olduğu meslek kuruluşunu veya benzeri kurumu, meslek unvanını ve bu unvanın verildiği devleti,” bildirim yükümlülüğü tanımlanmıştır. Bu düzenlemeye göre yabancı sanki sadece bu yükümlülüğü yerine getirince hizmeti sunabilir olmaktadır. Mesleki hizmetler kapsamında yetkli makama ülkemizde yapılması gereken zorunlu mesleki kayıda dair üyeliğini ibraz şartı bu noktada eksik tanımlandığından,  “düzenlenmiş meslek sahibiyse T.C. ve menşei ülkesinde kayıtlı olduğu meslek kuruluşunu veya benzeri kurumu, meslek unvanını ve bu unvanın verildiği devleti,” şeklinde yeniden yazılmalıdır.

Aynı maddenin e bendi açık değildir. Varsa kullandığı genel şartları ve koşulları hizmet alıcısı nasıl bilebilir. Bunlar mesleki alanda nedir? Hangi hizmete göre hangi bildirimde bulunması gerektiğine kim karar vericektir?

Maddenin (g) bendinde tanımlı garantinin mesleki sigortayı kapsayıp kapsamadığı açık değildir.

23. maddesnin 3 fırkası (b) bendinin “düzenlenmiş meslek sahibiyse erişim sağlama yolunu belirtmek aracılığıyla geçerli meslek ve etik kuralları,” şeklinde düzenlenmesi yerindedir.

(ç) bendinin “tabi olduğu davranış ve etik kuralları ve mevcut dil sürümleri belirtilerek bu kuralların elektronik araçlar vasıtasıyla erişilebileceği adres,” şeklinde düzenlenmesi yerindedir. Ancak bu bentte kast edilen mevcut dil sürümlerindenki kasıt anlaşılamamıştır.

Kanun tasarısı taslağında hizmet suncusunun hizmet alıcısına yükümlülükleri tanımlanmakla birlikte, hizmet sunucusunun ev sahibi ülke, tek temas noktası ve yetkili makama karşı yükümlülüklerine dair madde düzenlemesi eksiktir.

Madde 24 kapsamında yetkili makamlar kişinin teminatı olup olmadığını nereden bilebilirler? Bu teminatın mesleki hizmetler kapsamında istenilmesi iş bazında ve üyelik koşuluna bağlıdır. Bu bildirimin mesleğin icra koşulu olan yetkili makama üyelik öncesi yapılacağına dair bir madde yazımı gerekmektedir. Ayrıca sigortanın varlığı veya bunun bildirim yükümlülüğü veya mesleki sigorta şartının karşılığı bir sistemin ülkemizde oturtulması sonrasında bu sistem kabul edilebilir, olabilir. Bu aşamada çıkarılması gerekmektedir. Bu teminatın ülkemizde nasıl kullanılacağına dair madde yazımı da gerekmektedir. Bu maddenin uygulamasına dair henüz ilkemizde iç hukuk kuralları oluşturulmamış veya ortak bir uzlaşı sağlanmış değildir. Maddenin 5. fırkası tanımlara dairdir. Mevzuat yazım kuralları gereğince tanımlara dair 3. Maddeye alınmalıdır.

24. maddenin 6. Fırkasının son benidende X makamın “… ve yetkili makamların görüşünü de almak suretiyle karar verir ve ilan eder” ibaresinin “… ve yetkili makamın görüşü doğrultusunda karar verir ve ilan eder” şeklinde düzenlenmesi gerekmektedir.

Madde 25’te tanımlanan ticari iletilerdeki kısıtların ve yasakların vergi ve kayıtdışılığın takibi açısından ksııtlanabileceği ve mesleki icra yasağı kapsamında yasaklanabileceği hükme bağlanmalıdır. Mesleki etik kurallar tüm yasaların üzerindedir. Madde 25 bu haliyle kabul edilemez, taslak içerisinden çıkarılmalıdır.

