ANADOLU'DA KONUT VE TOKİ MİMARLIĞI PANELİ SONUÇ BİLDİRGESİ: MİMARLARDAN TOKİ'YE ÇAĞRI
Mimarlar Odası Konya Şubesi ile Mimarlar Odası Antalya Şubesi'nin Konya Ticaret Odası Salonunda 8 – 9 Ağustos 2008 günlerinde düzenlediği; "ANADOLU'DA KONUT VE TOKİ MİMARLIĞI" paneli sonuç bildirgesi yayımlandı.
09.08.2008
Mimarlar Odası Konya Şubesi ile Mimarlar Odası Antalya Şubesi‘nin Konya Ticaret Odası Salonunda 8-9 Ağustos 2008 günlerinde düzenlediği; "ANADOLU‘DA KONUT VE TOKİ MİMARLIĞI" panel ve forumunda dile getirilen tespit ve değerlendirmeler ışığında; aşağıdaki sonuç, öneri ve dileklerin öncelikle Başbakanlık TOKİ Başkanlığı olmak üzere ilgili tüm kurumlara iletilerek, kamuoyuyla da paylaşılması benimsenmiştir. Bu panelin sunumları daha sonra kitap olarak hazırlanarak ilgililerine ayrıca iletilecektir.
AMAÇ
Etkinliğin temel amacı, yeryüzünün en zengin tarihsel sivil mimari zenginliğine sahip Türkiye‘de, Anadolu Uygarlıklarının bu eşsiz kimlik ve kültür kazanımlarına yakışır nitelikteki bir mimarlık ve şehircilik anlayışının TOKİ uygulamalarında gözetilmesinin sağlanmasıdır.
Katılımcılar, ülkeye egemen kimliksiz apartman yapılaşmasının yeni olmadığını; yaklaşık 50 yıldır izlenen ranta dayalı ve "kat karşılığı yap satçılık"la bütünleşmiş imar politikalarının bir ürünü olduğunu saptamakla birlikte, TOKİ‘nin bu yanlışı daha da abartarak sürdürmesini kamu kurumu niteliği ile bağdaşmayan bir tutum olarak saptamaktadırlar.
TOKİ, yılların imar duyarsızlığını simgelemek, hatta yap-satçılığın doruğa çıkan örneklerini yaratmak yerine, ulusal değerlerle bütünleşmiş, farklı seçenek oluşturacak daha mimarca bir duruş göstermeli ve ülkedeki yeknesak yapılaşmaya alternatif projelere önderlik etmelidir.
Bu nedenle süregelen toplu konut projelerindeki, tüm ülkede tek tip ve karaktersiz bir mimariyi egemen kılan tasarım ve yerleşme tarzı çizgisinin gözden geçirilerek; bir Kamu kurumu olan TOKİ eliyle Türkiye‘nin tek düze yapılaşmasına artık son verecek; yöresel ve ulusal değerlerle birlikte çevreye saygılı, kentsel dengelere ve özelliklere bağlı ve saygılı bir gelişmenin ülkeye kazandırılması katılımcıların ortak dileğidir.
SAPTAMALAR
Panel ve forum katılımcıları, yukarıdaki amaç bağlamında ele alınması gereken sorun ve yanlışları şöyle saptamışlardır.
1- TOKİ projelerinde; yerel ve bölgesel sivil mimarinin çağdaş tasarımlara da esin kaynağı olması yönünde hemen hiçbir çaba, niyet ve örnek gözlenmemektedir.
Bu nedenle toplum ve kamuoyu "toplu konut" denince sadece TOKİ‘nin izlediği tip blok mimarisini kavramakta; bunlar yerine sokak ve mahalle dokuları oluşturabilecek, yöresel kültür, iklim, topoğrafya, peyzaj vb. gibi yerel özelikleri gözeten yeni yerleşim alternatifleri akla gelmemekte, böylece tek tip yapılaşmaya sadece konut üretimi açısından bakılarak bilinçsizce bir "memnuniyet" duyulmaktadır.
TOKİ‘nin bu durumu, "yanlışa halk desteği" olarak kullanması ise üstlendiği kamusal misyonla bağdaşmayan bir popülist tavır olarak gözlenmektedir. Oysa TOKİ, konut sorunuyla olan ilgisini, Anayasa‘nın 157. maddesindeki temel koşul olan "şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten bir planlama çerçevesinde" kurmak ve sorumluluklarını da buna bağlı olarak "çevreye ve insan haklarına saygılı bir mimarlık kültürünü" güçlendirecek yönde üstlenmek durumundadır.
