ANTALYA KENT SEMPOZYUMU DÜZENLENDİ

28.03.2011

TMMOB Antalya Kent Sempozyumu 24-26 Mart 2011 tarihleri arasında Antalya Dedeman Oteli’nde düzenlendi. Sempozyumun açılışında TMMOB Antalya İKK Sekreteri Vahap Tuncer, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Abit Demircan ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı Erdem Armen birer konuşma yaptılar.

Sempozyum kapsamında düzenlenen 6 oturum ve 1 panelde, meslek odaları uzmanlık alanlarına göre kentin sorunlarını irdeleyerek, çözüm önerilerini yetkililere ve kamuoyuna aktardılar.

Oturumlarda; Kentsel Yerleşim ve Planlama, Kentsel Dönüşüm ve Dışlanma, Kent Kültür ve Demokrasi, Kent Ekonomisi ve Kalkınma Sorunu, Antalya Kenti ve Peyzaj Mimarlığı, Kentlilik ve Çevre Sorunları, Kent Bilgi Sistemi, Ormanlar ve Tahsisler, Tarım Arazilerinin Amaç Dışı Kullanımı, Madencilik ve Çevre, Küresel Isınmanın Etkileri, Kentin Enerji Durumu ve Yenilenebilir Kaynaklar, Hava Kirliliği ve Doğalgaz Dağıtımı, Karstik Boşluklar ve Kentsel Etkileri, Denizcilik Sektörü ve Antalya, Kentsel Yapılaşma, Kentleşme Sürecinde Yer Seçimini Etkileyen Faktörler ve Zemin, Turizm Sektöründe Kullanılan Kimyasallar ve Sorunları, Kent İçme Suyu ve Planlaması, Antalya‘da Gıda Güvenliği ve Sorunları başlıklı bildiriler sunuldu. Sempozyumun son günü düzenlenen panelde de "Kentsel Ulaşım" konusu ele alındı.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı‘nın açılışta yaptığı konuşma şöyle:

Değerli Konuklarımız
Sevgili Arkadaşlar

Hepinizi Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Yönetim Kurulu adına saygıyla, sevgiyle, dostlukla selamlıyorum. TMMOB adına İl Koordinasyon Kurulumuz tarafından düzenlenen Antalya Kent Sempozyumumuza hoş geldiniz. Öncelikle TMMOB adına bu etkinliğin sekreteryasını yürüten Antalya İl Koordinasyon Kurulu Sekreterimiz Vahap Tuncer‘in şahsında, Antalya birimlerimizin yöneticilerine, çalışanlarına, bu sempozyum düzenlenmesinde emek veren herkese ve görüşlerini bizimle paylaşacak bilim insanlarına ve uzmanlara Yönetim Kurulumuz adına teşekkür ederim.

Değerli Katılımcılar

Hepimiz biliyoruz: mühendislik, bilim ve teknolojiyi insanla buluşturan bir meslek. Bizim örgütümüz TMMOB; odağında, öznesinde insanın olduğu bir mesleğin uygulayıcılarının örgütü. İnsan odaklı olmasından dolayı, bizim mesleğimiz onurlu bir meslek ama bir o kadar da sorumlulukları olan bir meslek.

Biz, bir yandan insana karşı işlenmiş suçlara karşı çıkıyoruz, öte yandan da insana olan sorumluluklarımızı biliyoruz ve sorumluluklarımızın gereklerini yerine getirmeye çalışıyoruz. Bir yandan üyelerimizin bilimsel temele dayanan çalışmalarını, bilim insanlarının çalışmaları ile birleştiriyor, örgütümüzün deneyimlerinin süzgecinden geçiriyoruz. Bu şekilde ülkenin sorunlarını tespit ediyor, çözüm önerilerini sunuyoruz. Meslek alanlarımız üzerinden Türkiye gerçeklerini ortaya koyuyoruz Bir yandan da üyelerimizin haklarının elde edilmesine, taleplerinin gerçekleşmesine yönelik çabalarda bulunuyoruz. Öte yandan da mesleki denetimin vazgeçilmez ön koşulu olarak gördüğümüz bir çalışmayı, üyelerin uzmanlaşması ve belgelenmesine yönelik çalışmaları sürdürüyoruz.

Biz, sorunlarımızın, toplumun ve halkın sorunlarından ayrı tutulamayacağını da biliyoruz. Sıkıntılı, sancılı, sorunlu bir ülkede yaşıyor olmanın tüm sonuçları mühendis kimliğimizle birlikte, yurttaş kimliklerimiz dolayısı ile yine bizi buluyor. Bunun için yazdıklarımızın sonunda, kamuoyuna duyurularımızın sonunda mutlaka "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz" diyoruz.