Madde 26’da 2. Fıkrası (a) bendinde Yetkili makamların her mesleğin spesifik niteliğine göre değişebilen mesleki etik ve davranış kuralları ile uyumu güvence altına almak için haklı gösterilebildiği ve bu mesleklerin bağımsızlığını ve tarafsızlığını temin etmek için gerekli olduğu ölçüde, düzenlenmiş meslekleri bir faaliyetin münhasıran sürdürülmesini zorunlu tutan veya farklı faaliyetlerin birlikte ya da ortaklaşa sürdürülmesini kısıtlayan gerekliliklere tabi tutabileceği hükme bağlanmakla birlikte, bir yetkili makamın hizmet suncusunun mesleki bilgisini de bir hizmetin icrası için kısıtlayan gerekliliklere tabi tutabilir. Bu yönde düzenlemeye ekleme yapılması gerekmektedir.

Maddenin 3. Fıkrasında yetkili makamların ikinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinde belirtilen hizmet sunucular arasında multidisipliner faaliyetlere izin veriyorsa mesleki icra şart ve koşulları da temin edeceği hizmet sunum kalitesi açısından temin etmelidir. Bu yönde düzenlemeye ekleme yapılması gerekmektedir.

4. fırkrada Yetkili makamlar, birinci fıkrada belirtilen gerekliliklere tabi tutulan hizmet sunucuları, bu gerekliliklerin içeriğini ve bu gerekliliklerin haklı gösterilebilir olduğu yönündeki kanaatlerinin sebeplerini X MAKAMINA bildireceği hükme bağlanmakla birlikte, bu bildirimi X Makamına değil hizmet sunucusuna yapmalıdır. Tek temas noktasına gelen başvuru sadece yetkili makama iletilecekse ve karar verici yetkili makamsa hizmet sunucusu ile yetkili makam arasına başka bir idare alınarak bürokrasi fazlalığı ve karmaşası bu madde düzenlemesi ile yaratılmaktadır. Yetkili makamlar zaten işlem sonucunu hizmet alıcısının başvurunun değerlendirmesi sonrasında başvuru sahibine ve tek temas noktasına aynı anda yapacaklarından ve diğer iş ve işlemlerde bilgi edinme kanunu mevcut olduğundan maddenin bu haliyle kabulü mümkün değildir.

Madde 27’nin; “(1) X MAKAMI ve/veya yetkili makamlar, karşılıklılık ilkesine uygun olarak yabancı devlet kurulacak etkili idari işbirliği imkanlarının varlığı halinde meslek odası üyelik kaydı,  özellikle bağımsız veya akredite kuruluşlar tarafından faaliyetlerinin sertifikasyonu veya değerlendirilmesi veya kendi kalite şartlarını hazırlama yöntemlerden birini kullanmak suretiyle,”  şekline yeniden düzenlenmesi tavsiye edilmektedir.

3. ve 4. fıkraların; “…ve tüketici veya mesleki derneklerini…” şeklinde düzenlemesi gerekmektedir.

Madde 28’de hizmet sunucusunun, her hizmet alıcısına sunduğu hizmetle ilgili şikâyette bulunabileceği veya bilgi talep edebileceği iletişim bilgilerini vermekle yükümlü olduğu tanımlanmıştır. Bu yükümlülüğün sadece hizmet alıcısına karşı değil, yetkili makama karşıda da yükümlenilmesi gerekmektedir. Aynı husus 2. Bentteki şikayetler konusunda da geçerlidir.

Maddenin 4. fırkasının “… öngören davranış ve/veya etik kurallarına..” şeklinde düzenlenmesi yerindedir.

Maddenin 1. fıkrasının “(1) Hizmet sunucu, her hizmet alıcıya sunduğu hizmetle ilgili şikâyette bulunabileceği veya bilgi talep edebileceği iletişim bilgilerini vermekle yükümlüdür.” Hükmü ile 4. fıkası “b) hizmetlerinin ayrıntılı olarak açıklandığı her türlü belgede bu çözüm yolunun kullanımına ilişkin özelliklere ve koşullara dair ayrıntılı bilgiye erişim yollarını belirtmekle,”  madde hükmü benzer niteliktedir. 4. Fırka (b) bendinde kast edilen iletişim bilgileri midir yoksa ayrıntılı bilginin ne olduğu mudur? Buradaki kasıt belirsizdir.

Madde 22 1. fıkra ile Madde 30 1. fıkranın çelişmesi durumu kuvvetle muhtemeldir. 22 nin madde kapsamı farklı ifade edilmelidir.