2- TOKİ‘ye devredilen yasal imar yetkileri, bulunulan kent ve çevre ile uyumsuz; genel planlama ve şehircilik ilkelerini gözetmeyen; imar hukuku, kültürü ve bilinci açısından kabul edilemez yapılaşma kararları ile kullanılmaktadır.
Belediyelerin, aslında yerel halkın demokratik hak ve toplumsal beklentilerinin karşılığı olan demokratik imar yetkilerini TOKİ‘ye bağlayan yeni yasalara sessiz ve tepkisiz kalmaları da panel ve forum katılımcılarınca sorgulanması gereken bir "zaaf"iyet olarak saptanmaktadır.
İmar yetkileri genelde belediyelerde olmalı, bu yetkilerin şehircilik ilkeleri ve toplum yararına uygun kullanımının bilimsel ve demokratik denetim organları yaratılmalı; bunun yerine son yasalarla getirilen TOKİ projelerine ayrıcalıklı imar olanağı sağlanması uygulaması daha fazla yaygın zararlara meydan verilmeden durdurulmalı; yerel yönetimler yerel toplumun kent, imar ve yapılaşma hakları üzerindeki yetki ve temsiliyetlerine sahip çıkmalıdırlar.
3- Kamuya (hazineye) ait arazilerin, ülkenin sağlıklı kentleşmesi, planlı yapılaşması, toplumsal amaçlı kullanımlara alan yaratılması; korunması gerekli doğal ve kültürel dokuların yaşatılması vb kamusal amaçlarla değerlendirilmesi gerekirken, bu arazilerin ranta dönük projeler için TOKİ‘ye devredilmesi, emlak pazarına açılmalar ve pazarlamaya dönük arsa yaratılması sonucunu doğurmaktadır.
TOKİ‘nin bu misyonu gözden geçirilmeli ve kamu arazilerinin toplumsal çıkarlar ile gelecek kuşaklara daha yaşanılır çevreler bırakma amacından hızla uzaklaşılan spekülatif uygulamalar önlenmelidir.
İstanbul‘daki Sulukule, Kayabaşı, Kartal örneklerinde gözlendiği gibi, giderek "kentsel sürgün" uygulamalarına dönüşen ve TOKİ‘ye lüks konut pazarlaması arsaları yaratma adına insan hakları ihlalleri yaratılması şeklinde gerçekleşen sözde kentsel dönüşüm uygulamaları durdurulmalıdır.
4- Cumhuriyet‘in başlangıç dönemlerindeki kamu mimarlığında gözlenen ulusal kimlik ve bölgesel karakter arayışlarının sonucunda, aynı döneme ait yapıların hemen tümü bugün "kültürel miras" niteliği kazanmaktadır.
Bu anlayışın günümüzde de yeniden önemsenerek, özellikle kamu projeleri niteliklerinden ötürü TOKİ projelerinde Anadolu birikimlerinden esinlenilen bir yerleşme dokusunun egemen kılınması yönünde ivedilikle çalışmalar başlatılmalıdır. Bu çalışmaların öncelikle akademik nitelikli, katılımcı ve ilgili meslek kurumlarıyla işbirliği içinde gerçekleştirilmesi, katılımcıların ortak dileğidir.
5- Yeni yasalarla TOKİ‘ye verilen ve yukarda vurgulandığı şekilde mimarlık ve şehircilik ilkelerine aykırı keyfi yapılaşma kararlarına olanak sağlayan yetkiler yeniden gözden geçirilmeli, kentsel bütünlük çevresel uyum ve planlama hiyerarşisini mutlaka gözeten bir imar düzeninin egemen kılınması için ivedilikle düzenlemeler yapılmalıdır.
Özellikle doğal, ekolojik ve kültürel değerleri açısından yasalarla korunmaları öngörülen bölgelerdeki, bütün bu özellikleri gözardı eden TOKİ projeleri yer seçimleri, gelecek kuşaklara karşı sorumluklar açısından da kabul edilemez uygulamalar olarak, aynı keyfi ve denetimsiz imar yetkilerinin sonucu olarak yaşanmaktadır.
6- Kimi TOKİ projelerinin açıklamalarında yer alan "Osmanlı-Selçuklu Mimari tarzı" vb. yaklaşımlar, yer seçimlerinden komşuluk ilişkilerine, yerleşme karakterinden sosyal ve kültürel hizmet alanlarına kadar tümüyle Anadolu‘ya yabancı ve tekdüze yinelenmiş bloklardan oluşan projelerde, çağdaş mimarinin asla kabul edemeyeceği "kişiliksiz taklitler" olarak tasarlanmaktadır.
