ANKARA'DA ULAŞIM ZAMLARI PROTESTO EDİLDİ

Etkinlikte yapılan basın açıklamasında şunlar söylendi:

Küreselleşen sermayenin ülkemizdeki işbirlikçileri eliyle uyguladıkları ekonomi politikaları sonucu her türlü kamusal hizmet artık vatandaşlarca kullanılamaz ve ulaşılamaz hale gelmiştir. Dünyada, özellikle Ortadoğu da geliştirilen savaş ortamıyla, çocuk, kadın, genç yaşlı demeden insanlar öldürülüyor. Ülkelerin kaynakları egemenlerce her geçen gün rant alanına dönüştürülerek yağmalanıyor. Faturası ise dolaylı-dolaysız vergilerin yüksek oranları ve kamusal hizmetlere, temel ihtiyaç maddelerine sürekli yapılan zamlarla biz emekçilere, yoksullara, dar gelirlilere çıkarılıyor. Aynı mantık genelde AKP Hükümeti, Ankara yerelinde ise Büyük Şehir Belediye Başkanı Melih Gökçek tarafından uygulanan son zamlarla açığa çıkmıştır. Belediye seçimlerinde mangalda kül bırakmayan Melih Gökçek Ankara Türkiye‘nin en ucuz kenti olacak sözünü tüm diğer sözleri gibi hiç hatırlamamaktadır, hatta bilerek unutmuştur. Su, kanalizasyon, doğal gaz, yol, toplu taşımacılık ve birçok alanda yapılan zamlarla Ankara‘da yaşam tam bir kâbusa dönüşmüştür.

Melih Gökçek‘in 12 yıldır hüküm sürdüğü yerel yönetim anlayışı Ankara‘da yaşamı kaosa çevirmiştir. Belediye asli görevleri dışındaki alanlara yoğunlaşıp yatırımlar yapmaya başlamıştır. Çevre illerde bile yarı fiyatına mal edilen ön ödemeli sayaçlar Ankara‘da 300.-YTL‘den satılıyor. Şenlik adı altında düzenlenen Havai Fişek gösterileri, pop sanatçılarına verdirilen konserlerin finansmanı nereden karşılanmaktadır? Büyük Şehir Belediyesinde Uzman kadrolar tasfiye edilip, kadrosu dışında çalıştırılan ve taşeron firma personeli eliyle yürütülen hizmetler, sitelerde, Etimesgut-Güvercinlikte ana su borularının patlamasına ve milyonlarca metreküp işlenmiş suyun heba olmasına, diğer yandan vatandaşın malına ve canına zarar gelmesine sebep olmuştur. Eskişehir yolu güzergahına metroyu uygun bulmayan da yaptığı yolu yıkıp bugün metro inşaatını sürdüren de aynı belediye başkanı ve belediye meclisidir. Bu kararı vermelerine neden olan düşüncenin ve anlayışın ne olduğunu bizler çok iyi biliyoruz. Buna benzer bir şekilde bir çok çevre yolu defalarca yıkılıp, yeniden yapıldı. Trilyonlar moloz yığınlarına dönüştürülerek, çöplüğe döküldü.

Bir yandan şehir merkezinde belediye eliyle organize edilen şatafatlı şenlikler sürerken, diğer yandan aldığı asgari ücretin %25‘ini yola vererek işine ulaşmaya çalışan kent yoksulları bu şatafatın hesabını er geç Melih Gökçek‘ten soracaktır. Bugün asgari ücretle yaşayan bir işçi aldığı 380.-YTL‘nin 78.-YTL‘sini işe gidip gelmeye harcamaktadır. Belediye hizmetleri bu anlayışla verilmeye devam edildiği takdirde yani kâra, paraya ve ranta dayandırıldığı takdirde insanlar bırakın işe gidip gelmeyi, evlerinden çıkamaz hale gelecektir. Birçok haksız uygulamanın bedelini Ankara halkına ödetmekten çekinmeyen Büyükşehir Belediye Başkanı ve Meclis Üyelerinin yaptığı %8-10 arasındaki toplu taşım zamları haksız, insafsız ve gereksizdir.

IMF direktifleri doğrultusunda rakam oyunlarıyla halkı yanıltan AKP Hükümetince 2006 yılı için öngörülen enflasyonun %10‘un altında olacağı varsayımıyla yapılan yıllık %5 ücret artışlarıyla memurlar, işçiler, emekliler açlığa ve yoksulluğa mahkum edilmiştir. Şu anda işçilerin, memurların ve emeklilerin hükümetten akaryakıt, doğalgaz ve diğer mal ve hizmetlere yaptığı seri zamlar sonucu %15‘in üzerinde alacağı bulunmaktadır. Ücretler enflasyon karşısında son 3 ayda yıllık olarak verilen artışın kat be kat üzerinde erimiştir. Ankara halkı yaşamını sürdüremez haldeyken toplu taşımaya yapılan bu artışlar AKP iktidarının tüm halka uyguladığı IMF politikalarının bir uzantısı niteliğindedir.

Bugün Ankara‘da EGO, 4.5 Milyon Ankaralıya 1185 otobüsle hizmet vermektedir. Yani 3797 kişiye bir belediye otobüsü düşmektedir. Kaldı ki hatlara sayıca az, süre olarak aralıklarla gönderilen otobüsler nedeniyle otobüs yolculuğu işkenceye ve eziyete dönüşmüştür. Verilen toplu taşımacılık hizmetlerinin kalitesizliği ve yetersizliği nedeniyle burada zam değil indirim yapılması gerekmektedir.

Tüm bu gerçekler ışığında yapılan son toplu taşım zammının geri çekilmesini ve Ankaralıların sırtındaki belediye hizmetlerinin ağır yükünün kaldırılmasını istiyoruz. Su, kanalizasyon, doğalgaz, toplu taşım hizmetlerindeki ücretlendirmelerin ilgili meslek odaları, sendikalar ve demokratik kitle örgütlerinin bir araya geldiği platformlarda alınan kararlara uygun olarak belirlenmesini istiyoruz. Ankara kimsenin keyfi olarak, ben yaptım oldu mantığıyla yollarına zincir gerdiği, metro alt geçidinden geçme zorunluluğu getirdiği, sola dönüşleri yasakladığı, aynı cadde üzerinde 3-4 üst geçit yaptığı, yargı kararlarına rağmen açılmaması gereken köprüleri açtığı sahipsiz bir kent değildir.

Buradan Ankara halkını, ilgili kurum ve kuruluşları kentimize sahip çıkmaya çağırıyoruz. IMF direktifleri doğrultusunda hareket eden AKP iktidarının uygulamalarına karşı nasıl alanlarda olduysak Ankara Büyük Şehir Belediyesinin Ankara halkını hiçe sayan uygulamalarına da aynı kararlı duruşu göstereceğimizi herkes bilmelidir.