Madde 30’un 5. fıkrasınınkarar vericisi mimarlık, mühendislik ve şehir planlama alanlarında TMMOB diğer kamu niteliğine haiz meslek birliklerinin alanlarında ise bu birliklerdir. Dolayısıyla başvuru sahibi ile karar verici yetkin otorite /yetkili makam) arasınd abir başka kurumun yetkili makamın görüşünü alarak karar vermesi kabul edilebilir ve direktifin özüne ve AB üye ülkelerin mesleki uygulamalarına aykırı bir durumdur.

Tek temas noktasının kuuurluşuna dair 31. Maddede;

  1. Tek temas noktasının çalışma usul ve esaslarına dair bir yönetmelik yazımı öngörüsü eksiktir. Bu yönetmeliğin yetkili makamların olumlu görüşünü içeren şekilde yazımı gerekmektedir.
  2. Yetkili makamlarla istişare edilerek yönetmelikle tek temas noktasının kurulacağı hükme bağlanmıştır. Yetkin otorite olan birliğimizle istişare edilerek değil, görüşlerimize riayet edilerek bir mevzuat yazımı mümkündür. Aksi tüm durumlar ki bu çalışma mevzuatı da bu şekilde oluşturulmuştur. İdarelerin takdirine bırakılan uygulamalar son derece hatalı ve ülkemizi zarar sokan, kayıt dışılığı ve haksız rekabeti körükleyen ve kamu zararına uygulamanın ülkemizde bizzat yapılmasına neden olunmuştur. Bu nedenle “yetkili makamların görüşünü içeren” ibaresi kullanılmalıdır. 
  3. Maddenin 3. fıkrası kapsam genişlemesine neden olmaktadır. Bu maddeye istinaden tek temas noktası tüm hizmetlerin tek temas noktası olmaktadır ki bu kabul edilebilir bir hüküm değildir.

32. maddede makamlardan kasıt yetkili makamlar mı yoksa devlet makamları mıdır? Açık yazılmalıdır. Aksi halde yetkili makamların işlev ve yetki dağılımına helal getirecek nitelikte bir düzenlemedir. Bu haliyle kabul edilemez. “Tek Temas Noktasının kurulması, Türkiye’deki devlet idaresi ve yetkili makamlar arasındaki işlev ve yetki dağılımına halel getirmez.” Şeklinde yeniden düzenlenmelidir.

Madde 33’de tek temas noktasının bağlı olduğu idare X Makam ise, bu yapının da madde kapsamına alınması gerekmektedir.

Madde 34’te başvuru sahibinin tek temas noktası aracılığıyla başvuru tamamlayabileceği belirtilmekle birlikte, başvuru sahibi tek temas noktası dışında da doğrudan yetkili idareye başvurabilir. Bunda bir engel olmadığına dair madde hükmü yazılmalıdır.

35. madde kapsamında; “a) hizmetin sunulduğu yerlerin denetimi, b) hizmet sunucunun kullandığı ekipmanın denetimi, c) hizmet sunucunun yeterliliğinin veya dürüstlüğünün fiziki incelemesi, ç) hizmet sunucunun sorumlu personelinin yeterliliğinin veya dürüstlüğünün fiziki incelemesi, ile ilgili düzenlemeler” saklı olmakla birlikte, yetkili makamlarda olan bu denetim yetkisinin tek temas noktası tarafından kullanılacağı gibi bir algı ortaya çıkmaktadır ki, Birliğimiz açısından bu kabul edilemez bir durumdur. Bu nedenle yetkili makamların bu yöndeki düzenlemeleri ve yetkileri saklıdır şeklinde maddenin yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

36. madde 1. Fırka a bendinde sadece yurtiçinden hizmet sunuculara atıf yaılmış, yurtdışı hizmet sunucularının tabi olduğu şart, kısıt ve yasakalrın bildirim yükümlülüğü açıklanmamıştır. Ayrıca madde 36’nın 1. fırka (c) bendi kapsamında tanımlı; “hizmet sunuculara ve hizmetlere ilişkin kamu sicilleri ve veritabanlarına erişim yolları ve şartlarını”ndan kasıt anlaşılamamıştır. Veri tabanlarına erişim uygun değildir.