Kültürel derinliklerin göz ardı edildiği sadece "simgesel" yaklaşımlarla dekoratif sığlıkta gözlenen bu uygarlık ve sanat yoksunu tasarımlar "kimlikli çağdaşlık" değildir...
Panel ve forum katılımcıları, tarihten doğru ve düzeyli esinlenmeyi başaracak, biçimsel değil öz olarak gelenekel mimarinin çağdaş yorumlarını gerçekleştirebilecek mimari projelerin elde edilmesi için TOKİ yönetimine "mimarlık ve şehircilik yarışmaları" olanağını ve erdemini anımsatmakta ve tavsiye etmektedirler.
7- TOKİ, özellikle emlak pazarlamasına öncelik veren ve inşaat sektöründe adeta devlet destekli bir büyük tekel oluşturmayı hedefleyen yeni yasal yetkileri ve bunlara dayalı uygulamalarıyla, anayasadaki, toplu konut kanunundaki ve kendi kuruluş mevzuatındaki temel ve kamusal amaç ve kimliğinden hızla uzaklaşmaktadır.
Panel ve forum katılımcıları, özellikle Başbakanlık‘tan ve genelde hükümetten, bu sapmaya müdahale edilmesini ve TOKİ‘nin konut sektörüne "devlet olanaklarını dilediği gibi kullanan bir ayrıcalıklı patron" olarak değil, kamusal önderliklerle katkıda bulunmasının sağlanmasını önemle dilemektedirler.
Toplumun gerçek ihtiyaç sahiplerine asgari çağdaş yaşama ve uygarca barınma koşullarını sağlayan konut üretimi ve halka sunumu politikalarında, sadece mülk konut anlayışının temel alınması yerine, kamu olanakları ve projeleriyle "kiralık konut" kavramının da yeniden anımsanması ve yaşama geçirilmesi, katılımcıların ortak dilekleri arasındadır.
8- Katılımcılar; ayrıca 08.08.2008 günü Konya‘da yapılan teknik inceleme gezisinde gözlenen ve Vakıflar Genel Müdürlüğü‘nün uygulamaları olarak gerçekleşen onarımlarda, özgünlüğe aykırı imalatların giderek yaygınlaşmakta olduğunu saptamışlardır. Tarihsel yapıtların gerçek mimari ve sanatsal özelliklerini yitirerek sözde restore edilmelerine karşı, bu uygulamaların dayanağı olan niteliksiz proje elde etme ve tarihi eserin önemini gözetmeyen yapım ihaleleri yöntemlerinin ivedilikle gözden geçirilerek gereken önlemlerin alınmasını talep etmektedir.
SONUÇ
Panel ve forum katılımcıları, TOKİ tarafından üretilen konutların ve
diğer yapıların sadece ‘nicelik‘ olarak çokluğundan ötürü ortaya çıkan göreceli ‘olumlu‘ durumun, yukarda özetlenen olumsuzlukların sürdürülmesine dayanak olmaması gerektiğini önemle anımsatmaktadırlar.
Aynı nicelik değerlendirmesi ve aynı düzeydeki konut üretiminin, ülkemizin mimarlık ve kent kültürü birikimleriyle bütünleşen kimlikli bir tasarım ve planlamayla da mümkün olduğunu; ucuz konutun kişilik yoksunu ve insani değerleri göz ardı eden barınak siloları anlamına gelmediğini; nitelikli konutun da yine toplumsal ve kentsel değerler ile çelişen, gösterişli ama karaktersiz projelerle üretilmemesi gerektiğini anımsatan katılımcılar, TOKİ ve ilgili kurumlara şu çağrıyı yapmaktadır.
Anadolu bir uygarlık, kültür ve sivil mimarlık tarihi hazinesidir. Bu eşsiz ayrıcalığımızı sahiplenen, çağdaş bir konut üretimi ile yeni kent dokusu tasarımlarında ülkemiz mimarlığı, mimarlığın birikim ve heyecanları yeterlidir.
Başbakanlık ve TOKİ, bu ulusal değeri göz ardı etmekten, ülkeyi kendine yabancılaştırmaktan vazgeçmelidir.
Bu önemli adımın ilk örnek göstergesi olarak da 19 Ağustos 2008‘de ihale edileceği öğrenilen ve Karabük‘ün Cumhuriyet dönemi anıları ile doğal mirasını barındıran Orman İşletme Müdürlüğü arazisindeki, çevreye yabancı, dokuyu hiçe sayan ve çok özel bitki - ağaç zenginliğini olumsuz etkileyecek konut projesi durdurulmalıdır.
Panel ve Forum Katılımcıları