ANTİ-DEMOKRATİK UYGULAMALARA KARŞI...
11 Haziran 2001 tarihinde DİSK, TTB, TMMOB, TEB, TDB ve İHD adına TMMOB Başkanı Kaya GÜVENÇ'in açıkladığı ve siyasi partilerin desteklediği basın açıklaması yapıldı.
Değerli Basın Emekçileri,
Son günlerde başta Ankara olmak üzere Türkiye‘nin dört bir yanı, kamu emekçilerinin hak ve özgürlükler mücadelesine tanıklık ediyor. Yıllardır toplu sözleşme ve grev hakkı engellenen kamu emekçileri, haklı, demokratik ve barışçıl bir zeminde, en temel sendikal haklarını talep ediyor.
Ne yazık ki, siyasi iktidar bir sendikanın olmazsa olmaz koşulu olan "toplu sözleşme ve grev hakkını içermeyen bir sendika tasarısını" kamu emekçilerine rağmen yasalaştırmak konusunda ısrar ediyor. Sadece ısrar etmekle kalmıyor, demokratik tepkileri, şiddetle bastırmak yoluna gidiyor. Hiçbir demokratik ülkede örneğine rastlanamayacak bir biçimde kamu emekçilerine gaz bombaları ve coplarla saldırabiliyor. Yurttaşından korkan otoriter devlet anlayışı, taleplerin ve demokratik tepkilerin, şiddet kullanılarak bastırılabileceğine inanıyor. Haklı taleplerin gereğini yerine getirmek yerine, onlarca kamu emekçisinin yaralanmasını ve onlarcasının gözaltına alınmasını tercih edebiliyor. Bu şiddet, sadece KESK‘e ve kamu emekçilerine yönelik bir şiddet değildir. Bu şiddet, toplumsal muhalefet dinamiklerine gözdağı niteliğindedir. Oysa bugün bütün demokratik ülkelerde, sendikalar, odalar, partiler, sivil toplum kuruluşları, taleplerini ve tepkilerini ifade etmek için çeşitli eylem ve etkinliklerde bulunurlar ve bu da demokrasinin bir gereği olarak güvence altındadır. Bizler, kamu emekçilerine uygulanan baskı ve şiddeti kınıyor, siyasi iktidarı bu ve benzeri anti-demokratik yaklaşımlardan vazgeçmesi konusunda bir kez daha uyarıyoruz.
Değerli Basın Emekçileri,
Ülkemizde, toplumun örgütlü kesimlerinin talepleri yerine yasakların ve kısıtlamaların güvence altına alındığı bir dizi yasa bulunmaktadır. Avrupa Birliği‘ne girme konusunda iddialı konuşan ve kimi taahütlerde bulunan siyasi iktidar, yasakçı yasa anlayışını sürdürmektedir. Bugün, 11 yıldır sendikal hak ve özgürlükler mücadelesi yürüten KESK ve üye sendikaların, mevcut tasarıyla, toplu sözleşme ve grev hakkı yasaklanmaktadır. Mevcut sendika yasa tasarısı, hem kamu emekçilerinin taleplerine, hem Avrupa Birliği‘ne verilen taahütlere, hem de devletin imzaladığı başta ILO‘nun 87,98 ve 151 sayılı sözleşmeleri olmak üzere, uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Tasarı sadece toplu sözleşme ve grev hakkını yasaklamakla kalmamaktadır.
Bu tasarı yasalaştığında; 400 bini aşkın kamu emekçisi sendika üyesi olamayacaktır. Halen faaliyetlerini sürdüren iki sendika kapatılacaktır. Bunun yanı sıra şube açmalarda barajlar getirilerek; sendikaların örgütlenmesi de zorlaştırılacaktır. Sendikalar yargı kararı olmaksızın Valiler tarafından kapatılabilmektedir. Kısacası bu tasarı tümüyle yasak ve kısıtlamalarla doludur. Böylesi bir tasarının ülkemiz çalışma barışına hizmet etmeyeceği açıktır.
Bugün işçi sendikaları yasalarına baktığımızda noter şartı, barajlar ve bir dizi yasaklar nedeniyle; Türkiye uluslararası platformlarda sürekli eleştirilmektedir. 1983 yılında çıkarılan işçi sendikalarına yönelik yasalar, sendikaların taleplerine, evrensel hukuk normlarına rağmen, 2001 yılında hala değiştirilmemiştir. Şimdi benzer durum kamu emekçileri için söz konusudur. Toplu sözleşme ve grev hakkı içermeyen bir yasaya, "sendika yasası" denilebilmektedir.
Değerli Basın Emekçileri,
Bizler, KESK‘in "toplu sözleşmeli, grevli, özgürlükçü ve demokratik bir yasa" talebini ve vermiş olduğu mücadeleyi destekliyoruz. Siyasi iktidarın, mevcut tasarıyı geri çekerek; kamu emekçilerinin talepleri doğrultusunda bir yasa hazırlamasını istiyoruz.
Gerek kamu emekçilerine gerekse ülkemizdeki diğer alanlara yönelik anti-demokratik tutum ve yasalara karşı, demokrasi mücadelesini sürdüreceğimizi; güç birliği ve dayanışmamızı yükselteceğimizi bir kez daha belirtiyoruz.
DİSK, TTB, TMMOB, TEB, TDB, İHD, HADEP, ÖDP, EMEP, SİP