TMMOB, mesleki, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda ülkemizdeki mühendisleri, mimarları ve şehir plancılarını temsil etmek, onların hak ve çıkarlarını halkımızın çıkarları temelinde korumak ve geliştirmek, mesleki, sosyal ve kültürel gelişmelerini sağlamak ve mesleki birikimlerini toplum yararına kullanmalarının zeminini yaratmakla yükümlüdür. Bu amaçla, TMMOB mesleki alanlarıyla ilgili gelişmelerin ve politikaların sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel boyutlarını derinlemesine kavramak, yorumlamak ve toplumu bilgilendirmek zorundadır. Bu nedenle de TMMOB, bu politikaların toplum yararına düzenlenmesi için öneriler geliştirir, bunların yaşama geçirilmesi için mücadele eder ve bunların gereği olarak en genel anlamda bağımsız ve demokratik bir Türkiye‘nin yaratılması yönündeki çalışmalarını bütünsel bir anlayışla ve etkinleştirerek sürdürür.

TMMOB yıllardır üzerine düşeni yapmış, yerel ve merkezi iktidarları, meslek alanları ile ilgili ve sürekli olarak, bugünkü gibi topladığı kongrelerin sonuç bildirileri ile uyarmıştır. Bu etkinliklerimizde bilim insanlarının ve uzmanların yoğun emek harcayarak oluşturduğu bilgi erişilebilir ve ulaşabilir hale geliyor. Bilgi bu etkinliklerimizde paylaşılıyor. Bizce paylaşılan bilgi en değerli bilgi oluyor. Görüşler, bilimin ve tekniğin ışığında çalışmalarını sürdüren TMMOB‘nin 50 yıllık birikiminin süzgecinden geçiriliyor ve sonuçları kamuoyuna duyuruluyor. Ama ne yazık ki, bu duyurulan sonuç bildirilerinde yazılanlar her zaman sadece yerel ve merkezi iktidarların "uyarılması" şeklinde oluyor. Bunu da burada belirtmiş olayım.

Değerli Katılımcılar

İşte bu sempozyum ve benzerleri bu çabalarımızın gerçekleşmesine yönelik çalışmaların önemli bir kesişme noktasını oluşturuyor. Bu çalışmalarda bilim insanlarının ve uzmanların yoğun emek harcayarak oluşturduğu bilgi erişilebilir ve ulaşabilir hale geliyor. Bilgi bu etkinliklerimizde paylaşılıyor. Bizce paylaşılan bilgi en değerli bilgi oluyor. TMMOB ve bağlı odaları iki yıllık çalışma dönemlerinde iki yüzü aşkın etkinlikle kamuoyu önüne çıkıyor. İşte bugün de bu anlayışla oluşturduğumuz bu sempozyumda bir aradayız.

TMMOB kuruluşundan bu yana gerek meslek alanlarına ve gerekse tematik konulara ilişkin olarak düzenlediği etkinliklerde kamuoyuna açılımlar, çözüm önerileri ve modeller sunmuştur. TMMOB kent sorunlarına ilişkin olarak özellikle son yirmi yıldır yerel yönetimler, kamu kaynaklarının dağılımı, afetler, çevre, altyapı, ulaşım, konut, turizm, kentsel koruma ve kentsel dönüşüm temalarında sorun tespitlerini ve çözüm önerilerini kamuoyuna sunmaktadır.

Son iki dönemdir bu çalışmalara kentlerde düzenlediğimiz sempozyumları da ekledik. Geçtiğimiz 4 yıllık süreçte, Bursa‘da iki kez, Ankara‘da iki kez, İstanbul‘da iki kez, Kocaeli, Eskişehir, Bodrum, Denizli, Adana, Mersin, Samsun, İzmir, Aydın, Edirne, Diyarbakır, Kırklareli, Van, Batman, Gaziantep ve Balıkesir‘de kent sempozyumları düzenledik. Bu etkinliğimizden sonra Bursa, Kocaeli, Edirne, Zonguldak, Adana, Trabzon, Kahramanmaraş, Denizli ve Manisa‘da da kent sempozyumları gerçekleştireceğiz.

Değerli Katılımcılar

Bu etkinliklerimizde kentlerin mevcut durum tespitleri yapılırken aynı zamanda bu tespitten yola çıkarak  "Nasıl Bir Kent İstiyorum" sorusuna da kentte yaşayanlarla birlikte yanıt arıyoruz.