Madde 37 4. fıkrası ilk paragraf ve (a) bendinde belirtilen; “(4) Türkiye’nin Tek Temas Noktası, yabancı devletlerin yetkili kuruluşları ile Türkiye’nin Tek Temas Noktası arasında denetim, bilgilendirme ve bilgi/belge paylaşımı gibi unsurlar da dâhil etkili bir karşılıklı yardım/idari işbirliği mekanizması olması halinde;

  1. gerektiğinde, hizmet alıcıya bilgi ve yardım sağlamak için ilgili yabancı devletin yetkili kuruluşuyla iletişime geçer,…”

hükmüne istinaden tek temas noktası yetkili makam yerine geçerek idari işbirliği sağlamayı öngörmektedir. Bu halihazırda zaten ilgili ülkelerin yetkin otoriteleri arasında sağlanan bir durumdur. Bu maddenin yetkin otoriteleri güçlendirecek ve idair işbirliği kapasitesini arttırılacak, ancak tek temas noktasının yetkin otoriteleinin kendi aralarındaki idari işbirliğinin ve bilgi ve belge paylaşımının önüne geçmeyecek şekilde yeniden yazılmalıdır. Bu çerçevede; Makam X tarafından 5 no.lu fıkranın da tek temas noktası ve yetkin otoritelerinin doğrudan temas sağlaması için gerekli tedbiri alması önemlidir. 39’uncu madde 1. ve 2. fıkralar kapsamında bu hususa vurgu olmakla birlikte, gerekli açıklığın metne aktarılması önemlidir.

Madde 38. Bildirimin geri bildirim şeklinde yetkin otoriteye bildirilmesi de bu madde kapsamında hükme bağlanmalıdır.

Madde 39’un 3. fıkranın metinden çıkartılması gerekmektedir. Yetkili makamlar hangi ülke ve makamla işbirliği yapabilecekleri zaten bellidir ve bunu Makam X’e bildiriler. Kamu vesayeti oluşturularak AB mevzuatında olmayan Anayasaya aykırı bir düzenleme yapılması öngörülmüştür. Ayrıca yetkin otoriteler belirli iken, farklı bir irtibat noktası belirleme çabası da mesleki hizmetlerin sunumunun denetimi ve icra koşullarının belirlenmesinde uygulama sorunları oluşturacak mahiyettedir.

Madde 39’un 4. fıkrasının metinden çıkartılması gerekmektedir. Yetkili otriteler üzerinde vesayet oluşturulmaktadır. Anayasaya aykırı bir düzenlemedir.

Her iki fırkada yetkili makamlara sadece bildirim yükümlülüğü getirilebilir. Ancak bu düzenlemenin tek temas noktası ile işbirliğine katkı sağlaması öngörülen bir hükmü yoktur.

Madde 39’un 5. fıkrasında belirleme ve karar verme yetkisi yetkin otoritelerin alanıdır. Bu otoriteler zaten bu ilişkileri mevcut olduğundan bunları Makam X’e bildirir. Kamu niteliğine haiz meslek örgütleri için bu yönde bir düzenleme yapılması anayasaya aykırıdır.

Madde 39’un 7. fırkası (a) ve (b) bentlerinde yer alan irtibat noktasının tanımlanması gerekmektedir. Meslek alanımızdaki disiplinlerdeki hizmet sunumlarının İrtibat noktası Birliğimizdir.

Madde 40- (1) X MAKAMI ve/veya yetkili makamlar, bu Kanunun uygulanmasını idari açıdan denetler. Bu düzenleme, vesayet denetiminin önünü açabilir, yetkinin kapsam ve sınırı açık olmalıdır.

ÖNERİ

Türkiye Cumhuriyeti Avrupa Birliği’ne tam üye olduğunda mühendislik, mimarlık ve şehir planlama hizmetlerine dair hükümlerin yürürlüğe gireceği geçici madde ile hükme bağlanmalıdır.

Düzenlenmiş mesleklerin kanunlarının uygulanmasını etkilemez biçiminde geçici madde konulmalıdır.

Saygılarımızla,

 

Dersim GÜL
Genel Sekreter