TMMOB kent yaşamını ilgilendiren imar, kültür ve turizm, çevre, kamu yönetimi ve yerel yönetim sistemini düzenleyen yasaların eksiklik ve yetersizliklerinden bahsederken insan sağlığı, doğal çevre, insan hakları-kentli hakları, katılım, yaşanabilirlik gibi kavramlara referans vermektedir.

TMMOB‘nin uzunca bir süredir değişik kentlerimizde düzenlendiği "kent sempozyumları" göstermiştir ki; ülkemiz kentleri çağdaş toplumlara yakışır biçimde yönetilmemektedir. Kentlerde; sağlık, çevre, altyapı, ulaşım, barınma, ısınma, eğitim, kültür ve benzeri birçok konuda sorunlar yaşanmaktadır. Diğer yandan kentlerimiz; deprem, sel, heyelan ve yangın gibi afetlere hazırlıklı değildir.

Ülkemizde yerel yönetimler alanında, özellikle 12 Eylül 1980 askeri darbesi ve takip eden yıllarda yapılan yasal düzenlemelerle yerel idarelerce yürütülen hizmetlerde kamu yararı önceliği sürekli ihmal edilmiştir. Yıllar içinde, kentlerin imar, planlama, altyapı, ulaşım, çöp, su gibi konulardaki sorunları çeşitlenmiş ve derinleşmiştir.

Yerel yönetimler ekonomik ve toplumsal politikaların önemli bir uygulama alanını oluşturmaktadır. Siyaset ve sermaye kesimlerinin bu ilgisi, maalesef kent mekânına ve kentsel yaşama olumlu yönde yansımamaktadır. Kentlerde yaşayanlar, eğitim, sağlık, barınma ve beslenme gibi temel haklardan yoksun bırakılırken, sosyal donatı ve teknik altyapı hizmetlerinin sağlanmasında kullanılması gereken hazine arazileri gibi kamusal varlıklarımız özelleştirmelerle birilerinin hizmetine sunulmaktadır. Bununla birlikte kentsel altyapı, ulaşım, eğitim, kültür, sağlık, çevre vb. alanlarda temel kamu hizmetleri ticarileştirilmekte, kamusal kaynaklarımız bir avuç azınlığa aktarılmaktadır. Emekçilerin, yoksulların ve tüm ezilenlerin sosyal, ekonomik ve siyasal yaşamdan tümüyle dışlandığı yıkıcı bir ortamda yoksulluk ve açlık derinleşerek sürmektedir.

TMMOB, kentlerimizde var olan sorunların aşılması, sağlıklı kentsel çevrelerin oluşturulması ve kentsel yaşam kalitesinin iyileştirilmesi doğrultusunda, toplumun büyük bölümünü dışlayan, halkın katılım ve denetimine kapalı yerel yönetim biçiminin aşılmasını, kent halkının ve meslek örgütlerinin demokratik katılımı ve denetimini sağlayacak bir anlayışın geliştirilmesini, öncelikli ve temel gerek olarak görmektedir.

Değerli Katılımcılar

Nazım Hikmet şiirinde şöyle demişti:

Evler tek katlı da olabilir yüz katlı da
İş bunda değil
Yeter ki sokaklarımızı ezmesinler
Yeter ki temiz çevik güler yüzlü görsünler hizmetimizi
Çıplak duvarlara diyeceğim yok taze ve canlıysalar
Dar pencereler giyotini hatırlatır bana
Pencere dost sözü gibi rahat ve geniş olacak
Ağaçsız asfaltı sevmiyorum
Parklarda göller göllerde ak kara kuğular olabilir hatta ara sıra bando mızıka
Ama en önemlisi parklarda öpüşülebilmeli
Aptal ölü ellerini operette arya söylermiş gibi açmış mankenleri sevmiyorum
Taştan ve tunçtan insanları sevmiyorum tabanlarından inip aramızda dolaşmıyorlarsa
Bankaları ve hükümet konaklarıyla övünen şehirleri sevmiyorum
Sevdiğim şehirler sağlık evleriyle övünenlerdir
Çocuk bahçeleriyle övünen şehirler

TMMOB işte konunun bu tarafındadır.

TMMOB, "Bir kente sahip çıkacak o kentte yaşayan bireylerdir" diyor. Kente dair her türlü kararda kentlilerin katılımının sağlanmasını istemek ve kentli haklarını savunmak vazgeçilemez bir görevimizdir. TMMOB görevinin gereklerini yerine getirmeye kararlıdır. TMMOB "Kentin sakini değil sahibi olalım, bunun için mücadele edelim" diyor.

Hepinize saygılar sunuyorum.